Yeni Üyelik
36.
Bölüm
@maveradabiryazar

Yeni bölümden ufak bir kesit...

 

"Benim yüreğime bir ateş düştü Mehpare. Her yerim yangın yeri."

Gökbey'in eli yüreğinde, gözleri Mehpare'deydi. Mehpare ise duydukları ile onu bekleyen itirafa kendisini hazırladı. Titreyen göz bebeği Gökbey'in elini koyduğu kalbine kaydı.

"Sen beni bilmediğim bir savaşın içine attın. Silah tutmaktan nasırlaşan ellerim bile çaresiz kaldı bu savaşta. Sayısız cenk ettim. Kimi vurdum kimi vuruldum. Amma en güzel sana vuruldum be Hatun."

"Gökbey!"

"Dinleyesin Mehpare.Zar zor cesaret toplayıp ettiğim kelamları bırakasın, aksın. Zira içimde bir dağ olur taşar artık."

Mehpare, susmak zorunda kalmıştı. Gökbey'in ona olan hisleri genç kızı mutlu ediyordu fakat bu mutluluk tek başına yer etmiyordu içinde.

"Güzelliğini aydan alan Hatun... Ey benim sevinçlerimin çığlığı... Ben sana sevdalandım Mehpare. Ben kör kütük senin sevdana düştüm. Benim gönlümün menzili sana varır Ay parçası."

Mehpare kesik kesik solur alırken zorlukla ayakta durdu. Duyduklarının, hissettirdikleri yüreğine ağır geliyordu. Bu denli sevilmek... Mehpare, karanlıkta ona ışıl ışıl bakan gözlere baktı. Gökbey'e karşılık verememesinin sebebi biraz önce onu sustarması değildi. Aynı cesareti Mehpare taşıyamıyordu içinde.

"Başımın üstündeki gök, ayağımın altındaki toprak şahit olsun ki ben sevdamdan dönmem Hatun. Senin kocan olmaya, benim zevcem olmana talibim. Hatunum olasın Mehpare."

Loading...
0%