@matmazellyaziyorr
|
Yeni bölümle karşınızdayım. Umarım severek okursunuz.. Keyifli okumalar... Şarkımız ; Zara - Tez gel yarim. ●○●○●○ Hayat insana hiç ummadığı anda kapısına üzüntüler ve mutluluklar koyardı. Garip duygular içerisinde öylece yatağın üzerinde otururken Liya odanın kapısı açılmıştı. Bakışları gelen kişiye kaydı. Hazar ağa içeriye girdikten sonra kapıyı kapatmıştı. Her daim olduğu gibi cam kenarına sürmüştü sandalyeyi sessizce onu izleyen karısına dahi bakmamıştı. Bu kadında garip birşeyler vardı ve Hazar uzun bir aradan sonra tekrar kendini yanlış düşünceler ve istekler içerisinde bulmaktan korkmuştu. İstemsizce kalın kaşlarını çattı. Bu defa öyle birşey olmasını istemediği için ruhsuzlaşan bakışlarını gökyüzündeki yıldızlara kaydırdı. Bir tek gerçek onlardı Hazar ağa için insanlar bile ona sahte bir dünya vâât ederken bu yıldızlar gökyüzüne güzellikler katıyordu. Sessiz ve dikkatlice onu izleyen karısının bile farkında değildi. Liya ilk defa bir adamı merak etti yıllarca okuduğu meslek annesi ve babası dışında ilk defa bir adamı merak etti. Acıyor muydu? Hayır aksine bu adamı çok merak ediyordu. Onlarda boşanmak olmadığını bildiği için vaktini bu adamı tanımakla bir yandan geçirirken bir yandan da hayatını devam ettirecekti. Artık tek gerçeği bu adam ve yaşayacağı hayatından ibaretti. Konağın kapısı sertçe vurulmasıyla olduğu yerden sıçrayan Liya hızla Hazar'ın yanına doğru ilerleyip camdan aşağıya baktı fakat kimseyi göremiyordu. "Liya!" Duyduğu sesle ilk başta idrak edemezken tekrar edilince anlamıştı. Babası gelmişti ve alacaklı gibi kapıyı ardı ardına sert yumruklarını vuruyordu. Hiç düşünmeden hızla arkasını dönerek odadan çıktı tüm konak ayağıya kalkarken Liya kimseyi umursamadan dış kapıya koştu. Harzemşah konağın daki tüm ahali ayaklanmıştı. Duydukları sesten dolayı. Hazar ağa da karısının peşi sıra çıkmıştı odasından konağın büyük kapısı yardımcılar tarafınca açılırken Liya sertçe yutkunmuştu gördüğü adamla birlikte. Adar ağa gözleri kıpkırmızı olmuş bir şekilde Liya'nın gözlerinin içine bakıyordu. Karısının böyle birşey yaptığına inanamıyordu "kızım!" Sesi titrerken gözlerindeki yaşlar yerini yenileyerek bir bir süzüldü yanaklarından. "Ne o-" kızının konuşmasına izin vermeden sıkıca sarıldı. Sözlerini Adar ağanın sarılmasıyla kesilmişti. "Özür dilerim! Sana yemin olsun ki! Ben senin öz babanım.." boğuk çıkıyordu sesi. Nefesi boğazına takılırken yutkunmak zorlamıştı onu. Liya'nın maratona koşmuştu sanki kalbi duyduklarının gerçekliğini tartının üzerine koymuş denk gelmesini bekliyordu. "Hepsi yalan mıydı?" Sesi yalvarır gibiydi. Gerçek olmaması için herşeyi yapardı. "Yalandı Meleğim.." Biraz daha sıkı sardı kollarını. Liya biraz daha sığındı babasının kollarının arasına gücünü ondan alır gibi biraz daha sardı. "Çok korktum baba..." Sanki 'baba' kelimesini bir daha hiç kullanamayacak diye korkmuştu. "Babam olmaman canımı çok yaktı. Gerçeklik ilk defa sahte olsun istedim.." Derken sanki mümkün olsa daha çok sarılacaktı. "Oldu yosun gözlüm. Sen benim öz be öz kızımsın bunu hiç kimse değiştiremez! Buna asla izin vermem.." kızıl saçlarının üzerine bir buse kondurdu. Hafif uzaklaşarak yeşil gözlerinin içine baktı anlını öperek. Bileğinden tuttu "Hadi gidelim." Bir adım atmıştı ki ellerinin üzerinde bir el hissettiler. Hazar ağa daha demindendir onları sessiz bir şekilde izlemişti. Son noktası adamın kızını götürme düşüncesi ile kaşlarını çatmış elini bileklerinin üzerine koymuştu. "Unuttuysan hatırlatayım Adar ağa! Liya benim karım!" Adar ağa bakışlarını sert ve hiç çekinmeden adama çevirdi. "Hemen boşanacak senden!" Derken Liya'nın kolunu kendine doğru çekti. "Boşanamaz! Berdel bozulur ve Berrak, Boran ölür." Bu düşünce Liya'yı korkuturken bakışları babasına kaydı. Onunda gözlerinde korku görmüştü fakat direniyordu. "Umrumda bile değil! Kızımı kaybedemem.." Derken kolunu çekti Liya'nın Liya kolunu çeken babasının kolunun üzerine elini koydu. "Olmaz baba.. Abimin ölümüne göz yumamam!" Dedi yutkunarak ne kadar zor olsa da artık evli biriydi. Hazar ağa baba kız arasına ne kadar girmek istemese de Liya'yı bırakmaya hiç niyeti yoktu. Tek bahanesi kardeşinin ölmemesiydi. "Liya..." Liya hızla babasına sarıldı. "Lütfen baba! Beni bilirsin ben kimseye kendimi ezdirmem! Ben Adar Dağdeviren'in kızıyım unuttun mu?" Derken gözlerindeki yaşları silip babasından uzaklaştı. Ve onunda gözlerindeki yaşını da sildi. Gülümsedi Adar ağa. Bakışları sert bir şekilde onu izleyen adama kaydı. O da kaşlarını çatarak Hazar'a baktı bakışları adamın engelli olmasından ötürü değil tam tersi kızına kötü davranırsa kanat açan bir baba korkutmasıydı. "Kızım en ufak bir yara alırsa bunu senden bilirim Hazar ağa!" Sesi gür ve korkutucu çıkartmıştı. Liya gülümseyerek babasına bakıyordu. Hazar ağa başını salladı sadece Adar ağa bir süre daha kaldıktan sonra gitmişti. Ne kadar kızını bırakmak istemese de evliydi. Yorgunlukla göz kapakları kapanmak üzere olan Liya Hazar ağa ile birlikte sessizce odalarına çıktılar. Liya hiç vakit kaybetmeden banyoya girip üzerindekileri çıkardı. Odaya döndüğünde Hazar'ın öylece dışarıyı izlediğini gördü. "Uyumayı düşünüyor musun?" Hazar ağa arkasını dönmeden sessiz kaldı. Cevap gelmeyince yerinde hafiften kımıldadı Liya derin bir nefes alarak yeniledi sorusunu. "Hazar!" İlk defa ismiyle seslenmişti. Hazar ağa kaşlarını çatarken yavaşça olduğu yerden hareket etti. Yatakta oturan karısına yaklaşarak dibine kadar girdi. "Tek mi uyuyamıyorsun? Yoksa aklında başka şeyler mi var?" Dudakları haylaz bir tavırla yana doğru kıvrılırken. Gözleri kocaman açılan Liya yatakta biraz daha geriye gitti. Düşüncesi bu tür değildi sadece yatağın hangi tarafında yattığını sormak istemişti. Çünkü odada başka yatacak birşey yoktu fakat bu adam arsızın ta kendisiydi. "Saçmalama istersen!" Yüzünü saklamaya çalıştı. Yüzü kızıl saçlarının rengine bürünmüştü. "Yatacak başka yer yok ve ben yerde yatmam!" Hazar ağa kaşları çatık odada yansıyan ayın ışıltısıyla kızaran karısına öylece baka kalmıştı. Öyle masum duruyordu ki! Heleki kızıl saçlarının arasına gizlenen yanaklarının kızarması hayli bir hoşuna gitmişti bu durum. Boyu uzun olduğu için biraz daha yaklaştı Liya'nın kokusu dolarken içine garip bir şekilde kokusunu merak etmişti. Sanki bilinmezlik içerisindeydi. Çözemiyordu burun deliklerini yakan bu kokuyu sertçe yutkundu. Ay ışığın yeşil yosunları ayrı bir güzel renge bürünürken kendini iyice kaptırmıştı öylece kal gelmişti sanki. Liya da ondan farksız değildi. Sigara kokusu ve adamın kendine has kokusuyla karışmıştı aklını başından almıştı. Mavi gözleri karanlık odada sanki daha bir koyulaşmıştı. Kalbi sanki boğazında atarken ilk defa bir adama bu kadar yakın idi. Nefesini kesen bu durumdan hiç şikayetçi değildi. "Seni sevmiyorum!" Bir anda kulaklarını delip geçen sözcükle bedeni sarsılırken yutkundu. Hızla kendini geriye çekti. Hazar ağa nefes nefese Liya'ya bakarken genç kız da ondan farksız değildi. Kaşlarını çattı dişlerini bir birine bastırırken nerdeyse kırılacak raddeye gelmişti. Titreyen bedenini kontrol etmek ister gibi sandalyesini hareketlendirdi. Ve geri pencerenin önüne ilerledi o kadar tanıdık ki duyduğu ses gözlerini doldurmaya yetmişti gözlerini dahi kırmadan gökyüzündeki yıldızları izlemeye devam etti. "İstediğin yerde uyu!" Buz tutmuş sesiyle söylemişti Hazar ağa bir anda şoka giren Liya ilk başta anlamazken umursamamaya çalıştı. Sağ tarafa geçerek başını yastığa koydu. Bakışları Hazar ağanın sıktığı sandalye parmaklarına gitti. İnsan ne yaşamışta bu kadar yara olmuştu yüreğinde... ●○●○● Bölüm sonu... Evet yorumlarınız nelerdir? Yavaş yavas konuyu oturtuyorum bu konuda ne dersiniz? Allaha emanet 📚🌸 |
0% |