Yeni Üyelik
33.
Bölüm

Bölüm: 33

@mavii_nehir

 

 

İYİ OKUMALAR
33.Bölüm

 

 

Oğuz’un Anlatımıyla:

Yatakta birbirlerine sıkıca sarılmış ikizlere baktım. İlk günkü gibi birbirilerine sarılmışlardı. Yine birbirlerine sığınmışlardı. İkisini de incelediğimde miraç'ın yüzünde acı vardı. canı yanıyordu. Sakinleştiğinde eline pansuman yapıp sarmıştım. Ağrısı geçsin diye verdiğim ilaç onu uyku haline götürmüştü ve miray'la birlikte uyumuşlardı

Miraç... bu zamana kadar hep güçlü durmak zorunda kaldı, hep içine atmak zorunda kaldı

Miray... bu zamana kadar sadece insanlardan kaçtı. Onların ona babası gibi zarar vereceğini düşündü

İkisi de hiç kolay şeyler yaşamamıştı ve günlerdir düşündüklerimi uygulayacaktım. Psikologta bir randevu almıştım, daha sonra rapor işlerini halletmek için hastaneye gidecektik.

"abi ne düşünüyorsun" Tuna'nın sorusu ile ona döndüm. Gözlerinde hüzün vardı. kardeşleri için korkuyordu üzülüyordu

"onları toplamalıyız ama lafta değil bunu gerçekten yapmalıyız yarın hastaneye götüreceğim... r-raporlar için" Ne raporu olduğunu ikisi de anlamıştı bu olay belki de onların psikolojilerini daha çok bozacaktı ama yapmak zorundaydık

O adamın dışarı çıkmasına çok az bir zaman kalmıştı

"hadi çıkalım da uyuyalım... daha yemek yapacağız"

Tuna'nın gözlerinde parladı, bu dünyada en sevdiği şeydi yemek yapmak, Tam çıkacaklarken onlara seslendim. Bana döndüklerinde konuştum

"unutmayın her şey normal gibi davranacağız miraç'ı üzmeyeceğiz bu olayı kimse açmayacak"

Krizden sonra insan kendini suçlardı... başkaları onun zaaflarını güçsüzlüğünü gördüğü zaman kendine kızardı kardeşimin bunu yapmasını istemiyordum. Zaten yeterince kendini suçluyordu

Tuna deniz'le birlikte dışarı çıktığında ucuna oturduğum yataktan kalkıp yere devrilen eşyaları topladım. sağlam olanları düzgünce masaya yerleştirdim bir iki kırılan eşyayı da çöpe attım. Daha sonra parkede ki kanı temizledim

Uyandığında her şey normal olduğunu görmesini istiyordum Kendini suçlamasını istemiyordum. Odadan çıkmadan önce yanlarına gidip ikisinin de saçlarından öptüm

O sırada bir şey gördüm bir iz

Miraç'ın bileğinde bir sürü iz vardı. giydiği sweati biraz kıvırdığımda kolunu gördüm her yerde kesikler vardı sürtünmeler vardı

o...o uzun zamandır acı çekiyordu ve sinirini kendinden çıkarıyordu. Nasıl fark etmemiştim. Kardeşimin bir sorunu olduğunu nasıl fark etmezdim. Hızla odadan çıkıp aşağıya indim

"dolaşıp geleceğim" Bir şey demelerine izin vermeden çabucak evden ayrıldım. Ne zaman sinirlensem içim sıkılsa koşardım. Düşüncelerimden kaçmaya çalışırdım.

Miraç'ın sırtında ki yarayı ilk gördüğüm zamanda nereye gittiğimi bilmeden koşmuştum düşünmemek için kaçmak için etrafıma zarar vermemek için

Yine öyle yaptım nereye gittiğimi bilmeden koşmaya başladım.

 

 


Miray’ın Anlatımıyla:

Gözlerimi açtığımda gördüğüm ilk yüz miraç'ın uyuyan yüzü oldu. Onu görmek bile yüzümde bir tebessüm olmasını sağlamıştı. Belime sıkıca sarılmıştı başı karnıma denk gelmişti. Ellerimi yavaşça saçlarına götürdüm yavaşça oynamaya başladım

O adam ona ne demişti neden öyle şeyler söylemişti onu da mı tehdit etmişti.

Eğer öyle bir şey yaptıysa miraç çok korkmuştur

Ne kadar güçlü olan kişi o olsada korkar... bana bir şey olmasından korkar babamın tehditlerinden korkar ama belli etmez Bana hiçbir şey anlatmazdı üzülmeyeyim diye ama ben onunda üzülmesini istemiyordum

İkimizde artık mutlu olmayı hak ediyorduk. Daha çok gençtik ama ben çok yorulmuştum. Hafifçe hareket ettiğinde sarılı eli ile kolumu tuttu

Sarılı eli... bugün bir kriz anıyla paramparça ettiği eli

Çok korktum kendine bir zarar verecek diye... daha sonra başka bir şey gördüm. Bileklerinde ki izler, Minik makas, bıçak kesikleriydi ve eski değildi

Ne zaman yapmıştı... son zamanlarda çok mutluydu niye bileklerinde izler vardı? Parmağımı yavaşça çiziklerin üzerinde gezdirdim. Bazıları sürtme izi gibiydi bazıları ise küçük çiziklerdi. Sorun neydi? Niye anlatmıyordu? Niye içine atıyordu

Onu koruyacaktım o benim diğer yarımdı o benim her şeyimdi, Gözlerimi yavaşça kapattım bunları düşünmemeye çalışarak uyumaya başladım...

 

 

Kolumun dürtülmesi ile sıçrayarak uyandım. Karşımda gördüğüm yüz ile korkum geçmişti yerini gülümsemeye bırakmıştı. Deniz bana gülümseyerek bakıyordu

"gelin hadi yemek yiyeceğiz"

"miraç'ı uyandırıp geliyorum" Başını sallayıp odadan çıktığında hala aynı şekilde yatan miraç'ın saçlarıyla oynamaya başladım

"miraç hadi uyan... akşam olmuş yemek yemeliyiz hadi" İlk önce hareket etti ama gözlerini açmadı "hadi prensim uyan" Yavaşça gözlerini açıp bana baktı. Dağınık saçlarını karıştırdı etrafına baktı sonra kaşlarını çattı

Anlaşılan birisi biz uyurken odayı toplamıştı ve o da bu duruma şaşırmıştı

"miray ben hayal mi gördüm... yani kriz geçirmedim mi?" Başımı hayır anlamında salladım "geçirdin"

Gözlerinde öfkeyi gördüm. Yine kendine öfkelenmişti. Çoğu krizinden sonra kendine kızardı. Kriz geçirdiğinde yaptıkları için, Daha sonra mahcup bir şekilde bana baktı

"özür dilerim... sana ya da onlara zarar verdim mi?"

"vermedin üzülme kendine kızmada hadi kalk bakalım" Yavaşça kalktı ve yataktan çıktı arkasından bende çıktım. Sweatinin kol kısmı kan olmuştu aynı zamanda benim tişörtümde

"üstümüzü değiştirip aşağıya inelim" Dediğimde başını salladı ona son kez baktım ve kapının yanına gittim. gözüme çalışma masasında duran makas takıldı miraç'a baktığımda dolabın önündeydi

Hızla makası alıp odadan çıktım. Kendi odama gidince makası öylesine bir yere attım, Sinirlendiği için kendine zarar vermesini istemiyordum Hemen üstümü değiştirip aşağıya indim. hepsi salondaydı. Sadece oğuz abi yoktu.

Tuna abim televizyon izliyordu, beni ilk gören deniz oldu. Yanında ki boşluğa iki kere vurup beni yanına çağırdı yavaş adımlarla yanına gidip oturduğumda herkesin dikkati benim üstümdeydi

"miraç gelir birazdan"

Ortam çok sessizdi ve ben geriliyordum. Parmaklarımla oynamaya başladım. tırnaklarımda ki etleri yolmaya başladım o sırada merdivenlerden adım sesi duydum başımı oraya çevirdiğimde miraç ruh gibi bir şekilde aşağıya iniyordu

Salona geldiğinde yanıma geldi ve direk başını dizlerime koydu daha sonra gözlerini kapattı. Bunu uykusu olduğu için değil kimseyle konuşup onu yargılamalarını ya da bir şey demelerini istemediği için yaptı

Onların bir şey demeyeceğini ikimizde biliyorduk ama o an mantıklı düşünemezdik. Biraz sonra kapı açıldı ve içeriye elinde küçük bir poşet ile oğuz abi girdi.

Gözlerinin içi kızarmıştı kirpikleri ıslaktı ve yüzünde ağladığını belli eden izler vardı. Yine de gülümsedi. Sırf bize bir şey fark ettirmemek için

İnsanların en çok yaptığı şey canı yansa da gülümsemektir

Yanımıza geldi ve tam önümüzde durdu. Dizlerinin üzerine çöküp elinde ki poşeti gösterdi. "bakın size ne aldım" Merakla elinde ki poşete baktığımda oğuz abi poşetin içinden 3 tane şemsiye çikolata çıkardı

Şemsiye çikolata ben öyle diyordum. Küçükken onlardan almasını istemiştim ama hiç almamışlardı. Bizde evde bulduğumuz bozukluklarla bir kere almıştık.

O gün çok yağmur yağıyordu ama bizim dışarı çıkmak için tek fırsatımızdı çünkü ailemiz dışarı çıkmıştı. O yağmuru umursamadan bakkala gidip iki tane çikolata almıştık. Bütün yol üstümüzdekiler sırılsıklam olsa da bu çikolatayı başımın üstünde tutmuştum

Gerçek şemsiye gibi düşünmek istemiştim eve gidince de yemiştik. Tadı çok güzeldi ama bir daha bakkala gelmedi sonra da ben gitmedim. Oğuz abi elindekileri bize uzattığında titreyen ellerim ile aldım

Ondan korkmuyordum. Bu evde olan kimseden korkmuyordum sadece çok heyecanlanmıştım. Miraç ve deniz'de çikolatasını aldığında oğuz abi gülümseyip ayağa kalktı ve boş koltuğa oturdu. Miraç ve deniz çikolatasını açmıştı ama ben yeni kestiğim tırnaklarım yüzünden bir türlü açamıyordum

"miraç yardım eder misin?" Miraç bana bakıp elimde ki çikolatayı aldı ve açtı daha sonra bana verdi. İkimizde çikolatalara baktık. onunda aklına o anımız geldiğini biliyordum.

Uzun zaman sonra ilk defa çikolatayı ağzıma götürdüm ve yemeye başladım, Hatırladığım gibiydi hala çok güzeldi


SON

 

 

Nasıldı?

Loading...
0%