
Oy yorum. ♥︎
Oy ; 40
Yorum ; 40
Oy yorum sınırı dolunca gelecektir. ♥︎
Kitaptan haberdar olmak için beni inst hesabımı, ve kanalımı takibe alın ordan alıntılar atıyorum. ♥︎
Inst ; MatmazellYaziyorr
♥︎•♥︎•♥︎
Acıyla inlediğimde nefes alışverişlerimin düzensizliği yer alıyordu. Karanlığa alışmış gözlerimi açarken ışık beni zorlasa da sonunda açmıştım. Aklıma bir bir üşüşen düşüncelerle olduğum yerde kıpırdadım ama buna engel bir şey vardı.
Ellerim, arkamda sıkıca bağlanmıştı. Korku dolu bakışlarımı etrafta gezdirirken ışığın sadece olduğum kısım da yandığı için hiç birşey göremiyordum. Havanın dahi aydınlık olup olmadığını fark edemiyordum.
Işık kendi sisli dumanları arasında parlak durmaya çalışırken. Bağırmak bile yasaktı, bunu engelleyen dudaklarımın arasında olan bez parçasıydı. Benim çığlığım dudaklarımın arasından inmeleme olarak çıkmıştı. Çırpındım burdan kurtulmak için, sebebinin ne olduğunu bilmediğim karanlık odada benden ne istediklerini çözmek istedim.
"Kuş gibi çırpınışların, seni kurtarmaz Efnan." Kalın tok bi ses bana ulaştığında çatılan kaşlarımla bakışlarımın hedefi sesin geldiği yön olmuştu. Hiç birşey net görünmezken yutkunarak bir süre daha bekledim. Dudaklarımın arasında olan bez parçasıyla istesem de bir cevap veremezdim.
"Hımm!" Cevap bekleyen inlemem ile görmediğim adamın benden ne istediğini bilmiyordum. "Bu gece cevabını almadığın, hiç bir soru kalmayacak." Gür bir kahkaha doldurdu, yankı yapan kahkahayla yüzümü buruşturarak hızla inip kalkan göğüsüme bedenime yayılan korkuya engel olamıyordum.
Bi anda hava iyice karardığında anlamsız olan bakışlarım karanlığa alışmaya çalışmıştım. Adım sesleri karanlık olan bu ortamda tek ses olmuştu, dolan gözlerimle olduğum yerde çırpınmaya başlamıştım. "Hımmm!" Korkuyordum hemde çok korkuyordum bana adım adım yaklaşan kişinin kim olduğunu bilmezken burda ne işim olduğunu bilmiyordum...
Saçlarımın arasında hareketlenme hissettiğim de hızla kendimi çekmiştim. "Rahat dur!" Yine aynı ses bana kızdığın da korkuyla inip kalkan göğüsümle engel olamıyordum içime yerleşmiş bu duyguyu bana yakın olan adama karşı göstermek istemesem de elimde olan bir şey değildi.
Dudaklarımın arasından sıyrılan bez parçasıyla adamın benden uzaklaşması için bir süre bekledim. Birkaç adım sesi geldiğin de avazım çıktığı kadar bağırdım. "İmdatttt!!" Bir kahkaha daha yankı yaptı beni küçümseyen o adamdan başkası değildi. Aynı ışık tekrar yanarken yine o adamı göremiyordum.
"Boşuna bağırma senini duyabilicek hiç kimse yok!" Alaylı sesiyle kaşlarımı çatarak sesinden başka yüzünü görmediğim simasını aramıştım. "Benden ne istiyorsun?" Benim kimseye zararım olmazdı ki, benimle ne derdi olabilirdi? Bir süre sessizlik oluştu sakince beklerken yine sesi gelmişti.
"Senden bi alacağım, var Efnan!" Başta alayvari olan cümleleri sonlarda kiniyle baskılamıştı. "B..ben sana ne verebilirim ki?" Sekteye uğrayan cümlelerimi sonunda toplayabilmiştim. Ne zararım dokunmuştu, da için de bana karşı bir kin beslemişti?
'Anasını uçan kuşa bile borcumuz var bizim!' Haklı olan iç sesimle bakışlarımı sesin geldiği yerden milim dahi kımıldatmıyordum. "Çok şey..." Sesinde hissetiğim o arzu ile bedenim kasılırken mümkünatım olsaydı, bedenimi ondan geriye çekmek isterdim ama pek mümkün değildi. Buna engel olan oturduğum sandalyeden başka bir şey değildi.
Birkaç adım sesi geldiğin de siyah kundura görmüştüm yüzüne bakmaya çalışsam da lanet olası karanlık sanki sadece yüzünü kaplamıştı. Başımı hızla iki yana salladım, inkar etmekten başka ne gelirdi elimden? Bu adamı simasını bıraktım sesini dahi tanıyamıyordum.
"Bir yıl önce, aniden gelen mesajı unuttun mu?" Eğlenen sesi beni dumura uğratırken sakinleşmek için derin nefesler aldım. Aklımdan yokladığım da beynime şimşek misali çakan mesaj üşüştü.
Yusuf'u öldüren katili öğrenme vaktin gelmedi mi?'
Bedenim titredi aklıma gelen mesaj dolmuş gözlerimin ardından bana mesaj atan adama çevirdim bakışlarım. "K..kim!?" Titrek cümlelerimin sonuna geldiğim de keskin bakışlarımın hedefi karanlıkta sessizce beni izleyen adamdaydı. Alaylı bir kahkaha daha yankı yaptı, boş olan ortam da benim bu durumuma fazlasıyla eğleniyor gibiydi.
"Acınası bir haldesin.." Kahkahasının arkasına gizlediği cümlelerinin hedefi olmuştum. Yanaklarımdan süzülen yaşlar yüreğime oturan bir acı vardı. Titreyen dudaklarımı bir birine bastırdım, bana acıması umrumda değildi. Gerçeği bilmek istiyordum! Tamı tamına beşyıl boyunca intikamını almadığım için mezarına bile uğrayamıyordum...
"İ..istediğin k..kadar acı! Bana gerçeği söyle!" Sekteye uğrayan cümlelerimin hedefi bana katilini söylemesi için umutla bakıyordum... Adımları ardımda durdu, arkamdan bana yaklaştığını hissettiğim de korku tüm bedenimi kaplasa da güçlü durmak sandığımdan daha zor geliyordu. "Ķeyifli oluyor bu halin." Kulağımın dibinde fısıldadığında bedenimi geriye çekmek istesem de boynuma çarpan iğrenç elleri midemi bulandırmaya başlamıştı.
İstediğim kadar uzak durmak için kaçsam da kıskıvrak ellerinin arasındaydı, parmakları boynuma dolandıkça her hareketim de daha çok hissediyordum. İnsan kaçmak için çabaladığında çukura daha da düşerdi.. Çırpınışlarım beni kurtarmayacaktı, ya burdan sağ çıkacaktım. Yada darma duman olmuş bir şekilde yitirecektim benliğimi..
"Keyfini aldıysan gerçeği söyle!" Öğrenmek istediğim bir şeydi. Öğrensem de elinden kurtulabilir miydim, benimle derdinin ne olduğunu bile bilmezken kurtulma düşüncesi küçük bir umut parçası gibi yerleşmişti sol yanıma. "Ne bu acele güzellik, vaktimiz çok." Kurduğu cümleler iğrenmemi sağlasada boynuma geçirdiği pis ellerini ağırca çekti. Sanki saatlerdir nefesim kesilmiş gibi koca koca nefesler aldım.
"Aceleden çok ecele gitmeden vermen, senin için daha sağlıklı." Cesaretimin sebebini bilmiyordum. Nerden geliyordu, cümlelerim onu şaşkınlığa uğramıştı. Hafiflemiş ellerinden dolayı hızla başımı çevirdiğimde siyah bir maske yüzündeydi. "Vay vay, vay, bizim küçük hanım. Evlenince kendini yükseklerde görmeye başlamış." Hızla alıp verdiği nefesleri yanağıma çarparken. Boynumda hafiflemiş olan eliyle boynumu sıktığın da acıyla inledim. "Nefesini kesmesini biliriz, dimi güzellik?" İri parmaklarının arasında küçük kalan boynumdan nefes almak zorlanmaya başlamıştım.
"Ama ölümün işime şimdi yaramaz, dirin daha çok yarayacak!" Eğlencesi geri gelirken parmakları ardından hissettiğim tüm bedeni uzaklaşmıştı bedenimden. Birkaç öksürük nefes almam için boğazım yırtılırcasına çıkarken derin derin nefesler almıştım. Göğüsüm hızla inip kalkarken bakışlarım dikkatle onu izliyordum. Işığın etrafında bir süre dolanıp karanlıkta kaybolduğunda kaşlarım kendiliğinden çatılmıştı.
Tahriş olsa da boğazım zar zor birkaç cümle çıkmıştı dudaklarımdan. "B..benimle derdin neyse, s..sonra hallet! B..bana katil kim onu söyle!" Canım yansa da cümlelerimin sonuna kadar savaşmıştım. Canım bilr umrumda değildi, şuan ki tek derdim gerçeği öğrenmek! Yusuf'un katili kimdi. Bilmek istiyordum cesaretim var mıydı? Öğrendikten sonra katil olabilir miydim?
Birini öldürmek bu kadar basit miydi, bilmiyordum. Ama öleceğimi bilsem de intikamımı alacaktım. Acımadan öldüren bir insana benim acıyacağım gerçeği alayla yer ediniyordu ona acımamışlardı. Bir insan canına kıymak bu kadar kolaysa bende kıyardım, içime yerleşmiş bu deli cesaret beni bitirecekti sözümü tutacak İntikamımı alacaktım.
"Güvendiğini sandığın insalar, ne kadar güvenilir?" Anlamsız gelen cümlesiyle kaşlarımı çattım. Yere sürtünme sesi geldiğin de sesin gelen kısmına çevirmiştim başımı tuttuğu tahtadan sandalyeyi birkaç adım uzağım da bıraktı. Sandalyenin sırtını yaslama kısmı bana dönükken bacaklarını açarak sandalyeye oturdu. Gözlerini gözlerime sabitlediğin de alay vari kıkırtısı doldurdu kulaklarımı.
"Çok safsın Efnan, ailen sana öğretmedi mi? Kimseye kolayca güvenilmeyeceğini?" Oturduğu sandalyeye dirseklerini yatırarak kollarını bağdaş kurdu. Çenesini kolunun üzerine yerleştirirken bakışlarının hedefi olmuştum. "Kimseye güvenmiyorum!" Sinirle dudaklarımın arasından cümlelerle yüzünü örten parçadan mimiklerini çok anlamasam da gözleri irice açılmıştı.
"Evlendiğin adam peki?" Kaşlarım çatıldığında Berzan'ın düşmanı olma fikri aklıma yerleşmişti. Peki ya Yusuf'un katilini bildiği gerçeği? Mantıksız gelmeye başlamıştı. "Bak ona güveniyorsun.." Kinayeli cümlesini tamamlarken konumuzun Berzan ile alakalıdır çözememiştim.
Kafamda dönüşüp dolaşan bu düşüncelerden kurtulamazken başımı hızla iki yana salladım. "Berzan'ın konuyla ne alakası var!?" Sinirle cümlelerimi kullandığım da bedenim dahi saldırıya geçmişti. Hızla ellerini yukarıya kaldırarak parıldayan gözleriyle gözlerime baktı. "Sakin ol, daha eğlencem yeni başlıyor.." Bezin ardında olan kahkahası boğuk bir şekilde çıkmıştı.
Bu adam beni çıldırtmak için yemin etmiş gibiydi. Halimden fazlasıyla memnun bir şekilde başını hafif yan yatırarak gözlerimin içine baktı. "Senin kocanın, Yusuf'la alakası ne hım.." Elini son kuruduğu cümle ile çenesine yerleştirmişti. Bakışları etrafta gezinirken bakışlarımı onun üzerinden çekemiyordum. Kalbim hızla atarken bakışlarımın tek hedef noktası oydu.
Sanki hatırlamış gibi parmağını yan tarafta şıklattı ve baskılarını bana çevirerek kısılmış gözlerini gözlerime sabitledi. "Hiç düşünmedin mi, Berzan neden hapisteydi?" Anlamaz bir şekilde kirpiklerimi kırpıştırdım bunu hiç sorgulamamıştım... "B..bilmiyorum!" Dudaklarımdan fısıltı şeklinde çıktığında o duymuş gibi alkışladı.
"Aptal! İnsan sorgulamaz mı, evleneceği adamı!" Ya bu adam manyaktı, yada benim aklımla oynamak için beni sınıyordu. Anlamını yitirmek isteyen cümleler aklıma bir bir toplaşırken hızla atan kalbimle sertçe yutkundum. Gözlerim dolarken sanki bu halimi ve aklıma yerleşen düşünceleri anlamış gibi gözlerini kocaman açarak gözlerimin içine baktı.
"Kocan! Sevdiğin adamı öldürmüş..." Fısıldadığında sertçe yutkundum, şaşkınlıkla kalkan kaşlarımla başımı iki yana salladım. "Hayır!" Bağırdım insan kabullenmek istediği gerçekle yüzleşmesi ne acıydı. "Hayır, hayır!" Gözlerimin buğulu yaşları yanaklarıma kurşun misali dizilirken Berzan! O yapmazdı, benim canımı yakmaktan korkan adam.
Beni derin kuyulara atmazdı...
Peki neden hapise girmişti? Ne için, aklıma yerleşen cümle ile sertçe yutkundum.
"O zaman seni niye yıllarca takip ettirsin, ailesinin istediği başka bir kız olmuş. Sendeki bu ısrarın sebebi ne sence?"
Şilan'ın söyledikleri yerleşirken kalbime oturan acı kalkmak nedir bilmiyordu. Canım yanıyordu, sanki alev bir top kalbimin üzerine koyulmuş cayır, cayır yakıyordu beni...
♥︎•♥︎•♥︎
Sonunda gerçek ortaya çıktı..
Maskeli kişi kim? Tahminleri alayım?
Efnan bu saatten sonra ne yapacak?
Berzan Efnan'ın gerçeği öğrenmesini duyduğunda asıl o ne yapacak?
Hadi bakalım, yeni bölüm de görüşmek üzere!
Allaha emanet.♥︎
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 54.17k Okunma |
4.29k Oy |
0 Takip |
54 Bölümlü Kitap |