Yeni Üyelik
15.
Bölüm

Bölüm: 15

@mavii_nehir

 

İYİ OKUMALAR

 

15.Bölüm

 

Miray’ın Anlatımıyla:

Yattığım yer çok güzeldi. Başımı kaldırıp etrafıma baktığımda çimenlik bir alanda olduğumu gördüm. Çok güzel bir yerdi. Koşarak yanıma bir kız çocuğu geldi. Siyah saçları hafif dalgalıydı. Mavi gözlerinin içi gülüyordu. Yanıma oturduğunda ona bakmaya devam ettim. tanıyor gibiydim

"korkuyorsun demi? Babandan korkuyorsun, kapalı alanlardan bodrumlardan" Tanımıştım bu küçük kızı o benim çocukluğumdu. Hiç büyüyememiş çocukluğumdu

"miraç'a sarılıyorsun korkun geçiyor peki şimdi" korkuyla etrafıma bakınıyordum "şimdi kime sarılacaksın. Miraç artık yok"

"nerede"

"sen istedin seni, bizi bırakmasını o da bıraktı. Şimdi yalnız kaldık" Başımı hayır anlamında salladım. "seni bırakamaz senin ona ihtiyacın var"

"senin yok mu? Ben senim Miray ben senin hiç büyümeyen çocukluğunum ikimizinde ona ihtiyacı var" üşüdüğümü hissediyordum. soğuktan titrediğimi "onunda bize ihtiyacı var"

"ben onu mutsuz ediyorum"

"etmiyorsun, o senden güç alıyor Miray hadi git yine ona sarıl emin ol onunda mutlu olduğunu göreceksin"

"nerede olduğunu bilmiyorum ki" Başı ile arkamı gösterdiğinde hızla arkamı döndüm. Miraç arkamdaydı. Yanında ise küçük bir çocuk vardı. "sen ona git ki bende birine sığınabileyim"

Miraç'ın yanında ki çocuğa baktım. Onun küçüklüğüydü. Ayağa kalktım, hızla yanına gidip Ona sıkıca sarıldığımda o da bana sarıldı. "biz birbirimizi tamamlıyoruz ikiz bırakma beni" saçlarımdan öptüğünde sanki bedenimde ki ürperti gidiyordu "sakın yarım bırakma"

"söz bırakmayacağım... ikimizinde size ihtiyacı var" Küçük miraç'ın elini tutmuş çocukluğuma baktım. Birlikte gidiyorlardı. El ele tutuşmuşlardı. Bizim gibi

 

 

Miraç’ın Anlatımıyla:

Hastaneye geldiğimizde miray'ı sedyeyle acil servise almışlardı. Oğuz da onlarla girmişti. Ben ne kadar girmek istesemde izin vermemişlerdi. Tuna ve deniz beni zar zor tutmuştu. Koridorda dört dönüyordum.

Ya ona bir şey olursa

yapamam

onsuz yapamam

Benim yüzümden olmuştu. onu bırakmamalıydım. Onu yalnız bırakmamalıydım. Onu daha hızlı bulmalıydım.

İçimde ki sinire sahip çıkmaya çalışıyordum ama olmuyordu. Miray benim yüzümden oradaydı. Canı yanıyordu. Sinirle yanımda ki duvarı yumruklamaya başladım. o duvarı kendim gibi görüyordum. kriz geçirdiğimi hissediyordum ama durmuyordum

Duramıyordum. Miray yanımda yokken sakin olamıyordum. Son hatırladığım koluma saplanan iğneydi

 

 

Tuna’nın Anlatımıyla:

Korku

Şuan hissetiğim en büyük duygunun adıydı. Çok basit bir kelime demi?"

Ama yaşamak o kelimenin anlamını yaşamak çok kötüydü... kardeşim içerideydi. Bileklerinden akan kanlar yüzünden ölebilirdi. Ölmesini istemiyordum. Daha onunla vakit geçirmemiştim daha çok erkendi. Şimdi ölemezdi. Şimdi gidemezdi

Kardeşlerime baktığımda Miraç etrafta dört dönüyordu deniz yere çökmüş başını ellerinin arasına almış bir şey mırıldanıyordu. Yanına oturduğumda bana bakmadı.

Ne dediğini duyabiliyordum

"benim yüzümden, ona o lafları söylemeseydim bunlar olmazdı" Kendini suçluyordu. olanlar yüzünden kendini suçluyordu herkes gibi

Elimi omzuna koyduğumda irkilip bana baktı. Gözleri kızarmıştı.

"abi ö-ölmez demi? Daha çok erken daha çok genç" denizi kendime çekip sıkıca sarıldım. "abi çok erken, ben onlarla vakit geçirmedim ki" yavaşça gözünden akan yaşları sildim. "bırakmaz" saçlarından öptüm "bırakamaz. İyi olacak tamam mı? Suçlama kendini"

Miraç bir anda durduğunda ona baktım. Yanında ki duvara ard arda yumruk atmaya başladığında hızla yerimden kalkıp onu tutmaya çalıştım. Engel olmaya çalışıyordum ama olmuyordu. "miraç sakin ol" Deniz de bende onu tutmaya çalışıyorduk ama o durmuyordu.

"doktor" Deniz'in bağışıyla yanımıza iki doktor geldi. Birinin elinde iğne vardı. hızla onu miraç'ın boynuna vurduğunda miraç saniyesinde bayıldı. Yere düşmemesi için onu sıkıca tuttuğumda doktorlar sedyeyi getirdi ve onu bir odaya aldılar. Ben onunla giderken deniz burada kalmıştı

İki kardeşimde hastanede ayrı odalarda sedyede yatıyorlardı.

Doktor miraç'ı kontrol ederken ben kenarda onları izliyordum. "herhangi bir hastalığı var mı?" bilmiyordum ki, Kardeşimin kullandığı ilaçları bilmiyordum. Nasıl abiydim ben

"tamam biz dosya geçmişinden bakarız"

Doktor onu kontrol etmeye devam etti. O an aklıma gelen ile durdum. Sırtı... sırtında bir sürü yara vardı. boğazımda büyük bir yumru oluşmuştu "sırtında yaralar var onlara da bakabilir misiniz?

Doktor başını sallayıp miraç'ın montunu çıkardığında çıplak kalan bedenine baktım. Karnında göğsünde çoğu yerde iz vardı. karnının sol alt kısmında kendini belli eden derin bir iz vardı. doktor bana döndü

"nasıl oldu bunlar"

"bilmiyorum" Doktor derin bir nefes aldı. "bunlar normal yara değiller. Bunlar fiziksel şiddet yaraları

Kabullenmek istemediğim gerçek yüzüme çarpmıştı. Kardeşim şiddet görmüştü. Doktorun yanına gittiğimde miraç'ın sırtını gördüm. Her yerinde izler vardı. derin izler vardı

"mikrop kapma olasılığı yüksek daha dikkatli olmalı, her gün pansuman yapmalısınız elini de sardım. Bir iki gün ağrı yapar sonra geçer"

Başımı tamam anlamında salladım. Bakışlarımı sırtından çekemiyordum. Hepsi çok kötü gözüküyordu. Gözlerim dolmuştu. benim küçük kardeşim şiddet görmüştü.

Miray... onda da aynı izler var mıydı? O da şiddet görmüş müydü? Ama onlar daha çok küçüktü bunları yaşamak için çok küçüklerdi

doktor pansumanı yaptıktan sonra bana döndü "bir şey giydirmeyin yaraları hava alsın" Başımı salladığımda doktor odadan çıktı. gözlerimden akan yaşlara yeniler eklenmişti. Yanında ki koltuğa oturdum. Tek tek bütün yaralarına baktım

Elim istemsizce karnında ki derin kesiğe gitti. parmaklarımı yavaş üzerinde gezdirdim.

Çok canı yanmış mıydı? Bu yaralar açılırken çok canı yanmış mıydı?

 

 

Oğuz’un Anlatımıyla:

Miray'ın durumu en sonunda kontrol altına alınmıştı. Bileklerinde ki kesikler çok kötüydü. Bir sürü dikiş atılmıştı. Çok kan kaybettiği için kan takviyesi yapmışlardı. Ben hiçbir şey yapamamıştım. İzin vermemişlerdi. Sadece izlemiştim. Kardeşimin canı yanarken sadece izlemiştim

Miray'ı tedavi eden arkadaşım yanıma geldi "iyi demi?"

"iyi korkmana gerek yok ama başka bir durum var" Endişe ile ona baktım. Gözlerini kaçırdı. Ne söyleyecekse onu söylemeye çekiniyor gibiydi

"Sinan söyle ne var" sesim öyle sinirli çıkmıştı ki korktuğunu hissettim. kötü bir şeyi vardı kardeşimin "boynunda ve kollarında morluklar var. Bunlar çarpmaya başlı morluklar değil" Aklıma gelen şeyle dengemi kaybettim bir adım geri gittim

Hayır, olmaz öyle şey "lütfen aklıma geleni söyleme" boğazım düğümlendi, yutkunamadım "lütfen tecavüze uğramış deme"

"görünen o kardeşim ve korkarım ki bu durum yeni değil" Nefes alamadığımı hissettim. Dünya durmuş gibiydi ve ben bu anda kilitli kalmıştım "ne zamandır"

"birkaç yıl, ama net bir şey yok eğer istersen test yaparız" Başımı hayır anlamında salladım. O testin miray'ın psikolojisini daha çok bozacağını biliyordum. aynı zamanda da kaçıyordum. Gerçeklerden kaçıyordum "peki bilekleri"

"bir iki günlük kesikler vardı iltihap kapmaya başlamışlardı. Ama şimdi kontrol altında, ona iyi bakmalısınız"

"bakacağım" Sinan yanımdan ayrıldığında miray'ı sedye ile odadan çıkardılar ve bir odaya götürmeye başladılar. Arkalarında çıktığımda koridorda ki sandalyelere oturmuş deniz'i gördüm. Tuna ve miraç yoktu. Beni görünce yanıma geldi

"abi iyi demi Miray" Gözlerinden akan yaşları sildim

"iyi merak etme daha iyi olacak" Ona söylemeyecektim. En azından şimdi, daha ben sindirememiştim "miraç ve tuna nerede"

"miraç kriz geçirdi. Doktorlar sakinleştirici verip normal odaya aldılar. Tuna abimde onun yanında" Kriz geçirmesini bekliyordum. Sinir krizleri en çok böyle günlerde ortaya çıkıyordu

"sen iyisin demi?" Başımı evet anlamında salladım. "sen miraç'ın yanına git bir şey olursa da bana haber ver"

"tamam abi" Deniz yanımdan ayrıldığında bende miray'ın olduğu odaya gittim. içeride hemşire vardı. serum taktıktan sonra dışarı çıktı. kenarda ki sandalyeyi çekip ona iyice yaklaştım.

Dikkatli bir şekilde yüzüne baktım.

Gözlerinin altı morarmaya başlamıştı ve çökmüştü. Dudaklarının kenarları hala mordu. Boynunda morluklar vardı. hemde bir sürü ellerine baktığımda çoğu yerde daha önce fark etmediğim çizikler vardı. kolları mosmordu.

"bunları sana kim yaptıysa o kişiyi bulacağım ve cezasını vereceğim sana söz veriyorum kardeşim"

SON

Nasıldı?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%