Yeni Üyelik
19.
Bölüm

18.BÖLÜM

@mavissrgt

"Bukettt!!???" Duyduğum sesle dudaklarımda ki Mert geri çekilmişti. Sesin geldiği yere baktığımdaysa annem şok olmuş bir şekilde bize bakıyordu. Elinde ki tepsinin düşmesiyle irkildim.

 

"Neler oluyor burada?" Dedi şaşkın ve sinirli bir şekilde. Çünki daha yeni beni öpen kişi annemin sevgilisinin oğluydu. Ve bu durum annemi hem şaşkına uğratmış hemde sinirlendirmişti.

 

Hayal "Bende tam olarak onu soracaktım Buket'e Gül teyze." Dedi imalı bir şekilde kollarını göğsünde birleştirerek.

 

"Şey ııı ben." Şoktan konuşmayı unutmuştum adeta.

"Neyi açıklamamızı bekliyorsunuz. Gördüğünüz gibi an itibariyle Buket ve ben sevgiliyiz. Bir sorununuz varsa da bu bizi hiç ilgilendirmiyor." Son cümleyi Hayal'in gözünün içine bakarak ve imalı bir şekilde gülerek söylemişti.

 

"Buket beni deli etme sana bu çocuğun ne kadar ruh hastası olduğunu sabahtan beri anlatıyorum sen kalkmışsın adamın çıkma teklifini kabul ediyorsun. Yolarım şimdi seni burada beni deli etme." Hayal de ki bu siniri ilk defa görüyordum.

 

"Buket Hayal'in dedikleri doğrumu?" Dedi annem sinirli bir şekilde.

 

"Ayy yeter benim kiminle sevgili olup olmayacağımı size soracak değilim yirmi üç yaşındayım. Kendi kararlarımı alacak yaşta yani. Bırakın da kendime geleyim. Lütfen beni yanlız bırakırmısınız?" Dedim yüzümün şuan patlıcan gibi olduğuna yemin edebilirim. Zaten utancımdan yerin dibine girmiştim. Tek kalmaya ihtiyacım vardı.

 

Hayal "ama..." dedi. Ben lafını keserek, "Hayal lütfen daha sonra." Dedim anlayış bekler bir bakışla.

 

Yağmur ve Emre çoktan çıkmışlardı. Annem ise senle görüşeceğiz bakışı atıp çıkmıştı. Ardından Hayal tam bir hayal kırıklığına uğramış bir bakış atıp çıkmıştı. Ama Mert hayla bana bakıyordu.

 

"Mert sende lütfen düşünmeme izin ver." Dedim çekingen bir sesle.

 

"Nasıl yani sen kabul etmedin mi?" Dedi şaşkın ve sinirli bir sesle.

"Sana olan duygularım belli ama bu kabul edeceğim anlamına gelmiyor. O yüzden lütfen düşünmeme izin ver. Şuan sağlıklı bir şekilde düşünemiyorum." Dedim kafam eğik parmaklarıyla oynayarak söylemiştim. Yüzüne bakacak cesaretim yoktu çünki.

 

"Tamam peki nasıl istersen senden bir cevap bekliyor olacağım. Ve doğru kararı kalbinin vereceğine eminim. " Dedi ve bir iki adım atıp yanıma geldi yanağımdan öptü, " Yine gelirim" diyip hızlı adımlarla kapıdan çıkıp gitmişti bile.

 

Neler oluyordu ben az önce ne yaşamıştım. Mert'in beni sevme olasılığı neredeyse sıfırdı. Adam beni gördüğü her yerde öldürmeye çalışıyordu. Şimdi de gelmiş bana seni seviyorum diyor.

Peki ya bana ne demeli Hayal sonuna kadar haklıydı. Benim bu adamla birlikte olmam demek benim sonum demek. Ama beni ona çeken şey, durmuyordu işte çeken her neyse gün geçtikçe daha da çekiyor ve ben bu girdaba çoktan kapılmıştım. Her ne kadar uzak durmaya çalışsam da olmuyordu. Ben bu aşka esir olmak istemiyordum. O yüzden en iyisi Hayal'i dinlemekti. Nasıl olsa okulda bitmişti. Diploma töreninden sonra bir daha görmeyecektim onu. Annem o adamla evlenirse de hayatından tamamen çıkıp gideceğimi biliyor. Bir süre sonra onlarda ayrılır. Annemle yine mutlu yaşardım.

Komidinin çekmesinden gelen telefon sesinden kendimle konuşmayı bırakıp telefonu aldım. Ama bu benim değildi.

 

Aaa bu o adamın verdiği telefondu.

Hızlıca açıp "alo!" Dedim.

"Geçmiş olsun kendine gelmişsin.

Kendini toparaldığına göre sana ilk görevini vereceğim. " dedi sert ve emri vaki bir sesle.

 

"Sağol ya çok ince düşüncelisin. Hem ben o anlaşmadan vazgeçtim. Nereden bilecem senin doğru söylemediğini." Dedim sorgulayıcı bir sesle.

"Sana bir fotoğraf gönderecem bu yeterince doğru söylediğimi kanıtlar bence." Daha birşey demeden telefona fotoğraf gelmişti bir şey demeden direk fotoğrafı açtım. Gördüğüm şeyle gözlerimin dolması bir oldu bu suikastin olduğu gün çekilmişti. Babam arabasına biniyor ve arkasında maskeli bir adam bir binanın arkasından babamı izliyordu. Kanım çekilmişti adeta.

 

"Se- sen kimsin. Babamı nereden tanıyorsun? Dedim hıçkırıklarımın arasından.

 

"Beni hafife alma küçük kız. Sandığından daha tehlikeli ve acımasızım. Bunu yaşayarak ögrenmeni hiç tavsiye etmem. Başta kabul ettin ve geri dönüşü yok. Görevini biliyorsun eğer bu görev sorunsuz olursa sonunda baba'nın katilini öğreneceksin ama yok beceremedin babanın katilini asla öğrenemeyeceksin üzerine o biricik anneciğini de babanın yanına uğurlamak zorunda kalabilirsin. O yüzden dediklerimi harfiyen yapmanı tavsiye ederim." Sesinde ki o korkunç tını beni ürkütmüştü.

 

"Annemi karıştırma sakın bu işe ne dersen yapacam babam için senin için değil.Sakın ama sakın annemi bir daha bu işin içine katma." Dedim tekrar, emri vaki ve sert bir sesle.

"O benim bu hayatta ki tek varlığım ona bir şey yaparsan seni yaşatmam canım pahasına olsa bile seni kendi ellerimle öldürürüm. Anladın mı beni." O kadar sinirlenmiştim ki son kelimeleri bağırarak söylemiştim.

 

"Hırslı insanları severim. Seni de bu yüzden seçtim işte konu sevdiklerin olunca gözün hiç birseyi görmüyor. Neyse uzatmanın anlamı yok. Mert sana çıkma teklifi edecekmiş sana baya kör kütük aşık bu çocuk işin kolay anlaşılan. İlk görevin onun çıkma teklifini kabul et ve güvenini kazan.Benden haber bekle." Diyip telefonu kapattı. Şaşkın bir şekilde telefonu ağır ağır kulağımdan indirip telefona baka kaldım. Nasıl bir manyaktı bu?

Ama babam için bunu yapmam gerekiyordu. Bu fırsatı asla geri tepemezdim.

 

Hayal'e desemiydim acaba o adamı görmüştü hem bu sayede bana küsmezdi. Ben Mert'le sevgili olursam Hayal asla ama asla benimle konuşmazdı bunu adım kadar iyi biliyordum. Ama o adam bana kimse bilmeyecek dedi. Hayal'i tehlikeye atmak istemiyorum.

 

"Offf Allahım yardım et en yakın arkadaşım yada babamın katilini öğrenmek ve en kötüsü hoşlandığım çocuğa ihanet etmem. Napacam bennn!" Dedim sesli bir şekilde ellerimin başımın arasına alıp saçlarımı çekiştirdim. En iyisi temiz bir hava almaktı. Yataktan kalkıp dolaptan kırmızı bir crop ve siyah bir kot pantolon aldım. Üzerimi değiştirip iki telefonuda yanıma aldım cüzdanımı da alıp kimse görmeden evden çıkmam gerekiyordu yoksa kimse çıkmama izin vermeyip soru yağmuruna tutanaklarda beni.

 

Merdivenleri dikatli bir şekilde ağır ağır inmeye başladım annem ve Hayal'in sesleri geliyordu. Annem "bu kız hiç akıllanmıyor. Nerede abuk subuk insan varsa onunla takılıyor."

Hayal,"aşk olsun Gül teyze ben abuk subukmuyum bende Buket'in en yakınıyım." Dedi.

 

Annem kahkaha atıp, "yani sende pek normal sayılmazsın ama seviyorum seni. En azından erkek değilsin çekilir cinstensin yani."dedi kahkahaların arasından. Hayal,aşk olsun cidden küstüm sana." Diye trip atıyordu. Sesleri mutfaktan geliyordu beni görmeleri imkansızdı. Ses çıkarmadığım sürece. Dikkatli bir şekilde ayakkabılarımı ve ceketimi alıp kapıdan çıktım. Evden biraz uzaklaştıktan sonra anneme ve hayale mesaj atarım yoksa soluğu poliste alırlar.

 

On beş dakikalık yürüyüşün ardından anneme ve Hayal'e,

 

"Ben biraz hava almak için yürüyüşe çıktım iki üç saate gelirim merak etmeyin aramayında gelince konuşacaklarım var sizinle." Dedim ve gönderdim.

 

Kısa süre içerisinde ikisinde de"tamam" mesaji alınca bir ohh çekmedim değil. Arayıp duracaklar sanmıştım. Kulaklığımı çıkarıp Sancak'tan gözyaşı şarkısını açıp dinlemeye başladım. Bu adamın sesi her zaman bana iyi geliyordu. Sakinleşme sebebimdi adeta.

 

Ne kadar yürüdüğümü bilmiyordum ama ayaklarım ağrıyana kadar yürüdüğüm kesindi.

İlerideki sahil kenarında ki banka oturdum.

 

Başka seçeneğim yoktu. Bu ihaneti Mert'e yapmak zorundaydım. Sonunda nasıl bir felaket olacak bilmiyordum ama babam için hem Hayal'e hem de Mert'e bunu yapmak zorundaydım.

 

Telefonumu çıkarıp Mert'e yerimin konumunu gönderip yanıma çağırdım. "Yarım saate oradayım."diye cevap vermişti.

 

Umarım sana daha fazla aşık olmadan bu iş biterdi Mert yoksa bu oyunun kaybedeni ben olacaktım.

 

Yarım saaten daha az bir sürede gelmişti. Gözlerinde korku vardı. Galiba onu reddeceğimi sanıyordu.

 

"Evet seni dinliyorum Buket." Dedi gözlerini bir an olsun gözlerimden ayırmıyordu.

 

"Teklifini kabul ediyorum. Ama bana tam anlamıyla yakın olabilmemiz için biraz zaman tanıman gerek." Dedim çekingen bir sesle.

 

"Nasıl yani anlamadım. Kabul ettin mi etmedin mi? Daha açıklayıcı konuşursan iyi olur. "

 

"Mesela sabah ki yaptığın şey gibi." Dedim başımı önüme eğip.

 

"Ben hemen öyle samimi olamam ve seninde öyle birsey yapmanı istemiyorum. Bir birimizi tanıma evresindeyiz ve ben hemen öyle samimi olmak istemiyorum." Dedim sesimi daha net çıkması için savaşıyordum adeta.

 

Ufak bir kahkaha sesi duydum. Kafamı kaldırıp Mert'e baktım.

Hayla gülüyordu.

 

Sert bir sesle " Ne o çok mu komik bir şey anlatıyorum burada." Dedim.

 

"Yok ondan değilde, neyse ileride anlarsın zaten. Tamam merak etme istemediğin hiç bir şeye mecbur bırakmam seni." Dedi anlayışlı bir sesle.

 

"Neymiş o sonradan anlayacağım şey?" Sinirimi bozmuştu bu gülüşü.

 

Bir anda ciddileşip " aşk öyle kural tanımıyor malesef bende çok denedim ama olmadı sana yenik düştüm sabah ki öpmede ani olan birsey bir anda sana kapılırken buluyorum kendimi. Bana ne yaptın inan bende bilmiyorum. Yani anlayacağın bunu demek istemiştim. "

 

Gözlerindeki o parıltı yine beni kendine çekiyordu. Ne vardı bunda beni ona çeken hiç bilmiyordum.

 

"Anladım." Dedim çekingen bir şekilde.

 

Telefonumun zil sesiyle gözlerimi gözlerimden çektim. Arayan annemdi.

 

Saate baktığımda istemsiz "ohaa o kadar yürüdüm mü yaa" dedim. Mert,"bir sorun mu var?"dedi sorgulayıcı bir bakış atarak.

 

"Yok ben anneme iki üç saat içinde gelirim dedimde tam beş saattir yürüdüğümü fark ettim de ona şaşırdım." Mert'in cevap vermesine izin vermeden telefonu açtım.

 

"Efendim anne."

"Kızım neredesin sen iki saate dedin beş saattir yoksun."

"Hemen geliyorum anne."Dedim.

"Yemek hazır çabuk gel." Dedi hayla bana karşı sinirliydi.

"Tamam anne hemen geliyorum." Dedim sevecen bir sesle.

 

Telefonu kapattıktan sonra Mert'e döndüm.

"Benim eve gitmem gerek annemlerede bir açıklama yapmam gerekiyor. Hayal beni silecek ama bir şekilde alacam gönlünü artık." Hayal aklıma geldikçe modum düşüyordu.

 

"O da alınacaktır. Sen kimseyi önemseme kalbinin sesini dinle." Dedi samimi bir sesle.

 

Başımı olumlu anlamda salladım. Acaba işin içinde babam olmazsa senin yüzüne bakarmıydım diye içimden geçirmedim değildi.

 

"Hadi gel seni ben eve bırakayım. O kadar yolu geri yürümene izin verememe gönlün razı gelmez." Ayy Allah'ım bu çocuk bana böyle bakmasın artık. Hipnoz ediyor beni resmen. Sakın Buket onun gözleriyle temas etme. Yoksa devrelerini yakar bu senin.

 

"Yok sağol taksiyle giderim hem bizimkiler seni görürse sorun çıkar."

 

"Alışsınlar işte bir yerden başlamak gerek. Hem bu sayede annen ile babam evlenmeyi düşünmezler bak bu yönlende düşünmek gerek yani bizim sevgili olmamız için çok neden varmış." Dedi kendinden emin ama bir o kadarda alay dolu bir sesle.

 

Sinirle, " annemi asla senin babanla evlendirmezdim ben ondan şüphen olasın zaten. Neyse sağol ben giderim görüşürüz." Tam ayağa kalkıp bir adım atmışken elimden tuttu. Şaşkın bir şekilde bir eline bir ona bakıyordum.

 

"Olmaz ben götürecem Dedim itiraz istemiyorum." Dedi ve beni çekiştirerek arabaya doğru ilerledi.

Yol boyu ikimizde konusmuyorduk. Sadece arada bana bakıyor ve derin bir nefes çekiyordu. Peki benim bu kadar utanmam normalmiydi.

 

Araba evin yakınına gelince, "burada dur daha fazla evin önüne gitme. Daha anneme birsey demedim. İlk önce yumuşatmam gerek. Seni görünce iyicemen sinirlenir." İyi bakalım öyle olsun dedi.

 

Tam inecekken, "Buket birşeyi unutmadın mi?" Dedi.

Dikatlice arabanın içine baktım.

"Yoo çantam ve ceketimi aldım." Dedim.

"Bence unuttun hemde en önemli şeyi" dedi.

 

Şaşkın bir şekilde,"Neyi?" Dedim.

 

"Yaklaş söyleyeyim." Dedi ciddi bir sesle.

Mert'e doğru dönüp hafif ona doğru ciddi bir ifadeyle eğildim.

"Neymiş merak ettim hadi söyle." Dedim.

 

Bir anda boynumdan öptü. Kas katı kesilmiştim. Vücudumda ki tüm kan yanaklarıma hücum etmişti adeta.

 

"Biz seninle ne konuştuk!" Dedim sesimin çıkması için büyük çaba sarf ediyordum.

 

"Evet tuttum sözümü işte dudağından öpmedim. Seninde öpmen için ısrar etmedim." Dedi yüzünden keyif aldigi o kadar beliydi ki.

"Sen baya laf cambazı biriymişsin bunuda öğrendiğim iyi oldu bak." Dedim utanç dolu bir sesle.

 

" Sen daha neler öğreneceksin benden bir bilsen." Dedi otuz iki diş sırıtarak. Bir şey demeden arabadan indim.

 

Yüzümden anlamsız bir gülümseme vardı. Bana her bakışı her dokunuşu içimde kelebekler diyarında ki kelebekleri uçuşa geçiriyordu adeta. Elim öptüğü yere gitti. Yanımdan arabayla geçen Mert düdüğe basıp bana göz kırpıp yanımdan hızla geçti.

 

Bu hareketi hem güldürmüş hemde daha ne kadar utanacam bilmiyorum ama yine utanmama sebep olmuştu.

 

Tam arkamı dönecekken birine çarpmam bir oldu. Gördügüm kişiyle dona kalmıştım. "Sen!!??" Dedim şaşkın bir şekilde. Sinirli bir şekilde bakıyordu adeta ateş çıkıyordu gözlerinden. Bu hali Korkunun tüm bedenime yansımasını neden olmuştu.

Korkudan iki adım geriledim ama belimde olan eli her adımım da daha da sıkılaşıyordu. Bu hareketi Korkunun bedenimi esir almasına neden olmuştu.

​​

 

 

Herkese merhaba arkadaşlar. Yeni bölümle karşınızdayım. O kadar çok taslak var ki tüm bölümleri atasım var bu ara, 27.bölüme kadar taslak var. Ama 19 bölümden sonra bol aksiyon korku ve özellikle dram sizi bekliyor.

Yorum ve oylarınızı bekliyorum canlarım. Kitabı nasıl buluyorsunuz çok merak ediyorum. Sizin yazdığınız yorumlar beni çok mutlu ediyor ve ilham veriyor... Yeni bölümlerde görüşmek üzere...💞 SEVİLİYORSUNUZ🥰🥰❤️❤️💋💋

Loading...
0%