@matmazellyaziyorr
|
Keyifli okumalar.. Şarkımız ; Bilal Sonses - Yak •○•○•○ Hazar ağır hareketlerle vereceği cevap hazırda iken biraz daha kıvrandırmak amaçlı ağzına attığı yemeği ağır bir şekilde çiğnemeye başladı. Liya kaşlarını çatarak adamdan bir cevap beklerken onun bu tavrına gözlerini devirdi. Adam resmen canı sıkıldığı için ve merak ettiği cevaptan dolayı belliki biraz süründürmek istiyordu. "Hadi Hazar! Senin keyfini mi bekleyeceğim?" Dedi meraklı bir ses tonuyla bu adam onu delirtmek için mi dünyaya gelmişti? Sinirle oflayıp kendisi de yemeğini yemeye başladı. Demek ki meraktan delirtmek için işi sürükleyip daha çok uzatacaktı. Sanki alacağı cevap onun hiç umrunda olmayacakmış gibi yavaş yavaş önündeki yemeği yemeye başlamıştı. Hazar göz ucuyla Liya'ya bakarak geri önüne döndü. Umursamaz gibi davrandığını ve arada kaçamak bakışlarla aslında çokça merak ettiğini fark ediyordu. Farkında değildi ama Liya'ya ile uğraşmak bir taraftan da hoşuna gidiyordu. Uzun zaman olmuştu biri tarafınca güldürülmeyeli. Sonra dudakları dudakları düz bir çizgi halini aldı. Gereksiz bir tebbesüm idi ona göre derin bir nefes alarak bakışlarını önündeki yemeğe çevirdi. "Tedavi ne işime yarayacak?" Liya gözlerini devirdi. Bu adama laf anlatmak gerçekten zorluyordu onu fakat vazgeçmek için adım atmamıştı. "Dalga mı geçiyorsun? Hayatına devam edeceksin." Önüne gelen kızıl saçının bir tutamını yavaşça geriye doğru itti. Bakışları hala Hazar'ın üzerindeydi. "Çoğu insan yaşamak için çareler ararken. Senin elinde bir çare var! Ve sen onu elinin tersiyle hiç düşünmeden itiyorsun! Bu hiç adil değil..." Sonlara doğru sesi fısıltılı çıkmıştı. Dil döküyordu faydasının olacağını pek sanmıyordu fakat adil olmayacak bir şekilde bencildi kocası.. "Tamam tedavi olacağım." Gözleri irice açılırken kirpiklerini kırpıştırdı. Çabucak kabul etmesini beklemediği için emin olamadığı garip bir şekilde kal gelmiş gibiydi. Sadece yüzündeki mimikler farklı farklı şaş kalmıştı. Hazar bir anda mimiklerinin bir birine karıştığını görünce kaşlarını çattı. Ciddi anlamda Liya değişik bir insandı. Bir anda değişik değişik yüz mimikleriyle karışık olarak bakışlarına mahkum kal gelmişti. Başını hızla iki yana olumsuz bir şekilde sallayarak önündeki yemeğini yemeye devam etti. Liya hafif aralı olan dudaklarını kapatarak. "S..sen kabul mü ettin? Ben mi gaipten sesler duydum..." Sessi soruyu Hazar'dan çok kendine sorar gibiydi. Hala olduğu şaşkınlıktan çıkmış değildi. "Kabul ediyorum dedim." Tekrar cevaplayarak bakışlarını kendine çeviren Liya'nın gözlerinin içine baktı. "Fazla uzattın. Vazmıgeçsem!" Liya bir anda kendine gelmiş gibi başını hızla hayır anlamında iki yana salladı. "Yok, yok vazgeçme! Beklediğim bir cevap değildi de.." Alt dudağını ısırarak bakışlarını kaçırdı. "Bu kadar çok istiyorsan değiştirebilirim cevabımı?" Diyerek tek kaşını kaldırdı. Hazar bakışları hala Liya'nın üzerindeydi. "Hayır, hayır. Aynı cevapta kalalım biz!" Başını aşağı yukarıya salladı. "Cevabını hiç değiştirmeye gerek yok!" Diyerek hafif bir tebessüm etti. Liya'da aldığı cevaptan mutlu olarak önündeki yemeğine dönmüştü. "Garip!" Sessiz bir şekilde söylemesine rağmen Liya onu duymuştu. "Garip olan ne?" Çatalına batırdığı eti ağzına atarak yavaşça çiğnerken. Bakışları cevap bekler gibi Hazar'a dönmüştü. Hazar, Liya'nın onu duymasını beklemediği için omzunu silkti umursamazca. "Hiç.." Geçiştirmek amaçlı söylemişti. Fakat cevabını almadan Liya'nın sessiz kalacağını sanmıyordu. "Allah aşkına bir kere de cevaplarını hemen alsam..?" Gittikçe bir birlerinin huylarını öğrenmeye başlamışlardı. Tane tane olmuş önündeki pilavı ağzına alarak yavaş yavaş çiğnedi. Ağır ağır yaparken biraz daha zaman geçsin istiyor gibiydi. Ağzındakini yutarken sabırsızca ondan cevap bekleyen Liya'ya çevirdi bakışlarını. "Garip birisisin!" Boğazını temizleyerek elindeki çatalı tabağına bıraktı. "Bir birimize yabancıyız! Ve sen buna rağmen benim için çabalıyorsun. Niye? Ne çıkarın var! Yani ne kazanıp kaybedeceksin ki?" Liya'da ciddi bir yüz ifadesiyle bakışlarını Hazar'ın masmavi gözlerine çevirdi. "Yabancı? Farkındaysan dini nikahımız var! Çaba göstermemem mi gerekiyor? Çıkarım olmasın. İlla insanlar bir birine yardımcı oluyor diye çıkarı mı olması gerekiyor. Ne kazanıp kaybedeceğimizi zaman bize gösterecek!" Masada dolu olan suyu dudaklarına götürerek yudumladı. Dikkatle onu izleyen kocasına tekrar bakışları kaydı. "Farkında mısın? Bilmiyorum ama resmi nikahımız yok." Tek kaşını kaldırdı Liya. "O zaman istediğim zaman gidebilirim!" Meydan okurcasına Hazar'ın gözlerinin içine baktı. "Gidebilirsin?" Mavi gözlerinin üzerine kara bulutlar çökmüş gibiydi. "Hiç zannetmiyorum!" Dişlerinin arasında tıslar gibi konuşmuştu. Liya oturduğu sandalyeye sertçe geriye doğru itip. Ayağıya kalktı Hazar'ın gözlerinin üzerinde olmasını bilerek adımlarını sağlam atarak dış kapıya doğru ilerledi. Dış kapıyı aralayarak bir adım atıp dışarıya çıktı bakışları etrafta gezindi. Az ileride korumalardan biriyle konuşan Ahmet ilişti gözlerine. "Ahmet?" Sesi Ahmet'e ulaşır ulaşmaz Ahmet hızla elini önde onu çağıran Liya'nın yanına gitti. "Buyur hanımağam?" Başı saygıdan hafif öndeydi. "Benim iş ne oldu?" Başını hafif yana yatırarak Ahmet'in dikkatle yüzüne baktı. Ahmet yutkunarak bakışlarını kaçırdı "Hanımağam Murtaza Ağam iz-" Liya istediği cevabı alamazken hızla cümlesini kesmişti. "Tamam Ahmet iyi akşamlar." Vakit kaybetmeden kapıyı kapatarak içeriye girdi. Erken verdiği bir karardı. Hiç Hazar'a dönmeden merdivenlere yönelirken "Sen bekle Hazar ağa!" Fısıltılı bir yemin gibiydi. Vakti daha gelmemişti. Aslında en iyisi olmuştu. Vakti geldiğinde Liya gereken herşeyi yapacaktı. Tek bilmediği düşüncelerinin zamanla nasıl değişeceğiydi. ○•○•○ Duyduğu alarım sesiyle yüzünü buruştururken yavaşça yatakta gerinerek elini uzatıp komidinin üzerindeki alarmın sesini kesti. Sersem bakışlarını etrafta gezdirirken doymak nedir bilmeyen Hazar'a kaymıştı bakışları. Ne vardı o camın önünde neye dalmıştı. Nasıl bir yara tutmuştu da yüreğini sabahlar olmuştu. Yüzünü sıvazlayarak yataktan ayaklarını sarkıttı. "Günaydın." Uyku mahmuru sesi garip tında olsa da umursamadı. "Günaydın." Başını hafifçe arkaya atıp bakışlarını Liya'ya taşıdı. "Şu alarmına bir çözüm bul! Kafayı yediriyor insana.." Cümlelerini tamamlarken bile kaşlarını çatmıştı. Okul zamanlarında en nefret ettiği seslerden bir tanesiydi. Ve şuan tekrar duymak o zamanları hatırlatıyordu istemeye istemeye. Omzunu silkti Liya. "Üzgünüm çözümüm yok! Her sabah duymak zorundasın yada onun yerine her neyse" Son anda vazgeçmişti söyleyeceğinden parmaklarını Karman çorman olmuş saçlarının arasına daldırdı. "Neyse onu bunu boşver de hadi sende hazırlan! Geç kalacağız." Diyerek yataktan indi. "Anlamadım nereye gidiyoruz!?" Sandalyesini hareketlendirip Liya'ya doğru döndü. Mavi gözleri yeşil yosunlarla buluşurken merakla bakıyordu. "Sürpriz!" Hızla banyoya koşarken ardından seslenen Hazar'ı duymamış gibi yapmıştı. "Ne sürprizi sevmem ben öyle!" Fakat dinlemeden çoktan banyoya girip kapıyı ardından kapatmıştı. Dudaklarının arasından. "Tamam dedikte herşeye demedim canım!" Mırıldanarak gözlerini kapattı. Çok işi vardı bu Liya ile derin bir nefes alarak kapıda onu beklediğini bildiği için "Ahmet!" Diye yüksek sesle seslenmişti. Liya banyoya girer girmez kapıyı sertçe kapatmıştı. Hazar'ın ne dediğini umursamadan neyse ki banyo da birkaç kıyafet getirmeyi akıl etmişti önce rutin işlerini halleti ardından üzerine dizinin bir parmak altında olan beyaz renkteki ve üzerine siyah çiçek işlemeli elbisesini giyerek saçlarını taradıktan sonra ensesinin üzerine dağınık bir topuz yaptı. Odaya döner dönmez Hazar çoktan hazırdı. "Hadi!" Heyecanına engel olamadan. Fakat Hazar Liya'ya hızla ilerleyip kolunu yakaladı. "Nereye gidiyoruz?" Liya bakışlarını onu tutan Hazar'a çevirdi. Başını iki yana sallayarak. "Çok sabırsızsın! Gidince öğrenirsin!" Kolunu kurtararak ondan uzaklaştı. Hazar başını iki yana sallayarak mecburen peşi sıra ilerledi. Acaba ne süpriziydi yine ne yapacaktı Liya..? ○•○•○ Bölüm sonu! Nasıl buldunuz? oy ve yorumlarını eksik etmeyin.. 1bin okunmaya ulaşmak üzereyiz.. 🫠 Allaha emanet olun 💮📚 Inst ; MatmazellYaziyorr |
0% |