Oy, yorumlar eksik olmasın ♡
☆▪︎☆▪︎☆
Kaderin aklımıza yazı gibi yazdığı gerçekçi bir hayatımız vardı, dahil olmaktan tedirgin olduğumuz. Bir dünyada her gün gerçeğini yaşıyorduk! Hayatın beni nerden nereye sürüklediğini bile anlayamamıştı, insanların hayatıma önem vermediği yerlerle yeksan ettiği gerçekliği vardı.
Günün aydınlanması yeni bir başlangıca ev sahipliği yaparken Berzan'ın çoktan kalktığını hatta üzerine giydiği gömleğin düğmelerini ilikliyordu. "Sen mahrem nedir bilmez misin be adam!" Uykulu çıksa da sinirlenmiştim. Tek kaşını kaldırarak aynadan bana çevirdi bakışlarını. "Mahrem? Yatağımdaki karım, ondan ne saklayacağım.?" Utanmaz sesi kendinden emin cümleleriyle alayla bana bakıyordu.
"Tamamen karı koca değiliz, ve lütfen üzerini bu odada giyineceksen ben yokken, varsam da banyoda giyin." Adam bildiğin açıkça soyunup giyiniyordu. "İstersen olabiliriz karıcığım!" Sesinden değişen tınısı yutkunmama sebebiyet verirken gözlerimi irice açtım. "Ben ne diyorum sen ne diyorsun?!" Çıldırmam onu fazlasıyla eylendiriyordu.
"Ne var yani? Gerçeğiyle de başa çıkabilirim." Hızla kirpiklerimi kırpıştırdım, adam iyice sapıtmıştı. "Sapıttın herhalde sen?" Güldü aynada olan bakışmamızı keserek birkaç adımda yattığım yatağın yanında durdu. "Sapıtmak mı, oda nedir?" Alayvari çıkan sesiyle hala eylencesine bakıyordu.
Derin bir nefes alarak ayaklarımı sarkıttım. "Berzan!" Sinirle soluduğumda yüzündeki mimikleri hiç değişmemiş bir şekilde. "Efendim karıcım?" Beni deli etmek için bu dünyaya gelip, az kalmış gibi birde kocam olmuştu. "Başlatma karına!" Sinirle bağırdığımda kaşlarını çatarak işaret parmağını bana doğru salladı. "Karıma laf yok!" Beni benden savunmaya mi geçmişti o? "Allahım sen akıl ver!" Dua ettiğim de başını hızla iki yana salladı.
"Öyle olmadı, Allahım sen bana akıl kocama da fikir ver diyeceksin." Yeminle delirtmek için vardı bu adam. Hızla oturduğum yerden kalkarak adımlarımı dolaba ilerlettim. "Sen fikri ne yapacaksın!" Konu saçma ilerlese de sakin olmam gerektiğini biliyordum. "Sen yanımdayken kullanırım." Yutkundum, gözlerimi arıca kapattım 'sakin ol' kendi kendime telkin verirken sakin olmak sandığım kadar kolay değildi.
Hızla kendimi banyoya atmıştım, daha fazla yanında kalsaydım çıldırmam an meselesiydi. "Ben iniyorum karıcım sende gelirsin." Berzan'a cevap vermediğim de kulağıma gelen kapı kapanma sesiyle neyse ki gittiğini anlamıştım. 'Her sabah bir öpücük." Eee adam öpücüğünü almadan gitmişti, yalancı ne olacak! İç sesimin sitemiyle gözlerim kocaman olurken kirpiklerimi kırpıştırarak bakışlarımı aynaya çevirdi.
"Manyamaya başladın he!" Kendi kendime konuştuğum da kızaran yanaklarıma kaydı bakışlarım. "Len niye kızarıyorsun, utanması gereken kişi ben değilim!" Kendi kendime sitem ettiğimi dahi saymak istemiyordum. "Ya sabır!" Hızla üzerimi giyinip diğer rutin işlerimi de hallettim kapının açılıp kapanma sesiyle kaşlarımı çattım az önce çıkmamış mıydı? Yoksa kocaman oldu gözlerim.
Kapıya doğru ilerlerken. "Başta anlaşalım Berzan ağa beni öpmek için geri geldiysen." Kapıyı açtığım da asıl muhatabım olan kişi yoktu, hatta tanımadığım bir kadın vardı karşımda. Mavi gözleri merakla üzerimde gezinirken benimde bakışlarım onun üzerinde gezinmişti. Kavislendirdiği tek kaşı olduğundan fazla cüretkar ifadesini belirtirken sarı saçlarını at kuyruğu yapmış bir şekilde kaşlarının üzerine yerleşen kahkülü ile minik bir kız çocuğunu andırsa da gözlerinden okunan kıskançlık üzerimde geziniyordu.
En son gözlerimde durduğun da uzun sarı kirpiklerini kırpıştırdı. "Berzan'ın zevki sen misin, ay inanmıyorum! Hapiste kala kala göz zevki de bozulmuş." Bir bir cümleleri ile beni gömen kadına baktım. "Pardon tanıyamadım?" Hadsizliği boyunu aşarken herkesin ağa dediği kişiye bu kadının basitçe Berzan diye seslenmesi meraklandırmıştı. "Tanıyamazsın tatlım, sadece sana söyleyeceklerim var!" Boğazını temizleyerek bedenini dikleştirdi.
"Şimdi bak, ben Xate hanımağanın yeğeni Rojda! Ve bu evin asıl müstakbel gelini. Çok alışma buraya tamam mı? Yakın zaman da postalanınca üzülme diye diyorum Berzan'ın yeni eşi benim." Sabır dilercesine başımı yukarıya kaldırdım. 'Allahım veriyorsun, niye ma birden?' Gözlerimi devirerek Rojda'ya döndüm. "Sizi bana sırayla mı verdiler?" Yavaşça yanına ilerleyip tam dibinde durdum.
"Senin sütatün yada konumun beni ilgilendirmiyor! Odamdan çıkar mısın?" Kibarca kovuyordum, bana ne kimin neyi neyin fesi ne bok yemek istiyorsa benden uzakta yesin. "Sen beni mi kovuyorsun!?" Sert sesi bakışlarına üsten üsten bana bakıyordu. "Odamdan seni kovuyorum!" Diyerek kolundan tutup sürükledim fazlasıyla zor olsada sonunda çıkarmıştım.
"Her önüne gelen! Dibimde bitip sen gidince evleneceğim, bok evlenirsiniz ben boşanıyor muyum da siz evlenesiniz." Sinirle dudaklarımdan geçirdiklerimle mavi gözlerinden ateşler fışkırıyordu resmen. "Boşanacaksın!" Ayağını sertçe yere vurup başını tekrar bana çevirmişti. "Kimi kimden boşatıyorsun, Rojda!" Berzan'ın sert sesi ikimizin arasında bıçak gibi kesip geçerken.
"Berzan bu kadın sana layı-" Cümlesini sertçe yarıda kesmişti. "Berzan ağa! Konumunu yerini bil, sen kim oluyorsun da benim karımı benden boşatmaya çalışıyorsun." Sert adımlarla yanıma doğru geldiğinde daha ne olduğunu anlayamadan elini uzatıp parmaklarını parmaklarımın arasına geçirdi. "Bir oldukça, ömür boyu! Aklında dönüp dolaşan düşüncelerden vazgeç! Çünkü ben yanımdaki kadından vazgeçmem." Kalbim hızla atarken söylediği cümleler karşısındaki Rojda'ya isabet ederken benim de kalbime hedef almıştı.
Donuk bakışları ellerimizin üzerinde gezdirmişti. Mavi gözleri dolu doluyken kırptığı an bir damla göz yaşı döküldü yanakları arasından. "Ben çocukluğumdan bu yana seni bekliyorum! Sen tutupta bu paço-" Yine kelimeleri yarım kalmıştı. "Ben sana hiç bir zaman ümit vermedim, vermemde! Git teyzene söyle nasıl senin aklına, kalbine beni soktuysa öyle çıkarmak için çabalasın. Çünkü benim kalbim yanımdaki Efnan hanımağasında..." Son cümleleriyle bakışlarını benim bakışlarıma çevirip içten bir şekilde tebessüm etmişti.
Bedenini yavaşça bedenine yasladığında kaskatı kesilmiştim. "Rahatla kasma kendini bu kadar!" Kulağıma doğru nefesini üflerken tüylerim ürpermişti. "Öpücüğümü unutmuşum." Daha ben konuşamadan yanağıma bastırdığı dudaklarıyla gözlerim kocaman olurken bizi sessizce izleyen Rojda'nın da hüzünle dolduğunu hissedebiliyordum.
Ne kadar kendimi bozmamaya çalışsam da kalbimin hızla atışı bedenimin vakitsizce verdiği tepkiler onun hoşuna gidiyordu. "Sendeki bu etkime bayılıyorum karıcım..." Yanımızdaki kadını bile umursamıyordu. Bir adım geriye çekmeye çalıştığım vakit elini belime yerleştirerek kendisinden uzaklaşmamı engelledi. Dilim sanki lal olmuş ne söyleyeceğimi bilememiş bir şekilde şaşkınlıkla bakıyordum.
Serim nefesini dudakları arasından firar ettirip bedenimi kendine getirdi. "Bırak beni!" Elleri üzerine ellerimi yerleştirdim Rojda'nın bile ne zaman gittiğini anlamamıştım o varken yapmıştı, fakat gitmesine rağmen hala beni böyle tutmasını anlamıyorum. "Karım değil misin?" Alaylı gülüşü dudaklarına yerleşirken kara hareleri kahve gözlerimde tutkulu kalmıştı.
"Odada değiliz Berzan!" Sinirli sesim benden bağımsız çıkan cümlelerimle tek kaşı havalandı. "He yani odada olsak izin var!" Gözlerinin daha da kararması ile midemde oluşan heyecanın kramp bir şekilde batarken ne söylediğimin şimdi farkına varmıştım. "Hayır, hayır öyle değil!" Başımı hızla iki yana sallarken biliyordum benimle uğraşacak başka bir şey daha bulmuştu.
"Öyle öyle!" Burnunu burnuma sürttüğünda heyecanla atan kalbim sanki tüm duyularımı ok gibi kalbime yerleştirmiş hiç düşünmeden çarpıntıyla sesini kulaklarıma kadar ulaştırıyordu. "Bu heyecan sana yeter." Burnumun ucuna minik bir öpücük kondurarak yavaşça kolları arasından beni bıraktı. Birkaç adımım sarsak atsamda kendimi gelerek son anda düşmemiştim.
Adamın bende bıraktığı etki de neyin nesiydi bilmiyorum ama geçip gidecek olan zamanın bende nelerin bırakacağının mumammasıydı. "Sana bahsettiğim doktor, yurt dışından buraya geldi. Yarın kontrole gideceğiz! Eğer mümkünatı varsa tedaviye başlayacağız." Sanki tüm duygularım son bulmuş ve öylece Berzan'ın yüzüne çevirdim bakışlarımı.
Nasıl bir duygu hissedeceğimi bilmezken boğazıma yerleşen ağır bir yumru vardı.
Ne yutkunmama izin veriyordu, nede konuşmama...
☆▪︎☆▪︎☆
Bölüm sonu!
Bu bölüm hakkındaki fikirleriniz?
Efnan?
Berzan?
Rojda?
Bi eksiğimiz bu kalmıştı değil mi?
Allaha emanet ♡
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
13.69k Okunma |
1.05k Oy |
0 Takip |
26 Bölümlü Kitap |