Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Balo faciası

@mavipencere

Geç kalıyorsun kızım hadi artık çık"

Annemin sesini duyduktan sonra hızlıca aynada son kez kendime baktım. Koyu yeşil rengindeki uzun ama arkasında fiyongu ve fazla dekolteli elbise, bakır rengindeki uzun saçlarımla çok hoş duruyordu.Hemen şifonyerin üstündeki telefonumu alıp aşağı indim.

"Kızım iyi hoş, çok güzel olmuşsunda 5 dakika içinde yetişmen gerekiyor niye bekliyorsun sen burda koş."

Her zamanki telaşlı annem diye düşündüm fakat telefonuma bakınca haklı olduğunu fark ettim.

Hemen annem ve babamın yanaklarına birer öpücük kondurup

Koşarak beni bekleyen görevliye arabaya bin der gibi el işareti yapıp siyah mercedesin arka koltuğuna oturdum.

Ve oturur oturmaz Aktaç'ı aradım,

telefon birkaç çalışta açıldı.

 

"Ben yoldayım dışarda bekle beni"

"Noldu sesin sinirli geliyor."

"Nasıl noldu Aktaç ya sen delirdin mi biz ayrılmıştık ya hani en son ne hakla şimdi balo dansı için beni yazarsın."

"Sevgilim sen bir sakin mi olsan acaba son günlerde sen bir değiştin bence, noldu benim eski soğuk tepkileri az olan sevgilime"

"Bıktım senden Aktaç"

 

Telefonumu kapatıp deri ceketimin cebine koydum.

Aktaç çocukluk arkadaşımdı -Aslında bebeklik- aynı gün aynı hastenede doğmuşuz küvetlerimiz yan yanaymış, sürekli birbirimize bakıp gülüyormuşuz sonra annemler ve onun ailesi bunu görünce beraber büyüsünler demişler ve o gün bugündür biz hiç ayrılmadık.

Evlerimiz yan yanaydı, hep aynı okullara gittik ve dedikleri oldu beraber büyüdük.

Duygusal birşey hissetmemekle birlikte hep ailemden sonra en yakınım o oldu herşeyi onunla öğrendim, bebekken ilk kelimem onun ismi olmuş. Fakat sonra büyük gün geldi biz büyüdük.

Lisenin ilk günü beni bir parka çağırdı ve benden çok hoşlandığını söyledi. Ben hep arkadaşlığımızın bozulacağını düşünüp istemedim. Fakat o istediğini elde etmeden vazgeçen biri değildi.

Bir şekilde ikna etti.

Onunla lisenin ilk günü sevgili olduk ve son günü ayrıldık benim isteğimle, fakat o hiç kabul etmedi benim onu sadece arkadaş olarak gördüğümü.

 

Mezuniyetin olduğu mekana geldiğimizi fark ettiğimde arabadan indim ve siyah renkli geniş mekana girmeden dışarıda Aktaçı aradı gözlerim.

Ve sonra arkadan gelen adım seslerinden sonra gözlerimi kapattı biri.

 

"Benim güzelim beni mi ararmış, çok güzel olmuşsun sevgilim."

Tabiki o biri Aktaçtı.

Şaşırmamıştım çünkü o hep şımarık, ukala zengin çocuğu denen şahıslardan olmuştu.

 

Bense soğuktum,ciddiydim çok konuşmazdım yani daha doğrusu (Boş konuşmamayı ve onlara göre eğlence sayılan saçma sapan şakalarla uğraşmamayı tercih ediyordum)

 

"Aktaç ben seninle bugün burda dans etmiyorum ve bu konu burda kapanmıştır."

"Hadi ama sevgilim o kadar çalıştık onun hatırına bari."

"Aktaç biz ayrıldık!"

"Öncedende söylüyordun bunu ve şuana kadar hep sevgiliydik biz"

"Sen beni hiç bir zaman ciddiye almadınki Aktaç biz sevgili değildik benim için hiçbir zaman bu böyle olmadı tek başına yaşadın bu ilişkiyi."

"Madem öyle diyorsun o zaman bu son dansımız olsun, ufacık bir hatrım varsa."

"Kabul, bu danstan sonra bir daha yüz yüze dahi gelmeyeceğiz"

"Bir daha yüz yüze dahi gelmeyeceğiz."

Deyip beni onayladıktan sonra

Koluna girdim ve içeri girdik.

Çok geniş

ve ferah bir mekandı.

Aktaçtan başka arkadaşım yoktu okulda, çok sosyal bir kişilik değildim dediğim gibi. Aslında bu baloyuda istememiştim ama annem ve babamın çok istediklerini bildiğim için ve okuldan mezun oluyorsun artık bir kutlamayı hak etmedin mi yakarışlarına kıyamadığım için kabul etmiştim. Onlar benim bu hayatta en çok yakın hissettiğim ve güvendiğim kişilerdi kıramazdım onları.

Her ne kadar arkadaşım olmasa da ben hep yalnız eğlendiğim için ve kabul ettiğim zaman Aktaçla ayrılıp arkadaş kalırız ve onunla geçer parti diye düşünmüştüm (şuan bu düşüncenin arkasında değilim) fakat Aktaçın çok arkadaşı vardı ve bu balo onların konuşmalarıyla geçicek gibi görünüyordu, şuan anladımki bu baloya gelmek hayatımda verdiğim en kötü karardı.

 

Mekan çok kalabalık değildi girişte birkaç basamak merdiven,tavanda eskilerden kalma ama mekana çok yakışan avizeler ve ortalarda beyaz kokteyl masaları vardı.

 

Merdivenlerden inerken hiç konuşmadık sonra Aktaça arkalardaki masalara gidelim talimatımla aktaç yön değiştirmişti.

Ama yinede arkalara gitsekde ve yeni gelmiş olsakda arkadaşları peşini bırakmadı.

Sarışın bir kızla kumral bir erkek -ki kızdan hiç haz etmedim- yanımıza geldiler.

 

"Ooo Aktaç nerelerdesin kardeşim yüzünü gören cennetlik."

"Bir tatile gittik geldik be kardeşim bende özlemişim sizi."

Bu dönem okulu biraz kırıp tatili gitmiştik beraber ondan bahsediyorlardı.

Ve ordan nasıl oldu bilmiyorum ama konu Aktaçın ailesinin maddi durumlarına geldi.

"Evet,evet babam şirketin sahibi"

Ve ben bu konuşmalardan sıkılıp tuvalete kaçtım.

Lavabo çok kalabalık değildi, birkaç kız vardı onlarda ben gelince gitmişlerdi.

Tuvaletin birine girdim ve klozetin kapağını kapatıp üzerine oturdum, şuan Aktaçla olan bütün anılarım gözümün önünden geçiyordu.

Bebekliğimizden bu yana olan tüm anılar.

Ve sonra sol gözümden bir damla yaş düştü.

Bunca yaşanan şeyden sonra yollarımız ayrılıyordu ve ben küçükken oynadığımız Aktaçı çok özlüyordum.

Ben düşüncelerimde boğulurken kafamdaki tüm sesleri susturacak bir patlama sesi çınladı kulağımda, silah sesi...

Sonrası kan, vahşet ve nefes alınamayacak gaz kokusuydu...

 

Loading...
0%