Yeni Üyelik
11.
Bölüm

♡11. Bölüm♡

@mavii_bulutt345

"İnsanların, kaybettikten sonra değerli olması çok acayip değil mi? Senin için değerli olan birini kaybediyorsun ama bir yandan da değerli olduğunu fark ediyorsun..."

 

Gizli'den:

 

Ona yazarken ne bekliyordum ki? Beni hatırlamasını mı? Ya da benim onu sevdiğim gibi beni sevmesini mi?

 

Tam bir aptaldım! Olmayacak bir şeyin peşinden deli gibi koşuyor, düşeceğimi bile bile koşuyor, düşersem de kalkıp devam etmeye çalışıyordum.

 

Yüzümü ellerimin arasına aldım. Onu engellememin üzerinden kaç saat geçtiğini bile sayamayacak kadar kafam doluydu. Başımı yatağın başlığına dayadım.

 

Belki de karşısına çıkıp, "Bak ben geldim," demeliydim... ama zaman her şeyi değiştirmişti. Ben değişmiştim, biz değişmiştik. Beni böyle kabul eder miydi yıllar sonra?

 

Kimi kandırıyordum ki? Beni böyle kim kabul ederdi?!

 

"Oğlum sabahtan beri odandan çıkamadın," diye kapının önünde konuşan annem yüzünden irkildim. Ne zaman geldiğini bile anlamamış, kapının sesini dahi duymamıştım.

 

"Canım istemiyor anne," diye gülümsemeye çalışsam da bana bakan gözleri, "Beni bununla mı kandırmaya çalışıyorsun? Ben 21 yıllık oğlumu tanımıyor muyum?" der gibi tehditvari bir şekilde gözlerime kilitlenmişti.

 

"Peki," dedi ama benim bu tavırlarımdan ve durumumdan hoşnut olmadığı belli oluyordu. "Şimdi in bari aşağıya. Baban yattı yemekten sonra, yorgunmuş. Sen de inip bir şeyler yemedin, karnını doyurup benimle film izlersin."

 

"Anne, gerçekten istemiyorum. Hem ben yatacağım."

 

"Sen iyi misin oğlum. Ne bu halin?"

 

Ne diyecektim ki?

 

Gelecekte gelinin olmasını istediğim kızı engelledim, bu yüzden de onunla bir daha asla konuşamayacağım. Depresyondayım, hazır inmişken bana bir çikolata getirir misin?

 

Ne saçmalıyorum ben ya? Of.

 

"İyiyim, sadece ders çalıştım biraz. Bir soruyu yapamadım aklımda kaldı, canımı sıktı biraz."

 

Annemin bakışları yumuşadı. Onu tatmin eden bir şeyler demiştim. "İyi, peki madem, acıkırsan seslen, yemekleri ısıtıp getiririm."

 

"Olur annem."

 

Annem odadan çıktı. O odadan çıktıktan sonra odada nefes alış verişlerim haricinde bir ses çıkmadı.

 

Kısa bir süre içinde, gözlerimden tek tek yaşlar dökülmeye başladı.

 

Umduğum ve bulduğum arasında dağlar kadar fark vardı. Tamam, onun Çin seddi gibi duvarları vardı ama aşk o duvarları yıkacak kadar güçlü değil miydi?

 

Yanlış mı yapmıştım, onu engelleyerek? Şu an o da beni düşünüyor muydu? Benim gibi duygu karmaşasının ortasında kalmış mıydı?

 

Ya da...

 

Ben hayatında hiç var olmamış gibi devam ediyor muydu yaşantısına?

 

Göğüs kafesim sıkıştı. Bu aşk acısı olmalıydı...

 

Rahat bir nefes almak için gözlerimi silerken bir mesaj sesi geldi. Bakışlarım komodinin üzerinde şarj olan telefona kaydı. Çağla gibi benim de arkadaş diyebileceğim pek kisi yoktu. Bu kimdi?

 

Çağla olabilir miydi?

 

Küt küt atan kalbim ve titreyen ellerim ile telefonu şarjdan çıkarıp elime aldım ve kimin mesaj attığına baktım.

 

Çölde serap gören biri gibi serap görüyordum galiba zira bana Çağla'dan mesaj gelmişti.

 

İlk önce kullanıcı adına bakakaldım sonra da hemen mesajlara girip ne yazdığını okudum.

 

Aydakiçiçek: Gizli çocuk!

 

Aydakiçiçek: Yüreğindeki kaderinse,

 

Aydakiçiçek: Ondan kaçışın yok...

 

Hani olur ya, tutulur kalır, ne yapacağımızı bilemeyiz. Mutluluk ve heyecan arasında tıkılıp kaldığım için ne yapacağımı şaşırıp donakalmıştım.

 

Hemen ona teslim olamazdım. Değerimi anlamalıydı, bir daha kaybetmekten korkmalıydı.

 

Gizliçocuk: İnsanların, kaybettikten sonra değerli olması çok acayip değil mi? Senin için değerli olan birini kaybediyorsun ama bir yandan da değerli olduğunu fark ediyorsun...

 

Görüldü.

 

Yazıyor...

 

Bir müddet yazıp yazıp sildi, sabır ile bekledim onu.

 

Aydakiçiçek: Sana "Yüreğindeki kaderinse, ondan kaçışın yok." yazıyorum ama sen bana "İnsanların, kaybettikten sonra değerli olması çok acayip değil mi? Senin için değerli olan birini kaybediyorsun ama bir yandan da değerli olduğunu fark ediyorsun..." yazıyorsun.

 

Aydakiçiçek: Normalde benim yazdığımdan sonra havalara uçman ve heyecandan ne diyeceğini bilemeyerek saçmalaman gerekiyordu.

 

Benim ile ilgili kısa sürede de olsa edindiği bilgiler gülümsetti beni.

 

Aydakiçiçek: Ama sen bunların hiçbirini yapmadın.

 

Aydakiçiçek: Çok mu kırdım seni?

 

Gizliçocuk: Sence?

 

Aydakiçiçek: Ya tamam kırmışım seni bayağı ama sen de beni anla. Birinden bir mesaj alıyorum, beni sevdiğini ve geçmişimden biri olduğunu söylüyor. Sence de bunlar biraz absürt değil mi?

 

Gizliçocuk: Öyle ama benim de korkularım var.

 

Aydakiçiçek: Ne korkusu?

 

Gizliçocuk: Söyleyemem.

 

Aydakiçiçek: Hiçbir şey gizli kalmıyor, elbet bir gün öğrenirim.

 

Yutkundum. Bakışlarım açık olan pencereden sokağı buldu. Gözlerim yaşardı. Bunu hiç istemiyordum...

 

Aydakiçiçek: Peki ne zaman göreceğim seni? Hep böyle gizli kalamazsın.

 

Gözlerimi sildim.

 

Gizliçocuk: Şimdi değil, buna hazır değilim.

 

Aysakiçiçek: Böyle daha ne kadar yürüyecek? Ya bir organ mafyasısan ve organlarımı çalmak istiyorsan? Bunu nerden bilebilirim?

 

Gizliçocuk: Diğer organlarında sana ait olduğundan ötürü benim için çok önemli ama ben kalbini çalsam yeter...

 

Gizli'den bölüm okumak güzel miydi?

 

 

Loading...
0%