Yeni Üyelik
39.
Bölüm

Bölüm: 38

@mavii_nehir

 

38.Bölüm

 

Oğuz’un Anlatımıyla:

Odanın kapısı açıldığında ikimizde başımızı oraya çevirdik. Deniz kucağında gözleri kapalı duran miray'la içeriye girdiğinde hızla ayağa kalkıp yanlarına gittim. Miraç, miray'ı görünce kalkmaya çalıştı ama tuna yanına gidip onu tuttu

"abi iyi mi ne oldu?" Miraç'ın endişeli sesi kulaklarımı doldurduğunda ellerimi miray'ın küçülmüş yüzüne koydum. Bu beş günde yanakları çökmüştü. Deniz konuşmaya başladı

"sakin ol iyi sadece uyuyakaldı." İkimizde derin bir nefes verdik. Tuna ikili koltuğa oturduğunda deniz miray'ın kafası tuna'nın dizlerine gelecek şekilde koltuğa yatırdı. Tuna yavaşça miray'ın saçlarını okşamaya başladı. başımı korku ile miray'a bakan miraç'a çevirdim. Yanına gidip elini tuttum

"abim merak etme miray gayet iyi sadece bu son olanlardan dolayı sarsıldı"

"o çok çökmüş abi"

"düzelecek sen uyandın ya her şey düzelecek" Deniz'de yanımıza gelip miraç'ın diğer elini tuttu

"abim sana n-ne olduğunu anlatır mısın?" Miraç bakışlarını kaçırdı. Bir şeylerden korkuyor gibiydi, "miraç'ım korkmana gerek yok bize her şeyi anlatabilirsin"

Derin bir nefes alıp bana baktı. Gözleri buğulanmıştı.

Miraç’ın Anlatımıyla:
5 Gün Önce (Kaybolduğu gün)

Kabuslar peşimi bırakmıyordu ne kadar gerçek olmayacaklarını bilsem de korkuyordum. İkizime bir şey olma ihtimali beni çileden çıkarıyordu. Nereye gittiğimi bilmiyordum sadece koşuyordum. Yalnız kalmak için boş bir sokağa girdim ve yavaşça yürümeye başladım

Sakinleşmem gerekiyordu

Bir anda ağzımı kapatan bez ile çırpınmaya başladım. beni tutan kollardan kaçmaya çalıştım ama daha fazla dayanamadım ve kendimi karanlığa bıraktım

Üzerime dökülen soğuk su ile irkilerek kendime geldim. Ne oluyor lan! Üzerime dökülen ikinci soğuk su ile gözlerimi tamamen açtım. Etrafıma baktım. Karanlık bir depodaydım. Ellerim zincirle tavana bağlanmıştı karşımda bir sürü adam vardı

Korkuyordum ama bunu onlara belli etmedim. Zincirlerden kurtulamayacağımı çok küçük yaşımda öğrenmiştim. O adam beni zincirleyip miray'ı döverken çok uğraşmıştım ama kurtulamamıştım

Deponun kapısı bir anda açıldı ve içeriye yaklaşık 10 tane daha adam girdi

Adamlar ortadan ikiye bölünerek kenarlara geçtiklerinde arkalarında yürüyen adama baktım.

Bu adam bana çok tanıdık geliyordu. b-bu adam babamdı. Hayatımızı mahveden adamdı. ama onun burada ne işi vardı. hapiste olması gerekmiyor muydu?

Raporlar olmasa da benim ifadem ve yaptığı iğrenç işler yüzünden şuan hapiste olmalıydı. Yanıma geldiğinde yüzünde pis bir sırıtış vardı

"nasılsın sevgili oğlum" Konuşmadım. Ne kadar güçlü görünmeye çalışsam da ondan hala korkuyordum. Ben cevap vermeyince sert yumruğunu karnıma indirdi.

Aldığım darbe ile iki büklüm olmuştum "bir soru sorduğumda cevap vermeni uzun zaman öğretmiştim yoksa yeni ailen kurallarımı mı unutturdu... olsun hatırlatırım ben"

Yanında ki adama işaret verdiğinde adam elinde kemer ile geldi. Bedenimi saran korku ile nefes almakta zorlandığımı hissediyordum. Kemeri eline doladı ve sert bir şekilde vurdu. Acıyla inlediğimde pis kahkahası kulağıma geldi

Kemeri tekrar kaldırdı ve indirdi... ve tekrar,tekrar. Nefes alamadığımı hissediyordum. her yerim ağrıyordu yerde kan gölü oluşmuştu

Canım yanıyordu

"özlemişsin demi oğlum... özledin özledin o o*ospu kardeşinde beni özledi mi? O geçirdiğimiz güzel günleri onu da alsak birlikte hayatımıza devam ederiz"

Canımın acısını umursamadan bağırmaya başladım "ona dokunursan seni öldürürüm duydun mu beni seni öldürürüm" Tekrar kahkaha attı yanıma gelip suratıma yumruk attığında başım sola doğru düştü ağzımda biriken kanı yere tükürdüm

Cebinden çıkardığı uzun bıçak ile yanıma yaklaştı

"küçükken o o*ospu kardeşini korumak için bıçağın önüne atladığın günü hatırlıyor musun?" Hatırlıyordum. 13 yaşında falandık. Sarhoşken miray'a bıçak çekmişti. Ona bir şey olmaması için ileriye atıldığımda bıçak bana gelmişti. O gün miray'ın acı bağırışları hala kulaklarımdaydı. Karnımda ki derin iz o günden kalmıştı

"bakalım bu sefer ne kadar dayanacaksın" Hızla bıçağı karnıma sapladığında nefes alamadım. Bıçağı çıkardı ve tekrar sapladı. İçimde ki kan akışını hissediyordum. bıçağı çekip kandan rengi değişmiş tişörtüme sürdü ve bir iki adım geri çekildi

"arkadaşlar seninle biraz konuşma istediler bende onları kırmadım" Kenara çekildiğinde adamlarına işaret verdi. Hepsi üzerime saldırdı ve dövmeye başladılar. Çok fazla kan kaybettiğim için bilincim gidiyordu. Vurmalarını artık hissedemiyordum her yerim uyuşmuştu

Gözlerim bir açılıp bir kapanırken miray'ı gördüm. Üstünde masmavi bir elbise vardı. gözlerinin rengini ortaya çıkarmıştı. Gülümseyerek bana bakıyor el sallıyordu

Bu gördüğüm son görüntü olmuştu

Günümüz:

Abime hatırladıklarımı kısaca anlattığımda abimin eli sinirden yumruk olmuştu. bakışlarımı diğerlerine çevirdiğimde tuna'nın gözlerinde ateş çıktığına yemin edebilirdim

Deniz ise donmuş bir şekilde bana bakıyordu. Dudaklarım kurumuştu. "abi su verir misin?"

Deniz şoktan çıkıp bana baktıktan sonra yanımda ki komidinin üstünde ki kapalı suyu alıp açtı ve dudaklarıma dayadı. Ağzımın içinde ki yaraların izin verdiğince suyu içtim. Deniz suyu dudaklarımdan çekti.

Oğuz abim sinirle ayağa kalktığında uzanıp elini tuttum

Gitmesini istemiyordum. Korkuyordum. O yanımdayken kimse bana zarar veremeyecekmiş gibi hissediyordum

"gitme... lütfen"

Kısık çıkan sesimi duydu ve bana baktı. Gözlerinde ki öfke beni bile korkutmuştu. "nasıl çıkar o şerefsiz nasıl" Kriz geçirecekmiş gibi duruyordu. Deniz hızla ayağa kalkıp abimin yanına geldi. Kolunu tutup sakinleştirmeye çalıştığında tuna miray'ın başını yavaşça dizlerinden kaldırıp koltuğa bıraktığında o da yanımıza geldi

"abi sakin ol kriz geçirmeni istemeyiz demi bak hepimizin sana ihtiyacı var lütfen" Oğuz abim gözünü kapatıp derin bir nefes aldı

"ben biraz hava alacağım"

"deniz abimi yalnız bırakma ben buradayım" Abim elimi bırakıp denizle dışarı çıktığında hissettiğim huzur kaybolmuştu. Tuna abi bana bakıp yanımda ki sandalyeye oturdu

Abimin bıraktığı elimi tuttu "seni yalnız bırakmamalıydık. Çok üzgünüm kardeşim"

"sizin suçunuz yok ki... hem ben sizin sayenizde yaşıyorum" Dediğimde anlamayarak bana baktı

"yoğun bakımda yatarken rüyamda sizi gördüm. Birlikte lunaparktaydık. Çok eğlenmiştik. Çok mutluyduk. Sizi bırakmamamı söylediniz beni hayata siz döndürdünüz"

"iyi ki bizi bırakmadın kardeşim su veriyim mi?" Daha yeni uyandığım için sesim hala yerine gelmemişti bu yüzden konuştukça boğazım ağrıyordu yavaşça başımı salladığımda abim su içirdi. Aklımda ki soruyla abime döndüm

"abi ben ne zamandır uyuyorum"

"5 gündür" Gözlerim kocaman açıldı. Ben sadece 1 saat diye düşünürken 5 gün mü uyumuştum. Bakışlarım miray'a döndü

Kim bilir bu 5 günde nasıl dağılmıştı

"çok kötüydü... kimseyle konuşmadı, camın önünden ayrılmadı"

"yemek de yememiştir o"

"yemedi, yedirmeye çalıştık ama yemedi" Buruk bir şekilde gülümsedim "inatçı işte ne yaparsın" Abimde gülümsedi.

"hadi uyu dinlen biraz"

İlaçlardan dolayı uykum vardı o yüzden bu teklifini geri çevirmedim ve gözlerimi kapattım. bir süre sonra uyku beni esir almıştı

SON

 

Nasıldı?

Loading...
0%