Yeni Üyelik
31.
Bölüm

♡31. Bölüm♡

@mavii_bulutt345

"Aramızda koca bir uçurum, deli gibi dalgaların olduğu okyanuslar ve koca bir evren uzunluğu kadar uzaklık olduğunu hissediyorum."

 

"Sana teşekkür ederim, uzaktan üzerini örttüğüm kadın."

 

Gizli, bir şekilde benim ona karşı tavırlarım yüzünden kendimi suçlamamı çok güzel bir şekilde başarıyordu. Başka biri olsa, onun kalbini kırsam ve o da onu kırmamışım gibi teşekkür etse, umursamadan geçerdim ama gizli için bu durum söz konusu değildi.

 

İstemesemde suçluluk duyuyor ve yine kendim için bir ilki gerçekleştirip bütün samimiyetim ile ondan özür dilemek istiyordum. Bu isteğimi, parmaklarım kırmadı ve sabah uyanır uyanmaz, onun mesajını gördükten hemen sonra ondan özür dilediğimi yazdım.

 

Aydakiçiçek: Gizli ben çok özür dilerim.

 

Aydakiçiçek: Seni istemeden de olsa kırmayı hiç istemedim.

 

Aydakiçiçek: Bunun tekrarlanmayacağı söyleyemem ama elimden geldiğince tekrarlanmasını engellemeye çalışırım.

 

Gizliçocuk: Sana da günaydın sillage :)

 

Gizliçocuk: Ayrıca benden özür dilemene gerek yok.

 

Gizliçocuk: Özür dilenecek bir şey yok.

 

Aydakiçiçek: Ama seni kırıp üzerine çok gittim.

 

Gizliçocuk: Benimle görüşmek istemen çok doğal Çağla, ben de seninle yüz yüze gelmeyi, bir kafeye gidip çay içmeyi ya da ne bileyim lunaparka gidip sabahtan akşama kadar delicesine eğlenmeyi çok istiyorum.

 

Aydakiçiçek: Ama bana söylemek istemediğin şeyler var ve bu yüzden de aramızda hep bir sınır var.

 

Onun yazdığını görmem ile benim yazdığım cümlenin yanlış anlaşılmaya çok ama çok müsait olduğunu fark ettim ve gizli bana bir ilki daha yaşattı. Yaklaşık bir dakika içinde, çöldeki kaktüs gibi susuz kaldım, dilim damağım kupkuru kesildi. Nefes alıyordum ama almıyor gibiydim de, beynim bunu kontrol edecek kadar müsait değildi. Ellerim titrerken ne yazacağım hakkında bir fikrim yoktu ve bunların hepsi, ben inanamasam da tam bir dakikada oldu.

 

Onunla, yine aynı şeyleri konuşmayı, yine aynı şeyleri yaşamayı istemiyordum. Bu yüzden de attığım mesajın anlamını açıklayan bir mesaj yazdım. Gizli hâlâ daha yazarken ne yazdığını merak etmeye bile vaktim yoktu, bu yüzden de alelacele mesajı gönderdim.

 

Aydakiçiçek: Yani ben öyle derken kesinlikle bu durumun beni rahatsız ettiğini ya da üzerine gidip bu sınırları ortadan kaldırman gerektiğini ima etmek istemedim.

 

Gizliçocuk: Tamam Çağla, bana kendini ifade etmene gerek yok, ben yanlış anlamadım.

 

Mesajını okuduktan sonra fark ettiklerimle birlikte üzerimden bir ürperti geçti. Bana nadiren sillage diyor, nadiren esprik ve benim tabirim ile gizli gibi davranıyordu. Burada büyük bir yanlışlık var gibi hissediyordum.

 

Aydakiçiçek: Gizli?

 

Gizliçocuk: Efendim?

 

Aydakiçiçek: Aramızda koca bir uçurum, deli gibi dalgaların olduğu okyanuslar ve koca bir evren uzunluğu kadar uzaklık olduğunu hissediyorum.

 

Aydakiçiçek: Bu his, benim ürpermemi sağlıyor.

 

Aydakiçiçek: Bak dediklerim için benden uzak duruyorsan ve aramıza benim hissedebileceğim kadar mesafe açıyorsan yemin ederim özür dilerim.

 

Gizliçocuk: Hayır, hayır hayır.

 

Gizliçocuk: Bunun seninle uzaktan yakından alakası yok.

 

Aydakiçiçek: Ne ile ilgili?

 

Gizliçocuk: Çağla, seninle yüz yüze gelecek olmamın benim için ne kadar zor olduğunun farkındasındır büyük ihtimalle.

 

Aydakiçiçek: Evet, farkındayım gizli ama konumuzla ne ilgisi var, anlamıyorum.

 

Gizliçocuk: Şöyle bir ilgisi var, bu durum beni geriyor. Seninle buluşmayı kabul ettim ama bu benim boyumu bir hayli aşıyor. Olurda seni kırarsam bu günlerimi görmezden gel olur mu? Çünkü seni asla bile isteye kırmam sillage.

 

Aydakiçiçek: Yapma şunu gizli.

 

Aydakiçiçek: Lütfen yapma.

 

Gizliçocuk: Neyi yapmayayım Çağla?

 

Gizliçocuk: Anlamadım? Ben ne yapıyormuşum?

 

Aydakiçiçek: Bana beni suçlu hissettiriyorsun, seni kırdığımı düşünüp on sekiz yıldır şahit olmadığım duygulara şahit olmaya mahkum ediyorsun beni.

 

Gizliçocuk: Çağla?

 

Aydakiçiçek: Efendim?

 

Gizliçocuk: Sen, senin umrunda dahi olmayan kişiler için suçluluk hissetmezsin.

 

Biliyordum...

 

Aydakiçiçek: Biliyorum.

 

Gizliçocuk: Bu ne demek oluyor?

 

Aydakiçiçek: Hayatımı, bir çiçek bahçesine çevirdin ve ben seni hayatımın baş köşesinin en güzel yerlerinden birine oturttum.

 

Aydakiçiçek: Bu demek oluyor.

 

"Çağla!?" aşağıdan halamın bağırması ile irkildim. "Efendim?!" diye bağırdım ve onun cevabını bekledim.

 

"Hadi gel, kahvaltıyı hazırladım! Sonra da işe gideceksin."

 

"Geliyorum, " dedim onun cümlesi biter bitmez. Onun sayesinde, bu ortamdan yani elimi ayağımı birbine dolayan anlardan kurtulmuştum. Telefonun ekranını, gizli yazıyor olmasına rağmen kapatırken, halama içimden beni bu ortamdan çekip aldığı için teşekkür ettim.

 

Ayaklarımı yataktan sarkıtıp, terliklerimi ayağıma geçirdim. Odadan çıktığımda, mutfağa inmeden hemen önce elimi yüzümü yıkamayı ihmal etmedim.

 

 

Loading...
0%