@mavii_nehir
|
43.Bölüm Tuna’nın Anlatımıyla: Dün gece eve geldiğimizde odama çıkıp duş almıştım. Salona indiğimde deniz yoktu. Anlaşılan o da duş almaya gitmişti. Etraf günler önce ki gibiydi. Masada ikizlerin ve deniz'in ders kitapları vardı. ikisini de bu evde mutlu görmek istiyordum. Gözüm dış kapıya takıldı. Dış kapıyı açtığımda kan izleri hala yerdeydi. Onlar gelmeden bunu halletmem lazımdı. Bu izleri görmeleri onlara iyi gelmeyecekti Banyodan kovayı ve viledayı alıp kapının önünde ki kanları temizlemeye başladım. "abi" Duyduğum ses ile arkamı döndüm. Deniz ıslak saçları ve dolu gözleri ile bana bakıyordu Viledayı bırakıp yanına gittim "kan izleri miraç'ın demi?" gözünden bir damla akmıştı. sesi çok kısık çıkmıştı "evet ama sileceğim" "onlar görmeden silelim üzülmesin onlar... çok üzüldüler bende çok üzdüm onları daha çok üzülmesinler" Ona sıkıca sarıldım. Ağlama sesini duyduğumda onu içeri soktum. Koltuğa oturttum ağlamasına izin verdim Bir süre sonra ağlaması durdu "hadi yapacak çok işimiz var... o güzel böreğinden yapar mısın? ikizler onu çok sever bence" Dediğinde gülümsedim "yaparım tabi başka ne yapalım" "sabah güzel bir menemen yapalım bir de çikolata alalım miray mutlu olur? Abi m-miray bizden k-korkmaz demi?" "korkabilir ama bu onun suçu değil biliyorsun demi? Hepsi o şerefsizin suçu" "ona çok zarar verdi demi?" "çok... hem de çok ama halledeceğiz. Ben devam edeyim daha ikizlere kıyafet götüreceğim" "tamam bende evi temizleyeceğim" ... Sabah erkenden uyanmıştım. Dün akşam geç saate kadar ikizler için hazırlık yapmıştık. Güzel bir kahvaltı hazırlamıştım. Dün akşam yaptığım börekleri fırına koymuştum. Deniz sabah erkenden kalkıp ikizlere çikolata almaya gitmişti Kapı sesini duyduğumda mutfaktan çıktım "ben geldim... bak bir sürü çikolata aldım" "kenara bırak ve bana yardım et hadi abimler her an gelebilir" Yanıma geldiğinde kahvaltılıkları verdim "hadi bakalım asker marş marş" Asker adımları ile mutfaktan çıktığında arkasından gülümseyerek baktım Oğuz’un Anlatımıyla: Eve geldiğimizde hızla miraç'ın kapısını açtım. "gel abim bana ağırlığını ver" Onu yavaşça arabadan indirdim. Evin kapısı açıldığında tuna ve deniz hızla yanımıza geldi. Normalde miray'ı almalarını söylerdim ama onlardan korkabilirdi. Şuan bildiğim tek şey benden ve miraç'tan korkmuyordu "miraç'la birlikte içeriye girin bizde geliyoruz" İkisi de yanımıza geldiğinde miraç'ın koluna girdiler. Miraç bana bakıyordu. Aklının mirayda olduğunu biliyordum "hadi git" Kafasını salladığında yavaş adımlarla içeriye gittiler. Miray'ın yanına gittiğimde başını cama yaslamıştı başını ellerinin arasına almış uyuyordu. Diğer tarafa geçip yanına oturdum "miray uyan hadi kızım" Miray sıçrayarak uyandığında önce etrafına baktı kaçmak istediğinde biraz geri gittim "bebeğim benim sakin ol" Derin bir nefes aldı. "eve geldik güzelim abinler sizin için hazırlık yapmış" Miray başını camdan dışarı çevirdi. Eve bakıyordu. Ona o günü hatırlatmış olabilirdi "eğer istemiyorsan buradan gidebiliriz" Uzun bir süre bana baktı. Sonra tekrar eve bakıp başını hayır anlamında sallayıp arabanın kapısını açtı. Ne kadar insanlardan kaçsa da o beni cesur kızımdı. Yine de başka bir yere taşınmalıydık. Burası kimseye iyi gelmiyordu. Belki de bu şehirden hatta bu ülkeden giderdik. Yurt dışı güzel olabilirdi. en azından bir süre italyaya gidebilirdik. Orada da bir sürü şirketimiz vardı. hem deniz ve ikizlerin eğitimi içinde iyi olurdu. Arabadan inip diğer tarafa dolaştığımda miray arabadan inmişti. Bir adım attığında sendelemişti. Düşmeden kolundan yakalamıştım. Bakışlarını bana çevirmişti. "seni hep böyle tutacağım güzelim bir daha düşmene izin vermeyeceğim" Gözlerinde ki umut ışığını görmüştüm. Bana güveniyordu ve ben onun güvenini boşa çıkarmayacaktım. Kolunu bıraktığımda yürümeye başladı ama tekrar sendeledi Ayak bileğinde ki zincir yaralarından dolayı yürümekte zorluk çekiyordu. "kucağıma almama izin verir misin?" Uzun bir süre cevap vermedi. İnsanların temaslarından daha çok kaçacağını biliyordum. yavaşça başını salladığında onu dikkatlice kucağıma alıp eve ilerledim. Açık kapıdan girdiğimizde yemek masasına gittik. Hepsi oturmuştu. Masanın özel hazırlandığı çok belliydi. Miray'ı yavaşça miraç'ın yanında ki sandalyeye bıraktım. Bende kendi yerime geçtim Deniz ve tuna'nın bakışları ikizlerin üzerindeydi ama daha çok miray'a bakıyorlardı onlardan korkup korkmadığını anlamaya çalışıyordu. Miray ise başını yere eğmiş kucağında ki elleri ile oynuyordu Boğazımı temizleyip konuşmaya başladım "hadi yiyelim artık kurt gibi açıktım... miraç bak tuna abinin bu böreği çok özeldir" tuna börek tabağında ki böreklerden miraç'ın tabağına koyduğunda miraç ona gülümsedi. hepimiz kahvaltıya başlamıştık ama miray hiçbir şey yemiyordu. Hareket bile etmiyordu miraç yemeğini bırakıp miray'a uzun uzun baktı. "ay ışığım hadi bir şeyler yesene, kim bilir kaç gündür yemek yemiyorsun" Miray başını bile kaldırmadı. Sadece susmuştu hareket etmemişti. O sustukça hepimiz korkuyorduk. En çokta miraç korkuyordu. Bakışları bana döndüğünde gözlerinde ki korkuyu bariz bir şekilde görmüştüm Onu rahatlatmak için konuşmaya başladım "yeni uyandınız ya ayılmamıştır miray birazdan yeriz" Umarım yerdi. Günlerdir hiçbir şey yememişti. Miraç sıkıntıyla yemeğine devam etti. Bir süre herkes kahvaltısına sessiz bir şekilde devam etti. Bu sessizlik canımı sıkıyordu. Konuşmalarını istiyordum. sanki sustukları zaman onlara bir zarar gelecekmiş gibi hissediyordum "diyorum ki acaba birlikte güzel bir tatile mi çıksak şöyle bir iki ay gideriz" Konuşmam ile miray dışında hepsi bana baktı. Deniz neşeli çıkarmaya çalıştığı sesi ile konuştu "çok iyi olur abi peki nereye gideceğiz" "yurt dışına gideriz diye düşündüm. Hem orada ki şirketleri kontrol ederiz" Asıl amacım eğer o şerefsiz tekrar miray'ı rahatsız ederse diye önlem almaktı. İkizlerin biraz buralardan uzak durup kafalarını toplamalarıydı "bence olur" "ikizler siz ne dersiniz" Miraç bana bakıyordu. Sanırım amacımı anlamıştı başını salladığında miray'a baktım ama o bizi dinlemiyormuş gibiydi "o zaman valizlerimizi hazırlayalım ve italyaya güzel bir tatile gidelim" "İtalya mı? Ay ışığım bak senin istediğin ülkeye gidecekmişiz" Hepimiz miray'a bakıyorduk ama o yine konuşmamıştı miraç'ın gözü dolmaya başlamıştı. Dün gece miray’ın psikoloğuna olayları anlatmış ve uzman önerisi istemiştim O da hayatımıza devam etmemizi onunla sürekli konuşmamızı bu olay hakkında istediği zaman bizimle konuşabileceğini bilmesini ve onu bu olaydan olabildiğince uzaklaştırmamızı söylemişti. "kahvaltıdan sonra valizleri hazırlarız bende uçakla evi ayarlarım" Hepsi başını salladıktan sonra kahvaltımıza devam etmiştik. Uçağı ve evi ayarlamıştım. Kendi valizimi hızlıca toplayıp miray'ın yanına gitmiştim. Tuna kendi valizini hazırladıktan sonra dışarıda işlerini halletmek için evden çıkmıştı. Deniz kendi valizini hazırladıktan sonra miraç'ın valizini hazırlamaya gitmişti Odaya girdiğimde miray yatağında dizlerini kendine çekmiş. Gözlerini kapıya dikmiş yatıyordu. Beni gördüğünde ilk geriye gitti sonra eski haline döndü Ani hareketlerin onu rahatsız ettiğini kafama not etmiştim "abicim valizini hazırlayalım mı?" Hiç tepki vermeden bakmaya devam ediyordu. Dolabın üstünde ki yeşil valizi aşağıya indirip dolabı açtım "evet hangi kıyafetleri alalım... bak bu güzelmiş... orası şimdi sıcak olur bunu da alalım" Cevap vermeyeceğini bildiğim için konuşmaya devam ediyordum. Dolabında son günlerde giydiği kıyafetleri ve onun sevebileceğini düşündüklerimi valize koydum. Aynalı masasının önüne geldim "buradaki her şeyi alsam mı?" Bu iş gerçekten zordu. Daha önce annem dışında hiçbir kadınla iş dışında konuşmamıştım ve şuan cidden çok zorlanıyordum Bir iki malzemeyi aldım. Daha sonra çekmeceden gözüm kapalı çamaşırlarını alıp valize koydum. Bunu yapmamım sebebi utanmam değildi onun rahatsız olmamasını istememiştim Bir iki okuma kitabı aldıktan sonra valizini kapatmıştım "abim hadi üstünü değiştir de çıkalım... bak yolda bunları giyersin rahat olursun" Gri eşofman takımını yatağın üstüne koydum. Hafif doğrulduğunda yanına gittim "ben dışarıdayım güzelim bir şey olursa seslen olur mu?" Yavaşça odadan çıktım. Bir süre sonra kapı açıldığında içeriye girdim "yine çok güzelsin güzelim" Büyük boy aynasında kendine baktı. Yüzünde ki ve boynunda ki izlere baktığını biliyordum. hızla yanına gidip aynayla arasına girdim "izler kalmayacak güzelim hadi gidelim" Valizini ve telefonunu alıp odadan çıktık. Aşağıya indiğimizde miraç koltukta oturuyordu deniz'de ayakta bizi bekliyordu "hadi gidelim çok heyecanlıyım ilk defa kardeşlerimle tatile gideceğim" Deniz'in heyecanlı sesi bile beni mutlu etmeye yetiyordu "herkes hazırsa çıkalım" "tuna abim gelmedi" "o direk havaalanına gelecek" Valizleri arabaya koyduğumda miraç'ın koluna girip onu arabaya bindirdim herkes arabaya bindiğinde arabayı çalıştırdım. Dikiz aynasından miray'a baktığımda gözleri kapanıyordu. Dün gece toplasak 1 saat uyumuştu. "istersen başını dizlerime koyup uyuyabilirsin" Deniz'in teklifinden sonra miray bana baktı. Benden izin istiyordu Eskiden de böyle miydi? O adam onların psikolojisini bu kadar mı bozmuştu Gülümseyip ona göz kırptığımda miraç'a baktı. O da gülümseyince başını yavaşça deniz'in dizine koydu. Ayaklarını kendine çekip gözlerini kapattı Yola bakıp tekrar onlara baktığımda deniz gülümseyerek etrafına bakıyordu. Miray bizden korkmuyordu. Ona zarar vermeyeceklerini biliyordu sadece onlardan çekiniyordu. Bakışlarımı geri yola çevirdim ve havaalanına gitmeye devam ettim.
|
0% |