21. Bölüm

Bölüm 21. 'Xate Hanım'

Sunbaeee
matmazellyaziyorr

oy, yorum lütfen!

 

"Ay ve yıldız bu

Dünyada tek gerçek."

 

☆▪︎☆▪︎☆

 

Hayatı iyisi ve kötüsü diye ayırt etmiştim, eğer ki kuma olarak gitseydim hayatım şimdi olduğundan daha beter olurdu, bana saplantılı olan bir adamın karısı olarak kalır, hayatımın bir zindanda saplantılı olarak yaşardım.

 

Berzan peki o, yabancısı olduğum bir insandı. Yüzünü dahi görmediğim bir adamdı. Buna rağmen bana iyi davranan, beni sevdiğini söyleyen tek adamdı. Üzerime vücuduma yapışan kırmızı çiçekli elbisem ayak bileğime kadar uzundu, ordan birazda olsa genişliyordu.

 

Herşey görünüşte mükemmeldi, gibiydi! Peki ya ayağım. İkisi bir olması gerekirken sağ ayağımı parmak ucuna basıyordum, kısaydı diğerine göre. Titrek bir nefes alarak bir süre daha bakışlarımı gezdirdim, hayatımın bana öğrettiği bir şey daha vardı, bu hayatta bırak aileni! Etrafındaki insanlar bile acımazdı Berzan bana neden acımıştı? Nasıl oldu da sevmişti, çıkar ilişkisi yok muydu? Sevdiğine inanmak gelmiyordu içimden.

 

Mehir olarak oteli üzerime yapacaktı, ama benim içimden geçenler bunlar değildi! Ben sadece test etmek istemiştim. Onun itiraz etmesini beklerdim, etrafımızdaki diğer insanların itiraz dolu sesleri onun gür sesini bile bastırmamış herkesi susturacak o cümlesini kurmuştu.

 

'Gelinime feda olsun,'

 

Bu cümlesi kulağımda her defasında yankı yapmıştı. Sevmek mal varlığını gözünü kırpmadan vermek miydi? Başımı hızla iki yana salladım düşünmek beni fazlasıyla yoruyordu. Xate hanım peki? Sabahın köründe kapıya dayanıp adet adı altında olan çarşaf istemesi, buna rağmen Berzan yine beni korumuş, bunun olacağını bilmesine rağmen bana dokunmamıştı. İsteseydi yapacağını biliyordum, beni düşünmüştü aldığım yaralara yenisini eklemek istememişti belliki.

 

Kapı tıklatıldığında yerimden sıçramıştım. "Sulugöz, çabuk çık acıktım!" Sitemli sesi kulaklarıma ulaşınca koca bir soluk alarak verdim. "Bir dakika!" Yüksek sesle bağırıp kendimi sakinleştirmek için zaman ayırmıştım, çok uzun süre kalmadan hızla banyo kapısına gelip kapıyı açtım. "Hele şükür!" Omzunu yasladığı kapı pervazından bana bakıyordu.

 

Kısa boyumdan dolayı başımı hafifçe ona doğru kaldırdım kara hareleri merakla bedenimde gezinirken yutkunarak bende gözlerimle onun üzerini taramıştım, yine olduğu gibi gözlerinin rengine bürünmüş, siyah giyinmişti esmer tenine rağmen siyah ondan bir başka duruyordu, iri bedenini zorlayan siyah ceketi sıkı sıkıya sarmıştı bedenini, gömleğinin birkaç düğmesini aralamış, esmer tenini hafif kıllanmış göğüsünü ortaya dökmüştü.

 

"Çıkalım!" Garip bir tına sahip sesime mani olamamıştım, 'bende böyle bir adam görsem tabi dibim düşer!' İç sesimin sitem dolu sesi başımı iki yana sallamıştım, 'kendine gel Efnan boş boş konuşma!' Yutkunarak birkaç adım atarak transa girmiş bedenimi ondan kurtardım. "Çıkalım bakalım." Sesindeki eğlenen tın yutkunarak geri çekildim.

 

Adam beni utandırmak için her şeyi yapacaktı, hızla arkamı döndüm dış kapıyı açıp çıkacağım vakit avucumun için de hissettiğim sıcaklıkla bedenim buz tuttu. Bakışlarımı yanımdaki adama çevirdim, meraklı olan harelerime bakmıştı. "Bu odanın içinde kalsın herşey, kimse bilmesin özelimizi. Dışarıdan evli, mutlu bir çift!" Söylediklerinde haklıydı, ama nasıl yalan söyleyebilirdim ki?

 

Ağırcana başımı salladım. "Tamam nasıl istersen öyle olsun." Kısa bir cevap verip avucumun içerisine yerleştirdiği elini sıkıca tuttum, elinin için de minicik kalıyordu. Bu adamın her şeyi büyüktü, 'daha bişi görmedik, nerden biliyorsun?' İç sesimin saçmalığı ile başımı hızla iki yana salladım. "Tövbe tövbe." Sabır çekerek gözlerimi kapayıp açtım. "Bana mı dedin?" Berzan'ın sesini duyana kadar yüksek sesle konuştuğumu fark etmemiştim.

 

"Yok sana demedim," Kısa bir açıklama yaparak önüme döndüm. "Kendi kendine konuştun o zaman?" Meraklı alaylı sesiyle gözlerimi devirdim. "He arada bana geliyorlar!" Sitem dolu sesimle tek kaşını kaldırdı. "Arada geliyorlarsa iyi, hep gelseler ne yapacağız? Deli ile evli olduğumu öğrenmem iyi oldu." Adam bildiğim sabrımı sınıyordu. Kaşlarım hızla kahve harelerimin üzerine düşmüştü, deli mi? Ben mi? "Ya sabır." Başımı iki yana sallayarak önden ilerledim.

 

En sonunda bu adamın katili olmazsam iyidir...

 

Beraber merdivenlerden inerken kalbimin sesi yine kulaklarıma ulaşmıştı, Xate hanım istediği çarşafı almamıştı. Diğer aile üyeleri peki? Onlar bana nasıl davranacaktı merdivenin son basamağına geldiğimiz de elimin terlediğini hissettiğim de avucundan yavaşça çektim. "Sorun ne?" Berzan'da bunu fark etmişti. Yutkunarak bakışlarımı ağırcana ona çevirdim.

 

"Korkuyorum." İtirafımla bedenini bana çevirmişti. "Ne olursa olsun, yanındayım! Korkacak hiç bir şey yok." Beni telkin edip sakinleştirmeye çalışıyordu. "Çarşafı vermedin ya, ya bana kin tutup kötü davranırlarsa." Hiç olmadığım kadar tedirgindim yıllarca ailemin yanında yetişip büyüdüm, en ufak bir hatam da yediğim dayakların haddi hesabı yoktu.

 

Elini yanağıma yerleştirdiğin de yüzüm avucunda küçük kalmıştı. "Sana değil elinin, kalkmasına sözlerinin değmesine bile izin vermem Efnan!" İkna edici sesi kulaklarıma ulaşırken kara harelerine baktım. "Yabancısı olduğum insanların içine beni sen ittin." Sen ve ailem, iç sesim dudaklarıma mani olmuştu. "Karım, konağımın hanımısın! ŞahinKara soyadını taşıyorsun. Kimsenin sana dokunmasına dilinin ucundan bile kötü, söz olarak geçirmesine bile izin vermem!" Derin bir nefes alarak başımı ağırca salladım.

 

Kalbimin pır pır edişi kulaklarımı işgal ederken. Cümleleri değerliydi benim için ama herşey göründüğü gibi değildi, belkide bu cümlelerinden anlamalıydım. Mükemmel olmayacaktı, hayatım belki ama eskisi kadar beter de olmayacak gibiydi.

 

Elini uzattığın da tereddüt eden bakışlarım üzerindeydi. "Korkma sadece güven." Bu cümleleri bana güveni vermezdi, mal varlığını bana teslim edecek diye içim de bir yerlerde güven teşvik edemezdi. Elini tuttum garip bir his içime yayılırken tutuşum onun için ona 'güveniyorum sana,' idi belki ama içimden geçenler buna tabi bile tutulamazdı. "Güven senin için basit, ama benim için değil. Her güvenim de yıkılan bendim, sana basitçe güven sağlamamı bekleme." Cümlelerim sonlandığında bedeninin kaskatı kesilmesini tuttuğum elinden anlayabiliyordum.

 

Olanları söylemiştim, bi insan bi insana çabucak güven veremezdi. Bu çok saçmaydı alel acele Berzan'a güvenemezdim güvenimi kazanmaya çaba gösterse de bu çabucak olmayacak gibiydi. "Acelem yok, vaktimiz bol." Başımı çevirdiğim de son adımımızı içeriye atmıştık, daha uzun süre evli kalacağımız gerçeği gün yüzüne çıkarıyordu.

 

"Hayırlı sabahlar." Berzan'ın cümlesi ile bakışlarımı çevirerek masada oturan ev ahalisine baktım. "Hayırlı sabahlar oğul!" Babasının Arat beyin sesi karşılık vermişti. En baş köşe de Zerrin babaannesi ve hemen onun yanında Arat bey ardından karşısın da Xate hanım, Arat beyin yanında da Zühre hanım vardı. Ben ve Berzan için boş olan sandalyeler hemen karşısında oturan bir genç kız daha vardı.

 

Yanında Behzat otururken iki boş sandalyenin yanında Zerda vardı. "Erken gelmediniz mi? Gelin hanımın daha erken kalkması gerekiyor yatmak adet olmuş!" Xate hanımın kin dolu sesi bize ulaşmıştı. "Sen sus gelin, seni de gördük zamanında." Zerrin babaannenin söyledikleriyle bakışlarımı ona çevirmiştim.

 

Benimle beraber Xate hanım da dönmüştü. "Oturun hade kahvaltıyı ağız tadıyla yapak." Arat beyin son cümlesi masayı sessizliğe boğarken Berzan elimi tuttuğu için bende beraberinde ilerlemiştim. "Oturmadam çay koy gelin!" Durdurak bilmeyen Xate hanımla ağırcana başımı sallayıp, çaydanlıklara ilerledim.

 

Berzan yerine oturmuştu bile yavaşça ilerleyip tüm bardakları tek tek doldurmuştum. Tedirginlikle titreyen elim hafif bir dökülse de ağırcana tüm çayları dağıtmış en sonuncu çayı verdikten sonra bende oturmuştum, zar zor olsa da birkaç lokma yiyebilmiştim.

 

"Akşam yemeğini gelinden yiyeceğiz." Xate hanımın sesi çatal çay kaşığı sesini yarıp geçmişti. "Ana 'gelinim' bu gece bana lazım." Kısa bir açıklama yapan Berzan'a yavaşça başımı çevirdim. Meraklı bakışlarımı kara harelerine çevirmiştim, uzun kirpiklerinin ardından bana bakarken göz kırptı. "Gidince öğrenirsin. Kahvaltını yap!" Uyarı dolu sesiyle başımı sallayıp önüme döndüm.

 

"Başka zaman işini gör. Bu akşam yemek yapacak gelin!" Diretmeye devam eden Xate hanımı anlamış değildim, bu içinde olan kin miydi? Benim suçum neydi. "Karışma Xate, gençler onlar." Berzan'dan önce davranıştı Arat bey. "Bizde genç olduk, evini yurdunu bellesin Arat ağa." Çatık kaşlarının ardından bakıyordu sinirliydi. Kime olduğunu anlamadığım bir sınır vardı.

 

"Kesin artık! Rahat bir kahvaltı edeydik." Zerrin babaannenin sesi sessizleştirmişti ortamı. "Ana ge-" durdurağı olmayan Xate hanımı bu sefer Berzan susturmuştu. "Ana yeter kinin kimeyse ona kus! Karımdan uzak dur!" Hızla sandalyesini iterek ayağıya kalkmış bileğimden tutarak beni de kendisi ile kaldırmıştı. "Müsadenle babaanne!" Zerrin babaanneden izin alınca ikimiz de konaktan çıkmıştık.

 

"Abi?" Miraç'ın hızla bize doğru gelirken eliyle Berzan onu durdurmuştu. "Gelmene gerek yok koçum! İşimiz var bizim yengenle!" Elimi tutmuş sürüklerken peşinden gitmek beni zorlasa da onun uzun bacaklarına yetişmek zordu. "Berzan!" Sinirle bağırınca bakışları bu sefer bana dönmüş ama adımları durmamıştı. "Söyle güzelim!" Kalbim hızla atarken derin nefesler almaya başlamıştım.

 

"Boyun uzun, yetişemiyorum yavaş olsana!" Sanki ardımızdan kovalayan vardı. "Gel o zaman!" Daha durduğunu anlamadan bir anda beni kucağına aldığın da çığlık atarak elimle üzerindeki ceketi sıkıca tutmuştum. "Berzan!" Çığlık atarken bile ona tutunmam çok garipti.

 

"Bağırma sulugöz, kulağımı sağır ettin." Sitemli sesiyle başımı iki yana salladım. Sigara kokusu burnuma dolarken kuruyan boğazımı temizleyerek ağırca başımı salladım. "Bi anda kucağına alırsan, olacağı bu.!" Kısık sesimle hafif yükselen yanağı bana göz kırpıyordu. "Gülme!" Kızgın sesim ona ulaşsa da arabaya geldiğimiz de kapısı Miraç tarafından açılmıştı.

 

"Sağol koçum!" Beni koltuğa oturtuğu zaman kapıyı kapatmıştı. "Biraz işim var sen şirkete geç." Elindeki anahtarı alıp arabanın ön tarafından dolanarak sürücü koltuğuna geçmişti. Arabayı çalıştırdığında hızla ilerlemiştik, araba sessizce ilerlerken meraklı bakışlarım yolu izliyordum.

 

"Nereye gidiyoruz?" Başımı Berzan'a çevirdim merakla. "Notere!" Anlamaz bir şekilde ona bakarken göz ucuyla bana bakıp tekrar geri önüne döndü.

 

"Sözümü tutmaya, bir söz verildi mi bizde! Tutulur. Oteli sana devrediyorum Efnan ŞahinKara. " Şaşkınlıkla ona bakarken oteli gerçekten bana verecekti...

 

☆▪︎☆▪︎☆

 

Bölüm sonu!

 

Fikir ve düşünceleriniz?

 

Xate hanım? (Biraz sinirim bozuldu, ne derdi var canım?)

 

Zerrin babaanne? (Tontiş birine benziyor.)

 

Efnan , Berzan?

 

Allaha emanet. ♡

 

 

Bölüm : 19.11.2024 01:04 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...