Yeni Üyelik
7.
Bölüm

♡7. Bölüm♡

@mavii_bulutt345

"Bugün attığım küçük bir adım belki de geleceğimi değiştirmeye yeter, ne dersin?"

 

Halam geldikten sonra onunla birlikte benim hazırladığım yemekleri yediğimizde halam ne yapıp edip bütün bulaşıkları bana bırakmıştı. Son bulaşığıda yıkayıp, mor havluyla ellerimi kuruladım. Tepsiye halam için yaptığım çayı ve patlamış mısırları koyduktan sonra elimdeki tepsiyle salona geçtim.

 

Halam, bilmem kaç defa izlediği özeti sanki ilk kez izliyormuş gibi televizyona kilitlenmiş, pür dikkat ona bakıyordu. Herhalde deprem olsa yerinden kıpırdamazdı. Bunu düşünüp kıkırdadım. "Hala?" diyerek bana bakması için ona seslendim.

 

Kucağındaki kırlenti oynatarak, "Hı?" dedi.

 

Gülümsememi bastıramazken,"Sana çay ve patlamış mısır yaptım. "

 

"Yaa ama kızdan ne istedin vicdansız herif, o sadece kızını korumaya çalışıyor. Ama yok bunlar bundan anlar mı? Hepsi aynı!"

 

Halamın, sanki izledileri gerçekmiş gibi içten ve kınayan sözlerine içimden bir, "Yok artık," çektim. En iyisi onu yanlız bırakmaktı. Bilerek, elimdeki tepsiyi onun dikkatini çekebilmek için seslice masaya bıraktım.

 

"Ben odama geçiyorum hala," dedim. "Tamam tamam, keyfine bak," dedi sayıklar bir şekilde. Başımı olumsuzca iki yanıma salladım. Halamın, en sevmediğim huyu, şu dizilere olan aşkıydı.

 

Aslında bir yerde de ona hak veriyordum. Otuz altı yaşında genç ve güzel bir kadın olmasına rağmen hiç evlenmemiş hatta biriyle bile sevgili olmamıştı. Bunu, ona sorsam da hep beni geçiştiren cevaplar almıştım ondan. Her seferinde bana cevap verirken gözlerimin için bakmıyor oluşu da bende, "benim yüzümden" hissi uyandıyordu. Onun hayatında ben vardım, benim için bu hayatta yek önemli olan kişi bendim ve önceliği de her zaman ben olmuştum.

 

Yağmur yağarken, yanımızda olan şemsiyeyi ben kullanırdım mesela, halam ıslanmayı göze alarak şemsiyenin altına girmezdi. Yorgun argın nöbetten geldiğinde dinlenmek varken bana kahvaltı hazırlardı sabahın köründe. Makineye, ilk önce benim kıyafetlerimi atar, ilk önce benim kıyafetlerimi ütülerdi.

 

Bunu fark edişim, soğuk bir havanın vücudumu sarması gibi titretti beni.

 

İnce düşünen insanlar her zaman kaybediyordu bu hayatta.

 

Halam, benim için hiçbir zaman evlilik kelimesini bile açmazdı. Şimdi ise televizyondan izlediği çift belki de o halde olmak istediği hayattı.

 

"Çağla?" halamın sormasıyla irkildim.

 

"İyi misin güzelim? Odana gideceğini demiştin ama burada hâlâ dikiliyorsun?"

 

"Dalmışım, " diyerek gülmeye çalıştım. Halam bana, "sende bir hâller var, " der gibi baktı. "Öyle olsun. İyi geceler. "

 

"Sana da," diyerek koşar adım geçtim odama. Kafamı dağıtmak için kitap okumam gerekiyordu. Kitaplığından sevdiğim bir kitabımı aldım. Yatağıma geçip kitabımı açacağım anda gelen mesaj sesi, bana bu anı bir kez daha yaşadığımı anımsattı.

 

Anlaşılan bizim gizli, başka bir hesap açarak devam ediyordu. Sinirle kitabımı kapatıp yatağın ortasına attım. Telefonumu elime aldım.

 

Gelen bildirim, bir numaradandı.

 

0535******: Ama böyle de olmaz ki...

 

0535******: Kendimi, dışarda oynamak için heyecanlanan bir yandan da annesi istediği için çöp atan çocuklar gibi hissediyorum. Hem heyecanlıyım hem de çöpün altından puantiyeli çorabıma akan suyun gıcıklığı var.

 

0535******: Bir dakikada bütün dengemi bozdun ya!

 

0535******: Ne diyorum lan ben.

 

0535******: İyi bari görmüyorsun biraz daha saçmalayayım Shshhshs

 

0535******: Senin parkta unuttuğun fuların ben de. Gece uyumadan kokluyorum o güzel kokunu.

 

Çağla: Birincisi fularımı koklamayı bırak ve onu bana geri getir.

 

Çağla: İkincisi benim numaramı nerden buldun ya?

 

Çağla: Üçüncüsü, İnstagram'dan yediğin engel yetmediyse burdan da engelleyeyim mi?

 

0535******: Yok yok, kalsın. Ben doydum.

 

Çağla: Afiyet.

 

0535******: Teşekkürler :D

 

Beş dakika kadar bekleyip diğer sorularımı cevaplamasını umdum ama cevap vermedi.

 

Çağla: Diğer sorularımı da cevaplama zahmeti gösterseydin ya :D

 

0535******: Şeyyyy.

 

Çağla: Neyyyy?

 

0535******: Ben onu sen unuttun sandımmmmm.

 

Çağla: Ama ben unutmadımmmmm.

 

0535******: Fularını parkta düşürmüştün. Ne yapayım yani orda mı kalsaydı.

 

Kendini savunmaya çalışmasına gözlerimi devirdim.

 

Çağla: Bana getirebilirdin?

 

0535******: Ben de kalması daha güzel. Hem sen onu sevmiyorsun ama Leyla'yı kırmamak için takıyorsun.

 

Çağla: Bunu nerden biliyorsun sen?

 

0535******: Çünkü kolyeni kapatan her şeyi sevmiyor ve istemiyorsun.

 

Çağla: Sen bunları nerden biliyorsun?

 

0535******: Sadece korkma benden, bunların hepsini sen dedin bana.

 

0535******: Bunların hepsini senden duydum.

 

Kaşlarım, çatıldığı için kavislendi. Bu kadar bilgiyi tabii ki de benden duyduğu için biliyordu lakin o kimdi? Ben kiminle konuşuyordum. Bu kadar şeyi ona neden anlatmıştım? Hafızam silinmişti sanki, aklıma ne kimse geliyor ne de tahmin edebiliyordum.

 

Çağla: Kimsin sen?

 

0535******: Beni zaten tanıyorsun, tanıdığın birine bunu sorman saçma değil mi?

 

Çağla: Senin tanıyor olmam adını felan biliyorum anlamına gelmez.

 

Çağla: Burdan da mı engelleyeyim istiyorsun?

 

Çağla: İstediğini yap, sana aşık felan olmayacağım ve bunu hayal dahi etme, üzülen sen olursun!

 

0535******: Bugün attığım küçük bir adım belki de geleceğimi değiştirmeye yeter, ne dersin?

 

Çağla: Ne demek bu? Ne demeye çalışıyorsun?

 

0535******: Ne anlarsan o.

 

0535******: Ben hayaller kurmam, sadece geleceğimi şekillendiren adımlar atarım bu hayatta.

 

0535******: Ve seni tanıma konusuna gelirsek, benim bunları senden duymamadan ötürü az çok güveniyorsun bana.

 

0535******: Çünkü sen güvenmediğin kimseye bunları demezsin.

 

0535******: Hadi eyvallah.

 

 

Loading...
0%