Yeni Üyelik
6.
Bölüm

Bölüm 6. 'Alışveriş!'

@matmazellyaziyorr

Keyifli okumalar..

 

☆▪︎☆▪︎☆

 

Küçük yaşta hayatın bana vaat ettiği zorluklarla büyümüştüm. Çoğu acı dolu olsa da bir yandan da mutluluk içerisindeydi. Bir zamanlar bir çocuk sevmiştim gözlerinde gördüğüm saf sevgi beni kendine bağlamıştı. Hayat nedir bana öğretmişti. Sevilip sevmiştik küçük yaşta olsa da doruklarına ulaşmıştık insan nerden bile bilirdi ki! O mutluluğun bir anda harabeye döneceğini.

 

Dört yıl önce daha on yedi yaşında idik. Hayat bizi büyütmeden yokluğu ile sınamak için bahaneler üretmişti. Bir düğün alayında yanlışlıkla atılan silah kurşunu ona isabet etmişti...

 

Geçmişten Anı... 4 yıl öncesi...

 

"Efnan!" Saçlarımın üzerine eklediğim papatyaları sayarken duyduğum sesle yerimden sıçrasam da kendime gelerek hızla arkamı döndüm. "Yusuf?" Uzun boyundan dolayı başımı kaldırırken Maviş gözleri beni kendine hayran bırakıyordu. "Gelmeyeceksin diye çok korktum." Hızla atan kalbimin sesi kulaklarımdaydı.

 

"Gelmemezlik etmem! Geldim korkma.." Ellerini belime koyarak sıkıca bana sarıldı. Bu yakınlık yanaklarımı ısıtırken onunda kalp atışlarını hissedebiliyordum... "Ailenden nasıl izin aldın?" Meraklı sorusu ile tebessüm ettim. "Şeyma sağolsun! Birde düğün var oda bir yandan etki etti." Başımı geriye atarak gözlerinin içine baktım. "Sen çağır ben her şekil gelirim!" Fısıltılı sesim ona ulaşmış her defasında hayran olduğum o dudakları kıvrılmıştı.

 

Minik bir gamzesi ortaya çıkarken kirpiklerimi hızla kırpıştırdım. Hayran olan bakışlarımı yüzünden çekemezken bu sefer çapkın bir şekilde dudağı kenarıya doğru kıvrıldı. "Ayrı bir etkim var desene!" Dediĝiyle kendime gelirken kaşlarımı çatarak omzuna bir tane geçirdim. "Kendini beğenmiş ne olacak!" Küs bir şekilde önüme döndüm. "Efnan!" Nazımı almak ister gibi omzuna dokunarak bedenimi sarstı. "Dalma öyle kırgınlıkla! Senin benim kalbimdeki etkinin hiç farkında bile değilsin.." Fısıltılı sesi kalbimin sesini boğazıma kadar çıkarırken biraz daha inat ettim.

 

Duyduğum silah sesiyle kalbim bir kuş misali çarptığı an dolu gözlerim ayaklarımın dibine düşen Yusuf'a kaymıştı donmuştu bu dünya yaşayan bir kalbim bile ölü gibi bedenimin ardında sert bir şekilde ayaklarımın altında yere seriliydi.

 

"Yu..Yusuf!" Dizlerimin üzerine hızla çökerken durmak üzere olan kalbimin acısı tüm vücuduma yayılmıştı. "Aç gözlerini! Nolur. Bak vallahi bir daha inat edip tirip atmayacağım..." İçimde bir yerler kavrulurken dilimin ne dediğinden bile farkında değildim. "Yusuf!!" Kapalı gözlerinin denizinde kaybolmak isterken onların tamamen kaybettiğimi düşünmek aklımı yitirmeme sebep oluyordu...

 

"Efnan!" Şeyma'nın sesini duyduğumda hızla başımı çevirdim. "Uyanmıyor Şeyma kalbinin sesini duymuyorum." Sanki önceden duyuyordum da şimdi yok olduğuna inanmıyordum. "Mavişliği ile bakmıyor bana!" Hafif bir bedenini ileri geriye doğru sarstım. "Uyan ne olur! Uyan şu gecenin bir daha sabahı olmayacak gibi hissediyorum... Sensiz sabah hiç olmaz benim için..." Dökülen yaşlarımın haddi hesabı yoktu.

 

"Kalk Efnan! Bu olayın üzerine yakalanırsan baban gil seni öldürür adın çıkar." Titreyen bedenim kollarımda cansızca yatan Yusuf'taydı. Bedenim geri çekilirken buna mani olamadım bi ruhtan ibaret hareketsiz bir şekilde geri geri giderken ben o gece kalbimin orda bırakmıştım. Elinde silahla gelen kişiye kaydı gözlerim şok olmuş bir şekilde yerde yatan Yusuf bakıyordu.

 

"Katil!" Sert sesimle bakışlarını bana çevirmişti. "Sana yeminim olsun ki! Seni gördüğüm yerde yüreğinden vuracağım. Sen bugün beni öldürdün gün gelecek bende seni öldüreceğim. Gözümü dahi kırpmadan kalbine kurşunu sıkacağım!" Bu sokakta ben Şeyma elinde olan silahlı adam ve yerde yatan Yusuf vardı...

 

O gece tüm mutluluğumu orda Yusuf'la can verirken bırakmıştım....

 

 

Şimdiki zaman...

 

Buruk bir tebessüm dudaklarımın arasına yayıldı. O gece ne o katili gördüm bir daha nede hayatımdan çekip giden yürek sızımı.. Hayat istemese de büyütüyordu öyle böyle olmasa da kafamıza vura vura büyütüyordu...

 

"Bana söz verildi. Efnan benim! Kim olursan ol alacağım ben!" İğrenç sözleri kulaklarıma ulaşırken gözlerimi sıkıca yumdum. Berzan boğazına yapıştığı Sezer'i nefessiz bırakırken boş gözlerimle öylece bakıyordum. "Umrumda mı sanıyorsun! Şuncacık canın var yitirmek istemiyorsan kes sesini itlerini de al defol!" Sert sesiyle bağırarak daha da fazla sıkarken Piskopat bakışları bir süre benim üzerime gezindi. "Bakma lan!" Bedenini sertçe iterek yere düşmesini sağlamıştı.

 

Berzan'ın hızla bakışları bana kayarken boş gözlerimin hedefi bu sefer o olmuştu. "Git hazırlan alışverişe çıkacağız." Hiç birşey demeden kara gözlerine bir süre daha baktıktan sonra beni kendime Rojbin'in sürüklemesi getirmişti. "Hadi abla gidelim!" Hızla beraber konağın içerisine girdiğimizde az önce yaşananlar garipti. Ben böyle şeylere alışık değildim ailemin şiddeti dışında...

 

 

☆▪︎☆▪︎☆

 

Araba hızla ilerlerken daha bir saat önce olanların hepsi unutulmuş oturduğumuz arabada yol akıp giderken biz düğün alışverişine gidiyorduk... Şaka gibi ama gerçeklerle baş başaydık. Derin bir nefes alarak bakışlarımı dışarıdan çektim. "Tekrar söylüyorum Miraç o kadını yakınında görürsem sonuçlarına katlanırsın!" Miraç oflayarak Melek'e bir saniyelik bakarak önüne geri döndü.

 

"Halamın kızını nasıl uzak tutabilirim?" Sıkıntılı sesi yankı yaparken Berzan'ın yanında bu kadar rahat olmaları garibime gitmişti. "Orasını ben bilmem nasıl girdiyse öyle çıkar!" Sonradaki kinli sesi kızın neler yaptığı ile ilgili merak etmiştim. "Canım bak o be-" Gözlerini devirerek kollarını bir birine dolayıp sırtını sertçe koltuğa dayadı. "Bana canım demeyi kes Miraç kadın bildiğin evimize yerleşti. Gitmek bilmiyor dul karıyı ben evimde istemiyorum!" Kirpiklerimi kırpıştırarak kimi haklı göreceğimi bilemeyerek derin bir nefes aldım.

 

Bakışlarımı dikiz aynasından Berzan'a çevirdiğimde onunla göz göze gelmemle gözlerimi kaçırarak başka yönlere bakmaya başladım. Bana neden bakıyordu ki? Yabancısı olduğum bu arabadan yabancı insanların içerisinde ne işimin olduğunu dahi bilmiyordum...

 

Araba durduğunda herkes tek tek inerken bende vakit kaybetmeden inmek için yeltendiğim de "Efnan bekle!" Berzan'ın sert sesi arabada yankı yaparken boğazımı temizleyerek açtığım kapıyı kendime geri çektim. Miraç ve Melek çoktan inmişler bir birileriyle dışarıda kavga etmeye devam ediyorlardı. "Efnan!" Bana tekrar seslenen Berzan ile başını önüme döndüğümde başını çevirmiş bir şekilde bana bakan kara gözleriyle göz göze geldim.

 

"Kulaklarım sağır değil! Duyuyorum ne Efnan, Efnan?" Sinirli sesimle bana dönmüş kara gözlerinin içine baktım. Kaşları yine gözlerinin üzerine düşmüş bakışlarını gözlerimden hiç çekmiyordu. "Bu hafta sonu düğünümüz yapılacak." Şaşkınlıkla gözlerimi irice açarak söylediklerinin farkında mıydı? "Ne!" Kontrol edemediğim sesim arabada yankı yapmış hatta dışarıdaki Melek ve Miraç bir saniyelik bize dönmüş sonra geri sohbetlerine devam etmişlerdi.

 

"Bağırmasana kızım kulağımı halletin!" Kendi sesinin bile farkında olmayarak karşılık olarak yüzünü buruşturmuş bana bağırıyordu. "Evliliğin acelesini anlayamadım?" Sanki saatler önce bir olay yaşamamışız gibi rahattım. Ve bu rahatlığı yanımdaki adamın içimde bir yerlerde yerleşmeye başlayan güveni! Var olsa da hala tanımadığım bu adamın neden benimle evlendiğini bile anlamış değildim.

 

"Başındaki adamın farkında değil gibisin?" Kalın kaşını yukarıya kaldırarak başını çevirip kara gözleriyle göz göze geldim. "Kimin umrun da! Hala benimle neden evlenmek istediğini anlamış değilim!" Meraklı bakışlarım yine aynı konuya getirmiştim. Merak ediyordum böyle bir adamın bendeki ısrarı neydi? "Konuyu kapatmıştık" Dişlerimi bir birine bastırdım. "Ben konuyu kapattığımı belirtmedim!" Sinirli sesime artık gerçekten bu olayların bi anda nasıl bu durumun içerisinde kaldığımı anlamak istiyordum.

 

"Fazla cesaretlisin..." Korkutucu sesini fısıltıyla eşlik ederek bana bahşederken terleyen anlıma elim gitmişti. Biriken damlayı parmaklarımın ucu ile sildim. "Bu cesareti veren sensin! Berzan ağa!" Saniyelik bir tebessüm dudakları arasında peydah oldu. Yutkundum çenesini kenarında beliren gamzeye şaşkınlıkla bakarken bu cesaretli halim onu eğlendirmişti. "Hadi Efnan çok işimiz var!" Hızla arabadan inerken yine beni cevapsız soruların ardında öylece arabada bırakmıştı.

 

Yüzümü sıvazlayarak koca bir soluk çektim içime. "Sabır, az sabır Efnan!" Kendi kendimi telkin edemeyeceğimi anladığımda hızla arabadan indim. Başka bir arabayla yanımıza Rojbin, Zerda gelmişti konakta olmsada yolda giderken almışlardı belliki Zerda'yı bir birleriyle anlaşan Rojbin ve Zerda'yı görünce bir iç çektim. Benim çatlak arkadaşım da burda olsaydı çok güzel olurdu.

 

"Biri beni mi andı. Kulağım çınladı da!" Duyduğum sesle gozlerim kocaman açılırken hızla arkamı döndüm gülerek kulağını tutan Şeyma'ya baktım. Benim çatlağımda gelmişti. "Yeminle sende birşeyler var! Aklımdan geçirdim sadece.." Gözlerimi korkuyla açıp onun eğlenen yüzünü izliyordum. Birkaç adımda yanımıza kadar varmıştı. "Enişte bey sağolsun!" Diyerek bana göz kırptı. Bakışlarım bir saniyeliğine Berzan'a kaysa da hemen önüme dönmüştüm.

 

"Kes sesini de gel hadi!" Ne alacağımı dahi bilmediğim için Şeyma ile önden gitmeye başlamıştık. "Kızım ne ara bu dalyanı buldun!" Berzan'dan bahsederken ağzından akan salyalarına göz devirdim. "Manyak kes sesini aç kurt gibisin! Sevgilin var hala uslanmıyorsun!" Sert sesim onu güldürmüştü. "Kıskanma hemen kız elinden alacak değilim." Göz devirdim gerçekten bazen saçma sapan konuşuyordu. "Peşimden ayrılmıyor ki!" Bi sessiz haykırış gibi dudaklarımın arasından firar ederken hayran bakışları tekrar arkama çevirmiş ardından geri önüne dönmüştü.

 

"Doğruyu söyle hamile misin?" Kafasına sertçe bir tane geçirdim. Koluna girdiğim için ikimizde hafif bir sarsıntı yaratmıştı. "Uslu durun!" Berzan'ın sesi ikimizin konuşmalarının arasına girmesi ile başımı çevirerek arkaya baktım. Uzun boyundan dolayı tepeden vuran güneş tüm bedeniyle kaplamış çatık kaşları ile gözlerimin içine merakla bakıyordu. "Şu uslanmaz dilini kesmezsen yerinden söküp alacağım!" Sert sesimle gözleri irice açılırken yutkundu. "Kızım katil misin? Sen sadece soru sordum." Kendini savunurken söylediklerinin hiç farkında değil gibiydi? "Olum adam peşime düşmüş evlenmek istiyorum başka bişi demiyor!" Dediğim de kirpiklerini hızla kırpıştırdı. Başını çevirerek birkaç saniye anlamsız bakışları ile Berzan'ı izledi. "Var bu adamda bişi! Demedi deme!" Derin bir nefes bırakırken yutkundum. "Cümleleri de kanıtlıyor zaten. Fakat hala birşey söylemedi..." Aklımdan geçen düşünceler dilimde lal olmuştu.

 

Hızla geçen zaman zaafınca birçok eşya almıştık. İç çamaşır mağazasına geldiğimizde Melek, Rojbin, Şeyma dalmış bir türlü çıkmak bilmiyorlardı. Boş gözlerle öylece bakarken içimde hiç olmayan hevesle öylece onları izliyordum. Zerda dışarıya çıktığı için bende burdan kaçmak amaçlı hızla mağazadan dışarıya yürüdüm. Sürekli açık saçık iç çamaşırları bana gösterip bu güzelmi? Bunu alalım diyerek beni renkten renge sokmuşlardı.

 

Tamam normal birşeydi. Fakat ben alışık değildim hiç bir zamanda evlenmeyi düşünmüyordum. Aklımın ucunda bile geçmiyordu. Sakin adımlarımı atarken kapının önünde duran Zerda ve Berzan'ı gördüm. Adımlarım ağırlaştı sesleri kulaklarıma ulaşırken yutkundum. "Abi sen neden Efnan ile evlenmek istiyorsun!?" Meraklı sesi sanki cevap alacağıma inandığım için biraz daha sakin ve ağır ilerledim. "Evlenmek için illa bir sebep mi olmalı?" Aynı şekilde soruyla karşılık vermişti.

 

"Efnan'ın durumunu biliyorsun! Ona acıdığın için mi bütün bunlar." Sertçe yutkun kalbimin anlam vermediğim çarpıntısı kulaklarımı delip geçerken bana acıyan bir insanın hayatım dahil olmasını istemiyordum...

 

☆▪︎☆▪︎☆

Bölüm sonu!

birkaç gün gecikti ama hemen tamamlanıp attım.

Bu bölüm hakkındaki düşünceleriniz?

Allaha emanet olun. ♡

Loading...
0%