@mavii_nehir
|
44.Bölüm Havaalanına gelmiştik. İtalya'ya kendi uçağımız ile uçacağımız için direk uçağa geçmiştik. Arka tarafta ki yatağa miray'ı bıraktım. Yolda uyuyunca bizde uyandırmamıştık. Üzerini örtüp diğerlerinin yanına geçip koltuğa oturdum. miraç derin bir nefes alıp kesik kesik bırakmıştı. Sanırım uçaktan korkuyordu derin nefes aldığında ise canı yanıyordu "abicim iyi misin?" "daha önce hiç uçağa binmemiştim heyecanlandım " "merak etme bende ilk binişimde korkmuştum ama sonra çok sevmiştim... sadece ilk başı kötü" Deniz'in söylediği ile hepimiz ona baktık. "deniz! Nasıl bir teselli o... abim bakma sen buna" Onlar kavga ederken koltuğun kenarlarını sıkmaktan parmakları beyazlamış miraç'a yaklaştım "korkmana gerek yok ben yanındayım... istersen elimi tutabilirsin" Bana baktığında gözlerinde gördüğüm güven gülümsememe neden oldu ... İtalya'ya iniş yapmıştık uçak indiğinde miraç ilk başta korksada sonradan çok sevmişti. Yorulduğu için o da uyumuştu. Onları uyandırmaya kıyamadığımız için hala uyuyorlardı. Önceden hazırlattığım eve geldiğimizde arabayı durdurdum. Tuna arkasını döndüğünde kısık sesle güldü "anlaşılan herkesi yavaş yavaş kaybediyoruz" Dediği ile arkamı döndüğümde miray'ın başını miraç'ın omzunda, miraç'ın başını ise deniz'in omzunda, denizin de cama yaslanmış uyuduğunu gördüm Arka taraf tamamen uyuyanlardan oluşuyordu ve Bu halleri çok tatlıydı. "abi bence bırakalım kendileri uyansınlar" "olmaz hem miraç'ın ilaçlarını içmesi lazım hadi bakalım deniz'i uyandır" Tuna gözlerini kocaman açıp bana baktığında güldüm. Tabi ki deniz'i uyandırmayı ona kitleyecektim. Bir şey demesine izin vermeden arabadan indim. arka kapıyı açıp miraç'ın koluna sıkıca sarılmış meleğimi gördüm. Çok güzel uyuyordu. Yüzünde huzurlu bir ifade vardı. alt dudağı hafif bükülmüştü. Yanaklarını ısırmamak için kendimi zor tuttum Onu yavaşça kucağıma alıp eve doğru yürüdüm. İki katlı bizim evle neredeyse aynı boyda müstakil bir evdi. Kapıya geldiğimde arkamı döndüm. Miraç tunadan destek alarak buraya geliyorlardı Yanımıza geldiklerinde tuna cebinden anahtarı çıkardı "abi deniz'i ben almam" Hala itiraz ediyordu. Miraç ise uyku sersemi bir şekilde bize bakıyordu. Daha iyi görünüyordu uyumak iyi gelmiş olmalıydı "tuna hadi aç kapıyı" Tuna kapıyı açtığında içeri girip yukarı çıktım. Miray'ı ilk girdiğim odada ki yatağa bıraktım. İlk önce biraz mırıldanıp hareket etti. Uyanacak sanmıştım ama uyanmadan uykusuna devam etti. Yorganı miray'ın üstüne örtüp alnından öptüm ve odadan çıktım. Yan odanın kapısı açıktı. Oraya ilerlediğimde miraç'ın yatakta yattığını gördüm. Açık olan kapıyı tıklattığımda bana baktı "gelebilir miyim?" Usulca başını salladı. Yatağın ucuna oturdum "ilaç vaktin yaklaşıyor birazdan bir şeyler söyleriz iyisin demi?" "ağrım var ama daha iyiyim" Aklının mirayda olduğu çok açık bir şekilde ortadaydı "burası bize iyi gelecek ben eminim" "konuşmamasından korkuyorum" "konuşacak... sen bunları düşünme sende çocuksun miraç hala çocuksun ve artık yalnız değilsin. Bu işleri bana bırak tamam mı?" "keşke karışmasaydık keşke sizinle büyüyebilseydim. O zamanda bizi böyle sever miydin?" Neden böyle bir soru sorduğunu biliyordum. onlara acıdığım ya da üzüldüğüm için böyle davrandığımı düşünüyordu ama öyle değildi Ben onları her şekilde seviyordum. Ne yaşadıkları nasıl oldukları umurumda bile değildi "ne olursa olsun ben sizi severdim. Birlikte büyümemiş olabilir ama artık birlikteyiz bugünleri aşacağız" biraz bana yaklaşıp sıkıca sarıldı "iyi ki varsınız abi" "sizde iyi ki varsınız kardeşim" Bende ona sarıldım. Biraz sonra ayrıldık "hadi sen yat biraz bir şey olursa yan odadayım seslensen duyarım" Başını salladığında yataktan kalktım. O da yatağa daha çok yerleştiğinde yorganı üzerine örtüp kapıyı hafif aralık bırakarak odadan çıktım Miray'ın odasına girdiğimde hala aynı şekilde uyuyordu. Yavaş adımlarla yanına gidip saçlarından öptüm. Kokusunu içime çektim Kokusunda huzur vardı. Uyanmaması için geri çekilip kenarda ki koltuğa oturdum. yakınında olmam uyandığında onu rahatsız edebilirdi. Cebimden telefonu çıkarıp çocukların bu senesini dondurdum. Seneye tekrar giderlerdi. Şu durumda okul düşünmelerini istediğim son şeydi. Tuna’nın Anlatımıyla: "denizko eğer hemen uyanmazsan başından aşağıya soğuk su dökerim lan kalksana" Abimin de alacağı olsun kitledi bunu bana kaçtı. Dakikalardır arabada uyuyan deniz'i uyandırmaya çalışıyordum "deniz valla döveceğim şimdi kalk lan artık" Bir iki kıpırdadı tam uyandı diye sevinecektim ki uyumaya devam etti Kış uykusuna yattı mübarek aman bana ne ya ben elimden geleni yaptım. Tam bırakıp gidecektim ki abi yüreğim dayanamadı Onu koltuğa düzgünce yatırıp üstüne montumu örttüm. Kapısını kapatıp eve girdim Kendi uyanınca gelirdi. Mutfağa geçip dolabı açtığımda her şey vardı. mutluluktan gözümden kalp çıktığına yemin edebilirim. Söz konusu yemek olunca kendimi kaybediyor olabilirim ama yemek bu boru değil Kendime kahve yapıp arka bahçeye çıktım. Hava hafif yağmurluydu ama yine de sıcaktı. Oturma grubuna oturup telefonumu çıkardım, Bir süre sosyal medyada gezindim, Kahvemin son yudumlarını içip eve girdim. Direk yukarı çıkıp önce miraç'ı yatırdığım odaya gittim. Sakin bir şekilde uyuyordu. Saçları dağılmıştı ve şuan kesinlikle oğuz abime benziyordu Onun odasından çıkıp kapısı açık odaya girdim. Miray yatağın kenarında dizlerini kendine çekmiş sessizce oturuyordu beni görünce uzun bir süre bana endişe ile baktıktan sonra bakışları rahatlamıştı Bakışları tekrar odanın başka bir tarafına döndüğünde bende oraya baktım. Koltukta uyuyakalmış abimi izliyordu. Abim çok yorgun görünüyordu. Bütün yük onun omuzlarındaydı. Biraz da olsa hafifletmek istiyordum ama başarabiliyor muyum? Bilmiyorum "miray istersen aşağıya inelim abimde uyusun" Fısıldayan sesimle miray bana baktı bir süre düşündükten sonra yataktan kalktı ve sessizce odadan çıktı. Bende odadan çıkacakken kenarda duran bataniyeyi gördüm. Alıp yavaşça abimin üzerine örtüp aşağıya indim. Miray salonun en ucunda koltukta oturuyordu. Elleri ile oynuyor bir şey düşünüyordu O düşüncelerinden onu kurtarmayı o kadar çok istiyordum ki "hepimiz yol yorgunuyuz dışarıdan yemek söyleyelim mi?" Bana bakmadı. Yine de konuşmaya devam ettim "ne yemek istersin güzelim pizza hamburger... sen düşün bende numaraları bulayım" Salondan çıktığımda derin bir nefes aldım. Böyle ne kadar devam edebileceğimizi bilmiyordum ve bu beni delirtiyordu. Adsız Kişinin Anlatımıyla: Salonda oturmuş bir elimde viski diğer elimde ise adamlarımın bugün çektiği resimleri vardı. Havaalanında hastane çıkışı alışverişte bir sürü resimleri vardı. Gözlerim küçük kardeşim miraç'ta takıldı. Oğuz'a benziyordu ama benim kopyam gibiydi. Sonra tuna'ya baktım. Çok yakışıklıydı. Deniz hala çocuk gibiydi Ve miray "az kaldı yakında hepimiz tamamlanacağız" |
0% |