Yeni Üyelik
16.
Bölüm

♡16. Bölüm♡

@mavii_bulutt345

"İçime attığım acılarım, içimi dele dele gün yüzüne çıkmak istiyordu çünkü bastırdığımız bütün duygularımızla elbet bir gün hesaplaşacaktık. "

 

Kafeye girdikten sonra hemen üzerimi değiştirmek için soyunma odasına geçtim. Üzerimdeki montu ve çantayı odada bulunan üçlü koltuğa koyduğumda oturup elime telefonu aldım.

 

Gizliyi arayıp ne diyecektim? Babam beni üç kuruş para için sokağın ortasında sıkıştırdı mı? Ya da bana hakaret etti ve çocuğu değilmişim gibi davrandı, mı?

 

Düşündüklerimle gözlerim dolarken, nefesim kesilir gibi oldu. Bazı şeyleri içime atıyordum çünkü bunlarla yüzleşmeye gücüm yoktu ama onlarda yerinde durmaktan pekte memnun değildi.

 

İçime attığım acılarım, içimi dele dele gün yüzüne çıkmak istiyordu çünkü bastırdığınız bütün duygularımızla elbet bir gün hesaplaşacaktık.

 

Düşüncelerimin arasından, elimdeki titreyen ve çalan telefonla kurtuldum. Odada sadece ben olduğum için telefondan çıkan ses korkmama ve hafifçe irkilmeme sebep olmuştu.

 

Telefonumu kendime çevirdim ve kahverengi gözlerim beni kimin aradığına kaydı.

 

Gizli arıyor...

 

Beni kurtaran çocuk, olanları ona anlatmış olmalıydı. Açıp açmamak arasında gidip gelsemde şu an için biriyle konuşup rahatlamaya, derdimi anlatıp omuzlarımdaki beni yerle yeksan eden bu yüklerden az da olsa kurtulmam gerekiyordu.

 

"Çağla?! Sen iyi misin? O adı adam sana bir şey yapmadı öyle değil mi?"

 

Açtığım telefonum, kulağıma yaklaşmışken gelen bağırış tonundaki sorularla hafifçe telefonumu kulağımdan çektim.

 

"Çağla? Orda mısın?! Bana bir cevap ver, senin için çok endişelendim!"

 

Ben hâlâ daha cevap vermediğim için ses tonu bir tık daha yükselmişti.

 

Sustuğunda, telefonumu kulağıma dayadım. "Sesin güzelmiş, hiç şarkıcı olmayı düşündün mü?"

 

Gelen bir iki ses ile ne olduğunu anlamazken, "Şu an konumuz bu değil!" dedi azarlar bir tonda, oysaki onun şu an benim dedimlerimle birlikte egosu okşanmış olmalı ve benim bu cümlemi devam ettiriyor olması gerekiyordu.

 

Benim için gerçekten bu kadar çok endişelenmiş miydi?

 

"Tamam tamam, sakin ol," diye mırıldandığımda hızla bana cevap verdi. "Ben seni üzmek istememiştim."

 

Dudaklarımı dilimle ıslatıp konuşmaya başladım. " Beni üzmedin. Her neyse, sorularına gelecek olursam bana bir şey yapamadı, senin arkadaşın," çocuğun adını bilmediğim için duraksayınca, gizli benim yerime söyledi. "Onun adı Atlas."

 

"Peki tamam, Atlas beni kurtardı. "

 

Kısa bir sessizlik oluştuğunda,"O adam sana bir şey yaptı diye çok endişelendim, " diye mırıldandı ve bence bu bir itiraftı bana.

 

"Ya," diye mırıldandım. İleri gideceğimi bile düşünmeden, "Atlas yerine," dedim ve duraksadım. Sabah yürek yemiş gibi devam ettim. "Sen neden yoktun? Onun yerine sen neden beni kurtarmadın?"

 

Kalbimi ağzımda hissediyordum. Onun vereceği, beni yerle bir edecek herhangi bir sebep beni iyi hissettirmeyecekti ve ben bu soruyu sorduğum için kendimi çok kötü hissedecektim.

 

"Ben, ben..." diye kekelerken duraksadı. "Ben yapamazdım. Ben gelemezdim, özür dilerim. " mırıldanırcasına söylediği sözleri bile umursamadan sertçe konuştum. "Senin yerine bir arkadaşın beni kurtarıyor. Beni sevdiğini söylüyorsun ama beni kurtarmaya bile gelmiyorsun, hatta yanıma bile gelmiyorsun."

 

Derin bir nefes aldım. "Unutamadığın birini sevmek zor olmuyor mu?"

 

 

Loading...
0%