Yeni Üyelik
47.
Bölüm

Bölüm 46

@mavii_nehir

46.Bölüm
Alaz Soylu’nun Anlatımıyla:
Dün gece oğuz'a belki bin tane mesaj atmıştım ama ona ulaşamamıştım. en sonunda adamlarım onları kontrol ettiğinde bir sorun olmadığını söylemişlerdi bende rahatlamıştım.

gece boyunca kardeşlerimin resmini bakıp uyuyakalmıştım. Sabah her zaman ki saatimde uyanmıştım. Otel odasında ki küçük su ısıtıcısında kendime bir kahve yapıp ayılmaya çalıştım.

Balkona çıkıp oğuz'a mesaj attım bana cevap vermek yerine beni aramıştı ve konuşmuştuk. telefonu kapattığımda Oğuz'un bu sabah adamlarıma gülümseyerek çektirdiği resmi büyütmüştüm tam yüzü karşımdaydı.

artiste bak ya birde poz vermiş. yüzümde büyük bir sırıtış oluştu.

Benim varlığımı bilen tek kişi oğuzdu. Ona iki hafta önce söylemiştim.

ben ise onları 3 aydır takip ediyordum. İkizlerin karıştığını dolaylı yoldan onlara ben söylemiştim. Annemizin gideceğini de ona ben söylemiştim

Aslında biz öz kardeş değildik. Sadece annelerimiz ortaktı. Annemin oğuz doğduktan 1,2 ay sonra ki bir kaçamağının sonucuydum. Bu yüzden ilk başlarda oğuza söylemekten çekinmiştim gerçekten benim için çok zordu

2 Hafta Önce:
karar vermiştim Aylardır onları takip ediyordum ve artık onların yokluğuna dayanamıyordum. Yıllardır kardeşlerimden uzaktım artık yanlarında olmak istiyordum

Yine de korkuyordum. Sonuçta ben onların öz kardeşleri değildim ya beni istemezlerse, İlk oğuz'un karşısına çıkacaktım ilk onunla konuşacaktım.

Hastane randevusu almıştım. Hastaneye geldiğimde arabadan inip inmeme konusunda kararsız kalmıştım. Kırılmaz görünebilirdim ama öyle değildim. Beni kovmasını istemiyordum. Beni anlamasını istiyordum ama korkuyordum.

En sonunda arabadan inip sert ve ağır adımlarla odasına geldim. Yavaşça kapıyı tıklattım. Gir sesiyle içeriye girdiğimde onu gördüm

Fotoğraflardan ve sosyal medyadan ezberlediğim yüzüne baktım. Gülümseyerek bakıyordu. Koltuğa oturduğumda daha önce duymadığım ve hep merak ettiğim o sesini duydum

"hoş geldiniz sorununuz nedir"

"aslında konuşmamız gereken bir şey var"

"tabi" Sakin olmalıydım. Gözlerinin içine baktığımda bana ne kadar çok benzediğini bir kez daha fark ettim Gelmeden önce belki de bin kez ona nasıl söyleyeceğimi düşünmüştüm ama bir sonuca varamamıştım en iyisi direk söylemekti sanırım

"bak bu durum biraz karışık ama... ben senin kardeşinim" Şok olmuş bir şekilde bana bakıyordu. Böyle olacağını tahmin etmiştim.

"bir şey demeyecek misin?" Kalbim hızla atıyordu. Korku tüm bedenimi ele geçirmişti

"b-ben anlamıyorum nasıl yani...yani biz"

"evet kardeşiz ama sadece annemiz ortak"

"nasıl yani şuan gerçekten hiçbir şey anlamıyorum beynim durmuş gibi hissediyorum"

"ilk başta bende şaşırmıştım... sana her şeyi anlatacağım." Başını evet anlamında salladığında konuşmaya başladım

"sen doğduğundan 2 ay sonra annem bir adamla yani babamla birlikte olmuş bir iki ay sonra hamile olduğunu öğrenmiş ama bunu babana söyleyememiş o zamanlar onu çok seviyormuş ve kaybetmek istememiş. Karnı büyümeye başladığında yurtdışına çıkmış ve ben doğmuşum. Yüzüme bile bakmadan teyzemize bırakıp geri dönmüş."

Derin bir nefes aldım bunları anlatmak benim için zordu " Her yıl sadece iyi olduğumu öğrenmek için teyzemle konuşmuş yani beni teyzem büyüttü gerçi ona da büyütmek denirse" Teyzem beni sevmezdi beni sadece bir yük olarak görüyordu.

"teyzem Büyürken sizden bahsederdi. Sizi hep merak ederdim sizinle tanışmak için teyzeme çok yalvardım ama izin vermedi. Büyüdüğüm zaman şirketin başına geçtim ve sizi araştırmaya başladım ama annem hep engelledi. Birkaç kez beni tehdit etti. En sonunda size ulaşabildim... işte bu kadar şimdi eğer istersen buradan gidebilir ve bu olay hiç yaşanmamış gibi davranabiliriz"

Ona baktığımda sadece bana bakıyordu. Ne düşündüğünü ne hissettiğini bilmiyordum. İstemiyordu. Yine istenmiyordum. Kendimi buna hazırlamıştım ama yine de canım yanmıştı

"tamam vaktini çaldığım için özür dilerim" Ayağa kalkıp kapıyı açacakken duyduğum ses ile durdum

"gitme" Arkamı döndüğümde ayağa kalkmış dolu gözleri ile bana bakıyordu. Bir iki adım atıp yanıma geldi "daha fazla ayrı kalmayalım... babalarımız aynı kişi olmasa da umurumda değil sen benim kardeşimsin. Başka hiçbir şey umurumda değil"

Beni kabul etmişti. İlk defa birisi beni kabul etmişti. Teyzem bana sadece para için bakıyordu. Annem zaten hiç istememişti. Babam ise onun benden haberi yoktu.

"y-yani s-sen beni k-kabul mu ediyorsun" sesimin titremesine engel olamamıştım ki "seni kabul ediyorum... sarılmak ister misin?" Gözüm ne zaman dolmuştu bilmiyorum. Başımı salladığımda beni kendine çekip sıkıca sarıldı.

İlk defa birisi bana kendi isteğiyle sarılıyordu.

Gözümden akan yaşlar onun omzuna akıyordu "sanırım artık 5 tane kardeşim var"

"b-bende mi senin kardeşinim"

"aramızda 11 ay olsa da benim küçük kardeşimsin" Benden ayrıldığında elini uzatıp gözyaşlarımı sildi

"otur bana her şeyi anlatmalısın bizden uzakta neler yaşadığını anlat"

Günümüz:

O gün ona tüm geçmişimi anlatmıştım. Saatlerce konuşmuştuk. Birbirimizi tanımaya çalışmıştık.

Zamanla birbirimize alışmıştık. Annemin gideceğini ona söylediğimde yıkılmıştı ama bana inanmıştı ve kardeşlerimizi topladıktan sonra yanıma gelip benimle konuşmuştu

oğuz sinir krizi geçirmeye çok yakın olduğu zaman benim yanıma gelip sakinleşirdi. Sırf onlara yakın olmak için işlerimi bırakıp italya'ya gelmiştim.

otel odasının kapısı çaldığında bilgisayarı bırakıp kapıyı açtım. Oğuz gülen gözleri ile bana bakıyordu

"hoş geldin"

"hoş geldin ne?" Bazen beni sinir etmek için ona abi dememi bekliyordu ama çok beklerdi

"abi demeyeceğim"

"demezsen deme ama ben yine de senin abinim" Gülerek içeri girmesi için kenara çekildim. İkimize de Türk kahvesi yaptım. Odada ki minik balkona çıkıp oturdum

"evdekiler nasıl?"

"deniz iyi bu sene okulunu dondurduğumu öğrenince mutluluktan havalara uçtu. Tuna hala çok güzel yemek yapıyor" Bu dediğine kahkahalarla güldüm. 2 hafta önce bana tuna'nın yaptığı kurabiyeyi getirmişti ve tadı mükemmeldi

"ikizler daha iyi Miraç günden güne iyileşiyor miray ise bugün konuştu... aslında seninle bu konu hakkında konuşmak istemiştim" Ciddi bir şekilde oturdum ve onu daha iyi dinlemeye başladım.

"miray sesler duyduğunu söyledi. Bir sürü ses duyuyormuş anladığım kadarıyla ona bize karşı çıkmasını bizden uzaklaşmasını söylemişler. Ne yapacağımı bilmiyorum ona nasıl yardım edeceğimi bilmiyorum... bugün bana yalvardı. O sesleri susturmam için yalvardı ve ben hiçbir şey yapamadım"

Gözünden yaşlar akıyordu. Ne kadar kötü bir durum olduğunu tahmin bile edemezdim. Hafif öne eğilip gözyaşlarını sildim

"profesyonel bir tanıdığım var bu konularda uzman"

"merak etme halledeceğiz şimdi unut bunları ve başka şeylerden konuşalım"

Tamam anlamında başını sallayıp bana evdekileri anlatmaya başladı. bu sabah çektiği resimleri gösterdi. Onlara uzak olmak çok kötüydü ama onların resimlerini görmek kendimi iyi hissetmeme neden oluyordu

 

 

Loading...
0%