Yeni Üyelik
18.
Bölüm
@matthiolagolge

Çay bahçesinden ayrılalı bir saati geçmişti. Beni eve bırakıp o camiye gitmek üzere devam tamiri yürümeye.

Şimdi ise ben hazırdım, giyinmeye başlarken haber vermiştim ona tek başıma da gelebileceğimi söylemiştim fakat o yine de beni alabileceğini söylediği için şimdi kapının önünde onun gelmesini bekliyordum.

Üstüme ince askılı, düz bol kesim siyah bir jile ve içine de beyaz renkte bir gömlek giyerek kombin yapmıştım. Ayakkabı olara da ince burunlu beş santim topuğu olan siyah da bir ayakkabı giyinmiştim.

Şalımın düzgün durduğundan kapıda ki yansımama bakarak emin olurken yansımada, on adım ötemde duran uzun boylu birisinin varlığını fark ettim. Bakışlarımı camdan ayırıp arkamı döndüğümde de beklediğim kişi olduğunu anladım.

Yansımasını gördüğüm kişi Tunahan Ateş'di.

Kolumu kaldırarak ona el sallayarak yanına ilerlemeye başladım, o da durduğu yerden birkaç adım öne gelirken bana elini salladı, gülümserken.

Tebessüm ederek son iki adımı atarak tam karşısında durdum. "Selamünaleyküm" dedi, kafasını sağ omzuna eğip dudaklarına ki tebessüm ve tüm odağıyla gözlerime bakarak selam verdi.

Kalbim yardım çığlıkları atıyor.

"Aleykümselam" onun gibi kafamı omzuma yatırdım ve gulumsedim. İkimize de halimiz komik gelmiş olmalı ki ben sessizce gülerken o kafasını arkaya atarak sesli, gür bir kahkaha attı.

Gülümsemesi, içimi ısıtıyor kan akışımı hızlandırıyordu.Bünyeme tüm bunlar olurken nasıl bu kadar sakin kalarak gülümseyebildiğimi bilmiyordum.

Kahkahası durana kadar onu izledim. Kafasını geri attığı için boyun damarları ve adem elması ortaya çıkmıştı.

Aslı, göğsü tam olarak 'gel bana sarıl demiyor mu?

Kahkahası bitmiş, bakışlarımı ondan çekecekken mobing başkanımın dile getirdiği düşünceyle gözlerim sonuna kadar açılıp kısa süreli kuru bir öksürük krizi tuttu beni.

Az önce kahkaha atan, otuz iki diş gülen o değilmiş gibi öksürmemle beraber yüzü anında ciddileşti. Yüzünü bana eğip ama mesafesini de koruyarak iyi olup olmadığımı kontrol etti.

"Aslı iyi misin? Su alalım mı?" sorduğu iki sorunun da cevabı tersti ne desem yanlış anlayacak diye beklemesini belirtmek için önce işaret parmağımı göstererek "bir dakika" demek istedim sonra avucumu düz tutarak "beklemesini"

Tunahan demek istediklerimi anlayıp beklese de yüzünde ki endişeli ifadeyle bana bakmayı sürdürdü.

"Sakin ol, iyiyim. Su almamıza gerek yok. Annen merak etmiştir, hadi gidelim."

Öksürük krizi bitince anında iyi olduğumu söyledim çünkü biraz daha beklerse yüzü ciddiyetten kasılacak gibi duruyordu.

"Anneme mesaj atar, endişesini dindiririm."

'Korktum bir şey oldu diye."

İki cümlesi arasında kısa es vererek konuştu. İkisine de tebessüm ederek dinledim. Onu korkutmak istememiştim ama mobing başkanı olmayacak anlarda olmayacak fikirlerini belirtiyor ve beni telaşlandırıyordu.

Heyecanlanmakla telaşlanmak farklı şeyler Aslı. Senin ki heyecan. Çünkü sana göre de tam sarılmalı bir göğüs.

Tunahan yüzüme bakmıyor olsa sana göz devirmek isterdim mobbing başkanım ama Tunahan...

Tunahan'a dua et diyorsun? Ederim tabii. Kocamız olsun amin.

"Seni endişelendirmek istemezdim. Aniden öksürük tuttu. Nedenini bende anlamadım. Dediğin gibi mesaj at da merak etmesin annen."

Önemi yok diyerek cebinde ki telefonu çıkarıp annesine geciktiğimiz için merak etmemesi gerektiğini bildiren bir mesaj atarak telefonu geri cebine koydu.

Evimin önünden onun evine kadar yirmi üç dakika sürüyor şuan onu öğrendim.

"İşte geldik."

Dört katlı sarı renkli evin önünde durdu. Yirmi üç dakikalık yürüyüşümüzde annesinin evde yaptığı yemeklerden, yaparken de acaba Aslı kızım beğenir mi diye endişelenmesinden kısaca bahsetmiş beni utandırmış ve konuyu kapattığı gibi konuşmayı da bırakmıştı. O andan itibaren ilk defa konuşmuştu.

Binaya kısaca göz attım. Binanın çevresini betonlarla çevreleyen duvarlar vardı. Duvarların içinde iki tane çardak vardı. Muhtemelen bina da oturanlar zaman geçirmek için yaptırmıştı.

"Eve geçelim mi?" dedi bu sefer, binayı ve bahçeyi incelememi sessiz kalarak müsaade etmişti. Şimdi ise ona dönünce incelememin bittiğini anlamış olsa gerekti ki eve geçmeyi teklif etti.

Kafamla onaylayıp yetmezmiş gibi sesli de onayladım. "Olur, geçelim."

Bahçe kapısını eliyle iterek diğer elini uzatarak "Geç lütfen" dedi, kibarlığına gülümseyip dizlerimi büktüm. "Teşekkürler beyefendi"

Beyefendi demem kırk dakika kadar önce evimin önünde attığı sesli kahkahalarından birini daha atmasına sebep oldu.

"Rica ederim hanımefendi"

Hanımefendi demesine kıkırdayarak bina kapısının önüne adımlamaya devam ettim.

"Kaçıncı katta oturuyorsunuz?"

"İkinci katta." dedi, cebinden kapının anahtarını çıkartırken.

Anahtarı çevirdi kapıyı açtı ve yine bana öncelik verdi.

Bu adamın inceliği beni etkiliyor ey ahali.

Arap'ın orada heyecanım geçti, azaldı demiştim değil mi ben? Hiçte öyle değilmiş. Merdivenleri adımlayama başlayınca anladım, benim heycanım olduğu yerde durmaya devam ediyor.

Ben önde Tunahan arkada merdivenleri aşındırarak ilerledik ve ikinci merdiveni bitirince Tunahan sessizce hangi kapıya yönelmem gerektiğini anladım.

"Solda ki kapı"

Kafamla onu onaylayarak sağdaki kapıya doğru ilerleyerek Tunahan'a kapıyı açması için yer açtım.

Az önce binanın kapısına yaptığı gibi yine anahtarını cebinden çıkardığı ve deliğe takıp bir kere çevirip kapıyı içeriye doğru açtı.

Kapı sonuna kadar açılırken Tunahan bana dönüp, dişlerini göstererek gülümseyerek konuştu.

"Evime hoşgeldin hanımefendi."

Kafamı eğerek gülümsedim. Kafamı geri yüzüne kaldırdığımda ise hala gülümseyerek beni izliyordu.

"Evine hoşbuldum beyefendi."

Tam o bir şey diyecekken arkasında anesine ait olduğunda emin olduğum bir gölge dikkatimi çekti. Fısıltıyla "annen geldi." dedim ve kafamla arkasını işaret ettim.

Tunahan bana sırtını dönerek beni arkasında bıraktı. Görmesem de annesine gülümsediğini tahmin ettim.

Ellerini hareket ettirerek annesiyle konuşurken muhtemelen benim de anlamam için tercüman eder gibi annesine dediklerini seslice söylüyordu.

Bir kez daha inceliğine tebessüm ettim. Annesinin dediklerine tahmin yürüterek sohbeti anlamıştım. Annesi önce hoşgeldiniz demiş ardından da Aslı'yı getirmedin mi nerede diyerek beni sormuştu.

Bu kadını çok seveceğiz gibi duruyor Aslı

Mobbing başkanıma gülümseyerek ilk defa hak vermemle hayretler içerisine girecek olsam da şuan bunu ertelemen gerektiğini fark ederek eve gidince hayret edeceğimi aklıma not ettim.

Tunahan önümden çekilerek annesiyle karşı karşıya kalmamız sağladı. Kafamı eğerek selam verdim ve gulumsedim.

Annes parmaklarını hareket ettirerek bana bir şey dedi. Tunahan ise hemen yardımıma koştu.

" 'Hoşgeldin kızım, içeri gel' diyor" dedi. Tunahan'a bakmadan ellerimi havaya kaldırarak doğru yapmak için Allah'a dua ederken ellerimi aklımda kaldığı kadarıyla hareket ettirdim.

"Hoş buldum"

 

Loading...
0%