@mavii_bulutt345
|
"Hayaller kurmanın en güzel yanı, hayallerimizin gerçek olduğunu düşünmektir. Bu yüzden hayal kurmayı severim, hayaller gerçekler gibi acıtmaz canımı. "
Çağla: Bilmem farkında mısın ama bunlarda bir hayal. Geleceğinde olmasını istediklerine göre hayal ediyorsun.
Çevrim içi değildi. Üstelik mesajımı da görmemişti. Oflayıp telefonumu şarja taktım. Kitap okuyacak heves meves kalmamıştı.
Uyusam iyi olacaktı, yarın kafede bir kişi durumu sebebiyle olmayacaktı ve bu da onun işlerini bizim yapmamız anlamına geliyordu. Yarın için dinlenmek ve bu konuşmaları unutmam gerekiyordu.
Günlük rutinim olan işleri halledip yatağıma uyandığımda gözlerimi beyaz tavana diktim. Sonuna kadar haklıydı. Ben güvenmediğim kimseye adımın baş harfini bile demezdim.
Ona güvenmiş olmalı ve bunları ona söylemiş olmalıydım. Bazı şeyleri beni izleyerek öğrense bile bu kadar bilgiyi elde edemezdi.
Peki ya o kimdi?
Beni bu kadar iyi tanıyan birini ben neden tanımıyordum?
Hayatımın bir noktasında, bir saniyesinde olmalıydı ama ben aklım silinmiş gibi onunla ilgili tek bir şey dahi hatırlamıyor ve bilmiyordum.
Oflayarak sağ tarafa döndüm. Aklımı kemiren düşünceler, gecemide kemirip beni uykusuz bırakacaktı, bu sabah olmadan bile belliydi.
~~~~
Üzerimdeki sarı montu düzelttim. Sabaha kadar düşünmekten uyuyamamıştım. Uykuyu alamayan bedeni birden yere devrilecekmiş gibi geliyordu. Sağıma ve soluma bakıp karşıya geçtim. Hâlâ daha bir cevap bulamamıştım ve bir cevap bulamadığım gibi aklıma bir tahmin de gelmiyordu.
Kafeye vardığımda hemen üzerimi değiştirip masaları silmeye başladım. Leyla, bir yandan bardakları siliyor, bir yandan da teknik dolu olan masalara servis yapıyordu.
"Çağla, benim işim var biraz. Sen şu masaya bunları götürür müsün?" Leyla'nın sorusuyla irkildim. Elimdeki mor bezi önümdeki cebe koyduktan sona, "Olur," dedim. Elindeki tepsiyi alıp dediği yere götürdüğümde biraz kibar olmaya çalışarak, "Afiyet olsun," dedim.
"Teşekkürler," diye gülümseyen gözlerle bana, kahvesini bıraktığım genç adam, baktı. Nazik olmaya çalışsam da ruhsuz bir şekilde, başımla selam verdim. Masaları silme işi bitmişti. Sadece servis götürüp getirmek ve kasaya bakmak kalmıştı. Dün, Leyla ile konuşup görev dağılımı yapmıştık. Birer saat arayla birimiz kasaya geçerken diğerimizde getir götürle uğraşacaktır.
Şu an, benim görevim kasaya geçmekti. Sandalyeye geçip oturdum. Dirseğimi masaya dayayarak yumruk yaptığım elimi çenemin altına koydum.
Bu durum aşırı derecede canımı sıkıyor, beni köşeye sıkıştırıyordu. Bu kadar bilgiyi öğrenecek kadar hayatımda var olduysa bu en az bir yıla denk gelirdi ve ben onu nasıl tanımazdım.
0535******: Hayaller kurmanın en güzel yanı, hayallerimizin gerçek olduğunu düşünmektir. Bu yüzden hayal kurmayı severim, hayaller gerçekler gibi acıtmaz canımı.
0535******: Ayrıca beni düşünmeyi bırak.
0535******: Beni hatırlamıyorsan sorun sende değil bende.
0535******: Demek ki senin hayatında bir yer bulamamışım ben.
0535******: Benim seni engelleyecek gücüm yok.
0535******: Benim yapamadığım şeyi sen yapıp beni engeller misin?
Sonlara doğru harf hataları yapmıştı. Eli titremiş olmalıydı yazarken. Ya da belkide şu an ağlıyordu.
Ben ise ne diyeceğimi, ne yapacağımı bilemez bir şekilde ekrana bakakalmıştım.
|
0% |