Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Görev

@mavikelebek2000

7 MART 2021

 

Bu gece uzun olacaktı. Gerekli teçhizatlarını giydi ve hazırlandı. Timde ki tek kadın olduğundan, diğerlerinden ayrı hazırlanıyordu. Her şeyin tamam olduğuna kanaat getirdiğinde, hangara gitmek üzere yola çıktı. Askerler hazır ola geçip selam veriyorlardı. Hangara girdiğinde tüm timin hazır olduğunu gördü. Selam verip yüzbaşının yanındaki yerini aldı. Bu, tim ile çıkacağı ilk operasyondu. Genelde tek çalışırdı. İstihbaratçılar yalnız hareket etmeyi severdi. Fakat aldığı emirler gereği artık Gölge timi ile çalışacaktı.

Albay içeriye girdiğinde, Gölge hazır ola geçti. Yüzbaşı tekmil verip

“ bir yüzbaşı bir üstteymen iki teymen bie astteymen bir astsubay emir ve görüşlerinize hazırdır komutanım.”

“ Yolunuz açık olsun yiğitlerim. Ayağınıza taş değmesin. O haini alıp yuvaya dönün.”

Albayın sözlerinden sonra gölgeden gür bir “ Emredersiniz” duyuldu. Çıkan emir ile hepsi araçtaki yerlerini almıştı. Helikopterin havalanmasının ardından sessizlik bozulmuş, Ömer teymen Yavuza sataşmaya başlamıştı.

“Pişt Yavuzum kendine dikkat et.”

“Ömer kıs sesini kırmayayım çeneni.”

“Ne dedim ki badim. Ben senin için söyledim. Sonra albay nerenden yaralandın deyince cevap veremiyorsun.”

Bu konuşmadan sonra Yavuz dışında herkes gülmüştü. Üsteğmen olayı bilmese de neyden bahsettiklerini az çok anlamıştı. Nereden vurulduğuna dikkat etmek gerekiyordu yoksa gerisi rezillik oluyordu. Askerler arasında vurulmanın da bir raconu vardı. Yavuzun söyledikleri ile herkes bir kez daha gülmüştü.

“Bu sefer sen dikkat et. Bana çok güldün, o kursun senin bir tarafını delmesin.

“Tövbe de lan” diyen Ömer’in ağlamaklı sesi ne kadar korktuğunun bir göstergesiydi. O sırada Yüzbaşı, Kenan’a seslendi, ne kadar gülse de gergin bir hali vardı.

“Astsubayım, iyi misin? Bir süredir dalgın gibisin. Bir sorun varsa şimdi söyle, görev sırasında sıkıntı çıkmasın.”

Kenan yerinde dikleşerek “İyiyim komutanım, görevden önce annem ile konuştum. Kalbi yine sıkıntı çıkarmış. Hastanedeydi, ona kafam takıldı.” Herkes geçmiş olsun dedi.

Yüzbaşı “Neden buradasın o zaman! İzin alıp annenin yanına gitseydin ya. Madem buradasın derhal kendini topla görevde tek bir hata istemiyorum.”

“Emredersiniz komutanım”

O sırada pilot hazırlanmaları gerektiğini anons etti. Atlama noktasına yaklaşmışlardı. Hepsi ciddi hallerine dönüp hazırlandılar. Kapılar açıldığında atlayışa geçtiler. Üsteğmen için bu zevkli bir işti. Boşlukta süzülmek onu özgür hissettirirdi. İnsanlar ona deli derdi. Bazı durumlarda bunu söylemekte oldukça haklılardı. Bundan dolayı lakabı deli olarak kalmıştı.

……………………………

 

Operasyon bölgesine vardıklarında, her şey hızlı ve dikkatli ilerliyordu. İçerideki Baver kod adlı teröristi alıp, görevi tamamlamaları gerekiyordu. Yaptıkları plana göre, Yavuz ve Çağrıyı gözcü olarak dışarıda bıraktılar. Diğerleri dikkatli şekilde ilerlemeye başladı. Operasyon bölgesi tek tük kayalıkların bulunduğu açık bir araziydi. Ortada tek katlı yıkılmaya yüz tutmuş harabe evler bulunuyordu. İstihbarata göre aradıkları adam bu evlerden birisindeydi. Bundan dolayı ikişerli olarak ayrıldılar ve binaların tuzaklamış olması ihtimaline karşı, dikkatli bir şekilde aramaya başladılar. Yüzbaşı ve Ömer sağdan giderken, üsteğmen ve Kenan sol tarafa doğru ilerlediler. Evleri dikkatli şekilde arayarak sonrakine geçiyorlardı. Ortalık çok sessizdi, bu da tuzak olma ihtimalini güçlendiriyordu. Yüzbaşı “ Herkes dikkatli olsun. Bu sessizliği hiç sevmedim, tuzak olabilir.” Genç kadın komutanını onaylayacağı sırada, yanındaki astsubay dalgın bir şekilde, önündeki evin kapısını tedbir almadan açtı. Kadının kulağına gelen, çark sesi ile harekete geçip Kenan’ı geriye çekmesi çok kısa sürede gerçekleşmişti. Patlayan bina ile ikisi de ileriye savruldular. Üsteğmen Kenan’ın üzerine düştü. Patlamanın Kenan’a çok fazla zarar vermesini engellemişti. Fakat onun için aynısı geçerli değildi. Çok fazla kan kaybediyordu. Kendine gelen Kenan komutanın halini görünce yardım için bağırmaya başladı.

“Komutanım kendinize gelin iyi misiniz iyi misiniz…. Komutanım.. biri..biri yardım etsin. Yavuz.. Yavuz

komutanım çok.. çok kan var yardım edin.”

Sayıklayarak timin sıhhiyesi olan Yavuz teğmeni çağırıyordu. Yüzbaşı, Ömer’i Yavuz’un yerine yollayarak dikkatli bir şekilde Kenan’ın yanına geçti. Durum hiç iyi görünmüyordu. Üsteğmenin bilinci kaplıydı ve vücudunda çok fazla açık yarası vardı. Yavuz hızlıca yerini alıp müdahaleye başladı. Yüzbaşı karargahla irtibata geçip durum bilgisi verdi. Acil helikopter istedi. Bu sırada Kenan sürekli sayıklıyor, komutanının iyi olup olmadığını soruyordu. Onun da koluna şarapnel parçası isabet etmişti. Yavuz gerekli müdahaleyi yaparak kanamayı durdurmaya çalışıyordu. Timin geri kalanı ise endişe ile gelecek haberi bekliyordu. Bariz bir gerçekti ki tuzağa düşmüşlerdi. İstihbarat yanlıştı, burada kimse yoktu. Yüzbaşı hızlıca sedye hazırlamaları talimatını verdi. Açık alanda bulunmaları onları hedef haline getiriyordu. Üsteğmeni sedyeye yerleştirip, tahliye noktasına doğru ilerlemeye başladılar. Gece karanlığında dikkatli ve olabildiğince hızlı gidiyorlardı. Belirlenen noktaya vardıklarında helikopter iniş yapıyordu, zaman kaybetmeden binip endişe içinde yuvaya döndüler.

 

 

 

13 MAYIS 2024

Uzun zamandır yurtdışındaydı. Annesinin ben memleketimi özledim dönelim ısrarlarına dayanamayıp ülkeye dönüş yapma kararı almışlardı. Kardeşleri rahat düzenlerini bozmak istemeseler de anneleri özelliklede çocukların kendi kültürleri ile yaşayıp şımarık tavırlarını bırakmalarını istiyordu. İçinde bulundukları zenginlikten ve yaşadıkları ülkedeki rahat yaşantıdan dolayı şımarık büyümüşlerdi. Alparslan kardeşlerinin biraz zor değişeceklerini düşünse de her şeyin annesinin istediği gibi gitmesini umuyordu. İstanbul’a inmeden saatler önce arkadaşı ile iletişime geçmiş, güvenlik için tedbir almasını istemişti. Ailesinin güvende olduğundan emin olmalıydı. Afrika da yaptığı maden ticareti dolayısıyla düşmanları çoktu. Uçak indiğinde, annesini ve kardeşlerini alarak arkadaşının ayarladığı araçlara ilerlediler. Ailesini araçlardan birine yerleştirdikten sonra kendisi Taner’ in yanına bindi. Araç hareket ettiğinde konuşmaya başladılar. Alparslan’ın kafası onları karşılayan korumalara takılmıştı. Eğitimden ve düzenden yoksun görünüyorladı.

“ Bu korumaları nereden buldun? Profösyonel durmuyorlar. Sağlam adamlar mı?”

“ Sana da merhaba kardeşim. İyi misin bende iyiyim sağ ol. Kısa sürede bulabildiklerim bunlardı, haklısın pekiyi değiller. İyi bir güvenlik şirketi ile anlaşmak lazım, aklımda biri var ama randevu almak bile pahalıya mâl olabilir.”

“ Kusura bakma endişeli olduğumdan es geçmiş bulundum. İyi olduğuna sevindim kardeşim o zaman iş konuşmaya devam edebiliriz. Bizde paradan bol ne var, ailemi koruyabileceklerse ne kadara mâl olacağı önemli değil. Güvenilir mi onu söyle?”

“ Ülkenin en iyisi oldukları söyleniyor. Eğitmenleri eski askerlerden oluşuyormuş. Korumalar özel eğitimlerden geçirilip sürekli denetleniyorlar. Titiz çalıştıklarını duydum.”

“ Adı ne bu şirketin? Bir randevu ayarlayalım, titizliklerini bizzat görelim.”

“ Ay yıldız güvenlik, o zaman en yakın tarihe bir randevu ayarlıyorum. Buradan direk eve mi? ”

“ Evet, uçak yordu. Bir ara oturup hoşbeşimizi de yaparız şimdi eve gidelim.”

Onu yoran sadece yolculuk değildi ailesinin güvenliği onun için en büyük stres kaynağı idi bu problemi halletmeden içi rahat etmeyecekti. Taner’in bahsettiği şirketin iyi çıkması en büyük temennisi idi. Bunları düşünerek yolu izlemeye başladı. Annesinin memlekete dönme zamanı geldi demekte ne kadar haklı olduğunu fark etti. O da memleketini özlemişti.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%