Yeni Üyelik
14.
Bölüm

Bölüm 14. "Hezeyan!"

@matmazellyaziyorr

keyifli okumalar...


Bu bölüm şarkı önerisi sizden olsun..


●○●○●


Gün boyu çocuklarla uğraşmış ve sonunda öğlen olmuştu gerçek anlamda ilk gün olduğu için fazlaca yorulmuştu Liya, bakışları Hazar'a kaydı. Oda en az onun kadar yorulmuştu.


Aklına üşüşen düşüncelerle tebessüm etti. İlk başlarda çocukların utangaç bakışlarına kanmış fakat alıştıklarında içlerinden bir savaşçı çıkmıştı. Oyuncaklarla oynayıp etrafta zıplayan mi dersin Liya ile oyun oynarken saçlarına prenses diye adlandırıp birçok can acısına mı dersin yoksa Hazar'ın ikisi kucağında biri sanki mümkünü varmış gibi arkadan ittirip. "Sizi göklere uçuracağım! Sıkı tutunun." Deyip itmeye çalışması.


Hazar'ın da onlara uyup tekerlekli sandalyeyi sanki koca bir güç uygulamış gibi öne doğru ilerletti. Kahkahalarla izlemişti bu durumu Liya peki en sonundaki onlar başka oyuna dalar dalmaz kucağına Efe binmiş ve küçük bedeniyle tek ayağının üzerine oturmuştu. Başta ne yaptığını anlayamasalarda sonradan küçük ayağını vurarak 'deh' demesiyle buna Hazar'da kendini tutmamış ve beraberinde kahkahaya boğulmuşlardı.


Gözlerinden yaşlar süzülene kadar tebessümle, keyifle oyun oynamıştı.


Hazar'ın da ondan farkı yoktu aynı düşüncelere dalmış ve minik bir tebessüm peydah olmuştu dudaklarının arasında. Gerçekten insanın önce psikolojisi düzelmeliydi. Ki! Sonra vücudu sağlıklı olsun ve Liya'nın bunu çok iyi yaptığını fark edebiliyordu.


Acaba daha neler olacak, daha neler göreceğiz. Elindeki telefon titreyince düşüncelerinden sıyrılarak çalan telefonunu açtı. "Nerde kaldınız?" Bir kaç saniye karşı tarafı dinledi. "Tamam bekliyoruz!" Telefonu kapatınca bakışları etrafta dolandı. Öğlen olmasına rağmen kara bulutlar yine gökyüzünü esir almıştı. Oysa bu havaları hiç sevmezdi. Karamsar bir insan olsa da güneşi daha bir çok severdi.


"Ne zaman gelirler?" Liya'nın sorusuyla daldığı düşüncelerden sıyrıldı. "Trafik varmış kaza olmuş yolda. Geç gelme ihtimalleri var." Dudaklarını öne doğru uzattı Liya "Hım. Umarım geç kalmayız tedaviye!" İkisi de sessizliğe hapis olurken birden gök gürledi.


Liya olduğu yerde korkuyla sıçrarken. Hazar'a yaklaştı. "Korkuyor musun?" Bakışları Hazar'a kaydı başını aşağı yukarıya doğru salladı. "Korkmuyorum aslında fakat birden yüksek olunca korkabiliyorum." Dedi gözlerini kaçırarak.


Damla damla yağmaya başlayan yağmurla burnuna gelen kokuyla gözlerini kapattı. Bayılıyordu yağmurun toprakla karışan kokusuna aşk denilse Liya kabul ederdi aşıktı... Koca bir soluk çekti ciğerine açıkta durdukları için Hazar geriye giderek yağmurdan kaçındı.


Liya kocaman gülümseyerek gözlerini kapattı. Ve başını gökyüzüne kaldırdı yağmur damlaları yüzüne nazikçe dokunup süzülüyordu. Kocaman gülümsedi gözlerini araladı damlaların gözlerine girmesine rağmen kapatmadı ve etrafında turlayarak kızıl saçlarının ıslaklığı etrafa savruldu buna rağmen durmadı.


Onu izleyen insanları umursamadan özgürce etrafında döndü. Özgürlüğe bir at koysalar Liya için yüzüne serpilen damlalar olurdu öyle huzur vericiydi ki onun için hayatta yaşayacağı özgürlüğün başkentiydi.


"Liya!" Hazar'ın sert sesi kulaklarını dolduruyor fakat bunu umursamıyordu. "Hasta olacaksın. Liya bak hiç söz dinliyor mu?!" Liya hızla etrafında dönerken kulaklarına Hazar'ın sesi ulaşmıyordu. "Şu hayata özgür olmak için gelmediysek ne için geldik Hazar! Bu hayatı hapis için mi doğuduk. Yaşıyor nefes alıyorsak dibine kadar özgür olmalıyız!" Gözlerini kapatarak etrafında dönerken yavaşlamaya başladı.


"Hadi Hazar! Şimdi değilse ne zaman? Yaşamak istediğin hayat bu mu? Gerçekten olmasını istediğin gerçek Hazar mı?" Yüzü gökyüzüne bakarken cümleleri merak doluydu.


"Be..ben! Yani ne değişmesi gerekiyor ki! Ben şuanki Hazar'dan memnunum!" Sonlara doğru hâla sorguluyordu kendini. Başlarda titrek olsa da sonları sorgu ve emin olma çabasına girişmişti.


Liya başını gökyüzünden indirerek Hazar'a çevirdi bakışlarını dalgın bir şekilde yerdeki su damlacıklara dalmıştı. Adımlarını sert atarak Hazar'ın bakmakta olduğu su damlacıklarının üzerine bastı bunun üzerine Hazar'ın bakışları Liya'nın yeşil gözlerinin içine kaydı.


Liya vakit kaybetmeden Hazar'ın arkasına geçti ve onu dinlemeden tekerlekli sandalyesini iterek yağmurun altına ittirdi. Islanan Hazar kaşlarını çatarken bakışlarını önüne geçip çocuk gibi zıplayan Liya'ya kaydı.


Hazar küçük bir kızla evliydi...


Dudakları aklından geçen bu düşünceyle kıvrılırken kalın kaşları düzelmeye başlamıştı.


"Neden öyle bakıyorsun?" Yüzüne süzülen damlalarla ona öylece bakan Hazar'ın gözlerinin içine baktı.


Dudaklarını aralayarak "Garipsin!" Dedi Hazar yağmur ikisini de sırılsıklam etmişti.


"Garip olan ne?" Tek kaşı kalkmıştı bu sefer başını iki yana salladı. Saçları sırılsıklam olmuş bir şekilde yüzüne yapışmıştı.


"Hem gök gürültüsünden korkuyorsun. Hem de yağmuru çok seviyorsun! Arada sıkışıp kalmışsın." Onun için Garip olanı açıkça dile getirmişti Hazar.


"Bir laf vardır. Gülün dikeni var diye gülden de mi vazgeçelim?" Ciddi ciddi ona bakan Liya, Hazar başını iki yana salladı senden olmaz der gibiydi.


"Vazgeçme.." Bir anda dalıp gitmişti. Dünya ne kadarda garip bir hayattı. Bir gün önce nerdeyken bir gün sonra nerelerde oluyordu insanlar. Hayat bu ya vazgeçilmez insanlar yara olup kalırken yarayı iğleştiren insanlarda vardı bu hayatta. Kendini kaptırdığı düşünceler onu kendine getiren Liya'nın sesiydi.


"O yüzden hayat nefes aldıkça yaşamaktır. Hazar ağa!" Sesi yükselmişti. Sonlara doğru ve yine deli gibi etrafında dönerken ona öylece baka kalmıştı Hazar.


Kızıl saçları yüzüne yapışmış etrafında döndükçe küçük damlacıklar çarpıp etrafında savruluyordu. Yüzü gökyüzüne dönerken koca bir tebessüm dudaklarının arasında heyecanına ortak olmuş gibi belirginleşmişti. Kollarını iki yana açmış etrafında hızla dönüyordu.


Kaşları çatık öylece Liya'ya bakarken yanlarına gelen arabayı bile fark etmemişti. En son da Liya durunca onun baktığı yere dönmüştü Ahmet hızla arabadan inip Hazar'ın yanına gelmişti. "Kusura bakmayın Ağam." Başı önde bu sefer Liya'ya dönmüştü. "Gidelim hemen Hanımağam." Başını salladı Liya ve hızla arabaya doğru ilerledi.


●○●○●


"Biraz daha zorlanacaksınız Hazar bey." Başını sallayan Hazar doktorun bilek tarafını öne arkaya doğru hareket ettirdi. Kasları fazlasıyla hareketsizlikten sertleşmişti biraz fakat Hazar hiç birşey hissetmediği için doktor hanım sadece kendisi zorlanıyorudu.


"Ben birşey hissetmezken zorlanamam doktor hanım." Derin bir soluk vererek başlıklarını kaçırdı Hazar. "Farkında olmasanızda ben hareket ettirdikçe kasılan kaslarınız zorlanıyor ve gevşemeye başlıyor. Bu da siz fark etmesenizde sizi fazlasıyla zorluyor bedenen." Küçük bir açıklama yaparak dudaklarını bir birine bastırdı. Helin dikkatle onları izleyen Liya'ya döndü bir zamanlar orda bir başka kadın beklerken şuan da başka bir kadın bekliyor.


Hayat ve insanları çok garip bir hezeyan içindeydi.


Saatler bir birini kovalarken Hazar'ın da fizik tedavisi son bulmuştu. Liya, Helin ile konuşmuş ve ona verdiği fizik tedaviyi çok yormayacak şekilde küçük küçük yapmasını belirtmiş ardından girmişti. Akşam yemeği ikisi de yorgun oldukları için sessiz geçmişti.


Gün garip bir şekile bürünmüştü gündüz yaşadıkları akşam bitenler Hazar kabul etmemişti aslında tedaviyi fakat nasıl olduysa kabul etmişti bakışları camdan dışarıyı izlerken iki yılın sonunda ilk defa bu kadar yorulmuştu.


İki yıl önce de bu kadar yorulmasa da bir meşakkati vardı. Yaşamaya umudu da sevinci de vardı. O zamanlar onun için peki ya şimdi, şimdi? Ne için yaşamalıydı.


Bakışlarını arkasına çevirdi. Uzun kızıl saçları beyaz yastığına dağılmıştı. Çilli yüzü biraz buruştuktan sonra eski huzurlu uykusuna devam etmişti Liya ile çok işi vardı...


○●○●○

Bölüm sonu!

Bölüm hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

İlk defa bir güne sığdırdım biraz daha çabuk geçmek istiyorum. Aynı zamanda da ağır ilerlesin istiyorum.

Çok kararsız bir insanım terazi burcu olarak dengem yokki 🤦‍♀️

Neyse neyse! Hadi bir sondakinde görüşmek üzere.

Bu arada. Hezeyan'ın anlamını bilmiyordum. Fakat araştırınca bu bölüme uyduğunu çözdüm. Aslında biliyorum ama unutmuşum işte...

Allaha emanet olun. 📚🫠


Loading...
0%