@mavii_nehir
|
40.Bölüm Abimin odasına doğru ilerlerken miray'ın başı bir anda geriye doğru düştü. Hızla ona baktığımda gözlerinin kapalı olduğunu gördüm. Bayılmıştı. Şu sıralar çok fazla fenalaşmıştı ve bir sürü ilaç almıştı. O ilaçların ona faydası olduğu kadar zararı da vardı Abimin odasına geldiğimizde hemşireler abimi çağırmak için odadan ayrıldığında bende miray'ı sedyeye yatırdım. Yüzünün önüne gelen saçlarını geriye çektiğimde miray'ın yüzünü incelemeye başladım Gözaltları morarmıştı yanakları içeri çökmüştü. Dudakları yolmaktan çok kötü olmuştu. Yapamıyorduk. Onu toplamayı başaramıyorduk. Sanki her an daha kötü oluyordu Kapı sertçe açıldığında bakışlarımı oraya çevirdim. Abim endişe ile bize bakıyordu. Hızla Yanımıza gelip beni uzaklaştırdı ve miray'ı kontrol etmeye başladı Dolaplardan birinden ilaç ve serum çıkardı. Buna bakmak istemiyordum. Kardeşimin canı yanarken izlemek istemiyordum ... Miray hala uyuyordu. Miraç'ın endişelenmemesi için ona bir şey söylememiştik. Şuan psikoloğun odasında miray hakkında alınan notlar hakkında konuşuyorduk. " ne yapmamız gerekiyor" psikolog başını kağıtlardan kaldırıp bana baktı "birkaç dakika da olsa onun bu tavırlarından ne olduğunu az çok anladım, birkaç tane çözüm yolum var" "nedir" "miray'ın psikolojisi zaten kötüydü. Bu son olanlardan dolayı içine kapandı. Kendisiyle savaş veriyor bizim yapmamız gereken onu bırakmamak. Onu yalnız bıraktığımız an içinde ki savaşı kaybeder ve dış dünya ile iletişimi tamamen kesilir. Üstüne çok gitmeden onu düzeltmemiz lazım bu zamanda o yanınızdayken sesinizi biraz bile yükseltmemeniz gerekiyor. Şuan psiolojisi bitik durumda olduğu için her şeyi yanlış anlayabilir" Kardeşim karşımızda günden güne eriyordu. Ya onları daha geç bulsaydık ya da hiç bulamasaydık o zaman ne olacaktı "hadi yanına gidelim daha fazla yalnız kalmasın" Abimin endişesini anlıyordum. O adam hala dışarıdaydı ve ikizlere bir şey yapabilirdi. Bu yüzden miray'ında miraç'ında kapısının önünde iki tane polis bekliyordu ayrıca hastanenin önü de polis kaynıyordu ama yine de endişemize engel olamıyorduk Abimin odasına giderken bir kalabalık vardı. tam odanın önünde insanlar çember oluşturmuş. Korkuyla abime baktığımda ikimizde aynı anda koşmaya başladık. Kalabalığın arasından geçtiğimizde gördüklerimiz bizi dehşete düşürdü. Polis memurları yerde yatıyordu başlarında birer doktor vardı. birisi baygındı diğerinin ise kafası kanıyordu "ne oldu burada" Abimin gürlemesi ile etrafta ki polis memuru bize baktı. Yanımıza gelip konuşmaya başladı "bir düzine adam gelip memurları bayıltıp kardeşinizi almışlar ekiplerimiz elinden geleni yapacaklar" nefes alamıyormuşum gibi hissediyorum, ruhum Kardeşimin kaçırıldığına inanmak istemiyordu. "ne demek lan kardeşimi almışlar nerede lan benim kardeşim" Abim sinirle polisleri geçip odasına girdiğinde bizde arkasından girdik. Polisler bizi engellemeye çalışsada yapamadılar Hızla sedyenin yanına gittiğimde beyaz çarşafta gördüğüm yoğun kan korkuyla sarsılmama neden oldu "abi" Bağırmam ile abim yanıma geldi "b-bu k-kan mirayın mı?" abim sedyeyi fırlattığında kriz geçirdiğini fark ettim ama hareket bile edemedim. Donmuş bir şekilde yere düşen sedyede ki kana bakıyordum Hızla masayı dağıtan abimin yanına gittim. kollarından tutup geri çekmeye çalıştım. Abim ise tüm gücüyle benden kurtulup etrafı dağıtmaya ve miray'ın adını haykırmaya devam ediyordu. Onu tutmak için tekrar ileriye atıldım. Onu tuttuğumda iki tane hemşire geldi. Ben abimin kolunu tutarken o da abime sakinleştirici iğne yapmıştı Abim iğnenin etkisi ile dengesini kaybettiğinde düşmemesi için onunla birlikte yere oturdum. Ağlamaya başladığında onu kendime çektim ve sıkıca sarıldım "tuna ben kardeşimi istiyorum... ya ona da zarar verirse buna dayanamam tuna bana kızımı bul lütfen" Karşımda 26 yaşında kocaman adam değilde 5 yaşında küçük bir çocuk varmış gibiydi, Sarsılarak ağlıyordu. Sakinleştirici yüzünden ayağa kalkamıyordu Bütün aile şu 1 haftada dağılmıştık. Paramparça olmuştuk ... Polisler benim ifademi almıştı abimi boş bir odaya yatırmıştık. miraç'a hala bir şey söylememiştik. Deniz'e söylemek zorunda kalmıştık. Delirmişti ama miraç için sakin kalmaya çalışıyordu polisler ve adamlarım her yerde miray'ı arıyorlardı Bende onlarla gidecektim ama mantıklı hareket etmem lazım, Bu halde gidersem hem kendime hem de miray'a bir zarar gelebilir demişti. Abimin başında bekliyordum. "niye her şey alt üst oluyor abi niye mutlu olamıyorlar" Abimin beni duymadığını biliyordum ama yorulmuştum. Sonra içimden bir ses ben bir iki haftada yorulduysam ikizlerin ne kadar yorulduğunu söyledi. Doğruydu. Onlar yıllardır bu acıları çekiyorlardı. Nasıl dayanmışlardı Abim yavaşça hareketlendiğinde bakışlarım ona döndü. Mırıldanmaya başladı "miray, kızım" Gözümden bir damla daha yaş aktı. Miray onun kızı gibiydi. Hepimizin onda ki yeri ayrıydı. Miray'ın ki ise apayrıydı. Abim yavaşça miray'la aynı renk gözlerini açtı. İlk önce boş bir şekilde bize baktı. Sonra bakışları doldu ve yerinden kalkmaya çalıştı "miray nerede o" Hızla yerimden kalkıp elimi göğsüne koydum. Doktor hemen ayağa kalkmasın demişti "abi bulacaklar sakin ol" "olamam tuna kızım yok miray'ım yok sakin olamam" Elimi kenara çekip ayağa kalktı. Sarsak adımlarla odadan çıktığında peşinden gittik "abi iyi değilsin bekle" Abim beni dinlemeden yürümeye devam etti. Beni dinlemeyeceğini biliyordum. ne olursa olsun ölüyor da olsa miray'ı arayacağını biliyordum. abime yetişmek için koştum. Cebimden arabamın anahtarını çıkardım. Birlikte arabaya bindik "nereye gidiyoruz" "önce o şerefsizin evine gideceğiz çocukları ya da karısı elbet bir şeyler biliyordur" Arabayı çalıştırdığımda güçlü bir motor sesi ile ilerlemeye başladık. Aklımdan bin tane düşünce geçiyordu "abi o adam miray'a bir şey yapmaz demi?" "umarım tuna umarım eğer onun saçının teline zarar gelirse o adamı elimden sen bile alamazsın" Miraç’ın Anlatımıyla: İlaçlar yüzünden sürekli uykulu bir ruh halindeydim. Ağrılarım olduğu için uyumak iyi geliyordu ama miray yanımda yokken uyumak istemiyordum. Yaklaşık 2 saat olmuştu ve hala dönmemişlerdi ayrıca oğuz abimde uzun zaman önce çıkmıştı "abi nerede kaldılar" "merak etme birazdan gelirler miray'ın seansı uzamıştır" "içimde kötü bir his var" Abimde hiç huzurlu değildi ama beni endişelendirmek istemediği her halinden belliydi. "Her şey iyi olacak" Başını kaldırıp bana baktı. Gözleri mi dolmuştu Deniz'e baktığımda parmakları ile oynuyordu. "benden bir şey saklıyorsunuz ne oldu miray'a mı bir şey oldu?" "hayır abicim o nasıl laf iyi miray" "değil, miray nerede? İkizime ne oldu" ne diyeceğini bilemiyormuş gibilerdi. abim konuşmadıkça içimde ki korku ve huzursuzluk hissi artıyordu "söylesene deniz" Bağırdığım için karnımda ki yara acımıştı elimi yaraya koyup gözlerimi kapattım acının geçmesi için. deniz yanıma geldi "abim iyi misin doktor çağırayım mı?" "miray nerede" Ağrım umurumda bile değildi. Düşündüğüm tek şey miraydı "bir şey mi oldu ona... ne oldu? Abi ne olur söyle miray'a ne oldu" "kaçırıldı" Abimin dediği beynimde yankılanmaya başladı. nefes alamıyormuş gibi hissetim "n-ne" "ama merak etme sapasağlam bir şekilde bulacaklar" Onu duymuyordum. Kardeşim kaçırılmıştı. O adam kardeşimi kaçırmıştı. Aklıma bana söyledikleri geldi. Ya onun canını yakarsa, Yataktan kalkmaya çalıştığımda deniz beni tutmaya çalıştı ama ona karşı koymaya çalıştım. Yataktan kalktığımda tam adım atacaktım ki yaralarımın acısı ile sağımda ki duvara tutunmak zorunda kaldım. Tüm yaralarım çok kötü bir acı yaratıyordu. Bilincim kapanıyordu. deniz'in doktor istediğini duydum. Gördüğüm son görüntü üstümde ki hastane kıyafetinin kan rengine dönmesi ve abimin endişeli yüzüydü "miray" Bu söylediğim son söz olmuştu sonra koca bir karanlıktı SON
Nasıldı |
0% |