Yeni Üyelik
38.
Bölüm

Bölüm 38. "Beklenmeyen!"

@matmazellyaziyorr

Keyifli okumalar...

 

Şarkı;

Yalın - Küçücüğüm

 

70 oy 70 yorum sınır geçer geçmez gelecektir ♡

 

☆▪︎☆▪︎☆

 

Özgürlüğün asılı olduğu bu dünyada ona verilmiş bir kor gibi alev alıp hayatının yeniliklerin ev sahipliği yapmıştı. Savrulan kızıl saçlarının özgürce arasına dalmış olduğu rüzgarın esintisi sessizliğin baştacı iken yeni bir aşkın başlangıcı olup serpe serilmiş serçe yüzüne vuruyordu Liya'nın.

 

Parmaklarını uzatarak esen rüzgarın biraz da parmaklarını arasında özgürlüğe kavuştu. Yüzündeki tebessüm hayata inat gibi koca bir solukla kocaman olmuştu.

 

"Liya.." Duyduğu sesle bakışları arkasına döndü. İri cüsesine çatık kaşlarına nazaran bir insana gülümsemek bu kadar yakışır mıydı? İşte tam da Liya Hazar için bunları düşünüyordu... adımları Liya'nın arkasında sonlanınca sallandığı salıncak yavaşlarken Hazar'ın bedeni tam sırtında duruvermişti.

 

Kalbinin hızla atan sesli kulaklarını doldururken Hazar Liya'nın kızıl saçlarına dudaklarını bastırarak oturduğu salıncakta iplerini tutarak geriye çekip özgür bıraktı. Özgür bir çocuk gibi savrulan kızıl saçları dudaklarına peydah olan minik tebessümü artık hiç bir zaman eksilmeyecek gibi yerini korumaya devam ediyordu...

 

Bir süre onu sallayan Hazar'la sessiz bir şekilde özgür gibi savrulup duran saçlarını seyre daldı. Sonunda onu durduran Hazar olmuştu saçlarını koklayarak başının üzerine bir öpücük kondurdu. Kızıl saçlarını yavaşça geriye çekerek üzerindeki kendisine ait olan gömleği hafif bir şekilde kendisine yer açtı? açıkta bıraktığı beyaz tene bir burnunu bastırdı.

 

Liya hızla atan kalbine ve nefes dahi almayı unutan vücuduna öylece Hazar'ın burnunu bastırdığı omzuna çevirmiş yavaşça başını onun başının üzerine koymuştu. Bir süre bir birilerinin nefes seslerini dinlediklerinde kalpleri bir birine eşlik ediyorlardı. Hazar Liya'nın belinden tutarak hızla kucağına aldı Liya korku dolu beklenmedik olaydan dolayı çığlığını sessiz olan bağ evinde serbest bırakmıştı.

 

"Hazar!" Hızla kollarını Hazar'ın çıplak boynuna dolayarak yutkunmuştu Liya Hazar'ın kolları arasında küçücük kaldığı için bu durum onun hoşuna gitmişti. "Herşey güzel fakat birazdan Ahmet gelecek birkaç eksiğimiz var! Ve üzerindeki benim gömleğim ne kadar çekici ve bedenine yakışmış olsa da başka birinin seni böyle görmesini istemiyorum!" Açıklayıcı sert sesiyle kirpiklerini kırpıştırarak hızla ilerleyen Hazar'ın gözlerinin içine bakıyordu.

 

Hızla gecenin izlerini belli eden odaya geldiklerinde herşey hala hali hazırda yerde duruyordu. Kızaran yüzü gecenin tüm izleri ile vücudunun her bir miliminde hisseder gibi bedenini indiren Hazar'dan kaçarcasına çekilmeye çalışınca Hazar izin vermeyerek elini beline dolayıp Liya'nın parmak ucunda yükselmesini sağladı.

 

"Dün geceden sonra benden kaçmayı düşünmüyorsun değil mi?" Utanarak bakışlarını kaçırdığında gülümsedi ve çenesini tutarak yüzlerinin arasında sadece nefesleri vardı... "Hayır" kısık sesi buna nazaran kaçacak yer arıyordu. Söylediğinin aksini yapıyordu.

 

"Iyi olur teninde soluklandıktan sonra benden kaçmayı düşünme..." Sesindeki garip tanı bedenini titretiken sertçe yutkunarak Hazar'ın gözlerinin içine baktı. Garip bir tutkunun gözlerinin bebeklerine ev misafirliği yapıyordu. "Şey.." Ne söyleyeceğini bilemiyor sadece sessiz kalıyordu.

 

Yaşadıkları o anın sabahında fazlasıyla utanıyordu. Daha önce yaşamadığı duyguların ona ev sahipliği yaptığı bu odada kolları arasında kaybolduğu adamın mavi denizlerinin içinde kaybolmuştu.

 

"Utangaçlık bir kadının kızaran yanaklarına bu kadar yakışması.." hayran dolu sesi kulaklarını doldururken sanki mümkünatı varmışçasına daha da kızardı. "Utandırmak için elinden ne geliyorsa yapıyorsun!" Sesi sinirden çok kaybolduğu gözlerinin içine bakarken huzur doluydu. "Bu konuda çok haklısın!" Yüzünü yaklaştırarak dudaklarına bir buse kondurdu. "Fazlasıyla açıktım." Sesindeki arzu dolu fısıltı Liya'nın kulaklarına ulaşırken gözlerin mavinin daha da koyulaşmasına izledi..

 

"O zaman ben kahvaltı hazırlayayım!" Nefesi kendisine zor yeterken Hazar'ın bu yakınlığı iyiden iyiye kaybolmasına sebep oluyordu. "Olay farklı ama kaç bakalım.." Liya belinde olan kolun hafiflemesi ile hızla kendini geriye çekti. Biraz daha burda kalırsa iyi şeylerin olmayacağı o kadar belliydi ki utanmaktan kızaran yanaklarına dokundu.

 

Fazlasıyla sıcaktı. Önüne gelen kızıl saçını kulağının arkasına sıkıştırarak merdivenleri hızla indi. İnsan sevdiğinin yanına ayrı bir güzelleşiyor ve hayatın ne kadar da çekilir olduğunu kafa kafaya verdikçe anlayabiliyordu....

 

****

 

Bir hafta sonra...

 

Saçı başı bir birine girmiş bir şekilde aynadan kendine bakarken siyah tarağını eline alarak tavuz kuşuna dönmüş saçlarını tarayarak indirmeye çalışmıştı.

 

Neyse ki çok sürmemiş savaş verdiği kızıl saçları hafiften inmeye başlamıştı. Banyoda diğer rutin işlerini bitirdikten sonra odasına dönmüştü hala yatakta yatmaya devam eden kocasına göz devirip küçük adımlarla yatağın kendi tarafından çıkarak Hazar'ın üzerine doğru eğildi.

 

"Hazar Ağam çok uyumadınız mı?" Fısıldar gibi kulağını çınlamıştı. Bi anda ne olduğunu anlayamayarak kendi altta Hazar üstte uyku mahmuru açmış olduğu masmavi gözlerinin içine bakıyordu. "Dün gece fazla yorulmuşum!" İmalı ses tonu Liya'nın ona masum kırpıştırarak bakan kirpiklerinde dolaştı ve gülümsemesine sebep olmuştu. "Ağam bizde yorulduk der miyiz? Hiç yorulduk diye!" Hazar'ın omzundan hafif iterek kalkması istedi.

 

Fakat Hazar bir milim dahi yerinden kımıldamamıştı. "Demek fazla yoramamışım!" Sitemli sesi Liya'nın boynuna doğru üflerken kasılan bedenle keyifle gülümsedi. "Hazar kalk üstümden kahvaltıya inmemiz gerekiyor!" Heyecan dolu sesine mani olamıyordu... Hazar'ın ona her dokunuşu yeniden bir doğuş gibi hissettiriyor ve bu adamın dünyasında kaybolmak içindeki ateşi daha da bir harlıyordu...

 

"Ben kahvaltımı yapıyorum işte!" Boynunu koklayarak minik bir öpücük kondurdu. "Hazar!" Ani ve yüksek bir sesle kendinden itmeyi denedi. Mani olamasa da sonunda kalkmıştı kendiliğinden Hazar. Üzerini düzelterek kapıya hızla ilerledi. Çünkü biliyordu ki şimdi çıkmazsa bir daha çıkışı zor olurdu. "Çabuk bekliyorum aşağıda seni!" Yatağa yüz üstü yatan kocasına kocaman gülümseyerek başını iki yana salladı.

 

Aklına gelen düşünceyle daha da bir tebessümünü genişletti. Hızla adımlarla geldiği yere geri dönerek Hazar'ın hala kapalı olan gözlerinin bir iki saniye baktı ardından elini başının üzerine koyarak hafif bir baskı uyguladı önce ensesine ardından beline minik bir öpücük kondudarak kalkmak için yeltenen Hazar'ın başına baskı uygulamıştı. Fakat fazla tutamayacağını bildiği için vakit kaybetmeden kaçarcasına odadan çıkmıştı.

 

"Liya!" Sert sesi kulaklarına ulaşırken kahkahası kapattığı kapının ardında kalmıştı. Hızla vakit kaybetmeden merdivenleri inerken kimsenin onları duymaması için dudaklarını bir birine bastırdı. Sonuna geldiğinde mutfağa doğru ilerledi içeriye girdiğinde Meftun ve annesi Şilan hanımla göz göze gelmişti. "Günaydın!" Neşeli sesi ile ikisi de aynı anda karşılık vermişti.

 

"Hanımağam herşey hazır isterseniz sizde geçin sofraya!" Şilan gülümseyerek Liya'ya cevap vermişti. Liya başını sallayarak onaylanmıştı ve biraz holde ilerleyerek oturma odasına doğru ilerledi. Oturma odasına geldiğinde herkesin yerinde oturduğunu fark etti. Küçük bir tebbesümle "Günaydın." Diyerek ilerlemeye başladı.

 

"Hayırlı sabahlar!" Murtaza bey başta oturmuş hemen sağ tarafında eşi Solmaz hanım sol tarafında da kardeşi Murat bey ve onun yanında da suratı beş karış bir şekilde Liya'ya bakan Ayşe vardı. "Hiç gelmeseydin! Öğlen oldu zaten." Herkes Ayşe'yi duymazdan gelirken Liya tam Solmaz hanımın yanına oturacakken kapı sesiyle yönünü değiştirerek dış kapıya doğru ilerledi.

 

"Ben açarım." Odadan çıkıp holde ilerledi en sonunda ki kapıya geldiğinde kapıyı açarak birkaç adım geriye çekildi. Karşısında duran sarı saçları ve ela gözleriyle güzel genç bir kadınla göz göze gelmişti hemen yanında elini tuttuğu bir iki yaşlarında duran kadının kopyası olan minik çocukla kirpiklerini kırpıştırarak bakmıştı.

 

"Kime bakmıştınız?" Yeşil gözleri bir kadında bir çocukta geziniyordu. Arkasında duyduğu sesle bedeni şoka uğrarken yutkunarak bir iki adım geriye gitti bakışları mavi gözlerin sahibine ulaşırken onun gözleri önündeki kadında idi.

 

"Dilan?"

 

☆▪︎☆▪︎☆

Ben geldim.

önceki bölümün oy sınırını geçmesini bekleyemedim.

Ee şimdi boku yemedik mi? Yedik!

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere!

Allaha emanet olun ♡

 

Loading...
0%