Yeni Üyelik
46.
Bölüm

Bölüm:45

@mavii_nehir

 


45.Bölüm
Miraç’ın Anlatımıyla:

Hava çoktan kararmıştı. yemek yedikten sonra ilaçlarımı alıp odama çıktım. Ağrılarım çok fazlaydı ve ayakta durmamı çok zorlaştırıyorlardı. Yine de ilk güne göre gayet iyiydim

Miray yine yemek boyunca konuşmamıştı yemek bile yememişti Uyuyamıyordum. Miray'a ihtiyacım vardı. onun sesine ihtiyacım vardı komodinde ki saate baktığımda 01.20 olmuştu.

Miray çoktan uyumuştu belki de eskiden yaptığım gibi yine o uyurken ona tüm dertlerimi anlatabilirdim. Yavaşça yataktan çıktım. Odadan çıkıp yan odaya gittiğimde kapıyı yavaşça açtım

İçeriye sadece dışarının ışığı geliyordu. Miray yatağında arkası kapıya dönük uyuyordu. Siyah saçları yatağa dağılmıştı. Dizlerini kendine çekmişti yavaşça yanına gidip yere oturdum.

Hareket ederken dikişlerim beni çok zorluyordu. Bir süre onu izledim "tam her şey düzeldi derken yine bozuldu ay ışığım. Sen yine sustun ben yine seni kurtaramadım." Gözümden akan yaşlara engel olamıyordum

"hani küçükken hayaller kurardık ya. kocaman bir ev sen ben bizi seven bir ailemiz... bak hayalimiz gerçek oldu ama geçmiş peşimizi bırakmıyor."

Miray’ın Anlatımıyla:

Uyuyamıyordum. Gözlerimi kapatıp uyumaya çalışıyordum ama gözlerimi ne zaman kapatsam hep kendimi o odada görüyordum. Odanın kapısı yavaşça açıldığında kalbim korkuyla atıyordu. Kenara kaçmak istemiştim ama hareket bile edemedim

Sonra onun kokusu doldu odaya. Miraç'ımın kokusu

Sakinleşiyordum. Derin bir nefes aldım. İnleme sesi duyduğumda arkamı dönmek istedim ama aynı zamanda da ne yapacağını merak etmiştim Miraç eskiden ben uyurken konuşurdu belki şimdi de konuşur diye beklemeye başladım

Beklediğim gibi konuşmaya başladı. sesi ağlamaklı çıkmaya başlamıştı. Bir süre sonra ise hıçkırarak ağlamaya başladı. Onun ağlamasına dayanamıyordu. Yavaşça arkamı döndüğümde buğulu lacivert gözleri ile bana bakıyordu

"s-sen uyumuyor muydun?" Başımı hayır anlamında salladım. Yana kayıp elimi iki kere yatağa vurdum. Onunla uyumak istiyordum. kabuslarımdan o uyandırsın istiyordum.

Belki kabus görmeme engel olurdu, İlk defa kafamda ki seslere karşı çıkmıştım. O şaşkınca bana bakarken elimi tekrar vurdu

Gözyaşları içinde gülümseyip ayağa kalktı. Yatağa yatarken zorlanmıştı. Dikişleri hala acıtıyordu.

"m-miray yine sarılarak uyuyabilir miyiz? Lütfen... bugün yine sen güçlü olsan olur mu? Sadece bir iki saat" O kadar masum söylemişti ki gözümden yaşlar akmıştı. Başımı sallayıp canını yakmamaya çalışarak ona sarıldım.

Ellerimi saçlarına götürüp oynamaya başladım. uykusunun geldiği çok belliydi. Bir süre sonra nefes alışları düzene girdiğinde uyuduğunu gördüm

Onlarla konuşmuyordum. Korkuyordum çünkü... kafamın içinde ki seslerin beni yönetmesinden onların benden kaçmasından kırılmalarından korkuyordum

Bende çözümü konuşmamakta bulmuştum.

Miraç'ın kokusunu içime çekip gözlerimi kapattım. belki uyuyabilirdim.

Tuna’nın Anlatımıyla:

Sabah erkenden kalkıp dışarı çıkmıştım. Bizimkilerin sevdiği yiyecekleri alıp eve geri dönmüştüm. Güzel bir kahvaltı hazırlarken abim geldi "günaydın aslanım"

"günaydın abim kahve ister misin?"

"çok iyi olur" Yukarıdan bardak alıp demlediğim filtre kahveyi koyup abime verdim.

"tuna bey yine iş başında anlaşılan masa yine harika olmuş" Gülümseyip kalan işlere devam ettim.

"dün beni niye uyandırmanız miray nasıldı?" Abimi dün uyandırmamıştık. Çok yorulduğu için biraz uyumasını istemiştik. Gece yatmadan önce de deniz'le odasına götürmüştük

"çok yorulduğun için uyandırmadık. Miray aynıydı hiç konuşmadı. Ama bizden korkmuyor bu da bir şey demi?"

"evet zamanla açılacak" İşleri bitirip kendime bir kahve alıp abimin yanına oturdum. herkes uyanınca pişmesi gerekenleri pişirecektim

Kahvemizi içerken abimin masada duran telefonu titredi. Gözüm telefonuna kaydığında o da telefonuna baktı. Hızla kapatıp bana döndü

"işle ilgili ben bir konuşup geliyorum" Konuşmama izin vermeden arka bahçeye çıktığında şaşkınca arkasından baktım. Bir şey saklıyormuş gibiydi

Belki de ben kuruyorumdur

Oğuz’un Anlatımıyla:

Gelen mesaj ondandı. Tuna görmeden telefonumu alıp bahçeye çıkmıştım. Onu aradım. Saniyesinde telefonu açtı "niye haber vermiyorsun lan ben sana demedim mi saat başı haber vereceksin diye mesajlarıma da cevap vermiyorsun" Resmen telefonda kükremişti. Başka biri olsa sinirlenirdim ama ona sinirlenemiyordum.

"hani bende insanım ya uyuyakalmışım arada sende uyusan iyi olur"

"bırak şimdi beni anlat ne oldu bir sorun var mı?"

"hala aynılar. Miraç iyileşiyor deniz bizi neşelendirmeye çalışıyor tuna annelik rolünü üstlendi miray hala konuşmadı" Sıkıntılı bir nefes verdi. Yanımızda olmamanın canını yaktığını biliyordum.

"ne zaman konuşacaksın"

"şimdi değil. Daha yaşadıklarının travması var"

"sende yok sanki" Bu dediğine güldüm. Ayrı da olsak beni iyi tanıyordu

"neyse ben kapatıyorum"

"tamam bir şey olursa bana haber vermeyi unutma biliyorsun takip ediyorum"

"bilmez miyim?"

"oğuz hafif sağa dönüp gülümser misin?" Yanımızda olamadığı için peşimize taktığı adamları sürekli bizim resmimizi çekiyordu. Dediğini yapıp gülümsedim

"teşekkür ederim" Deyip telefonu kapattığında Buruk bir şekilde gülümsedim. Yanımızda olmasını o kadar çok istiyordum ki

Derin bir nefes alıp içeriye girdim. Deniz uyanmış tuna'nın hazırladığı yemeklerden araklıyordu

Tuna ise ona kızıyordu "deniz lan bir git sofrada yersin"

"ama böyle daha zevkli"

Onların bu hallerine gülüp merdivenlerden yukarı çıktım. Miraç'ın odasına girdiğimde odasında yoktu.

İçimde oluşan endişeyi engellemek için derin derin nefesler aldım. Burada bir yerdedir. Hızla miray'ın odasına girdiğimde rahat bir nefes verdim

İkisi birbirine sarılmış uyuyorlardı. Eskiden olduğu gibi, Telefonumu çıkarıp fotoğraflarını çekip ona gönderdim. Gülümseyip yavaşça yanlarına gidip yatağın kenarına oturdum

"abicim uyanın hadi sabah oldu" Miraç'ın saçlarını okşuyordum. Yavaşça gözlerini açtığında gülümsedi

"günaydın aslanım hadi kalk tuna abin çok güzel bir kahvaltı hazırladı" Başını sallayıp yanına baktığında yüzünde ki gülümseme büyüdü

"eskisi gibi yine birlikte uyumuşuz""

"evet" Miray kıpırdanmaya başladığında rahatsız olmaması için yataktan kalkıp bir iki adım geriledim

"günaydın ayışığım"

Miray yine bir şey dememişti ama bu sefer farklı bir şey oldu. Uzanıp miraç'ın yanağından öptü. Oluyordu eskiye dönüyorduk

...

Güzel bir kahvaltıdan sonra miraç'ın yaralarına pansuman yapmıştık. Daha sonra Tuna ve miraç vakit geçirmek için bahçede resim yapıyorlardı. Deniz telefonu ile oynuyordu. Bizde miray'la dinlenmek için odasına çıkmıştık

Göğsümde sakince yatıyordu. Sessizlik ilk defa bana iyi gelmişti. Miray başını kaldırıp safir mavisi gözlerini benim gözlerime dikti

Uzunca baktıktan sonra gözleri dolmuştu. ağzını açtı ve uzun zamandır beklediğim şey oldu miray'ım konuştu

"s-susturur musun onları?" Dediğiyle kaşlarım çatıldı. Neyden bahsediyordu "kimi güzelim"

"kafamın içinde ki sesleri lütfen sustur onları dayanamıyorum... ben çok korkuyorum size yalnız bir şey söyleyip sizi kıracağım diye" Bu yüzden mi konuşmuyordu. Sesler duyduğu için mi? Yine bizi mi düşünüyordu. Elimi saçlarına götürüp yavaşça okşadım

"birlikte susturacağız... korkma tamam mı? Sen bizi kırmazsın sen yeter ki konuş güzelim"

"y-yapamıyorum çok denedim susmuyorlar baba"

"susacaklar birlikte yapacağız. Söyle bakalım en çok ne zaman konuşuyorlar"

"hiç susmuyorlar rüyamda bile konuşuyorlar. Uyuyamıyorum sürekli o adamı görüyorum. Ya yine alırsa beni ya yine bana zarar verirse"

"vermeyecek artık yok artık sana zarar vermeyecek"

"m-miraç ona da vermesin"

"kimseye veremeyecek ikinizi de koruyacağım... kafanın içinde ki sesleri de susturacağım" Derin bir nefes alıp sıkıca bana güvendi. Gözyaşları tişörtüme damlıyordu. Sanki her şeyi geçip kalbimi yakıyorlardı

"miraç'ı çok üzdüm demi? Sizi de üzdüm"

"üzmedin sadece miraç biraz korktu ama sen konuşunca geçecek" Benden ayrıldı ve ayağa kalktı. Ne yapacağını anlamıştım. Miraç'a gidiyordu. Diğer yarısını mutlu etmeye gidiyordu

Bende arkasından kalkıp odadan çıktığımda miray ayağından dolayı yavaşça aşağıya indi. Bahçeye çıktığında durup bir süre tuna ve miraç'a baktı

Çok güzellerdi. Birlikte vakit geçirmeleri çok güzeldi. İkisi de mutluydu ikisi de gülümsüyordu. Miraç'ın gülümsemesi buruktu ama mutluydu Miray yanlarına gittiğinde ikisi de ona baktı

"b-bende sizinle resim yapabilir miyim?" İkisi de şok içinde ona bakıyorlardı. Miraç'ın gözleri dolmuştu ayağa kalkıp hızla miray'ın yanına geldi ve ona sıkıca sarıldı.

"konuştun... susmadın konuştun sen" Miray'da ona sarıldı "s-seni kırdıysam özür dilerim her şeyim"

"kırmadın güzelim sen beni kırmazsın ne olursa olsun sana asla kırılmam" Ondan ayrılıp yanağından öptü

"a-abi" Tuna ayağa kalkıp ikisine de sarıldı. "ya bende istiyorum" Deniz koşarak yanımıza gelip onlara sarıldı. Miraç bana bakıp elini uzattı

"abi sende gel"

Gülümseyip yanlarına gittim ve dördüne de sarıldım. Tek bir kişi eksikti o da gelince ailemiz tamamlanacak her şey düzelecekti.

Loading...
0%