48. Bölüm

Bölüm 45. 'Affetme..'

Sunbaeee
matmazellyaziyorr

 

Oy yorum?

 

​​​​​​Arkadaşlar oy gerçekten çok düştü, kurgu istendiği gibi sarmıyor mu? Anlayamadım sıkıcı geliyorsa söyleyin! Ama gerçekten okuyorsanız emeğe saygı istiyorum. Bunu bana çok görmeyin.

 

 

♥︎•♥︎•♥︎

 

 

İki gün sonra...

 

Parmaklarımın arasında gezdirdiğim toprağın taşlarını bir bir ayıkladım gözlerimin doluluğu bulanık gösterirken içime yerleşmiş bir acı vardı. "Affetme, olur mu?" Yanaklarımın üzerinden süzülen yaşlarımla toprağını ıslatıyordu. Yüzüme yapışmış saçlarım parmak uçlarımla kenarıya ittiğim de onun saçlarımın arasında sızan parmaklarını hissettim.

 

 

"Ben kendimi hiç bir zaman affedemeyeceğim, sende affetme." Titreyen dudaklarım sanki cümlelerimi boğazıma tıkıyordu. Derin nefes aldım, yaptığım şeyin bir açıklaması yoktu belki ama affetmesini de bekleyemezdim kollarımın arasında bedeni kan kaybederken hiç bir şey yapamamıştım. "Kurtaramadım seni, çaresiz kalmıştım." Halime güldüm, ağlayan gözlerime rağmen güldüm. Her defasında çaresiz kalan hayatıma alayla güldüm.

 

 

"Sen son nefesini verirken ben çaresizce izlemiştim." Titreyen ellerimin tersiyle akmakta olan göz yaşlarımı sildim. "Ben kendimi affedemiyorum..." Dudaklarımdan çığlıklar firar etse de sessiz kalmıştım yine çaresiz halim beni benden bir kez daha alırken avucuma aldığım toprağa kıyamazken hapis haline geldi.

 

 

"Berzan.." Sustum onun ismini söylemek bile çok zor geliyordu. "Özür dilerim..." Zaman geçip gidiyordu ayaklarıma karalar inse de yerimden milim dahi kımıldayamıyordum... "Aşık oldum." Sanki söylesem bana küsecek hissiyle dudaklarımı bir birine bastırdım. "Seni öldürmesine rağmen onu sevdim.." Parmaklarımın arasından sızan toprak geçip giderken onun kanı bulaşmıştı.

 

 

"Onu öldürmek istedim, yüreğime ekilen sevgisini biçmek istedim." Kendimi ona açıklıyordum belki beni anlardı... Yıllar sonra gelmiştim belki affetmezdi, küserdi darılırdı. Ama beni anlardı değil mi? "Ama kor gibi alev aldı." Elimi yüreğime bir kere vurdum. "Her şeye rağmen sıktığım silahla bende diri diri gömüldüm Yusuf.." Onu öldüren adama aşık olmuş buda yetmezmiş gibi ona açıklıyordum, nasıl bir şeyin içine düşmüştüm böylesine.

 

 

"Buna rağmen senin intikamın için gözümü kırpmadan vurmuştum." Sanki ne söyleyeceğimi bilemez bir şekilde dudaklarımı bir birine bastırdım. "Geçen yıllar içinde özür dilerim." Ne çok özür diler olmuştum. İntikamı alacağım diye mezarına bile uğramamamıştım. "Vurdum!" Diye haykırdım ama Yusuf, Allah, ben dışında kimse duymadı.

 

 

"Acımasızca vurdum, içime yer edinen hırs gözümü kör etmişken o tetiğe bastım." Toprağın üzerinde son kez elimi gezdirirken yavaşça oturduğum yerden kalktım. "Yüzüm yok belki, katilini buldum ama öldüremedim, ona tutuldum." Nasıl bir kader oyunu bu böyle acı çekmem için örmüştü ağlarını... Bana da ne gerekiyorsa yaşamam için güç vermişti belki ama tüketmişti beni..

 

 

"Ben onu affettim, ama sen beni affetme.." Parmaklarımı ismi yazan kısma uzatacağım sıra durdu cesaret denen illet beni tüketmişti. Ne söylesem de cümlelerim beni tıkayıp durmuştu. Adımlarım beni çıkışa yönlendirirken gözlerimde taze olan yaşlarım geçmemişti, kim kimi affetmişti bu dünyada da Yusuf beni affetsin...

 

 

'Sen affetme, bende kendimi affetmeyeceğim ömrümün sonuna kadar..'

 

 

Son kez arkama baktım ben hayatıma devam ederken o toprağın altında adımlarım başka bir adam için ilerletirken o arkamda kalmıştı. Beni bekleyen arabaya bindiğimde siyah camı indirdim bakışlarım onun toprağında bir süre daha gezinirken hayatıma yeni baştan başlıyordum.

 

 

'Ölmüş bir adamın hayatına rağmen ben hayatıma devam ediyordum..'

 

 

Adil yaşamak bu muydu, nankörlükten başka hiç bir açıklaması olamazdı. Ben bile kör bir nanköre dönüşmüştüm. "Gidelim." Boş bir ses kulaklarıma ulaştığında ruhsuzdu sesim. Araba benim komutum üzerime hızla ilerlerken ardımda bırakmıştım. İlk defa kendim için bir şeylerden vazgeçtim, intikamı üzerimize ekili olan Yusuf'a rağmen ben hayatıma devam ettim.

 

 

Gözlerim önünden gittikçe küçülen mezar arımda kalırken saçlarımın arasından geçip tüm bedenimi titreten rüzgar bile beni kendime getirmiyordu.. Bir adamın sevgisi içimde yeşermişken bir diğer adamın içimde olan intikamı galip gelmişti, burda kazanan kim olmuştu, ben ne kazanabilmiştim, nede kaybedebilmiştim, ben buna rağmen yaşıyordum.

 

 

Anlamsızdı ruhuma yerleşenler gelip geçenler affedilmeyecek kadar anlamsızdı..

 

 

Yada benim için artık anlamını yitirmiş bir hiçlik gibiydi. Bir kez daha düştü yanaklarımın arasından son kez onun için süzüldü yaşlarım... Son kez ağladım Yusuf için! İçimde bir yerlerde köşeye saklanmış olsa da artık yaşayacağım hayat sadece bana aitti. Yıllarca beklenti içinde intikam arzusu ile beklemiştim ama artık bir intikam alacağım insan yoktu, bende gömülü kalmıştı.

 

 

İntikamını alacağım adam eskiden çocukluk aşkımdı, öldüreceğim adam ise sevdiğim adamın ta kendisiydi.

 

 

Arafın tam ortasında öylece kalmıştım, hangi yanıma dönsem beni tükeneceği gerçeği ile yüzleşirken artık kabullenmiştim. Ve bir tarafım kavrulup duran ateşi söndürmek olmuştu, har olup beni harman savururken durulmuştu, ben durulmuştum.

 

 

Onu görünce ne tepki vermeliydim iyi miydik, kurduğum cümlelerin ardında sonuna kadar kalabilir miydim? Ben kolayca affedebilir miydim? Kazaydı... O zaman ne kadarda acı çekmiştim ne kadar da canım yanmıştı ama buna rağmen hayatıma devam etmiştim. Ardımda bıraktığım önüme bakmam gerektiği tek gerçeğimdi...

 

 

Araba durduğun da kendime gelirken kapının açılması ile bakışlarımın hedefi olmuştu. "Uyandı." Yutkundum kendimi affedemediğim bir cesaret beni alıp götürmüştü. Adımlarım hastahane bahçesinde ağır ağır oyalanırken içime yerleşmiş heyecan ve ardında gelen hüzün beni bertaraf ediyordu.

 

 

Gitmek, ve kalmak beni en çok arada bırakan cümlelerdi. Kalbimin içimde yer edindiği acı bedenimin yönü hastahane kapısına yönlendirirken titreyen bacaklarım komutunu uymuş bir şekilde uzun bir koridordan geçtim insan kalabalığını aştım acı çeken çığlıkları ardımda bırakırken birkaç merdiveni aştım uzun bir koridordan geçerken kimisinin kahkahası odanın içinde yankı yaparken kimisinin hüzünü kapının ardında saklı kalmıştı.

 

 

Adımlarım son buldu kapının başında sanki saniyeler geçiyor ama ben öylece kapının dibinde birinin bana kapıyı açmasını bekliyordum. Koridorda hiç kimse yoktu cesaretsiz halimi kimsenin görememesini beni mutlu ederken derin bir nefes aldım.

 

 

Kendime veremediğim bu cesaret elim karıncalanıyordu. Her defasında kapı kulpüne gidip geri çekiyordum. Bi anda açılan kapıyla Zühre anneyle göz göze geldim gözlerinin doluluğu bana kırgın bakışları ile yutkundum. Hiç birşey söylemeden kapıyı açık bırakarak odadan uzaklaştı.

 

 

Gözden kaybolduğunda adımlarımı sürükleye sürükleye Berzan'ın olduğu odaya girdim kalbimin atışı hızlıydı. İçimdeki bu heyecan ve korku tüm bedenimi kaplamıştı. Vurduğum adamla yüzleşmeye cesaretim yoktu, bir adım iki adım son adımla bakışlarımın hedefi olmuştu.

 

 

Uzandığı yatakta iri bedeni masum bir çocuğu andırıyordu. İki gün boyunca yoğun bakımda kalmıştı, sadece bir iki santimlik ile kalbini ıskalamıştım. Yoksa onu da kendimden koparacaktım bakışlarım üzerine gezindi. Koluna takılı serumu kapalı gözlerinin ardından bir süre izledim, bile bile vurmuştum, içime yerleşen cesaretle gözümü kırpmadan vurmuştum. Adımlarımı atarak yatağının köşesinde durdum kapalı kirpikleri arada titrese de çatık kaşları ile boylu boyunca uzanıyordu.

 

 

Elimi uzatarak çattığı kaşlarını düzeltmek için dokunduğum da sanki bunu hissetmiş gibi hızla gözlerini aralamıştı. Başta afallayan bakışları yüzümde gezinirken elimi çekmek için hareket ettiğim de hızla elini elime hapsetmişti. "Gelmişsin.." Özlem dolu bakışlarının ardından yutkunarak dudaklarımı bir birine bastırdım. "G-geldim." Gözlerim bulanıklaşırken sağ gözümden düşen yaşa engel olamamıştım.

 

 

Sol kolunu uzatacağı sıra inlediğin de içimde hissetiğim sızı kalbimin hızını endişe tohumlarına yer vermişti. "Dur yaralısın hala beni düşünme!" Kınar gibi cümlelerim dudaklarımdan firar ederken kırgın olsam da o iyi olsun yeter ki. "Düşen yaşının sebebi olmak beni kahrediyor..." Nasıl oldu da böyle bir adam bana tutuldu yaralasa da beni kolları ile sarmalıyordu.

 

 

"Acıyor mu?" Korku dolu sesimle fısıldamıştım. "Hatunum gözünden düşen yaş, daha çok acıtıyor canımı!" Boşta olan elimle yanaklarımın üzerindeki yaşları hızla sildim. "Hem bana çok koymaz, canımı yoluna sermeye razıyım, yeter ki gitme" dediğin de hala gitmemden korkuyordu.

 

 

Başımı iki yana salladım. "Aklımla, kalbimin bir savaşı vardı. Savaşı kalbim kazandı." Elimi kalbimin üzerine koyduğum da acıyla inlesede kolunu kaldırarak elimin üzerine koymuştu. "Bana ait olduğunu biliyor." Acısına rağmen gülümseyen dudakları dudağının kenarında çıkan gamzesi ile bakışırken engel olamadığım dolu dolu olmuştu gözlerim.

 

 

Bedenini hafif yana kaydırdığında elini iki defa vurmuştu boş olan yere. "Gel hadi." Dediğinde gözlerimi kocaman açıp başımı iki yana salladım. "Olmaz! Yaran var canın yanar." Kızgın çıkan sesimle başını iki yana salladı. "Bir kerede sözümü dinle hatun!" Hafif yüksek çıkan sesiyle ısınan yanaklarımla başımı salladım.

 

 

İlerleyerek yaralı olmayan sol tarafına geçtim, ayakkabılarımı çıkarak açmış olduğu kollarının arasına girdim. "İşte böyle sözümü dinle!" Başımın üzerine dudaklarını bastırdığında elimi yarasına dikkat ederken beline doladım onunda kolu vakit kaybetmeden beni sararken. Başım göğüsüne yerleştirdim kokusu burnuma doluyordu.

 

 

"Efnan?" Yavaşça göğüsünün üzerinden başımı kaldırarak kara harelerine baktım. "Hım." Mırıltı gibi çıkan sesimle gözlerinde gördüğüm korku ile yutkundum. "Gitmeyi aklından bile geçirme!" Emir kipi olan sesine rağmen gerilen bedenini hissedebiliyordum. Kursa da cümlelerini gideceğim düşüncesi onu korkutuyordu.

 

 

Omzumu silktim gözlerinde gezinen gözlerimle bir süre yüzünde gezdirdim. "Gidecek bir yerim yok ki, senden başka.." Kolu biraz daha sıklaştığında bakışları gözlerimde gezinmeye devam ediyordu. "Uyuyalım, yorgunum yorgunsun." Başımı sallayarak geri göğüsüne yatırdım. Bedeninin rahatlaması ile gülümsedim yaşadıklarıma rağmen çektiğim acıya rağmen gülümsedim...

 

 

Tüm acılara rağmen sizi sevip değer veren bir adamın kolları arasında bitiyorsa yaşamakta olduğumuz hayat daha da çekilir oluyordu...

 

 

♥︎•♥︎•♥︎

 

 

Berzan&Efnan

 

Düşüncelerinizi benimle paylaşın.

 

Efnan erken mi affetti?

 

Berzan peki, o da mi erken oldu?

 

Mezar başına gidip özür dilemesi...

 

Oy yorum çok düştü buda beni üzüyor, yine de oy verenler için kitabımı finale kadar götüreceğim.!!

 

Allaha emanet. ✨️

Bölüm : 15.07.2025 23:27 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Sunbaeee / NOKSAN (Geçmişin İzi) / Bölüm 45. 'Affetme..'
Sunbaeee
NOKSAN (Geçmişin İzi)

54.17k Okunma

4.29k Oy

0 Takip
54
Bölümlü Kitap
Bölüm 1. 'Kader Oyunu'Bölüm 2. 'İsteme..'Bölüm 3. 'Kaçış..'Bölüm 4. 'Özgürlük vaati!'Bölüm 5. 'Gerçekliğin Tokadı.'Bölüm 6. 'Alışveriş!'Bölüm 7. 'Rezillik!'Bölüm 8. 'Anlaşma!'Bölüm 9. 'Efnan..'Bölüm 10. 'Hastahane'Bölüm 11. 'Mesaj'Bölüm 12. 'Salıncak!'Bölüm 13. 'Yırtılan Anlaşma!'Bölüm 14. 'İlk Yenilgi!'Bölüm 15. 'Gelinim...'Bölüm 16. 'Şoke Eden Gerçekler..'Bölüm 17. 'Düğün part 1'Bölüm 18. 'Düğün part 2'Bölüm 19. 'Mehir!'Bölüm 20. 'Kanlı Çarşaf!'Bölüm 21. 'Xate Hanım'Bölüm 22. 'Küçük Fare!'Bölüm 23. 'Bi Sen Eksiktin!'Bölüm 24. 'Kocacığım...'Bölüm 25. 'Her Yenilgi, Bir Başlangıç!'Bölüm 26. 'Yağmurun Altında!'Bölüm 27. 'Koca şehir..'Bölüm 28. 'Berzan..'Bölüm 29. 'Başkasının Hayatı..'Bölüm 30. 'Fransa'Bölüm 31. 'Bilinmeyen numara!'Bölüm 32. 'Duygu Karmaşası..'Bölüm 33. 'Öpücüğüm sana ait, sende bana..'Bölüm 34. 'Ameliyathane..'Bölüm 35. 'Zamanın Hızı..'Bölüm 36. 'Bir yıl!'Bölüm 37. 'Alev Alev ❤️‍🔥'Bölüm 38. 'Küçük Atışmalar..'Bölüm 39. 'İyiyim!'Bölüm 40. 'Güven!'Bölüm 41. 'Gerçek Rüya!'Bölüm 42. 'Kabullenmesi Zor Gerçekler!'Bölüm 43. 'Güvendiğin Adam!'Bölüm 44. 'Sezon Finali.'Bölüm 45. 'Affetme..'Bölüm 46. 'Berzan Ağam..'Bölüm 47. 'Kalbim Yabancı..'Bölüm 48. 'Yolumun Yolcusu..'Bölüm 49. 'Seni Almaya Geldim..'Bölüm 50. 'Kıskançlık!'Bölüm 51. 'Vuslat..'Bölüm 52. 'Çok Güzelsin!'Bölüm 53. 'Ölü Gibi..'Bölüm 54. 'Senin Azılı Katilinim!'
Hikayeyi Paylaş
Loading...