Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10. Bölüm

@mavissrgt

Saçlarımda hissettiğim el ve yüzüme değen bir nefesle kendime geliyordum. Vücudum o kadar halsizdi ki tepki bile veremiyordum. Ayağımda ki ağrıyla bana neler olduğu beynime hücum etmiş bir şekilde dolmuştu adeta. Gözlerimi açtığımda ise annem baş ucumdaydı ve bir hastanedeydim. Ağlamaktan gözleri kızarmıştı.


"Uyandı sonunda. Iyimisin canım? Nasıl hissediyorsun? Bir yerin ağrıyormu?" Hayal'in ses tonu hem endişeli hem sevinç doluydu.


Annem Hayalin sesiyle doğrulup bana baktı. "Ben hemen doktoru çağırıyorum."diyip anlıma öpücük kondurup hızla yanımdan uzaklaştı. Ağzımda ki oksijen maskesini ağır hareketlerle indirip. "Noldu bana" dedim bitkin bir ses tonuyla.


"Bir telefon geldi annene yılan sokması sonucu hastaneye getirilmişsin. Apar topar geldik, doktorlar zehrin vücuda yayıldığını ve geç kalındığını söyledi. Tam bir haftadır uyuyorsun." Bir haftamı ohaa o kadar çok mu uyumuşum. Hayal'in dedikleriyle şaşkınlıktan ağzım açık dinliyordum.


"Yirmi dört saat daha uyanmasaydın bitkisel hayata girecektin. Annen o kadar çok ağladık ki bir an ben de inanıyordum gideceğine."


Gözlerinden akan yaşları elinin tersiyle silip hızlı adımlarla yanıma gelip sıkıca sarıldı bana.


"Aptal çok korkuttun bizi, sakın bir daha tehlikeye gireyim deme yoksa seni ben öldürürüm. Ömrümden ömür gitti. Sana bir şey olacak diye kaç gündür hiç uyumadan nefesini kontrol eder oldum. Ama şimdi çok iyisin Rabbime şükürler olsun."


Dedikleri gözlerimin dolmasına sebep olmuştu. Tam konuşacakken doktor içeri girdi. Kısa bir muanenin ardından iyi olduğumu ama çiğerlerimin biraz fazla etkilendiginden oksijeni biraz daha kullanmam gerektiğini söyledi galiba bir süre nefes açıçı ilaçta kullanmam gerekiyormuş. Annem ne zaman çıkabiliriz dediğinde doktor her şeye karşı bir iki gün daha müşadele altında kalmamı önerdi. Tehlikenin geçmediğini her an ani bir krize karşı tedbirli olmakta fayda var dedi. Annemin endişesi gözlerine yansiyordu. Her ne kadar beli etmemeye çalişsada bunu gözlerinde görebiliyorum.


"Kendimi çok iyi hissediyorum doktor bey bence bir şey olacağını sanmıyorum. " Dedim annemi az da olsa rahatlatmak için.


"Buket hanım vücudunuzdaki zehir Tam anlamıyla çıkmadı hangi organa nasıl bir zarar verdi daha tam olarak bilmiyoruz o yüzden gözlem altında kalmanız gerekiyor. Bir hasar bıraktıysa önümüzdeki bir kaç güne kendini belli eder. Sizi getiren adam panzehiri iki dakika daha geç getirseydi şuan hayatta olmanız imkansızdı. O yüzden en ufak anormal bir şeyde lütfen hemşireyi çağırın olurmu?"


Nasıl bir yılan ki bu, bu kadar tehlikeli olabiliyor. Ne kadar belli etmesemde bende korkmuştum. Hem Mert nerdeydi. Ben bu hale onun yüzünden gelmiştim ama resmen beni hastane atıp gitmişti.


Daha fazla ısrar etmeyip doktoru onayladım. Doktor gittikten sonra annem yanıma oturup beklediğim o soruyu sormuştu.


"Kızım seni buraya getiren çocuk kim? Nasil oldu da seni yılan sokabiliyor. Sen neredeydin ki öyle zehihirli bir yılan sana denk geldi?"


Hayal'e kurtar beni bakışı attım. Beni anladı Allah'tan.

"Teyzecim bence bu soruları daha sonra sorarsın. Görmüyormusun yüzü hayla bembeyaz." Annem bakışlarını Hayal den çekip bana kısa bir bakış attı.


"İyi bakalım öyle olsun ama şunu unutma bana bu soruların cevaplarını vereceksin." Uyarıcı ses tonu beni korkutmadı değil.Annemi onaylar şekilde başımı salladım. Hayal de neler olduğunu annem kadar merak ediyordu. Sorgu dolu bakışları bunu çok net belli ediyordu. Bende neler olduğunu hayla kavramış değilim zaten. Önce bir sapık tarafından taciz ediliyorum, sonra bir ruh hastasının evinde gözlerimi açıyorum. Buda yetmezmiş gibi o psikopatin vahşi hayvanlarını evinde beslediğini acı bir şekilde öğreniyorum. Yaa tamam vahşi hayvan beslediğini biliyordum ama evin yarısını onlara ayırmasını anlayamıyorum nasıl bir psikopatlık bu?


Düşüncelerimden kapı sesiyle irkilmemle kendime geldim. Annem gitmişti. Hayal'e baktığımda bana gözlerini dikmiş bakıyordu.


"Tamam hadi yolla gelsin, o bakışlarınla yeterince dövdün beni."Dedim alaycı bir ses tonuyla.


"Sen partide nereye kayboldun? Ve bu yılan olayı ne hemen anlatıyorsun annen kantine kadar gitti onun yanında sormamak için zor tuttum kendimi zaten." Derin bir nefes alıp, "lafımı bölme ve sonuna kadar dinle" dedim ciddi bir ses tonuyla.

Yanıma gelip ayak ucuma oturdu. Ciddi bir yüz ifadesiyle başını onaylar şekilde aşağı yukarı salladı.


Tüm olan biteni baştan sona anlattım. Konuşmamak için zor tutuyordu kendini resmen.

Anlattıklarım bittikten sonra şoku atlatmak için ilk beş saniye ağzı açık bana baktı sadece.


"Kızım sen manyakmısın! Neden o şerefsiz seni taciz ederken bana seslenmedin ben seni sürekli gözetliyordum."


"İlaç verdi knk nasıl haber vereyim ayağa kalkmamla bayılmam bir oldu zaten."


"Hadi onu geçtim Mert kurtarmış seni o adamdan. Sen o odayı bile bile nasıl girdin içeri kızım sen yılandan korkarsın belgeselini bile izleyemezsin ki sen. Nasıl bir cesarettir bu yaa!" Kendi kendine konuşma evresine girmişti. Bildiğin bana sövüyordu ki haklıda ben çok korkardım yılandan. Ama öyle bir yer görünce şaşkınlığım korkumun önüne geçmişti galiba. Birde o masum tavşanlar benim kırmızı çizgimdi.


Söylenmesi bitince cevap beklercesine yüzüme baktı.

"Yaa kanka bakma bana öyle o odayı görünce şaşkınlıktan yılanları unutmuşum. Birde o cani tavsanlari canlı canlı timsaha veriyormuş bunu duyunca iyicemen sinir oldum. İşte ondan sonrası da bildiğin gibi yılan kafesinden kaçmış meğersem yabancılara alışık değillermiş. Beni de görünce tehdit olarak algıladı galiba. Ama suç bende girmemeliydim o odaya." Mahçubiyetim ortadaydı. Zaten başıma ne geliyorsa hep meraktan geliyor.


"Ah be Buket kızamıyorum da sana zaten suçunu biliyorsun annene ne diyeceksin peki?"


Aynısını ama partideki olayı ve Mert yerine bir kız arkadaşımı diyeceğim, yılanı da bahçeye girmiş derim. Panzehiri getiren kişide hayvanlarla ilgilenen kız arkadaşımın erkek arkadaşı derim olay kapanır annem fazla ilgilenmez zaten iyim ya başka birsey düşünmez."


"Doğru bir daha o manyakla muhatap bile olmuyorsun o sapık çocuğunda haddini bildirmesini bilirim. Orası bende sen takma orayı. " Başımı olumlu anlamda salladım. Daha fazla aksiyon istemiyordum. Kim ne yapıyorsa yapsın artık umurumda değildi. Tek istediğim uykuydu.


"Hayal ben biraz uyusam iyi olur."Dedim bitkinlik ses tonumada yansımıştı. Anneme her ne kadar güçlü gibi görünmeye çalışsamda çok bitkin hissediyordum. Konuşmaya bile halim yoktu. Saate baktığımda akşam on du.


Hayal beni başıyla onaylayıp "Tamam canım bende Emre'ye mesaj atayım oda çok merak etti seni." Başımla Hayal'i onaylayıp gözlerimi kapadım tek isteğim huzurlu bir uykuydu.


******


"Sessiz ol Buket uyanacak. Gidecem diyorum. Annesinin gitmesini bekledim onca saat."


"Ben sana bu kızı bir daha rahatsız etme demedim mi? Az daha senin yüzünden ölüyordu."


"Emreee al şunu şuradan elimde kalacak yoksa. Sen kimsinki kimi ne zaman görecegime karar veriyorsun.?"


"Hayal hadi gel canım biz kantine gidelim."


"Ama o benim kardeşime hep zarar veriyor Emre. Bunun birdaha olmasına izin veremem anla beni"


"Olmayacak birsey sana söz veriyorum. Hadi gel."


Birileri konuşuyordu ama o kadar halsizdimki nefes dahi almakta zorlanıyordum. Sanki gözümü açsam nefesim kesilecekti. Ayak seslerinden sonra kapı açılıp kapanma sesi geldi. Neler oluyordu. Bu bir rüyamıydı yoksa gerçek mi?


Yatağımın yanında bir çökme hissettim bu koku bana çok tanıdık geliyordu.


"Özür dilerim seni oradan daha erken çıkarmam gerekiyordu. Benim yüzümden, seni o kattan bir odaya götümemeliydim."


Elimi tuttu! Bu yoksa! Mert mi? Allah kahretsin ilaç mı vermişlerdi bana bilincim açıktı ama ne hareket edebiliyorum ne de konuşabiliyorum. Dudaklarımda hissettiğim tenle kalbim yerinden çıkmak istercesine atmaya başladı. Cihazdan gelen sesle dudaklarımda ki ten uzaklaştı bir anda Mert bağırmaya başladı.


"Doktor, doktor yokmu neler oluyor." Bir kaç ayak sesi baş ucuma geldi. Biri gözlerime ışık tutmaya başladı.


"Allah kahretsin bunu beklemiyordum işte." Doktorun dediklerine Mert çok endişelenmiş olacakki doktora bağırdı.


"Kendini öldürtmek istemiyorsan bana adam akılı cevap ver doktor."


" Buket hanım şuan uyanık ama tepki veremiyor hiç bir şeye."


"Ee ne demek oluyor bu şimdi."


"Galiba zehrin nereye zarar verdiğini bulduk."


"Lan taksit taksit konuşma da düzgün cevap ver doktorrr!!??"


"Bir dakika ufak bir test yapmam gerekiyor."

Kısa bir sessizliğin ardından doktor konuşmaya başladı her kelimesi beynimde büyük bir sarsıntıya neden olmuştu.


"Zehir beyne hasar vermiş malesef ve Buket hanımda da felçe neden olmuş. Sadece duyup göre bilir. Boynundan aşağısı tutmuyor. Tepki vermiyor uyarılara. Bu kalıcıda olabilir geçicide." Odayı ufak bir sessizlik kapladı. Ölüm sessizliğiydi resmen. Ben yaşayan bir ölüye dönmüştüm. Gözlerimden akan yaşları birinin silmesi ve kulağıma gelen o ses beni maff eden diğer şeydi.


"Allah benim belamı versin. Çok özür dilerim Buket ama sakın korkma iğleşeceksin." Sesindeki acı ve çaresizlik çok açıktı.

Bir anda kırılma sesiyle irkilmem bir oldu.


Neler oluyordu? Gözlerimi açtığımda Mert şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. Bir dakika kolumm....!!??


Loading...
0%