@matthiolagolge
|
Kampüsten çıkalı yarım saat olmuştu, Arap ile bir kafeye oturmuş beni azarlamasını dinliyordum. Pişman olduğumu ama yine de düzeltmediğimi anlatmaya çalıyor o ise amadan sonrasını kabul etmediğini kafama kaka kaka hatta yer yer vura vura da azarlıyordu beni. 'Arap sinirleniyorum he, kafama vurup durmasana be!' dedim kafamın zonklayan yerlerini tutup çatık kaşlarımla. O da kaşlarını çatıp elindeki bardağı masaya koyup son yarım saattir yaptığı carlamasına devam ederek 'Kafası takoz arkadaşım adam sana sormuş denk geldik mi diye ne halt etmeye hayır dedin ya ne halt etmeye?' son kelimelerini neredeyse bağırarak söylemiş kafede ki birkaç kişi bizim tarafa bakmıştı. 'Ne bağırıyorsun be! Millet bize bakıyor deli.' elimin tekini havaya savurarak konuştum. Carlamasını anlıyordum, beni düşündüğü için diyordu ama olmuşla ölmüşe çare yok derlerdi. Bende beni bulması için hiç yol bırakmamış resmen betonlarla kapatarak ölmüş hale getirmiştim ama yeterdi da kafa bu yani. 'Bana diye bana hem tamam oldu bitti diyor hem de üç gündür ne derse ne de sohbetlere odaklanabiliyorsun. Bilmiyorum mu ben ne kadar pişman olduğunu? Git yazsana adam' dedi, gözlerimi sabır çekercesine kapatıp açtım. 'Ne diyeceğim adama? Ben panikledim öyle dedim ama aslında çardağın yanında dikilen kahverengi jileli kız bendim mi diyeyim? Ne diyeyim?' Arap yakasını silkip yılgın bir sesle konuştu 'Canım arkadaşım abartmasan mı? Denk geldik kısmına kadar söylesen yeter, gerisini Tunahan çözer zaten dert etme' dedi ve kıkırdamaya başladı. Koluna cimdik atıp 'Bir de çözer o diyor, rahatlığa bak. Sevdiği kişi ben değilsem nasıl bir daha yüzüne bakacağım acaba?' dedim asabi çıkan sesimle beraber. Önüme dönüp önümde ki içeceğimden uzun bir yudum alıp Arap'ı dinlemeye koyuldum. 'Konuştu haspam, sanki yüzüne bakıyorsun he. Duyanda gözlerini diktin adamı kesiyorsun her an sanacak. Ayıp.' dedi, son kelimesini yalandan teessüf edermişçesine bir tonla söylerken dudaklarını büzüp gözlerini abartılı büyültmeyi ihmal etmedi. Omuzlarımı silkip 'Çok konuştun, mantıklı da konuştun canımı sıktın. Kalk gidelim artık eve.' oturduğum sandalyeden ayaklanıp çantamı omzuma taktım. 'Hadi hadi kalk kalk' dedim tek elimi bir aşağı bir yukarı sallayarak kalkmasını da işaret etmedim. 'He eve gideceğiz de ne yapacaksın sanki. Odana çekilip son attığın mesaja bakıp iç çekmeyecekmiş gibi eve gidelim diyor birde fesuphanallah ya.' dedi ama kalkıp toparlanmayı da ihmal etmedi. Kafeden eve yürüme yolunda Arap'a laf anlatamayacağımın bilincinde olarak sadece azarlamalarını dinleyerek yürümeye koyulmuş şekilde on beş dakika da eve varmıştık. Eve geldiğimden beride Arap'ın dediği gibi yatağa uzanmış attığım son mesaja bakıp iç sesim eşliğinde kendime türlü türlü hakaretler ediyordum. Kaç yaşına geldin panik hallerini kontrol etmeyi öğrenemedin be Kafasızsın valla bak. Hem o kadar seviyorum ediyorum de hem de bir denk geldik yazama... Devamında utanacağım küfürler eden iç sesime kınayan bakışlar atmaya çalışıyor ama Arap gibi o da haklıydı ve ben sana mesajlara bakabiliyordum. Mesaja bakmaya devam ederken Kalp Sızım yazısının hemen altında çevrimiçi yazısının belirmesiyle aniden heyecanlanıp yerimde doğrulmuştum ve ardından hemen kendimi yatağa attım 'Salak heyecanlanacağın tüm yolları kapattın kendi ellerinle, zırla şimdi.' Kendi kendime mobbing yaparken bir dünya markası haline gelecektim bu süreçte hissediyordum. Hakkımda hayırlısı olsundu. Ekranı göğsüme yaslamış öylece dururken telefonu kaldırıp kapanmak üzere olan ekranda parmağımı gezdirdim ve tekrar sohbet ekranı belirdi önümde. Sayfadaki yazıları okurken yeni bir şey fark etmemle telefonu elimden atıp istemsizce çığlık attım. Annem duyacak diye de elimle ağzımı kapatmayı ihmal etmedim. Fakat benim sultanın duymaması mümkün mü? Asla. 'Aslı, niye çığlık attın kızım? İyi misin? dedi, oturduğu salondan bağırarak. Elimi ağzımdan çekip cevap verdim. 'İyiyim anne ayağım kaydı da ondan bağırdım.' Bu aşk beni yalancı yapmıştı resmen, Allah'ım affet yarabbi. Anneme olmayan bir ilişkimi anlatamam kadın benden çok heyecanlanır vallahi. Derin derin nefesler alıp telefonu tekrar elime aldım. Sohbette fark ettiğim detay üç gündür okuduğum sohbete yeni bir mesaj eklenmiş olmasından kaynaklıydı. Telefonu göğsümde tutarken Tunahan mesaj atmış ve sohbet açık olduğu için konuşmamızda nefes alıp veriyormuşum gibi direkt görüldü olmuştu. sanki nefes alıp vermiyor, harbi yalancı oldun. Kendine yalan söyleme bari. İç sesimi görmezden gelip yazdığı mesaja bir daha baktım. Kalp Sızım: Hessah denk gelmedik mi? Üç kelime bir soru eki vardı bu da beni heyecandan çığlık atmamı sağlayabilecek yeterli bir kelime sayısıydı. Otuz iki diş sırıtır vaziyette ekrana bakarken Arap'ın üç gündür söyledikleri geldi aklıma ve yine ani yüklenen cesaretlilikle mesaj attım. Aslı: Hayır, hessah değil. Arap'ın dediği gibi söylesem bir şey kaybetmezdim, üstelik bu sefer ilk mesajı o atmış o sormuştu denk gelip gelmediğimizi demek ki o da merak etmişti. Arap'ın dediği gibi ilişkimiz için bir umut olabilirdi. Ben gibi o da mesajımı anında mavi tik yapıp yazmaya başladı. Kalp Sızım: Denk geldik öyle mi? Kalp Sızım: Biz? Denk geldik? Kalp Sızım: Hessah? Mesajları mutluluktan kahkaha atmama sebep oldu. Mesajları sanki aradığını bulmanın, duasının kabul olmasının heyecanı vardı. Parmaklarımı hızlıca ekranda hareket ettirdim. Aslı:: Hessah, biz denk geldik. Kalp Sızım: Peki, geçen neden denk gelmedik dedin? Aslı:: Özür dilerim, yalan söylemiş oldum. Aslı: ama panikten öyle dedim bir anda. Kalp Sızım: Neden panikledin ki? Aslı: çünkü... sevdiğin kız ben olmayabilirim ve Aslı: sen kim olduğunu anlarsan utanırım. Aslı: bir cesaretle sana mesaj attım... Aslı:: öyle işte Son mesajımı utançtan devamını getiremeyeceğimi bildiğim için mi yazmıştım yoksa daha kurcalamasını istemediğim için mi emin değilim. İçimdeki mobbing başkanına göz devirip yazıyor yazısını gözlemeye başladım ve hemen mesaj düştü. Kalp Sızım: Sen istemezsen bulmam seni. Kalp Sızım: endişe etme. Kalp Sızım: Utandırmamak için gayret ederim. Tunahan ban karşı bir tık duvarlarını indirmiş miydi bana mı öyle geliyordu? Buna da cevap ver mobbing başkanı iç ses. Hep böyle anlarda dut yemiş bülbül misali sesi soluğu kesiliyordu bu iç sesin resmen ve ben kendi kendime kalıyordum. Arap'ın eve yürüme yolunda ki bana gel teklifini değerlendirmeden reddetmeseydim şimdi benimle konuşacak bir arkadaşım olurdu. ilişki senin her haltı anlatma kıza İç sesim yine haklıydı ve ben buna çok uyuz oluyordum. Bende iki kişi arsında ki her şeyi anlatmayı doğru bulmuyordum ama şuan aramızda bir ilişki yok sadece benim cesaretlilik eylemlerim vardı. ta ki şu ana kadar şimdi bir adım da Tunahan beyden geldi gibi duruyor. Sevgili iç sesim bu cümlen benim Tunahan'ın duvarlarını yıktığı fikrimi destekliyor değil mi? Değil mi? Gözlerim parladığını aynadan bakmadan anlayabilirken Tunahan'a görüldü attığım aklıma geldi ve cevap yazmak için telefonuma geri döndüm. Ne yazmalıyım diye düşünürken yeni bir mesaj daha attı. Kalp Sızım: Bugün denk geldik mi? Aslı: Hayır, dersim vardı. Hiç gelemedim camiye. Cevap verdikten sonra düşündüm bugün giden kızların kim olduğuna dikkat ettiyse eleme yapmış olabilirdi ama aynı zamanda biliyordum ki kadınlara dikkatli bakan, inceleyen birisi değildi o yüzden sorun etmeden konuşmaya devam ettim. Kalp Sızım: Okuyorsun demek, kaçıncı sınıfa gidiyorsun? Yaş tespiti, güzel sorular. Aslı: Son sınıf öğrencisiyim, mezun olacağım bu dönem. Aslı:: Sen kaç yaşındasın? Aslında bu sorunun cevabını pek tabii biliyordum ama sormaktan zarar gelmezdi sonuçta tek taraflı soru cevapla sohbet edilmezdi. Kalp Sızım: 27 yaşındayım. Kalp Sızım: Hangi bölümü okuyorsun? Aslı: Veterinerlik okuyorum. Aslı: Sen marangozluk yapıyorsun biliyorum Aslı: Baba mesleğini mi devam ettiriyorsun? Kalp Sızım: Aslında evet, baba mesleğini devam ettiriyorum Kalp Sızım: üniversite okumadım. Üniversite okumadığını biliyordum hatta sebebini de biliyordum. Tunahan'ın üniversiteyi kazandığı sene babası kalp krizi geçirmiş ameliyata almışlar fakat ameliyattan çıkamamıştı. Annesi ve kendinden on yaş küçük kız kardeşinin bakımı da ona kaldığı için okula gitmektense okuldan arta kalan zaman da ya da babasının işlerinin yoğun olduğu zamanlarda çıraklık yaptığı dükkana artık usta olma zamanı galiba diyerek işe başlamış o günden bugüne de o dükkanda marangozluk yapıyordu. Aslı: İşler nasıl gidiyor peki? Aslı: Tartıştığın kadın bir daha seni rahatsız etti mi? Konu değişsin diye o kadını sormuştum çünkü bilmiyormuş gibi okumamasını irdeleseydim konu babasına gelecekti fakat bana anlatmak istemeyebilirdi ki bu noktada çok haklı olurdu. Anlatamadığı içinde konuşmadan kaçabilirdi ve biz yeni konuşmaya başlamışken ilerletemeden bir nokta daha koymak durumunda kalabilirdik. Kalp Sızım: Allah'a şükür, işler iyi gidiyor. Kalp Sızım: Hayır, gelmedi. O gün çözdük gibi duruyor meseleyi. Kalp Sızım: Mezun olunca planların var mı çalışma hayatınla ilgili? 'Aslı, kızım bir bak' ah görüyorsunuz annem sultan çok nazik bir kadın. Tunahan'a hızlıca mesaj yazıp telefonumu bir daha odamda bırakma hatası yapmayarak sesini kısıp cebime atarak odadan çıktım. 'Geliyorum anne.' Annemin çağırmasının sebebi yamağı olan bana mutfağı toplatmak istemeseydi. Haliyle ıslak ellerle Tunahan ile konuşmak zorlasa da kulağıma kulaklığı takıp arada şarkı değiştirme edasıyla Tunahan'a cevap vererek devam ettim. Annemin gözüne de batmamayı başarıyla atlattım. Tunahan ile bir süre daha soru cevap şeklinde bir yandan konuştuk sonrasında ise dükkanı toplamam gerek deyip iyi geceler dilemiş ve konuşma bu şekilde bugünlük sonlanmış oldu. Bende annemlerle yediğimiz yemek sonrasında çay fincanımı alarak odamda sabah odaklanamadığım derslerin notlarını çıkartmakla vakit geçirip ardından da uyudum. tabi notları çıkartırsın, aldın ilgiyi aldın mesajı keyiflendin tabi
*** Keyifler yerinde mii? |
0% |