16. Bölüm

Bölüm 16. 'Şoke Eden Gerçekler..'

Sunbaeee
matmazellyaziyorr

Oy, yorumlar eksilmesin. ♡

 

 

 

'Hayat gerçeklikle,

 

Sahtelik arasında.'

 

 

☆▪︎☆▪︎☆

 

Söylediklerim ona ağır gelmemişti, hayatım da yer edinmeye çalışması benim garibime gidiyordu. Şeyma'nın dedikleri gerçek olarak algılayamadım birkaç adım uzağım da durmuş sessizce gözlerimin içine bakıyordu. "Beni seviyor musun?" Dudaklarım benden bağımsız cümleleri bir bir dökmüştü.

 

Başta bir şaşırdı, ardından kaşlarını çattı, ne düşündüğünü bilmezken duygudan duyguya girdi. Uzak olan mesafeyi buz gibi kesti, tam dibimde durdu kalbim hızla atarken bakışlarımı kara harelerine çevirdim. "Sevsem ne önemi olacak senin için?" Sevmiyor demiyordu, seviyorum da demiyordu. Sıkıca gözlerimi kapattım, yaşadığım duruma hüngür, hüngür ağlamak isterken onun boş bakışları beni bertaraf ediyordu...

 

"Yapma, lütfen bunu yapma." Sessiz bir şekilde fısıldayışım dudaklarımın arasından haykırır gibi firar etti. Ona nazaran bir damla göz yaşım daha firar etti, düşüp süzüldü yanağımın üzerinden! Ne o silmek için bir çabaya girdi. Nede ben bir şey yapıp göz yaşımı kuruttum. "Ne yapıyorum?" Anlamazlıktan gelmesi beni deli ediyordu.

 

Benim için sert ama onun için basit olan bir yumruk geçirdim göğüsüne, "beni bir arafın ortasında! Cevapsız sorular ardında bırakma." Çırpınışlarım iri bedenine bir fayda katmıyor, yerinden bir milim dahi kımıldamıyordu. "Seviyorum desem inanır mısın peki?" Durdu yumruklarım, durdu sanki zaman, hayat ilerlese de düşen göz yaşımın bile yanağımda kuruduğunu hissettim.

 

"S-sen!?" Ne diyeceğimi bilemez bir şekilde dilim bir birine dolanmış ve savaş vermişti. Kavhelerimi onun siyah haralerine çevirdim. "Duymak istediğini değil, içimden geçeni söylüyorum." Islak olan kirpiklerimi kırpıştırdım gerçek miydi? Olanlara inanamıyordum. Hızla başımı iki yana salladım yeni bir yaş daha süzüldü gözlerimin üzerinden boynuma yol alırken. "O-olmaz! B-beni s-sevemezsin!" Savrulup duran saçlarımı bile umursayamıyordum yüzüme yapışmıştı.

 

Bi anda iri ellerini yanaklarımın üzerine koydu, ağır bir şekilde yüzüme yapışan kestane saçlarımı kenarıya doğru çekti. "Neden?" Sesi garip bir tına sahipken yutkundum. "Seni neden sevemem!?" Meraklı sesine karışan sertlik yutkunmama sebep olmuştu. Beni neden sevemezdi? "Sevemezsin!" Dedim sanki sayıklar gibi beni kimse sevmezdi. Kara kaşları kara harelerinin üzerine devrildi. "İstediğin kadar kabul etme Efnan! Yıllardır yolunu gözlediğim, kadın sendin." Açıkça dile getirmesiyle nutkum tutuldu.

 

Hayat döndü, insanlar zamanda mutluluk içerisinde yaşayıp gitti. Ben öylece kara harelerine nutkum tutulmuş gibi baka kaldım.

 

Şimdi bu açıkladığı ile geçmişte beni sevmesinden dolayı mıydı? Berzan beni sevdiği için mi istiyordu? Ne söylemeliyim, suskunluk ilk defa bu kadar garip geldi. Benden bir beklentisi yok gibiydi, yıllarca demir parmaklıklar ardında, beklediği özlediği. Hasreti ile yanıp tutuştuğu ben miydim? Burnumu çektim söylediklerine ne demem gerektiğini bilmiyordum.

 

'Sezer'den daha iyi.' Şeyma'nın cümlesi kulaklarımda yankı yaparken yutkundum. "Sevgine karşılık yok bende!" Neden bilmiyorum ama gerçekleri yüzüne vurmuştum, içimde tanımadığım bu adama karşı saf öfke vardı. Nedendi bendeki ısrarı diye, şimdi beni sevdiğini söylemesi. Ne düşünmem gerektiğini bilemezken susmuştum, elleri hala iki yanımda yanaklarımın üzerindeydi.

 

"Beklerim." Dudaklarını anlıma bastırdığı zaman, titredi içim dünya dönüyor ama biz soyutlanmıştık. "Sen sevmesen de, benim sevgim ikimize de yeter." Gözünden süzülen yaş anlıma düştüğü vakit kaskatı kesildim. İlk defa bir erkeğin ağladığını görmüştüm, yabancısı olduğum, aslında nikahlı kocamın benim sevgimi sabırla bekleyeceğini söylemesi yüreğim de çırpınışlara sebebiyet vermişti.

 

Baskısı sonlandığında yutkunarak birkaç adım geriledim. Donmuştu, yanağımdan süzülecek yaş bile donup kalmıştı. "Hadi içeriye geç, daha fazla soğuk olmasın." Söylediği ile başımı sallayıp hızla onu arkamda bıraktım. Kalbimin kuş gibi çırpınışları özgür olmak yerine daha da bir zindanın ardında bıraktı hayatımın. İnsanların hala eğlencesine devam ettiği avluda konağa girmek için ilerlerken yanıma gelen Şeyma'nın kolunu tutarak kendimle beraberinde hızla konağa sürükledim.

 

Çatı katındaki odama geldiğim, vakit Şeyma'nın girmesi ile hızla kapattım. "N'oluyor Efnan!" Sorusu ile başımı iki yana salladım. "Beni seviyormuş!" Fısıltılı sesimi duymamış gibi merakla kaşlarını kaldırdı. "Anlamadım?" Meraklı sesi anlamadığını açıkça belli ettirirken yutkundum, "Yalan olan gerçek!" Sinirle kaşlarını çattı. "Her şeyi taksit, taksit anlatmak yerine doğru düzgün anlat Efnan! Ne oldu?" Dediğin de parmaklarımı kemirmeye başlamıştım.

 

"Berzan! İtiraf etti, beni sevdiğini söyledi." Güldü dengesiz bir şekilde güldü, hatta bildiğin kahkaha attı. "Niye gülüyorsun!" Diye çemkirdiğim de, karnını tutarak gülmeye devam ediyordu. "D-ed-im s-an-a!" Dudaklarından firar edenle anlamsızca gülmesine öylece baka kalmıştım. "Kes şu gülmeyi! Ne yapacağımı söyle." Dediğimi takmadan hala gülmeye devam ediyordu.

 

"S-açmalama nasıl ne yapacaksın!" Artık eski gülüşü kalmamıştı. "Ben sana dedim değil mi!?" Haklı olunca böyle manyak olması normal değil. "Kocan senin artık, seni seven birini bulmuşsun! Evli de değil," Yaptığı göndermeye göz devirdim kendini toparlayarak derin bir nefes daha aldı. "Ondan sonra artık geçen yılları ardında bırak, mutlu olmayı hak ediyorsun!" Bu sefer derin bir nefes ben almıştım.

 

"Yusuf'tan sonra yani..." Fısıltılı sesim ona olan özlemim hala vardı, içimde bir yerlerde eksik olmayan sevgisi... Başımı ağır bir şekilde salladım. Birkaç adım da yanıma geldi, elini uzatarak belime doladı. "Evet! Hak ettiğin mutluluk, için çaba göster." Başımı ağırca salladım, bilmiyordum hayatımda daha nelerin katılıp nelerin son bulacağını bilemiyordum...

 

Hayatın yaşatacağı gerçeklerle yüz yüze kalacaktım. "Sence mutluluğu hak ettiğimi, düşünüyor musun?" Daha da bir sıktı bedenimi kolları arasında. "Bu dünyada en çok sen, hakediyorsun." Bende kollarımı ince beline doladım yine yine yüz tutmaya başlayan göz yaşlarımla gözlerimi tavana doğru çevirdim. "Bugün biraz fazla ağladım, makyajım bozulacak." Diyerek gülmek için kendimi zorladım. Kabul etmesem de gerçekler her defasında gün yüzüne çıkıyor hayatıma dahil oluyordu...

 

"Sanki hiç bozulmadı da! Anam ağlaman gereken yerde ruhsuzdun, şimdi seni susturamıyoruz. Acaba baştan alıp, kadınların etrafında dönmesini söylesek mi?" Kaşlarımı çattım yine saçma sapan konuşmaya başlamıştı. "Gözlerindeki yaşlar boşa gitmez kız en azından!" Beline sert olmayacak bir şekilde etini cimcirdim. "Ahğ!" Acıyla inlediğinde bedenini bedenimden hızla ayırdı.

 

"Ne saçmalamaya başladın gene!" Yüzünü buruşturup elini koluma geçirdi. "Acıdı yavaş sık bari cani!" Dediğin de göz devirdim hakediyordu. "Enişteyi böyle sıkarsan seni boşar! Yeminle ha." Gözlerimi kocaman açtığım da yarım ağız güldü. "Açma zaten fazla iri korkuyorum!" Bu sefer tersini yapıp kıstım. "Gebertirim seni," omzunu silkerek odamın dış kapısına doğru ilerledi. "Yalan mı! Daha şey etmeden kapının önünde kalırsın!" Gözlerim daha da bir belirdiğinde, "Şeyma!" Çemkirmemle hızla kapıyı açıp ardından kapattı.

 

Yanaklarım yanarken sertçe yutkundum, benden öyle bir beklentisi olur muydu? Sevdiği birinden öyle beklentisi her erkeğin olduğu gibi her kadının da olurdu. Peki ya Berzan benimle bir birliktelik... Gerçek karı, koca bir kez daha yutkundum başımı kendi kendime iki yana salladım.

 

"Hayır, hayır sanmıyorum!" Dediğim kulağıma dolan sesle rengim atmıştı. "Neyi sanmıyorsun?" Bakışlarımı ne zaman odama girdiğini fark etmediğim Delal'e kaydı. "Hiç!" Konuyu ona açıpta açıkça hiç konuşmayacaktım bencilin tekiydi. Tutupta hayatımda olan, olacaklardan dolayı ona anlatmayacaktım.

 

"Hım... Anlatmayacaksın ama ben tahmin edebiliyorum, sende haklısın tatlım." Kaşlarım çatıldığında birkaç adım da odama girmişti. "Hangi konuda!?" Yine hangi düşüncesini yumurtlayacaktı çok merak ediyordum. "İyi yere kapak attın, ama ne yazık ki. Berzan seni sevmiyor!" Bunu söylerken elleri ile yanaklarının üzerinden süzülen yaşlar varmışçasına eliyle silip alt dudağını ters çevirdi. "Seninle uğraşmayacağım Delal çık odamdan!" Fazlasıyla yorgun hissediyordum kendimi ve üzerimdekilerden kurtulup bu günü, olanları biraz da olsa aklımda düşünüp durmak yerine kapattığım karanlığım da unutmak istiyordum..

 

"Üzdüm mü seni? Ağlama sakın! Haklısın Berzan'ı da hak etmiyorsun... Neyse sana dokunacağını sanmam ilerleyen zamanlarda çocuk olmazsa ben kuma olur, sen de bir köşe de yaşar gidersin korkma." Artık ne düşünmem gerektiğini çözemez iken, boğazımı temizledim. "Delal hadini, yerini bil! Kız kurusu olarak ortalıkta gezinip evli adamların altına yatmayı planlamak yerine, kendin gibi bekarla evlen, hoş bu saatten sonra otuzu geçmişi kart olanı almazlarda!" Alayvari sesim, dudaklarımın arasından firar eden cümlelerim şaşkınlığa uğratmıştım onu.

 

"S-sen!" Titreyen sesiyle bam teline bastığımı anlamıştım. "Defol odamdan!" Dedim sürükleyerek daha fazla konuşmasına izin vermedim. Neyse ki çıkmıştı kapının anahtarını iki defa kitleyip bedenimi kapıya yasladım, iğrenç düşünceleri olan bir kızdı. Kendimden utandım resmen, bekar biri ile evlenmek varken neden evli adamların peşinden koşarlardı. Ki hiç anlamış değildim, vakit kaybetmeden hızla üzerimdeki elbiseyi çıkarıp dolabımın kapağına astım yüzümde olan makyaj zor olsa da çıktığında bedenimi hızla banyoya atmıştım.

 

Bedenimden süzülen sıcak su bedenimi mayıştırırken, bugün yaşadığım onca şey aklıma bir bir üşüştü, bi anda nikah, Şeyma'nın duyduklarını anlatması. Üstüne üstlük onun itirafı... Ve en son da Delal! Ben ne çok şey yaşamıştım bugün, fazlasıyla yorgundu bedenim.

 

Üzerime geceliğimi geçirdiğim de, gözlerimin ağırlığı üzerime çökmüştü. Hızla kurutma makinesini açıp saçlarımı kurutup bedenimi yatağa attım, tüm sorularımın tek bir cevapta birleşip beni şok edeceğini bilmiyordum, evliydim artık istemesemde artık bir kocam vardı... Gözlerim ağır ağır kapanırken.

 

Beni seven bir eş, ne kadar da garipti bu durum...

 

☆▪︎☆▪︎☆

 

Elimden geldiğince her gün atmaya çalışacağım.

 

Fikir ve düşünceleriniz?

 

Oy ve yorumlar az ama inşallah zamanla çoğalır.

 

Allaha emanet. ♡

 

 

Bölüm : 17.10.2024 21:00 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...