Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1.BÖLÜM

@maveysaa9

Herkese merhaba.

Sizlere uzun zamandır yazdığım bir hikayeyi okutmak istedim. Umarım beğenirsiniz. Kendi çapımda yazdığım için tabi ki ufak hatalar ya da belki size göre mantık hataları olabilir. Profesyonel değilim.

Kitap hakkında yorum yaparsanız çok mutlu olurum.

Birde yıldıza basıp aydınlatırsanız çok sevinirim. Lütfen kitabıma şans verin.

İyi okumalar:)

....................................

 

Her zaman ki gibi okul için 7.30'da kalkmıştım. Zar zor yataktan kalkıp tuvalete gittim. İşlerimi halledip odaya geçtim ve formamı giydim. Telefonuma göz attığımda kızların bizim grubumuza bir sürü mesaj attığını gördüm. Daha sonra bakarım diye direk mutfağa girdim. Şişeme su doldurdum. Ardından saçlarımı tarayıp dudaklarıma dudak kalemi ile çerçeve yapıp demlendirici sürdüm. Kirpiklerime de maskara sürüp hırkamı alıp odadan çıktım.

 

Ders 9'da başlamasına rağmen 40dakika erken gidiyordum. Okulum eve biraz yürüme mesafesiydi. Havalar iyi olduğunda yürüyerek gitmeyi seviyordum. Kulaklığımı takıp kapıya çıktım. Çantamı da alıp evden ayrıldım. Kulaklığımdan Anıl Berke - Zor çalıyordu. Bir şarkıya taktım mı sürekli onu dinlerdim.

 

Okula gelince kartımı basıp okulun bahçesine girdim. Kızlar büyük ihtimalle gelmiş ve sınıfta olmalılardı. 12-A sınıfımı görünce içeri girdim. Evet gelmişlerdi. Nisa ile Sena'yı görünce direk onlara sarıldım.

Nisa"Gruptaki mesajları gördün mü?" diye sorunca telefonuma bakmak yeni aklıma geldi.

" Unuttum ben onu ya"diye sızlanınca güldüler.

 

Sena" Cemile abla kek yapmış bize onun için çatal getir demiştik. Onu konuştuk. "

 

Nisa yanıma gelerek elini omzuma attı" iyi ki fazladan getirmişim. "diyince gülüştük.

Nisa benden 5,6 cm uzundu. Kıvırcık saçları vardı.

Sena ise kapalıydı. Ve oda benden 3,4 cm uzundu. Yani en kısaları bendim. Sena sırasına geçip ekmek arasını yemeğe başladı. Bu bir gelenek olmuştu resmen. Sabahları yemek yemezse tüm gün kafamızın etini yiyordu. Yemek yemeğe çok düşkündü. Hergün o kadar yemeğe rağmen kilo bile almıyordu.

 

Yavaştan sınıftakiler de gelmeye başlamıştı. Bizde sohbet ederek dersin başlamasını bekledik.

 

... 

 

Öğlearasına girmiştik. Ve biz öğlearalarında yapıcak bişey bulamazdık. Genelde koridora çıkıp orda şakalaşır gülüşürdük. Aramızda en sevilen aktivitelerden biriydi kendisi. Koridor fantezisi. Birde karınca izleme fantezimiz vardı tabi. Yeni yağmur yağdıktan sonra bahçeye çıkıp karınca izlemek zevkliydi.

 

Bahçede biraz oyalanıp kantine geldik. Kantinci Mesut abi ile sohbet etmeye bayılırdık. Ordaki abla bize 3silahşörler diyordu. Bizi hep 3'lü olarak gördüğü için bu ismi taktığını söylemişti 9.sınıfta. Hala daha aynıydık onun için.

 

Su alıp kantinden çıkmıştık. Zilin çalmasına az kalmıştı.

Böyle böyle bir günümüz geçmişti okulda.

 

Çıkışta direk eve geçmiştim. Kapıyı kardeşim Beste açmıştı. Elinde telefon vardı hiç yüzüme bile bakmadan içeri geçmişti. Alışmıştım bu hallerine. Kendileri şu sıralar ergendi de.

 

Yatak odadan ses gelince oraya baktım. Annem çamaşır katlıyordu. Yanağına öpücük kondurup 'odamdayım' diyerek odama geçtim.

 

Bu aralar kendimi yorgun hissediyordum. Arkadaşlarımın yanında bu durum geride kalsa da yalnız olduğum zaman kendini belli ediyordu. Belki 1.dönem in sınavları başlayacağı için stres yapıyordum.

 

Bu yıl son yılım olduğu için de stres yapıyor olabilirdim. Üstümü değiştirip masama geçtim.

En son okuduğum kitabı alarak kaldığım yerden devam ettim. Kitap okurken çok fazla duygu değişimi yaşıyordum. Bazen ağlıyor bazen kahkaha atıyor bazen de çığlık atarak öfkeliniyordum. Kitabı yaşayarak okuyordum yani.

(yazardan : bu ben bu arada dkdldkdlkdls)

 

... 

 

Akşam olunca anneme sofra kurma konusunda yardım ettim. Babam vardiyalı çalışıyordu. 2hafta boyunca ful gececiydi. Yani öğlen gidip gece 4 de geliyordu. Yemeğimizi yiyince odama geri gittim.

Sahile gitmek istiyordum. Deniz havası güzel gelirdi. Üstüme bir hırka atıp kulaklığımı da boynuma alıp odamdan çıktım.

 

Annemin yanına gidip oturdum. "annee" diyince bana bakmadan direk konuştu.

 

"Ne isticeksin bakalım?" diyince şaşırdım.

Ben cevap vermeden devam etti. "sesinden anlaşılıyor bişey isticeğin" dedi.

 

Hiç üstelemeden söyledim. "Sahile gidebilir miyim? Hava kararmadan gelirim" dedim.

 

"Tamam ama dikkatli ol" dedi. Bu kadar çabuk onay alıcağımı beklemiyordum.

 

Beste'ye yakalanmadan evden çıktım. Beni görürse o da gelmek isterdi. Kardeş terörü işte.

 

Kulaklığımı takarak yürüdüm. Sahil eve yakındı. Sahile varınca hemen kayalıklara dikkatlice oturdum.

Burayı çok seviyordum. Aradan 30,40 dk geçtikten sonra kulaklığımdan çalan Model-Mey ile hafif iç çektim. Şarkının sonlarına doğru ses kısılınca başka yerden duyduğum tanıdık şarkı ile kendi şarkımı kapattım. İlerde bir erkek şarkı dinliyordu.

 

Frxzbie- Romeo ve Juliet şarkısı çalıyordu.

En sevdiğim şarkıydı. Hafif hafif mırıldanmaya başladım.

 

"Uykusuzum

Uyuyamam

Düşüncelerim sürükler beni gece uyuyamam

Şeytanlar hep kafamdalar

Üzgün müzik yapan depresif genç anca hayal kurar"

 

Şarkının bu kısmına eşlik ettiğimde sesimi duymuş olucak ki bana döndü. Hava karanlıktı. Yüzünü pek seçemiyordum ama mavi gözleri karanlıkta bile seçiliyordu. Birden önüne dönüp şarkıyı kapattı, ardından ordan kalkıp uzaklaştı. Buda neyin nesiydi?

Rahatsız mı etmiştim?

Ayrıca o şarkı açarken iyi ben söylerken mi kötüydü.

Bu davranışı sinirimi bozmuştu. Hiç tanımadığım biri bile olsa üzülmüş ve sinirlenmiştim. Ordan kalkıp eve doğru gittim.

 

Eve gelince anahtarımla açıp kimseye gözükmeden odama gittim. Üstümü değişip yatağıma yattım. Aklıma ise o okyunus gözleri geldi. Gözleri okyonus gibiydi. İçine çekiyordu sanki beni.

 

Bu hislere göz devirip sıkıca kapattım gözlerimi ve uyumaya çalıştım.

 

...............bölüm sonu...........

 

İlk bölümü nasıl buldunuz?

Okyonus gözlü çocuk hakkında ne düşünüyorsunuz?

Loading...
0%