@mavii_nehir
|
İYİ OKUMALAR
14.Bölüm
Miraç’ın Anlatımıyla: Gözlerimi açtığımda ilk gördüğüm yanımda sakince uyuyan Miray oldu. Sıkıca bana sarılmıştı. Onu görmek gülümsememe neden olmuştu. Aklıma dün gece geldi. Biz gerçekten tunaya sarılmıştık demi? Gerçekten ben ilk defa Miray dışında birinin göğsünde ağlayarak mı uyumuştum Miray... benim çekingen mirayım o da sarılmıştı. İlk defa başka birine güvenmişti. Tuna'yı seviyordum. Bize iyi davranıyordu. Bizi anlamaya çalışıyordu "miraç" Duyduğum uyku sersemi ve korku dolu sesle hızla doğrulup miray'ı kendime çektim. elleri korkuyla tişörtümü tutmuştu. "buradayım ay ışığım yanındayım" Ellerini belime sarıp uyumaya devam etti. Arada böyle oluyordu. Uyanıp hızla geri uyuyordu. Bir anda sıçrayarak geriye kaçtığında korkuyla ona baktım "ne oldu?" Kendini yatağın en ucuna attı. yine benimle konuşmadı. "Miray yalvarırım konuş bir şey söyle" Yataktan çıkıp odasında olan banyoya gittiğinde arkasından öylece baktım. Korkuyordum. Neden benimle konuşmuyordu? Bir şey mi yapmıştım. Ellerime saçlarıma geçirip sinirle çekiştirdim. Bu sinir ona değildi. Bu sinirim eski ailemeydi Yataktan kalkıp odama geçtim. Duş alıp sakinleşsem iyi olurdu
Miray’ın Anlatımıyla: Korkuyorum Onu kaybetmek istemiyorum. Ya babamın dedikleri doğru çıkarsa... ya benim yüzümden ölürse... buna dayanamam O çok mutlu olabilirdi. Beni korumak istemeseydi vücudunda yaralar olmazdı. Belki yeni ailemize daha hızlı alışırdı. Babamın söyledikleri iki gündür kafamı kurcalıyor. Kafamın içinde bir ses var. Hiç susmuyor sürekli miraç'tan herkesten uzak kalmamı söylüyor. Benim yüzümden ona tekrar zarar vereceklerini söylüyor Aynada kendi yüzüme baktım. Boynumda ki morluklara baktım. O morlukların nasıl oluştuğunu aklıma geldi. Hızla gözlerimi kapatıp kendimi aynadan uzaklaştırdım Masum değildim artık. Temiz değildim. Beni kim niye istesin ki... ben etrafıma acıdan başka bir duygu vermiyordum. Gitsem... unutur muydu beni? Unutmazdı ama mutlu olmayı öğrenirdi. Hızla banyodan çıktım... gidecektim nereye bilmiyorum ama gidecektim. Onun mutlu olması için ... Koşuyordum. Nereye bilmiyorum ama koşuyorum. Miraç arkamdan gelmesin diye Evet evden kaçtım. Bir daha dönüp onu mutlu etmek istemiyordum. Nereye geldiğimi bile bilmiyorum.
Miraç’ın Anlatımıyla: Duştan çıktıktan sonra üzerimi değiştirip miray'ın odasına gittim. banyonun kapısını tıklattım ses gelmedi. Yavaşça kapıyı açtım. İçeride kimse yoktu. Giysi odasına baktım. Orada da yoktu. Neredeydi. Yine saklanmış mıydı? Korkuyla kalbim hızla çarparken bütün odayı aramaya başladım ... Yok hiçbir yerde yok Odanın her yerine baktım. Hiçbir yerde yoktu. Belki aşağıdadır. Koşarak aşağıya indiğimde merdivenlerden yavaşça inen denizi gördüm. Onu umursamadan aşağıya indim. Direk mutfağa girdim. Çalışan ablalar kahvaltı hazırlıyorlardı "miray'ı gördünüz mü?" "hayır miraç oğlum" Mutfaktan çıkıp salona gittiğimde ailenin hepsi buradaydı "günaydın aslanım" oğuz abinin sorusunu es geçip korkuyla onlara baktım. "miray'ı gördünüz mü?" "hayır odasında değil mi?" Başımı hayır anlamında salladığımda tuna hızla ayağa kalktı ve yanıma gel. Kalbim korkuyla çarpıyordu. Her an duracakmış gibi hissediyordum "tamam sakin ol buluruz sabah bir şey mi oldu?" "bilmiyorum iki gündür tuhaftı. Benimle konuşmuyordu sarılmıyordu. Sabah kaçıp banyoya gitti bende sakinleşmek için odama gittim geri döndüğümde Miray odasında yoktu her yere baktım... o korktuğu zaman aklımıza gelmeyecek yerlere bile saklanabilir" "tamam yine bir yere saklanmıştır sakin ol şimdi buluruz" Oğuz'un konuşmasıyla ona döndüm. Telaşla bize bakıyordu. Herkes evin bir yerini arıyordu. En ufak yere bile bakıyordum. ... Evin hiçbir yerinde yok. Banu hanım ağlamaya başlamıştı. Deniz annesine sarılıp onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Ben delirecek gibiydim. Hiç böyle olmamıştı. Korktuğunda kaçmak istediğinde hep evde bir yere saklanırdı. "markete falan gitmiş olabilir mi?" Diye sordu deniz. Sesinde ki korkuyu hissetmiştim. Miray için korkuyordu. "hayır o ben olmadan dışarı bile çıkmaz" "ben polisi arıyorum" Oğuz yanımızdan ayrıldığında kapı çaldı. Hızla kapıya koşup açtığımda karşımda kargocuyu gördüm. sinirle ellerim yumruk olmuştu. tuna abi kargocuyu anında yolladı. Sırtımı duvara dayayıp yere çöktüm. Dizlerimi kendime çekti Neredeydi? Miray'ım neredeydi. Tuna yanıma gelip bana sarıldığında ağlamaya başladım. beni kendine daha çok çekip saçlarımı okşamaya başladı. Aynı dün akşam ki gibi olmuştu. ben yine ona sarılıp ağlamıştım ama bu sefer Miray yoktu. Yanımda değildi "nerede? Daha önce hiç evden çıkmadı. Korkar o sokaklardan çok korkar. Benim yanımda değilken çok korkar tuna" "biliyorum ama sakin olmalısın... onu en iyi sen tanıyorsun. Sakin olup düşünmelisin nereye gitmiş olabilir" "bilmiyorum beynim durmuş gibi hissediyorum.korkuyorum" oğuz yanımıza geldi. kollarımdan tutup beni kaldırdı. sıkıca sarıldığında burnuma dolan huzur kokusu sakinlememe neden oluyordu. "küçükken gitmeyi sevdiği bir yer ya da sürekli gittiği bir yer var mı?" Düşünmeye çalıştım. 10 yaşından beri evden çıkmıyordu. Ama onun öncesinde, tabi ya "park, küçükken evin yakınında olan parka giderdi. Oyun oynayan çocukları izlerdi." Tuna beni ayağa kaldırdığında hepimiz evden çıkıp siyah bir arabaya bindik. Ben yolu tarif ediyordum. Kalbimde bir acı vardı. canı yanıyordu. "canı yanıyor" "ne" "miray'ın canı yanıyor biraz daha hızlı gitmeliyiz" Oğuz gazı köklediğinde arka koltuğa yapıştım. Kar yağmaya başlamıştı. Buz gibi hava daha da soğudu. Parka vardığımızda oğuz ani bir frenle arabayı durdu. Hızla araçtan aşağıya indiğimde parkı kaplayan ağaçların arasında salıncakta oturan birini gördüm. Koşarak oraya gittiğimde Miray başını zincilere yaslamış ağlıyordu. Havanın soğukluğuna rağmen incecik üstüyle soğuktan titriyordu. Elleri ve burnu kıpkırmızı olmuştu. dudaklarının kenarları morarmaya başlamıştı. "Miray" Başını yavaşça kaldırıp bize baktı. Gözleri uzun süre benim üstümde durdu. Sonra ayağa kalktı. İleriye doğru bir adım atacakken dengesini kaybedip yere düştü. Hemen yanına gidip kollarından tuttum "iyi misin?" O an elime gelen sıvı korkumu artırdı. Bakışlarımı ellerine indirdiğimde o gece zincirlerin kestiği bilekleri daha çok kesilmişti ve oluk oluk kan akıyordu. "Miray ne yaptın sen" İçimdeki tişörtü çıkarıp bileklerine baskı yaptım. Soğuk çıplak bedenime çarptığında irkildim. Yaralarım umurumda bile değildi. Tek düşündüğüm miray'dı Omuzlarıma konan mont ile arkamı döndüm,oğuzdu O gün Miray'ın o üşümesin diye omuzlarına bıraktığı battaniye gibi o da ben üşümeyeyim diye montunu vermişti. "hastaneye gitmeliyiz" Bakışları miray'ın kollarına düştüğünde korku ile yere çöküp tişörtü kaldırdı "çok kanıyor. Miray baskı yapmalıyız canın çok yanabilir ama geçecek" Bir anda baskı yaptığında miray'ın dudaklarından bir inilti koptu. Hızla ona sarıldım Buz gibiydi. "şşt geçti güzelim, biz daha kötülerini yaşadık bu bize bir şey yapmaz geçti" Doğruydu biz daha kötülerini görmüştük. "Miray izin verirsen seni kucağıma alabilir miyim?" Miray bakışlarını oğuz'un arkasında bizi korkuyla izleyen ikiliye çevirdi. Ve tunaya baktı Oğuz başını çevirip nereye baktığını gördüğün buruk bir gülümseme ile ayağa kalktı. Miray şuan sadece tuna'nın onu kucağına almasını istemişti. "tuna gel" Tuna yanımıza geldiğinde miray'ı kucağına aldı ve arabaya yürümeye başladı. oğuz ayağa kalkmama yardım etti dik durduğumda sırtım acımıştı ve istemsizce dudaklarımdan bir inilti firar etti oğuz korku ile bana baktı "sırtın mı?" Başımı yavaşça salladığında montunu hafif kaldırdı ve sırtıma baktı Her şeyi görmüştü, anlamıştı. yine de bilmesi beni bir tık rahatlatmıştı. Sanki uzun zamandır bunu bekliyormuşum gibi hissettim Daha sonra montunu sırtıma geri koydu "kan olacak" "olsun" Umursamadan beni kendine çekti ve yürümeme destek oldu. Birlikte arabaya bindiğimizde miray'ın tunaya sıkıca sarılmış oturduğunu gördüm. Tuna bileklerine baskı yapıyordu. Deniz ve oğuz öne bindiğinde oğuz arabayı çalıştırdı Sırtım cayır cayır yanıyor sanki birisi derimi çekiyormuş gibi hissediyordum "iyi misin" Başımı evet anlamında salladım ama iyi değildim. Canım çok yanıyordu. Korku tüm bedenime yayılmıştı. Miray'ı kaybetmek istemiyordum. Neden her şey bir anda tepetaklak olmuştu Miray'ın bakışları beni bulduğunda gözlerinde bir şey gördüm. Özür diliyor gibiydi. Elimi uzatıp kolunu tuttum. "iyiyim mirayım korkma... sende iyi olacaksın" Gözleri kapanıyordu. Çok kan kaybettiği için bilinci kapanıyordu "Miray uyuma sakın uyuma, hadi bana bir şeyler anlat hayallerini anlat hadi. Uyuma" "bırak" Ağzından 2 gün sonra duyduğum ilk kelime buydu "bırak gideyim." Başımı hayır anlamında salladım. Gözümden yaşlar akıyordu. Deniz dönüp arkasına baktı. "gitmeyeceğim. söz verdin beni bırakmayacaksın" "mutlu olmayı hak ediyorsun... ben seni sadece mutsuz ediyorum" "bu yüzden mi iki gündür benden uzak duruyorsun" yavaşça başını salladı "Miray sen benim her şeyimsin beni mutsuz etmiyorsun" "eğer ben olmasaydım daha güzel bir hayatın olurdu. Sırtında o yaralar olmazdı" Sesi çok az çıkıyordu, çok kan kaybediyordu. "eğer sen olmasaydın ben yaşayamazdım... Miray lütfen... lütfen benden uzak durma... lütfen kendini bana kapatma ben sensiz yapamıyorum lütfen Miray" Miray gözlerini yavaşça kapattığında tuna telaşla koluna baskı yapmaya devam etti "Abi hızlan" Oğuz son gazda gidiyordu ama yetmiyordu. Korkuyordum. Miray'ı kaybetmek istemiyordum. Onun ölmesini istemiyordum. "lütfen ölme Miray lütfen beni bırakma ay ışığım lütfen" SON
|
0% |