Yeni Üyelik
8.
Bölüm

Bölüm 8. "Yara!"

@matmazellyaziyorr

Keyifli okumalar..

Şarkımız ;

Soner sarıkabadayı - Buz

(Kim bakar ardına..)


○●○●○●


Kaya gibiydi. İnsanın boğazına takılan koca yumrular. Yutkunmak ister insan sanki mümkünatı varmışçasına daha da büyür boğazında tıkalı kalır alınan nefesler. Çıkacak sözler sessizliğe mahkum kalır güçlük çeker can yakar geçti dese de insan farkına vardığında yaranın daha da derinini açacağını bilmeden susar.


Bahşedilmiş yaraları susarak daha da açar insan.


Farkında olmadan büyütür içinde.


Sonra bir bakarsın başkasına sarf ettiğin sözler can yakarken senin sessizliğin de başka bir insanı boğar canını yakardı. Geç kalınan sözler sahibine ait iken başkasına açılan yaraları fark etmezdi gözleri kör dudakları mühründen kurtulmuş özgür bir kuş misaliydi.


Gözleri görmüyordu fakat kanatlarının ardında süzülen rüzgar özgürlüğünü tatırırken özgürlük ona bahşedilirken açtığı yaralar bir başkasını kanatıyordu.


Hazar ağa da tam bu durumdaydı çıkan cümlelere kulakları sağır gibiydi.


İlk defa farklı birşey düşünüyordu. Onu terk eden kadını değilde karısını düşünüyordu farkındaydı. Fakat bir çabaya düşen insanlar vardı ilk başta olan Anne ve babasına... Şimdi neden sözlerinin pişmanlığı ağır bir urgan gibi boynuna dolanmıştı.


Derin bir nefes aldı. Aradan nerdeyse bir saat geçmişti ve hala Liya yukarıya çıkmamıştı. Sandalyesinin düğmesine basarak geriye sürdü yönü kapıya dönerken ilerleyerek bir kaç saniye kapıyla bakıştı.


Kararsızca kapıya bakarken sıkıntıyla nefesini verdi. "Bencil değildim!" Kaşlarını çattı. Kapının kulpünü indirerek hafifçe araladı fakat sonra vazgeçip geri kapattı.


Düşünceleri bir yandan engel olurken bir yandan güçsüz bırakıyordu. Neden düşünsün ki Liya'yı! Sinirle kaşlarını çatarak yumruğunu sertçe vurdu fakat kapının hemen yanında olan vazo sertçe yere düşerek parçalara bölündü.


Tamda bu şekil parçam parça ediyordu insanları.


Arabasını geriye doğru çalıştırdı fakat tekerine altına takılan vazo parçası buna engel oldu. Gittikçe daha da sinirlendi ve daha çok ısrarcı oldu yine olmamıştı. İşte.. Hazar'ın gücü bu kadardı... Yetersizlik düşüncesi tüm uzluvuna yüklenirken dişlerini nerdeyse kıracak kadar bir birine bastırdı.


Bedenini hareket ettirerek tekerin altındaki parçaya uzandı fakat olmamıştı bacakları buna izin vermedi.

Sağ tarafa çok yüklenmesinden dolayı sandalyeyle sertçe yere düştü kafasına camlardan bir küçük parça battı. Acıyla inerlerken gözleri doldu. Onun canını yakan çizilen kolları yada Batan camlar değildi onun canını yakan olmayan güçsüzlüğü muhtaç olmasından ibaretti.


Dişlerini sıkmaktan çenesi ağırırken! Çaresizliği muhtaçlığı iliklerine kadar yaşıyordu.


Avucuna batan cam bir kez daha vurdu. Acımasına rağmen umursamadı elini bir kez daha sertçe vurdu. Avucundan kanlar damlarken buğulu gözlerin ardından sadece öylece izliyordu. Dudakları acı içinde büküldü iki yana doğru.


"İşte sen bu kadarsın..." Sesi acı fısıltılıydı. "Kendine faydan bile yokken başkasına muhtaçsın..." Yutkunarak avucunun içerisinden akan kanlara baktı. İnsan bir başkasına muhtaç olunca 'muhtaç değilim der gibi! Ters davranırdı!' Param parça ettiğinin farkına varamadan...


Liya kaynanası ile uzun bir sohpet etmişti hava çoktan çökmüştü. Urfanın dar sokaklarının arasına esen sert rüzgar saçlarına dokunup fütursuzca dalgalandırıyordu.


Duyduğu sesle olduğu yerden sıçrarken kaşlarını çattı. İçeriye geçen Solmaz hanımın korkuyla merdivenleri çıktığını görünce hızla Solmaz hanımın peşinden merdivenleri çıktı.


Odalarının kapısı ardına kadar açıktı. "Hazar oğlum!" Solmaz hanımın haykırışı kulaklarına dolarken adımları sanki çok ağır gibiydi. Kapıyı yavaşça araladı her tarafa savrulmuş vazo parçaları. Gezinirken bakışları sandalyeden düşmüş adama kaydı. Kalbi hüzünle çarparken kulaklarını arşınlayan Solmaz hanımın sesi vardı.


"Noldu sana yavrum! İyi misin?" Gibi soruları ardı ardına sıralıyordu. Hızla ilerleyerek Hazar'ın yanına ulaştı Hazar'ın anlından kanlar süzülürken yutkundu. "A..acıyor mu?" Kelimeler zar zor çıkmıştı dudaklarının arasından.


Solmaz hanımla birlikte aynı anda koltuk altından tutarak Hazar'ı kaldırmışlardı. Ne kadar iri çüssesinden dolayı zorlansalarda yatağa oturtmuşlardı. Solmaz hanım ayağıya kalkarak banyoya gidip ilk yardım çantasını odaya getirdi.


Oğlunu bu halde görmek onu kahrederken elleri titreye titreye çantayı açmaya çalıştı. Bunu fark eden Liya hızla koluna dokundu. "Ben yaparım." Dedi gözlerinin içine bakarak. Sanki bakışlarıyla anlaştılar ve Solmaz hanım ayağıya kalktı. "Ben Şilan'a söyleyeyim buraları temizlesin.


Hızla ordan ayrılırken gözünden bir damla süzülmüştü. Hazar'ın yaralarını sarmayacaktı çünkü karısı vardı. Belki Liya'ya dayanırsa Dilan'ı unuturdu.. Diye düşünerek ordan uzaklaştı Solmaz hanım.


Liya çıkan kaynanasının ardından birkaç saniye baktıktan sonra eline çantayı aldı. Fermuarı alarak gereken malzemeleri alarak antiseptik losyonu aldığı pamuğa dökerek Hazar'a döndü masmavi gözlerle göz göze geldi. Beyazlığında hafif bir kızarıklık vardı kaşının üstünde olan kurumuş kana kaydı bakışları.


Yavaşça biraz daha yaklaştı. Bir eliyle saçlarını çekmek için uzatıp kenarıya doğru çekti. Gözlerini kısarak yaraya biraz daha dikkatli baktı neyse ki çok derin değildi çizik. Elindeki bezi dokundurmadan "Bu biraz acıtabilir." Hemen sonra hafifçe bastırmıştı hafif acıyla anlı buruşurken.


Acıdığını düşünerek dudaklarını uzatarak yarayı üfledi.


Hazar ağa bir anda üfleyen kadınla bedeni kasılırken bakışları Liya'nın yüzüne çevirdi. Dikkatle yaraya bakıyor ve hafif hafif elindeki pamukla temizliyordu. O kadar dalmıştı ki onu izleyen kocasının farkında bile değildi.


Farkında olmadan karısını incelemeye başlamıştı. Uzun kızıl saçları minik burnu ona zıt olan iri yeşil yosunlar endişe bahşetmişti. Gözbebeklerin de her dokundurduğunda büzdüğü dolgun dudaklara kaydı. Hafif tombul yanakları her pamuğu dokundurduğu zaman şişirip hafif hafif üflüyordu. Kaşları buna uyum sağlayarak çatılıyordu.


Burnunun üstünde olan hafif hafif yuvarlak kahveler kaydı bakışları gözlerini biraz daha kısarken çillerini saydığının bile farkına varamamıştı... Liya'nın tam tamına beş tane sağ yanağının üstünde beş tane de sol yanağının üzerinde vardı.


Liya bakışlarını kocasına çevirince ona izlediğini fark etti. Bir anda aklına dank edince adama fazlaca yakın olduğu fark etti ve yavaşça geriye çekildi.


Hazar ağa sanki transtan çıkmış gibi kirpiklerini kırpıştırdı.


Liya yara bandını eline alarak yaranın üzerine bastırdı. Kafasını çevirdiği an gördükleriyle kaşları şaşkınlıkla kalkarken nasıl fark edemediğine şaşıp kalmıştı. "Hazar!" Bir anda bağıran Liya ile kaşlarını çattı.


"E..elin!" Dedi titreyen bir sesle. Eli kan içindeydi. Hızla elini tuttu parmaklarıyla yaraya dokunmak için elini kaldırdığında titriyordu.


"Çabuk hastaneye gitmeliyiz!" Oturduğu yerden kalkarken.


"Hayır!" Hazar ağanın sert sesi odada yankılanırken kaşlarını çattı. "Ne demek hayır! Hazar ağa hemen hastaneye gidiyoruz!" Yerdeki cam parçalarını umursamadan tekerlekli sandalyeyi yerden kaldırdı.


"İnada bindirme! Hastaneye falan gitmek yok! İstemiyorum iyileşir bir kaç güne!" Son sözünü söylemişti Hazar ağa fakat Liya'nın vazgeçmeye niyeti yoktu. "Birkaç güne iğleşmez Hazar ağa! Dikiş atılması gerek! Asıl inat edip duran sensin uzatmayı kes!" Dedi ters bir cevapla sandalyeyi yatağın dibine getirdi.


"İnatçılığın bana sökmez! Ne inadın, nede ağalığın bencilliği bir kenara bırak! Gerçekten iğleşmek için çaba sarf et! Başkalarına muhtaç olmak seni mutlu mu ediyor!" Sözlerine devam ederken Hazar ağanın önüne gelmişti. "Artık iğleşme vakti gelmedi mi? Birine muhtaç olmak canını bu kadar yakarken.." Hiç kimse farkında değil zannediyordu. Liya farkındaydı onun Hazar ağanın anlamadığı şeyde buydu.


"Ben kimseye muhtaç değilim!" Gürlediğinde Liya'nın kalbi hızla çarpıyordu.


"Muhtaçsın... Hemde üzüntü içinde boğulurken.. değmeyen bir kadı-" sözünü kesmişti.


"Sakın!" Diye bağırdı. "Sakın onun hakkında konuşma hakkını kendinde bulma!" Liya yutkunarak Hazar ağanın gözlerinin içine baktı.


Yaralar kanardı, çabucak iğleşip kapanmazdı.


○●○●○●

​​​​​​Bölüm sonu!

Bölüm hakkındaki düşünceleriniz alayım?

Lütfen yorumlarda yeni bölüm yazmak yerine kitap hakkında yorumlar yapın gidişatını merak ediyorum.

Allaha emanet olun 📚💮


Loading...
0%