31. Bölüm

Bölüm 30. 'Fransa'

Sunbaeee
matmazellyaziyorr

 

☆▪︎☆▪︎☆

 

İnsan bir çiçeği sever hergün özenle suyunu verip konuşursa eminim ki o çiçeğin mutluluğuna diyecek bir şey olmaz, ama bir çiçeği sevilmez özen gösterilmezse su verip bakmazsanız çiçekten beklentileriniz olmasın, insan değer gördüğü yerde çiçek açarmış sevmek denilen illet her gün iliklerime kadar ulaşırken Berzan'a gittikçe kapılıyordum iyi miydi, yoksa kötü mü? İşte bunu hiç bir zaman öğrenemeyecektim.

 

Hayatın beni yine iki duvar arasında sıkıştırması gibiydi. Sıkıntıyla salladığım ayağımı durdurarak hızla ayağıya kalktım Alp ile Esra gideli saatler olmuştu ve ben kaldığım odaya gelmiştim, tek sıkıntı bu odada sadece ben olmayacağımdı.

 

'Tutup adamla sevişmeyeceksin Efnan!' İç sesimle yutkunarak adımlarımı cama ilerlettim belki temiz hava iyi gelirdi. Yağmurun cama sert vurşu kulaklarıma ulaşırken hiç düşünmeden sonuna kadar açtım. 'Ne belli belki sevişirsin!' Hızla başımı iki yana salladım.

 

Aklımdan geçen düşünceler beni terletirken başımı açtığım camdan dışarıya uzattım kıvırcık saçlarım yağmur damlaları ile ıslanırken her bir damlası sanki içimdeki tüm acıları ve sıkıntıları götürüyor gibiydi. Gözlerimi kapatarak başımı ağırcana gökyüzüne kaldırdım kirpiklerimin arasına düşen damlalar tebessüm etmemi sağlamıştı.

 

Yağmur kadar sevdiğim bir şey yoktu...

 

İnsanın üzerine yer edinmiş tüm kirlilikleri alıp götürdüğüne inanırdım ter temiz ederdi insanları..

 

Bi anda göbeğimin üzerinde hissettiğimle olduğum yerden sıçrarken hızla atan kalbim nefes nefese kalmıştım, "Korkma benim!" Kulağıma eğildiğinde yutkunarak başımı ağırca salladım. Sırtım sert göğüsüne yaslanırken burnuma dolan sigar kokusu sakinleşmemi sağlıyordu.

 

Çenesini başımın üzerine yerleştirdiğinde kollarını kollarımın üzerine getirerek bedenimi sardı. İçim bir hoş olurken arkamdaki adamın varlığı ve hiç gitmeyecek hissiyatı çok hoştu. En azından bana hiç zararı yoktu, olmazdı değil mi? Oda benim canımı yakmazdı..

 

"Verdiğin bu güven beni korkutuyor." Açık bir şekilde sorduğumda başta anlamasa da başımın üzerindeki çenesi hareket etmişti. "Neden?" Meraklı sorusuyla alt dudağımı ısırdım yağmur fazlasıyla hızlı yağıyordu. "Bilmem belki alışık değilim, ilk defa birine güveniyorum. Zararın olur mu, canım yanar mı? İşte bunu bilmiyorum.." Yaslı olan sırtımdaki göğüsü kasılırken derin bir nefes aldım.

 

Birkaç saniye sessizlik oldu. Bir cevap bekledim belki açıklayıcı olmasa da beni geçiştirmesini bekledim. Ben bekledim o sustu yağmur aramızdaki sessizliğe ses oldu. Konumuz kapının ardında aslı sessizliğe gömülüp orda kaldı..

 

☆▪︎☆▪︎☆

 

Hayat hep yaşamak istediğimizden daha fazlasını önümüze sunardı. İnsan adım attığı yerlerin iyisini kötüsünü aklında tarttıkça çoğunluk bir bir dağılıp sadece olmasını istediğim yer edinirdi bizim hayatımızda.

 

Zorunlu kalmadığımız süreçte her şey mükemmelce ilerlerdi...

 

Gitmek yada kalmak değildi, mesele yaşayıp görmekti. Hayatımın ilklerini hep yanımdaki adam bana dibine kadar yaşatacak gibiydi, hiç yurt dışına çıkmamıştım bu yaşayacağım ilklerden biriydi.

 

Şuan heyecan içinde olan kalbimin sesini bir tek ben duyarken sıkı sıkıya tuttuğum oturduğum koltuk yanları iyiden iyiye büzülmüştü, ben ve Berzan uçağın içinde Fransaya gidiyorduk basit bir şey gibi görünse de yeni bir ülke yeni bir hayattı.

 

Korkuyor muydum, evet hemde çok bir haftayı zar zor devirdiğim kocamla birlikte hayatıma yeniden başlayacağımın yolunu açıyordu. "Heyecanlı mısın?" Düz ifadesiz sesiyle bakışlarımı Berzan'a çevirdim. "Hissetmem gereken heyecan mı olması gerekiyor?" Meraklı sorum ile kalın kaşları kara harelerinin üzerine düştü.

 

"Yeni şehir değil, ülke yurt dışına daha önce çıktın mı?" Meraklı sözleriyle gözlerimin içine bakarken bakışlarımı geri önüme döndüm. "Amacın ne? Beni korkutmak falan mı?" Böyle bir şekilde söylemesini anlamlandıramadığım bir gerçekti, beni korkutmak mıydı? Dudaklarım kıvrıldı. "Yanımda kocam! Var niye korkayım?" Tek kaşım onun bana yaptığı gibi havalanınca o bana bakmaya devam ettiği için başımı çevirince bakışlarımız buluşmuştu.

 

"Vay, vay, vay.. Repliğimi çalmak ha?" Gözlerindeki parıldama neyin nesiydi. Tebessüm etmeyen yüzü öylece haylaz bakışlarında geziniyordu. "Bi Berzan olmamam ama denerim en azından!" Alaylı sesim kıvrılan dudaklarıma nazaran meydan okuyordum. Saliselik hafif yana kıvrılan dudakları hemen eski haline geri dönmüştü. "Kimse olmasaydı ben sana gösterirdim de dua et." Kalın sesi kulaklarıma fısıldadığında yutkunarak şaşkınlıkla ona baktım.

 

'Bacım adama şaka da yapılmıyor, her işin sonu yalnızken bitiyor...' Aklımdaki düşüncelerden kurtulmak amaçlı başımı iki yana salladım. "Edepsiz adam!" Gıcıklığına yaptığı o kadar belliydi ki. "Edepsizliğim bir tek karıma olduğu gerçek." Göz kırparak gözlerimin içine bakıp tekrar önüne döndü.

 

'Kurşun misali vuruluyoruz hakim bey!' Kendi kendime aklıma gelip giden düşüncelere mani olamıyordum. Uçakta saatler zar zor geçse de sonunda 3 saat 45 dakikayı devirmiştik bedenim fazlasıyla yorgun olsa da yeni bir ülkeye gelmenin ve bunun sebebi iyileşmek için geldiğimi bilmek beni fazlasıyla heyecanlandırıyordu.

 

Uçaktan indiğimizde bizi karşılayan bir kaç adam vardı. Berzan'la konuştuklarında sessizce yanlarında onları dinliyordum. "Welcome Mr. Berzan, would you like to go to the hotel for business first? Or would you like to go home to rest?" (Hoş geldiniz Berzan bey öncelikle işler için otele mi gitmek istersiniz? Yoksa dinlenmeye evinize mi gitmek istersiniz?)

 

"Eve Frenses eşim yanımda işler bekleyebilir." (Eve Frenses, my wife is with me, things can wait.) Benim anlamadığımı düşünmesi ve Berzan'ın rahatça konuşması beni içten güldürürken hiç istifimi bozmadan sessizce onları dinliyordum. Okula gitmemiş olabilirdim ama garip bir tutkudur ki dil öğrenmeyi çok seviyordum ve telefon üzerinden bir çok uygulama ile kendime meşgule edip öğrenmişliğim vardı.

 

Adamın bakışları saniyelik bana dönse de başını hafif eğerek geri Berzan'a dönmüştü. "Okay, Mr. Berzan. I wish you happiness." (Peki Berzan bey. Mutluluklar dilerim.) Neyse ki konuşma uzun sürmemişti, geldikleri arabanın kapısını açtıklarında.

 

Mecbur kalmadıkça ingilizcemi ortaya dökmeyecektim.

 

Berzan binmem için öncelik verirken. 'Centilmen adamım ya!' İç sesimin heyecanı ile başımı iki yana salladım. Savaşını verdiğim bu İç sesimin arsızlığı hiç bitmeyecek gibiydi. Araba hızla ilerlerken ışıklandırması ile göz kamaştırıyordu resmen tebessüm ettim. "Çok güzel.." Fısıltılı sesimle kendi kendime konuştuğumda.

 

"Parisi beğendin mi?" Bakışlarımı Berzan'a çevirdiğimde beni izlediğini şimdi fark ediyordum. "Evet, çok güzel." Bakışlarımı tekrar dışarıya çevirdim. "Bu gece dinlenelim yarın doktor kontrolünden sonra eyfel kulesine de gideriz." Ağırca başımı sallayıp bakışlarımı tekrar ışıl ışıl parıldayan şehire çevirdim.

 

Ortam sessizleştiğinde yolculuğumuz çok uzun sürmemiş ve sonunda bahsedilen eve gelmiştik bu koca şehirde ahım şahım olan bir ev beklerken küçük bahçeli bir ev bile beklemiyordum. İlk Berzan inip elini bana uzatmış hiç çekinmeden iri parmaklarının arasına bırakmıştım, o önde ilerlerken elini tuttuğu beni kendiyle sürüklüyordu, sanki küçük bir çocuk gibi ardından ilerliyordum.

 

Minik bir bahçesi, oturma bankları, hafifte olsa birkaç çiçek görmüştüm Berzan beni sürüklediği için çokta bir şey göremesem de kaldığım süreçte burda onlarla oyalanabilirdim. Ne zaman aldığını bile fark etmediğim anahtarla kapıyı açtığın da evde sadece ikimizin olacağı bir gerçek kalbimi maratona koşmuş gibi hızlandırmaya başlamıştı.

 

'Adamla koyun koyuna yattın, yanlızlığı atlayıp ilerisine gel Efnan!' Sitemli iç sesimle başımı iki yana salladım, arsızlığı şaha kalkmıştı. 'Bu korku bizi götürür!' Kahkahalarla halime gülerken daldığım düşüncelerle başımı iki yana salladım.

 

Acaba herkes benim gibi İç sesiyle tartışma yaşıyor muydu? Tek ben mi böyleydim, manyağa dönmüştüm resmen.

 

İçeriye ikimizde çoktan girmiştik, kahve tonlarının her bir yerini kaplarken amerikan mutfağı iki çift koltuk, bir televizyon, ve sehpa vardı. Baştan sona camla kaplı olan salon bahçeye açılıyordu. "Sen evi gez bende eşyalarımı alayım." Hiç konuşmadan başımı salladığım da elimi sıcak elinin arasından serbest bıraktı, saniyelik bir boşluk oluşsa da elimi kolumun üzerine koyup dirseğime kadar sürttüm.

 

'Alıştığım sıcaklığı boşluk oluşturmuştu..' Dediğini yaparak evi gezmeye başlamıştım tek kişinin yaşayacağı kadar küçüktü, bir yatak odası giyinme odası ve lavabo banyosu vardı, ekstra misafir odası da vardı. Çok kurcalamadan geri salona döndüğüm de valizlerimizi Berzan çoktan getirmişti.

 

Valizlere doğru ilerlediğim de Berzan'da dış kapıyı kapatıyordu. "Gecelik çıkar dinlenip yarın halledersin." Dediğiyle başımı salladım yatak odasına ilerlediğinde yutkundum onunla aynı odada kalmalı mıydım? Valizimi açıp gerekenleri çıkardıktan sonra Berzan'ınkini de açık onun içinde çıkardım.

 

Elimdekilerle beraber yatak odasına girdim. Yatağın üzerine uzanmış telefonu ile ilgileniyordu. Utanç yanaklarımı kızartırken ona doğru ilerledim elindekileri yatağın kenarına yerleştirip. "Bunları giy ben misafir odasındayım." Bir şey söylemesine izin vermeden hızla odadan çıktım.

 

Misafir odasına gelip vakit kaybetmeden üzerime değiştirip bir süre yatakla bakıştım. Ne yapmalıydım, Berzan'ın yanına mı, yoksa burda mı kalmalıydım? Yatağa oturarak aklımdaki düşüncelere bir çözüm arıyordum.

 

Diyarbakır'da konaktayız diye mecburen kalıyorduk, istanbulda hizmetli var diye, ama burda kimse yoktu belki beraber yatmak istemez.. Kendi kendimi haklı bulurken oturduğum yatağın örtüğünü kaldırıp altına geçtim.

 

Başımı koyar koymaz gelen uykumla bedenim karanlığa gömülmüştü, uyku mahmuru bedenimi havalanmasıyla kollarım beni tutan kişiye sarmıştım yoğun sigara kokusu burnuma gelirken burnumu biraz daha yaklaştırdım.

 

"Sana kim dedi burda yat!?" Berzan'ın fısıltılı çıkan sert sesiyle omzumu indirip kaldırdım. "Mecbur kalma diye.." Hala çok uykum vardı. "Mecbur değilim, benden kaçmaktan bıkmadın mı? Artık istesende gidemezsin.." Son cümlelerini pek algılayamasam da bana ulaşmıştı.

 

Bedenimi soğuk yatağa alıştırmaya çalışırken arka tarafımın çökmesi ve saniyeler sonunda belime sarılan bir ağırlığın sıcağıyla bedenimi hızla sıcaklığa dönüp yavaşça sokuldum zihnim tamamen kapanmadan önce son cümlelerini duymuştum...

 

"Bu kadar bir bizime alışmışken, yanlız yatmakta neyin nesi Efnan.." Sitemli sesi son kez duymuştum, ondan sonrası tamam uykuya dalmıştım...

 

 

☆▪︎☆▪︎☆

 

 

Ve bölüm sonu.

 

Berzan, Efnan?

 

Hayırlı sohurlarrr, nasıl geçiyor oruç?

 

6 gün olduğunu bile fark etmemiştim bir gün belirleyip o gün atayım bölüm Pazartesi, Salı? Yada ne zaman biterse işte.

 

Fantastik kitaplarını severseniz, sizi İskelet Kral'ın Kraliçesine beklerim. ♡

 

Allaha emanet ♡♡

Bölüm : 04.03.2025 06:38 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Sunbaeee / NOKSAN (Geçmişin İzi) / Bölüm 30. 'Fransa'
Sunbaeee
NOKSAN (Geçmişin İzi)

54.17k Okunma

4.29k Oy

0 Takip
54
Bölümlü Kitap
Bölüm 1. 'Kader Oyunu'Bölüm 2. 'İsteme..'Bölüm 3. 'Kaçış..'Bölüm 4. 'Özgürlük vaati!'Bölüm 5. 'Gerçekliğin Tokadı.'Bölüm 6. 'Alışveriş!'Bölüm 7. 'Rezillik!'Bölüm 8. 'Anlaşma!'Bölüm 9. 'Efnan..'Bölüm 10. 'Hastahane'Bölüm 11. 'Mesaj'Bölüm 12. 'Salıncak!'Bölüm 13. 'Yırtılan Anlaşma!'Bölüm 14. 'İlk Yenilgi!'Bölüm 15. 'Gelinim...'Bölüm 16. 'Şoke Eden Gerçekler..'Bölüm 17. 'Düğün part 1'Bölüm 18. 'Düğün part 2'Bölüm 19. 'Mehir!'Bölüm 20. 'Kanlı Çarşaf!'Bölüm 21. 'Xate Hanım'Bölüm 22. 'Küçük Fare!'Bölüm 23. 'Bi Sen Eksiktin!'Bölüm 24. 'Kocacığım...'Bölüm 25. 'Her Yenilgi, Bir Başlangıç!'Bölüm 26. 'Yağmurun Altında!'Bölüm 27. 'Koca şehir..'Bölüm 28. 'Berzan..'Bölüm 29. 'Başkasının Hayatı..'Bölüm 30. 'Fransa'Bölüm 31. 'Bilinmeyen numara!'Bölüm 32. 'Duygu Karmaşası..'Bölüm 33. 'Öpücüğüm sana ait, sende bana..'Bölüm 34. 'Ameliyathane..'Bölüm 35. 'Zamanın Hızı..'Bölüm 36. 'Bir yıl!'Bölüm 37. 'Alev Alev ❤️‍🔥'Bölüm 38. 'Küçük Atışmalar..'Bölüm 39. 'İyiyim!'Bölüm 40. 'Güven!'Bölüm 41. 'Gerçek Rüya!'Bölüm 42. 'Kabullenmesi Zor Gerçekler!'Bölüm 43. 'Güvendiğin Adam!'Bölüm 44. 'Sezon Finali.'Bölüm 45. 'Affetme..'Bölüm 46. 'Berzan Ağam..'Bölüm 47. 'Kalbim Yabancı..'Bölüm 48. 'Yolumun Yolcusu..'Bölüm 49. 'Seni Almaya Geldim..'Bölüm 50. 'Kıskançlık!'Bölüm 51. 'Vuslat..'Bölüm 52. 'Çok Güzelsin!'Bölüm 53. 'Ölü Gibi..'Bölüm 54. 'Senin Azılı Katilinim!'
Hikayeyi Paylaş
Loading...