@mavii_nehir
|
İYİ OKUMALAR
10.Bölüm
Oğuz’un Anlatımıyla; Arkamı döndüğümde miray'ın olduğunu gördüm. Nasıl yani o beni mi düşünmüştü. Bana ürkek bir şekilde bakıyordu. Ellerini önünde birleştirmiş onlarla oynuyordu. Arkasında bize en ufak hareketimde üstümü atlayacakmış gibi bakan miraç vardı "hava soğuk" ona hala uzun uzun bakıyordum. "üşüme" tedirgin gözlerle bana baktığında kalbimde uzun zaman sonra ilk defa hissettiğim bir mutluluk oluştu. " kızdın mı?" Sona doğru sesi kısılmıştı. Başımı hayır anlamında salladım. Kızmamıştım bu hareketi beni mutlu etmişti "kızmadım, kızmam bak biliyorum ilk başta size hiç iyi davranmadık özür dilerim" Konuşmadı. Niye konuşmuyordu bizimle niye bu kadar korkuyordu "otursana" Başını hayır anlamında sallayıp ikizinin yanına gitti ve ona sarıldı. Miraç'ın gözlerinin güldüğünü gördüm. 'sana söz veriyorum kardeşim o gülümsemen yakında tüm yüzüne yayılacak' İçimden söylemiştim o duymamıştı ama ben kendime bir söz vermiştim Miray'ın saçlarını okşayarak onu sakinleştirdi daha sonra içeriye gittiler. Bende arkalarından kalkıp içeriye gittim
Üzerimi değiştirdikten sonra biraz odada oyalanıp aşağıya indik. Su içmek için mutfağa gittiğimde Miray elimi bıraktı ve mutfaktan çıktı. Kaşlarım çatık arkasından baktım bir süre sonra elinde battaniye ile geldi. Kaşlarım daha çok çatıldı "yanımda olur musun?" Ne yapacağını anlamamıştım ama yanında olacaktım elimden tutup bahçeye çıkardığında oğuz'u gördüm. Bu soğukta bahçede ne işi vardı. Miray elimi bıraktı ve ürkek adımlarla yanına gitti Şaşırmıştım. Bunu yapmasını beklemiyordum hem de hiç Ama Miray böyleydi. İnsanlar onu ne kadar kırarsa kırsın onlara hep bir adım atardı. Zor zamanlarında yanlarında olurdu. Onun çok güzel bir kalbi vardı. o adam onun kalbini kötü yapamamıştı Yine de orada onları izledim en ufak bir şeyde yanlarına hazırdım. Miray biraz sonra koşarak yanıma gelip bana sarıldı Anlamamıştım ne olduğunu saçlarından öpüp fısıldadım "bir şey mi oldu? Sana bir şey mi dedi?" "senin dışında ilk defa birisi benden özür diledi" İçimde bir mutluluk oluştu. Ondan özür dilemişti yani pişman olmuştu. "hadi içeri girelim" Birlikte içeri girdiğimizde adını hala öğrenmediğim tonton teyze kahvaltının hazır olduğunu söyleyip yemek odasına götürdü. Neredeyse herkes toplanmıştı. Gözlerimiz denizle kesişti. dünden hatırladığım ufak tefek şeylerden biri de denizin ağlamasaydı kötü etkilenmişti sanırım Onun yüzünde ise daha farklı bir ifade vardı. tanımadığım bir ifade Yerimize oturduğumuzda Miray sıkıca elimi tuttu. Oğuz'unda gelmesi ile kahvaltıya başladık. Miray'ın tabağını alıp bir iki şeyle doldurdum. Önüne bıraktığımda bana 'bu çok' gibi baktı ona gülümseyip biraz yaklaştım "hepsini yemesende birazını bitir. Hasta olacaksın" Başını sallayıp çatalı eline aldı. Sadece tabağına bakıyordu. Eğer onlara bakarsa ona kızmalarından korkuyordu Banu hanımın konuşması ile ona döndüm. masanın yanında duruyordu elinde küçük bir vardı. "ben tatile gidiorum bir ara gelirim" hiç kimse konuşmadı. banu hanım evden çıktığında oğuz'un stresle nefes aldığını fark ettim. dikkatim dağılmıştı bir kere bana baktı, ona baktığımı görünce gülümsedi. "bugün alışverişe gidelim mi birlikte, annem size kıyafet almayı unutmuş" miray'a baktığımda inanılmaz gerilmişti, alışveriş bizim için çok uzak konulardı. artık onların bize zarar vermeyeceğine emindim, yani en azından ilk gelişimiz gibi gergin değildim ama miray korkuyordu. bunun bir oyun olduğunu düşünüuyordu, bizi döveceklerini düşünüyordu belki de haklıydı ama öyle güzel bakıyorlardı ki bir şans vermek istiyordum. "abi bizde gelelim mi? Aldıklarınızı taşırız" oğuz abi gülerek denize baktı. "kardeşlerinle vakit geçirmek için başka bir yol bul" deniz ofladığında gözlerimin parladığına eminim. bizimle vakit geçirmek istiyorlardı. bizi kabul etmişlerdi. Miray bir iki şey daha yedikten sonra tabağını benim boş tabağım ile değiştirdi. Böyle yapacağını bildiğim için tabağıma bir iki şey almıştım. Herkesin bunu gördüğünü ama bir şey demediğini fark ettim. Miray'ın asıl sorunun alışverişe çıkmak olduğunu fark ettim. benden başka kimse ile dışarı çıkmamıştı. En son 5 yaşında çıkmıştı onda ise sonu çok kötü bitmişti Babam onu parka götürmüştü nedenini çok sonra anladım. Eve geldiklerinde Mirayın sağ yanağı kızarıktı ve ağlıyordu Sırf babasının onu biraz salıncakta sallamasını istediği için tokat yemişti ve azarlanmıştı. Ona sarılamadan babam onu bodruma kilitledi. Tam 25 saat oradan çıkarmadı. Miray o günden sonra benden başka kimse ile dışarı çıkmadı oğuz abi kahvaltıdan sonra odasına hazırlanmaya çıkmıştı. birlikte alışveriş merkezine gitmiştik. oğuz abi ilk önce elbise satan bir mağazaya sokmuştu bizi, evde ki dolap gibiydi, bir sürü kıyafet askılarda asılıydı oğuz miraya güzel renkli bir elbise gösterdi. miray elbiseye ilk önce heyecan ve mutlulukla baktı. ardından gözleri doldu bakışlarını kaçırdı. bana bakmasını sağladığımda gözlerinde geçmişe döndüğünü fark ettim.
Geçmiş: Miray gizlice anne ve babasının odasına gitti. okulda çocukların annelerinin dolabından bir iki kıyafeti denediklerini annelerinin büyüyünce giyebileceğini söylemişti Miray da öyle yapmak istedi. Miraç ne kadar annesinin kızabileceğini söylesede Miray çok ısrar edince kabul etmişti. Miray dolaptan bir tane elbise seçti "bak miraç çok güzel demi?" Miraç gülümseyerek başını salladı "çok güzel ama hemen çıkmalıyız babamlar her an gelir" "gelselerde bir şey demezler ki herkes annesinin kıyafetlerini giyiyor" Miray minik elleri ile elbiseyi askıdan çıkarmaya çalıştı üzerine geçirip aynada kendine baktığında gülümsedi ama gülümsemesi kapının sertçe açılması ile bölündü Annesi gelmişti. Yanında bir adamla çocukları odasında görünce sinirle miray'ın yanına gitti "ne yapıyorsun lan sen bu benim elbisem çıkar üstündekini" "ama anne-" "sus bana anne deme cezalısın bugün" Cezanın ne olduğunu iki kardeşte biliyordu. Miray başını hayır anlamında salladı. Miraç ise kardeşini kurtarmak için annesinin kolunu tuttu ama babası onun kolundan tutup odadan çıkardı. Annesi ise miray'ı depoya indirdi ve minik ellerini zincire bağladı. "anne yapma burası çok karanlık lütfen anne" Miray ağlıyordu ama annesi umursamadı. Kapıyı üstüne kapatıp yukarı çıktı. arkasında ağlayan minik bir kız bırakarak
Günümüz Ya yine kızarsa, hızla kollarımı miraç'a sarıldım. şaşırmıştı elleri yavaşça saçlarımda gezindi. "bebeğim ne oldu" Ona daha çok sokuldum ve konuştum "korkuyorum ya yine kızarlarsa"
Yazar’ın Anlatımıyla; Miray'ın söylediği söz oğuz'un kulaına ulaştığında oğuz'un kalbi korkuyla çarpmıştı. oğuz kendini çok kötü hissediyordu. kardeşi korkuyordu ona kızmasından korkuyordu. Ne yaşamıştı o evde neyden bu kadar korkuyordu o mu korkutuyordu küçük kardeşini Miraç anlamıştı aklına geçmişin geldiğini anlamıştı Miraç ikizinin saçlarına bir öpücük bıraktıktan sonra konuşmaya başladı "sana zarar vermezler... sana kızmazlarda" Miray omuzlarını silkti "istemiyorum" miraç başını salladı. oğuza baktığında oğuz ikisine de anlayışla bakıyordu. "hadi gelin başka mağazaya bakalım" ikisini de mağazadan çıkarmıştı. sakinleşmeleri için bir süre dolaştıktan sonra miray oyuncakçının önünde durmuştu mağazanın camında duran oyuncak peluş ayılara takılmıştı gözü, oğuz kardeşini gördüğünde baktığı şeye baktı. "hadi gelin bakalım" miray şaşkınca ona baktı. oğuz ikisini de oyuncakçıya soktu. miray hala şaşkınca etrafına bakıyordu oğuz bulduğu tüm peluş oyuncakları almaya başlamıştı. kasada ödedikten sonra miray'ın baktığı oyuncağı ona uzattı. "al bakalım güzellik" miray'ın kırık kalbinde büyük bir çarpıntı oluştu. almak istiyordu ama korkuyordu. "al hadi, söz sana zarar vermem" miray oyuncağı eline aldığnda miraç gülümseyerek kardeşine bakıyordu. onun mutlu olması miraç için en önemli şeydi miray heyecanla miraç'a baktı. hayatında aldığı ilk oyuncaktı bu
Nasıldı? |
0% |