Yeni Üyelik
21.
Bölüm

Bölüm:21

@mavii_nehir

 

 

 

 

İYİ OKUMALAR

 

 

 

 

21.Bölüm

 

 

 

 

Miray’ın Anlatımıyla:

 

 

Sabah saçlarımın üzerinde gezinen eller ile uyandım. Kalbim hızlı atmaya başlamıştı. Kaçmak istiyordum. "sakinleş benim miraç" Derin bir nefes aldım ve gözlerimi açtım. Miraç bana gülümseyerek bakıyordu "günaydın ay ışığım"

 

 

"günaydın" Eli nabzımın üstündeydi. Dün geceden beri böyle yattığımıza yemin edebilirdim. Beline sarılıp başımı yere eğdim. Bir süre daha yatakta yatmak istiyordum "bugün okula gitmeyeceğiz ne yapmak istersin"

 

 

Dudaklarımı bilmem anlamında büzdüm ama onun bunu görmediğine emindim "eğer istersen bugün parka gidebiliriz" Aslında aklımda başka bir şey vardı. başımı hafif kaldırıp lacivert gözlerine baktım

 

 

"bugün onlarla bir şeyler yapsak" Gözlerinin içinin güldüğünü gördüm "sorarız isterlerse yaparız ama istemezse üzülmek yok" Üzülürdüm. Onunla bir şeyler yapmayı çok istiyordum ama hevesimin kırılmasına alışmıştım. Bir süre sonra canınızı o kadar çok yakmıyor

 

 

Başımı tamam anlamında salladım ama yataktan kalkmadım. Bir süre daha yattıktan sonra kapı tıklatıldı. Hala istemsizce geriliyordum. tüm bunlar o adamın lanetinden başka bir şey değildi

 

 

"gelebilir miyim?" Tuna'nın sesini duyduğumda yüzümde bir gülümseme oluştu. tuna'nın yeri bende hep ayrı olacaktı sanırım"gel" Kapı yavaşça açıldığında içeriye uykudan yeni uyandığı belli olan tuna girdi

 

 

"günaydın"

 

 

"günaydın"

 

 

"abim kahvaltıya bekliyor. Hadi hazırlanın gelin"

 

 

"tamam" Tuna bize son kez baktıktan sonra dışarı çıktı. bizde yataktan kalktık. Miraç banyoya giderken bende giysi odasına gittim ve evde giyebileceğim mavi renk eşofman altı ve mavi sweat giydim. Odaya geri döndüğümde miraç hazırlandı. Yakışıklı bir ikizim vardı.

 

 

Birlikte aşağıya indiğimizde masa çoktan kurulmuştu. Yavaşça yerimize oturduğumuzda herkes tabağına bir şeyler alırken banu hanım ayağa kalktı ve yemek odasından çıktı. sessizce arkasından baktım. sanırım bizi bu evde sevmeyen tek kişi banu hanımdı.

 

 

önümde ki tabak havalandıktan birkaç saniye sonra deniz abi Tabağı önüme bırakırken gülümsedi. Bu çok güzel bir hareketi, sırf sofradakileri yemeğe çekindiğim için benim yediklerimden ve sofrada olanlardan bir tabak hazırlamıştı

 

 

"afiyet olsun güzelim" Ona teşekkür ediyormuş gibi baktım. gülümseyerek miraç'a baktım, Bakışlarında ki mutluluk içimde bir mutluluk oluşturmuştu. Herkes yemeğine devam ederken ben iki dakikada bir miraç'ı dürtüyordum.

 

 

Ne istediğimi anlamıştı ama beni zorluyordu. En sonunda ısrarlarıma dayanamayıp başını kaldırdı ve oğuz abiye baktı. " bugün işiniz yoksa sizinle bir şeyler yapabilir miyiz?" Çekinerek ve cümleyi toparlamaya çalışarak konuşmuştu. Korkarak oğuz abiye baktığımda yüzünde ki gülümsemenin büyüdüğünü gözlerinde büyük bir heyecan duygusunun oluştuğunu gördüm

 

 

"tabi ki çok isterim" Bu cümlesi beni çok mutlu etmişti. İlk defa ailemle kendi isteğimle vakit geçirecektim, benimde bir ailem olacak. olurdu demi?

...

 

 

Kahvaltıdan sonra tuna abi şirkette işleri olduğu için gitmişti. deniz ise eski ödevlerini ve projelerini yapmadığı için oğuz abi tarafından zorla gönderilmişti. Bizde şuan salonda sessizce oturuyorduk. Bu sessizliği oğuz abinin konuşması bozmuştu

 

 

"neler yapmaktan hoşlanırsınız" ikimizde dudaklarımızı bilmem anlamında büzdük. Neleri sevdiğimizi bilmiyorduk ki, ne birlikte çiçek ekebildiğim yemek yapabildiğim bir annem olmuştu ne de korktuğum geceler beni uyutan bana masallar anlatan bir babam olmuştu.

 

 

"o zaman dün ertelediğimiz alışverişe gidelim, her şeyi deneyelim" gözlerim kocaman olmuştu, her şeyi mi? "nasıl her şeyi" miraç aklımdan geçenlere ses olmuştu. oğuz abisi ise gayet rahat bir tavırla konuştu. "her şey işte, ne bulursak" gülümsemem büyümüştü.

 

 

birlikte hazırlanıp evden çıkmıştık, oğuz abinin arabası ile başka bir avm'y gittik. büyük içinde renkli kalemlerin olduğu bir mağazaya girmiştik. etrafta gerçekten harika şeyler vardı. bir kenarda resim tuvalleri ve fırçalar vardı, bir kenarda ise kutu kutu puzzle vardı

 

 

oğuz abinin peşinde annesini takip eden bebek ördekler gibi yürüyorduk. puzzleların yanına gelince oğuz abi birkaç manzara resmini bize göstererek sepete attı. kenarda ki renkli tuhaf şekilli silgiler dikkatimi çektiğinde istemsizce oraya yürüdüm. çok güzeldi silgiler

 

 

elime birkaçını aldım. yiyeceğe benziyordu ama ne olduğunun bilmiyordum sadece bir kere falan televizyonda görmüştüm. sanırım çin mutfağının yemeğiydi

 

 

"alalım mı güzelim" yanımdan gelen ses ile oraya döndüm. oğuz abi tam yanımda gülümseyerek bana bakıyordu. başımı hevesle salladım. artık kendimi onların yanında daha iyi hissediyordum. oğuz birkaç silgiyi aldıktan sonra kasaya ilerledik. en az 3 eleman aldıklarımızı paketlemeye çalışıyordu. niye bu kadar çok şey aldık ki

 

 

eve döndüğümüzde ev her zaman ki gibi sessizdi.

 

 

oğuz eşyaları bahçeye bıraktıktan sonra miraç'ın isteği üzerine manzara resimli puzzle açmıştık. bahçede ki masanın üzerinde puzzle yapmaya başladık.

 

 

bir süre sonra deniz oflayarak gelmişti. "abi yapamıyorum yaa" isyan ederek yanıma oturmuştu. yanağımdan öptü. "ne oldu, bitmedi mi ödevler"

 

 

deniz tekrar ofladı, başını omzuma yasladığında eskisi gibi hiç gerilmemiştim. hatta elimi saçlarına atıp saçlarını bile karıştırmıştım

 

 

"projem bitmedi" miraç elinde ki parçayı bıraktı "istersen yardım ederim" miraç'ın dedikleri ile deniz hızla kalktı. "evet evet evet" heyecandan resmen bir yerinde zıplamadığı kalmıştı. gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

 

 

miraç'la birlikte eve girmişlerdi.

 

 

 

 

Miraç’ın Anlatımıyla:

 

 

Deniz'in odasına çıkarken kendimi yalnız hissetmiştim. Miray'ın yanımda olmaması korkmama neden olmuştu Odasına girdiğimizde yerde bir sürü maket toplar, kartonlar ve kalemler vardı ve oda biraz dağılmıştı "odanın dağınıklığı için üzgünüm tek başına yapmak biraz zordu da"

 

 

"sorun değil." Yere oturduğunda bende yere oturdum. Ve projesini dediği gibi yapmaya başladık.

...

 

 

Projesinin maketi bitmişti. Çok güzel olmuştu "çok teşekkür ederim sen olmasan uzun bir süre daha uğraşırdım"

 

 

Başımı önemli değil anlamında sallayıp Yerimden kalktığımda aklıma gelen soru ile ona döndüm. yerde ki eşyalarını topluyordu. "deniz biraz konuşabilir miyiz" başını salladıktan sonra kalkıp yatağa oturdu. beni yanına çağırdığında yanına oturdum.

 

 

bu soruyu sormam belki yanlıştı ama merak ediyordum. "okulda ki o çocuklar neden öyle dediler?"

SON

 

 

 

 

Nasıldı?

Loading...
0%