"Beni hem mutsuz edip hem de mutlu edebiliyordu."

Gizliçocuk: Bu dediğin çok ucu açık bir cümle.

Gizliçocuk: Sonuç olarak ben bundan 'Gel seninle evlenelim?' gibi bir anlam çıkarabilirim.

Gizliçocuk: Hatta çıkarayım di mi?

Gizliçocuk: Bence çıkarayım ya.

Gizliçocuk: Lütfen ya.

Gizliçocuk: Gel seninle evlenelim?

Gülmekten yanaklarım ağrımaya başlamıştı. Kahvaltı edip kafeye gelene kadar onun mesajına bakmamıştım ama masaları siler silemez de bir boşluk yaratabilmiştim kendime.

Aydakiçiçek: Olur (!)

Beni hem mutsuz edip hem de mutlu edebiliyordu. Bu işte bir terslik olmalıydı çünkü onun gerçekten de hayatımın merkezine yerleştirmiş olamazdım. Yani en azından olmamalıydım. Bu kadar çabuk olmamalıydı.

Bu tereddütlerim ve istememin sebebi, yapımdan ve düşüncelerimden kaynaklıydı. Birine bağlanmak demek, onu istemesem bile kaybetmek demekti. Bu yüzden bunu göze alamıyordum. Kaybettiğim kişiler gibi onlardan ayrıldığım şeyleri tekrar yaşamayı göze alamıyordum.

Gizliçocuk: Gülmek sana yakışıyor sillage.

Kaşlarım çatılırken, başımı kaldırır kaldırmaz karşımdaki masada oturan Atlas ile göz göze gelmem bir oldu. Bunu beklemiyor olacak ki, birden gözleri büyüdü. Başını başka yöne çevirirken elindeki gazeteyi, galiba kendini kamufle etmek için kullanıyordu yoksa onu şimdi değil daha önceden fark ederdim, sertçe düzeltti. Başını gazeteye gömerken bende gizliye cevap Yazdım.

Aydakiçiçek: Yakışıyordur herhalde.

Gizliçocuk: Kendini benim gözlerimden görseydin yakıştığı hakkında tereddüt dahi etmezdin.

Titrek bir nefes aldım. Ne yapıp edip araya romantik şeyler katabiliyor, benim bünyemde gözle görülür bir şekilde değişikliklere yol açabiliyordu. Tam ona yazarken, "Bakar mısınız?" diye soran müşteri kurtarıcım oldu yoksa saçmalamanın dibine vuracaktım.

Oturduğum masadan kalkıp beni çağıran çiftin yanına gittim. Siparişlerini alıp yanlarından ayrılırken ilk işim gizliye mesaj atmak oldu.

Aydakiçiçek: Neye nasıl bakarsan öyle görürsün gizli.

Gizliçocuk: Bence bakışla ilgili değil.

Aydakiçiçek: Ne ile ilgili peki?

Gizliçocuk: Güzel bir şeye bakıp güzel bir şey görmem sence de çok normal değil mi sillage?