Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Kural İhlali

@mavikelebek2000

Hayat bazen insanı hiç beklemediği bir anda bambaşka yerlere sürüklüyordu onun için de böyle olmuştu. Başkasının yaptığı küçük bir hata onun hayatını bitirmişti. En azından insanlar böyle düşünmüştü. Fakat Maye kolay pes eden biri değildi. Patlayan bomba sol bacağında hasara yol açmıştı. Platin takılmış fakat sinirler zarar gördüğünden tam bir iyileşme sağlanmamıştı.

 

Saat beşi gösterirken kalktı. Bu onun rutiniydi. Alarma bile ihtiyaç duymuyordu. Elini yüzünü yıkayıp giyindi. Yarım bir sporcu atleti üzerine bol bir sıfır kollu tişört giydi. Altına giydiği tayt ile spor kombinini tamamladı.

Evde kendisi için küçük bir spor odası yaptırmıştı. Her sabah günlük rutinini yerine getirir, bir saat boyunca oradan çıkmazdı. Bir egzersiz planı hazırlamıştı, güçsüz düşmeye tahammülü yoktu. Kendine ait bir dövüş sitili bile vardı. İnsan istediğinde bütün engellerini aşabilirdi.

Saat altıya geldiğinde duş için odasına çıktı. Resmi giyinmeyi seviyordu. Krem rengi saten bir gömlek, üzerine de kahverengi kumaş ceket ve salaş bir pantolon giydi. Saat ve takılarını taktıktan sonra saçını sıkı bir atkuyruğu yaptı.

Kahvaltı için mutfağa indi. İşlerini kendi halletmeyi sever başkalarına bırakmazdı. Güzel bir kahvaltı hazırlayıp kahvesini de içtiğinde saat yediydi. O sırada telefonu çaldı. Derin bir nefes alıp telefonu cevapladı. Mesai başlamıştı.

“ Dinliyorum.”

“ Maye hanım koruma hizmeti verdiğimiz Nevzat Gürel sözleşmeyi ihlal ederek çalışanlarımızın yaralanmasına sebebiyet vermiş. İki güvenlik çalışanımız hastanede. Ne yapmamızı uygun görürsünüz.”

Öfke ile ayaklandı. “ Ne demek sözleşmeyi ihlal etmiş. Çalışanlarımızın durumu iyi mi? “

“ Ciddi bir yaralanma bildirilmedi. Durumları iyi.”

“ Çalışanlarımız ile yakından ilgilenin. En iyi şekilde hizmet alsınlar. Nevzatı da Sarıyer de ki depoya getirin. Onunla ben ilgileneceğim.”

“ Emredersiniz.”

Nevzat yanlış yapmıştı. Ay Yıldız kimsenin şahsi meselelerine dahil olmaz. Müşterileri için güvenliği sağlar savunmada kalırdı. Bu yüzden onun korumalarına hiç kimse saldırmazdı. Bunun bir bedeli olduğunu bilirlerdi. Olayın detayını öğrenmesi gerekiyordu. Sinir ile evden çıktı.

“ Aracı hazırlayın çıkıyoruz.” Arabaya bindikten sonra, telefonunu çıkarıp Cansel yazan numarayı aradı.

“ Buyur patronum seni dinliyorum.”

“ Zevzekliğin sırası değil. Korumalarımız vurulmuş. Detayları öğrenin ve suçluyu Sarıyer de ki depoya götürün. Beklemeyi sevmem acele edin.”

“ Anlaşıldı hemen hallediyoruz.”

Başını koltuğa yaslayarak derin bir nefes aldı. Anlaşılan oldukça hareketli bir gün geçireceklerdi.

……….

 

Depoya geldiğimde adamlar çoktan getirilmişti. Bu ekibin işlerini hızlı bitirmelerini seviyordum. Olay detayları ile ilgili dosyayı alıp inceledim. İki adamı da ayrı ayrı sorgulayacaktım. Zararın tazmini için hatanın kimde olduğunu bulmam gerekiyordu.

Söylenene göre korumaları vuran kurşun Nevzatın düşmanı Rızanın silahından çıkmıştı. Peşin hüküm vermekten nefret ederdim. Bazı şeyler göründüğü gibi olmazdı. Bastonumu alıp araçtan indim. Uzun süre ayakta kalınca bacağım ağrımaya başlıyordu. Üstelik otur kalk yaparken, baston ile bacağımı daha rahat hareket ettiriyordum. Önce müşterimiz Nevzat beyin yanına gittim.

Beni gören korumalar bir sandalye getirip Nevzatın karşısına koydular. Bu sırada Nevzat bana bunu yapamazsınız bırakın beni diye bağırıp çağırıyordu. Sandalyeye bağlı haldeydi. Korkmuş görünüyordu. Hatası olmayan insanlar bu kadar panik yapmazdı. Fakat o fazlaca terliyor ve ben bir şey yapmadım diyerek, kendini savunmaya çalışıyordu.

Ben henüz ona bir suç isnat etmemiştim. Korku ve panik insana hata yaptırırdı. Gerçekleri öğrenmek pek de zor olmayacaktı. Dikkatini bana vermesi için bastonumu sertçe yere vurdum. Çıkan ses depoda yankılanmış onun susup bana bakmasını sağlamıştı.

Kim olduğumu ve ne yapmaya çalıştığımı anlamaya çalışıyordu. Fakat ben bana getirilen sandalyeye sakince yerleşmekten başka bir şey yapmıyordum. Ayağımı ucundan baston ile ittirerek dizimin normal bir konuma gelmesini sağladım. Bu artık refleks olmuştu. Kimsenin fark edemeyeceği bir hızla yapabiliyordum. Çoğu insan bacağımda bir sorun olduğunu anlamıyordu.

Benim rahatlığım karşısında gerilen nevzat sinirlenmiş görünüyordu. Hak vermiyor değildim. Beni de böyle yaka paça bilmediğim bir yere sürükleseler ve karşımda sorduğum sorulara rağmen rahatça otursalar ben de sinirlenirdim.

“ Kimsin sen? Benim burada ne işim var? Bu yaptığınız suç. Cevap verin bana. Çözün beni.”

“ Sakin Nevzat sakin! Benim sorularımı cevapladığın kadar sorularına cevap bulacaksın. İlk soru. Rızanın evinin önünde ne işin vardı?”

Rengi atmıştı. Bu da onu buraya getirmekle iyi yaptığımı gösteriyordu. bir haltlar çeviriyordu. Dudaklarını yalayıp ıslattı yutkunup duruyordu. Dili damağı kurumuştu. Dizini sallayıp durması da cabasıydı, kesin bir şey vardı bu adamda.

“ Kimsin sen. Bu..bu soruyu neden soruyorsun. Ben yanlış bir şey yapmadım.”

“ Ben yanlışın var dememiştim ama sen bilirsin. Eee ben hala sorumun cevabını alamadım. Adamın evine gitmişsin birde kapısında rastgele ateş açıp sıkıntı çıkarmıştın. Adamda sana sıkıyorum diye korumalarımızı vurmuş. Açıklamanı duymayı çok isterim. Bak sen yorulma diye olayı da ben anlattım. Gevelemede konuş.”

Sesim oldukça soğuk ve acımasızdı. Hırsının ve öfkesinin gölgesinde kalmış biri için bu da azdı. Kendi kinine bizim çocukları karıştırmış zarar görmelerine sebep olmuştu. Hepsinin canı bana emanetti. Böyle konularda affedici olabildiğim söylenemezdi ki henüz bir şey yapmamıştım da. Susan adam karşısında sinirle bastonu yere vurdum bu irkilmesini sağlamıştı.

“ Cevap!”

“ Ben şey.. şey yaptı. Mesaj…..mesaj attı. Beni ailemle kızımla tehdit etti. Abuk… abuk subuk şeyler yazmıştı dayanamadım. Gittim. Korumalarınız zarar görsün istemedim. Yanlış…. Yanlış bir şey yapmadım. Rıza hepsi onun suçu ben bir şey yapmadım. O vurdu. Bana değil ona sorun.”

“ Öylemi tamam.”

“ Nereye beni….beni çözmediniz.” Ayağa kalkmış giderken söyledikleri ile sakince arkamı döndüm.

“ Sormaya. Söylediğin gibi bir de ondan dinleyelim şu olayları. Neden sıkmış korumalara.”

“ Ona sormaya gerek var mı. Ben anlattım her..her şeyi. Saçma sapan şeyler uydurur kesin.”

Sinir bozucu bir gülümsemeyle ona baktım bayağı tutuşmuş görünüyordu.

“ Bırak da saçmamı değil mi ben karar vereyim. Kim doğruyu söylüyor, kim yalan konuşuyor.”

Rızanın yanına gittiğimde sakince beklediğini gördüm. Onu da sandalyeye bağlamışlardı. Fakat Nevzat gibi bağırıp çağırmıyordu. Kızgın olduğuysa su götürmez bir gerçekti.

“ Neden buradayım, üstelik böyle karga tulumba sürüklenerek.”

“ Ay Yıldızın çalışanlarına, saldırmamanız gerektiğini bilmiyor musunuz? Bunun her zaman bir bedeli olur.”

“ Ben kimseye saldırmadım. Gecenin bir yarısı geldiler evimi kurşunladılar. Ne yapsaydım öyle sıkıp sıkıp gitmelerini mi bekleseydim. Sadece karşılık verdim. Birine hesap soracaksan bu ben değilim Nevzat.”

“ Tehdit etmişsin. Kızına zarar veririm demişsin adam da doğal olarak öfkelenmiş.” Söylediklerimden sonra daha da hiddetlendi artık ilk sakinliği yoktu. Etrafında dolanırken gözünü benden ayırmıyordu.

“ Ben, ben mi tehdit etmişim. Asıl o şeref yoksunu bana kızımın okul çıkışı çekilmiş fotoğraflarını atıp öldürmek ile tehdit etti. İhaleyi alamadım diye kudurdu nereden saldıracağını bilemedi.”

“ Polise niye gitmedin.”

“ Gittim suç duyurusunda bulundum ama gönderdiği mesajları çoktan silmişti. Bir uygulama üzerinden gönderdiğinden dolayı verileri geri alma konusunda sıkıntı yaşadım. Yine de eğer soruşturursanız söylediklerimi doğrularsınız”

“ diyorsun ki nevzatın söyledikleri yalan olaylar tam tersi gerçekleşti. Yaralananların sorumlusu o”

“ Bakın kimseyi yaralamak istemedim. Masum insanların zarar görmesini bende istemezdim. Ama evime kurşun yağarken de öylece duramazdım. Yaralananlar için tazminat ödemeye hazırım hiç birinin ciddi bir durumu yokmuş öğrendiğim kadarıyla. Niyetim ay yıldıza savaş açmak değildi karşımda kim olduğunu bile bilmiyordum. ”

Adam doğru söylüyor gibi görünüyordu. Aşırı tepkiler vermeden kendini izah etmeye çalışıyordu. Sesinde kararlılık ve kendine güven vardı. Üstelik yaralılardan bahsederken değişen ses düzeyi ve tonu onunda içinin bu konuda rahat olmadığını gösteriyordu. Sorumluluk almaya da hazırdı. Etraftaki adamlara dönüp konuştum. “ Rıza beyi evine bırakın. Nazik olun kendisiyle bir sorunumuz da işimiz de kalmadı. Bir de bana Canseli çağırın”

“ Hemen efendim”

Korumalara gerekli talimatı verdikten sonra depoda bulunan odama geçtim ve oturdum. Biraz sonra Cansel geldi.

“ Buyur patroniçem seni dinliyorum.”

“ İhlal edilen sözleşmeyi avukatlara gönder belirlenen cezayı işleme koysunlar. Tazminat için de işlemi başlatsınlar. Birde bu it Rızayı kızı ile tehdit etmiş fotoğraflar yazışmalar vesaire varmış. Bul çıkar, polise teslim et. Bu illaki başka haltlar da yemiştir. Bir dosya hazırlayıver. Biraz dört duvara baksın belki aklı başına gelir.”

“ Anlaşıldı patron yine kimseye acıman yok. Ben hallediyorum. Güzel allı pullu bir dosya hazırlar emniyete iletirim. Başka bir şey var mı?”

“ Yok çıkabilirsin. Giderken Nevzatı da al daha fazla bağırıp çağırıp sinir uçlarım ile oynamasın.”

Cansel çıktıktan sonra arkama yaslanıp gözlerimi kapadım. Cansel kurşun ekibinin lideriydi. Benim ve şirketin özel meseleleri ile onlar ilgilenirdi. Daha günü yarılamadan başıma ağrı dikilmişti. Bir kahveye ihtiyacım vardı. Dışarı çıkıp arabama bindim. Şoför direksiyona geçmek istese de yalnız kalmak istediğimi söyleyip gazı kökledim. Ben Ay Yıldız Güvenliğin kurucusu Maye Vera Kurt fakat bu ismi de kim olduğumu da çok az kişi bilir. sadece güvendiklerim.

Loading...
0%