
Gerçek, yola odakladığı gözleri ile yanında oturan Yusuf'a,"ne kadar kaldı?",diye sordu, sabırsızca. Yusuf telefondan baktığı konum ile neredeyse geldiklerini görerek,"geldik"
Girdikleri patika yoldan ağaçların arasından çıkan dumanları görmesi ile derince yutkundu, Gerçek. Gaza daha da basarak açık alanda ki iki katlı villanın önünde aceleyle durdurdu arabayı.
Arkasından gelen araçlarda peşi sıra durduğunda herkes inmiş ve yanan eve bakmaya başlamışlardı. Gerçek'in siyah göz bebeklerinde alevlerin yansıması görünse de onun düşündüğü tek şey Elizan'a bir şey olmuş olma düşüncesiydi.
Silkelenerek kendine geldiğinde eve adımlamaya başladı. Biraz sonra onları gören Mila saklandığı ağacın arkasından ağlayarak Gerçek'in yanına geldi koşarak.
Gerçek, Mila'yı görmesi ile endişeyle ona baktı. Mila, Gerçek'in ellerini tutarak,"abi Elizan içerde kaldı"diyerek hıçkırıklar içinde ağlamaya başladı.
Gerçek korkuyla eve bakarken bir saniye bile düşünmeden Mila'nın ellerini bırakarak eve girdi. Gözleri duman ve ateş etkisiyle yanarken yüzünü dirseğine gömerek ilerlemeye başladı.
"Elizan!"diye bağırırken ondan bir ses duymayı umuyordu. Ama bu dumandan etkileneceği aklına gelerek hızla büyük salona ilerlemeye başladı.
Önüne düşen yanan odun parçası ile son anda kurtulurken alev sıçrayan ceketini bir çırpıda çıkararak kurtuldu. Az ilerde yerde boylu boyunca yatan Elizan'ı görmesi ile baş ucuna çökerek nabzını kontrol etti.
Duyduğu ses ile nefesini verdiğinde herekete geçmesi gerektiğinin farkına vararak Elizan'ı hızla kucağına aldı.
Dumandan art arda öksürmeye başladığında adımlarını hızlandırmaya başladı. Etrafından dolandığı tahta parçasını geçerek kapıya ulaştı.
Kapıya ulaşan alevleri görmesi ile Elizan'a zarar gelmemesi için üzerine daha da kapanarak onu korumaya çalıştı. Omuzlarını ona siper ettiğinde düşünmeden kapıdan geçti.
Omzunun yanmasını umursamadan Elizan'ı açık alana çıkardı. Yusuf koşarak geldiğinde,"abi"dedi, endişeyle.
Gerçek, öksürük krizine girdiğinde," arabanın kapısını aç"diyebildi zorlukla. Yusuf başını sallayarak hızla arabanın kapısını açtı ve Gerçek'in arabaya binmesini bekledi.
Gerçek Elizan ile beraber arabaya bindiğinde Mila da ağlayarak ön koltuğa oturdu. Yusuf hızla arabayı çalıştırdığında Gerçek," en yakın hastaneye sür hemen"diye soludu endişeyle. Gözleri Elizan'ın baygın ve kara bulaşmış yüzünde geziniyordu.
Elini ara ara burnuna götürerek nefes aldığından emin olmaya çalışıyordu. Cansız görünen çehresinden, aklına alevlerin arasında ki hâli geliyordu. İçinden ya yetişemeseydim diye düşündü.
Aklına gelen ihtimaller ile bu düşünceyi hızla kafasından attı. Sızlayan omzu kendini belli ettiğinde dişlerini sıkmaktan öteye gitmedi. Şuan da bunu düşünmenin sırası değildi.
Çok geçmeden araba hastanenin önünde durduğunda Gerçek Elizanla beraber arabadan inerek hastanenin içine,"sedye!"diye bağırdı. Hemşireler hızla sedye ile geldiğinde Elizan'ı dikkatle sedyeye bırakarak müdahale etmelerini izledi.
İçlerinden biri durumunu sorduğunda," yoğun dumana maruz kaldı"diye açıkladı. Doktor da geldiğinde Elizan'ı hızla odaya alarak ilgilenmeye başladılar.
***
Gözlerimi etrafta ki seslere açtığım da aldığım derin nefes ile rahatladığımı hissediyordum. Görüş açıma giren kırık beyaz ışık ile gözlerimi kısmak zorunda kaldım.
Konuşmak istediğim sırada hemşirelerden birisi fark ederek, "geçmiş olsun bir şey mi istediniz?"diye sordu kibarca.
Doğrulmaya çalıştığım da,"su" diye mırıldandım. Hemşire önce doğrulmama ardından da su doldurarak içmeme yardım etti.
Minnetle ona baktığım da gülümseyerek odadan çıktı. En son olanları hatırlamaya çalıştığım da kurtardığım kadın bana yardım etmek istediğinde bir adam zorla kolundan tutarak," araba bekliyor gitmemiz gerek"diyerek kadını götürmüştü.
O zaman ben o alevlerin arasından nasıl kurtulmuştum? Düşünceler âleminden kapının tıklatılması ile kurtuldum. Gel dememi beklemeden kapı aralanarak içeri Mila girdi.
Bıraktığım gibi hâlâ ağlıyor, beyaz elbisesinin üzerine giydiği siyah takım elbise ceketi ve dağılmış saçları ile perişan görünüyordu.
Hızla bana sarılarak," şükür iyisin" dedi korkuyla. Hâlâ sakinleşmiş değildi." Sana bir şey olacak diye çok korktum"
Saçlarını okşarken,"iyiyim Mila"dedim, sakince. Üzerindeki korkuyu birazda olsun atmasını umuyordum." Geçti hepsi"
Benden ayrıldığında mavi irislerine suçluluk duygusu eklenmişti." Seni bırakmak istemedim."dedi, pişmanlıkla." Yemin ederim yanına gelmeyi çok istedim ama... Ama o adamlar var diye çıkamadım" ellerimi sıkarken kendini inandırmak istiyordu.
Ona hafifçe gülümseyerek," Mila lütfen"dedim, 'yapma' der gibi. Onu suçlamıyordum. Aksine o yangını ben çıkarmıştım." Senin bir suçun yok. Kendini suçlamayı bırak"
Burnunu çekerken küçük bir kız çocuğundan farkı yoktu." İnanıyor musun bana?"diye sordu masumca. Ağlamaları iç çekişlere dönmüştü.
" İnanıyorum"dedim, içten bir sesle. Bana bir kez daha sarıldığında," sana bir şey olacak diye çok korktum"diye tekrarladı. Uzun süre bunu üstünden atmayacaktı sanırım.
Yaşadığı kolay değildi. Bir adamla aynı odaya kapatılmış kim bilir ben gelmesem nelere maruz kalacaktı. Bende ona aynı şekilde sıkıca sarılırken bu düşünceleri hızla attım. Aklıma gelen soru ile," ordan nasıl kurtuldum?"diye sordum.
Benden ayrılmadan kafasını omzuma yasladı." Gerçek abi. Evi alevler sarsa da hiç düşünmeden içeri dalarak seninle beraber çıktı"
Tam o sırada kapıda bizi izleyen Gerçek'i fark ettim. Beyaz gömleği yer yer yırtılmış ve kara olmuştu. Bitik bir haldeydi ancak gözleri parlıyordu.
Onu fark ettiğimi fark ederek içeri girerek kapıyı kapattı. Yanımıza yaklaştığında Mila benden ayrılarak Gerçek'e yer verdi." Ben sonra uğrarım Elizan"diyerek hızla odadan çıktı.
Gerçek yavaşça Mila'nın kalktığı boşluğa otururken canı yanmış olacak ki yüzünü buruşturdu. O kadar belli etmedi ki onu incelemesem fark etmezdim.
"Geçmiş olsun"dedi, kara gözleri yüzümü tavaf ederken. Başımı ağır ağır sallayarak,"sağol"dedim, kısık sesle. Neden kısık sesle konuşmuştum anlamadım." Kurtardığını için teşekkür ederim" minnetle söylediğimi umursamıyormuş gibi yaptı.
"İyi misin?"diye sordu, sorduğum soruya duymamış gibi yaparak. Bunu da kafamı sallayarak onayladığım da, o villadayken kafamı kurcalayan soruyu sordum." Bizi kaçıranlar, onlar kimdi?"
Sorduğum soru ile derince yutkunarak bakışlarını kaçırdı." Düşmanlarım olabilir. Açığımı arayan çok. Seninle evlendigimi öğrenenlerden biri muhtemelen, merak etme bunu yanlarına bırakmayacağım" sesi sert çıkarken yumruklarını sıktı.
Açıklamasına karşı tek kelime etmedim. Ne söyleyebilirdim ki... Yataktaki ağırlığı kalktığında," sen biraz dinlen doktorunla konuştuğumda çıkmak için işlemleri halledip geleceğim" bir şey dememi beklemeden kapıyı açarak çıktı.
Yaşadığım olayın yorgunluğu ile yatar pozisyona geçerek gözlerimi sıkaca kapattım. Bedenim bu anı bekliyormuş gibi uykuya dalmam zor olmadı.
Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın canlarım🥰💋🫀
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 1.82k Okunma |
199 Oy |
0 Takip |
16 Bölümlü Kitap |