Yeni Üyelik
24.
Bölüm

23.BÖLÜM

@mavissrgt

 

Kafam hayla Mert'in boyununa gömülüydü. Tekrar korkunun bedenimi sarmasina engel olamayarak,

O- ora-da dedim korkuyla

Mert kafasını çevip baktığında bir şey görememiş olacak ki, bana dönerek,

 

"Kim güzelim?" dedi. Sesinde ki endişeyi fark etmiştim ama benim kadar korkmuş olamazdı. Tüm gücümü toplayıp kafamı görmemeyi dilercesine gömdüğüm yerden kaldırdım. Oradaydı işte Allah kahretsin ki biri bitse biri başlıyordu. Kolunda ki saati gösterip o pis gülüşüyle sırıtıyordu bana. Korkuyla Mert'e daha da sıkı sarıldım. Zamanı geldiğini söylüyordu. Ama ben buna hazır değildim.

 

"O işte o orada, zamanımın dolduğunu söylüyor. " dedim hem ağlıyordum hem de bağırıyor.

 

Mert beni araba'nın içine otutturduğun da sert bir şekilde kapıyı kapatarak şöför koltuğuna geçti.

 

Bacaklarımı kendime doğru çektim. Kollarımı bacağıma sardım bir öne bir arkaya gidip geliyordum.

 

" Orada, orada işte benim yüzümden zarar verecek. Hepsi benim yüzümden." durmadan bunu diyordum.

 

Mertin,"güzelim!" dediğin de kafamı dizime koydum. Kafamı iki yana sallayarak kollarımı bacağımdan çektim kulaklarımı kapattım. Arabayı çalıştırdığında tam hareket etmişti ki birden ani bir fren ile durunca bir arka kapının açılma sesi duyduğum kendi mi koltuktan geri çekerek

 

"Gelme!!, Gelmee! Dokunma bana" dedim ellerimi teslim olurcasına kaldırarak

 

Mert'te iki elini hava kaldırdı benim gibi.

 

"Tamam tamam bak bir şey yapmıyorum. Kimse yok sakin ol. Sadece annen ve Hayal onlar bak kimse sana zarar veremez güzelim. Sakin ol." dedi şefkatli bir sesle.

 

Annem, "Kızım korma bak biziz." Sesinde ki o korku benim gerilememe sebep olmuştu. Hepsi onun yüzünden olmuştu.

 

Ona hiç bir tepki vermeden oturduğum yere sinip kollarımla bacaklarımı sarıp kafamı dizime yasladım. Kısa bir sessizliğin ardından arabanın çalışma sesini duydum. Çok şükür uzaklaşıyorum bu yerden.

 

"Sessiz olun uyusun biraz, baya bir sarsıldı. Ne yaparsa yapsın kesinlikle ters bir cevap vermeyeceksiniz."

 

Uğultulu seslerle bilincim açıldı ama gözümü açmaya halim yoktu.

 

Yerden havalandığımı hissetmemle korkuyla gözlerimi zorda olsa açmıştım.

 

Mert,"şitt sakın ol güzelim benim. Hadi kapat gözlerini ben yanındayım korkma." Bir insanın sesi bu kadar güven verebilirmiydi. Bana veriyordu. Sadece onun yanında rahatlayabiliyordum.

 

Kollarımla boynuna sarıldım. Kafamı omuzuna yaslayıp gözlerimi kapattım. Saçlarıma ufak bir buse kondurması yüzümde istemsiz bir tebessüme sebep olmuştu. Kendimi beni esir alan uykuya teslim etmiştim. Ara ara duyduğum sesler, her ne kadar uyumak istesem de beynimin bunu ret etmesiyle yarı uyanık uyuyordum.

 

Kapı açılma sesi ve adım sesleri. Birde o huzur veren nefes alış veriş sesi. Hızlanan adım sesleri bir anda durdu. Sırtım soğuk yatağa temas edince ister istemez içim ürpermişti.

 

"Uyu birtanem ben buradayım." Bir elin saçımı oksamasıyla gözlerimi hafif araladım. Saçlarımda ki eli yanağıma indi.

 

"Gitme nolur çok korkuyorum."

Ağlamaklı sesimin çıkmasına engel olamıyordum.

 

"Buradayım canım." Elimi tuttu ve dudaklarına götürdü. "Sen uyanana kadar bu eli bırakmayacağım sana söz veriyorum."

 

O kadar çok uykum vardı ki sesi bile uğultulu geliyordu. Ne kadar uykuyla savaşsam da her zaman ki gibi savaşı kaybetmiştim. Zaten ben bu dünyaya hep yenilmek için gelmiştim.

 

*******

 

Sırtıma giren ani ağrıyla bir anda tüm vücudum kasılmıştı.

Acıdan nefesim kesilmişti resmen.

 

Gözlerimi açtığımda her tarafin karanlık olduğunu fark etmemle içimdeki o korku yine kendini belli etmişti.

Acıdan kıvranan bedenim ve korkudan kesilen nefesim.

 

"Mert!?" Kısık çıkan sesim, ağlamamak için tuttuğum göz yaşlarım boğazımda koca bir yumruğa dönmüştü.

 

Kimse yoktu. Hızla yağa kalktım başımın dönmesiyle bir şeye çarmam bir oldu. Kırılan bir şeyin parçalara ayrıldığını anlamıştım. Tıpkı benim ruhum gibi.

Düştüğüm yerden yataktan destek alarak kalktım. Hıçkırıklarımın arasından, "söz vermişti gitmeyecekti. O da yalancı çıktı işte. Salak Buket herkesi kendin gibi sanıyorsun işte." Son sözlerimi hıçkırıklarımın arasından bağırarak söylemiştim. Bu kadar aptal olmamalıydım. Yüzüme gülen herkese kendimi bu kadar çabuk kaptırmak tam bir salaklıktı.

 

Dengemi zar zor sağladım. Bir iki adımı yataktan destek alarak attım. Her yer karanlıktı. Bu benim boğulmama sebep oluyordu. Işığı açmak için bir adım daha atmamla ayağımda hissettiğim acıyla bağırmam bir oldu.

 

Bağırmamla birlikte kapının ani açılması bir olmuştu. Korkuyla iki adım geriledim.

Lambanın açılmasıyla dehşetle açılmış iki çift gözle karşılaştım.

Mert bana korku ve endişeyle bakıyordu.

 

"Hani bırakmayacaktın beni sende yalancısın işte."

 

"Buradayım canım sadece su içmeye gitmiştim."

 

Mert'in gözleri ayaklarıma kayınca hızla yanıma geldi ve beni kucağına aldı.

 

"Buket ayağın? Naptın sen?" Dedi şaşkın gözlerle bana bakıyordu.

Hıçkırıklarımın arasından çırpınmaya başladım.

 

"Bırak beni dokunma bana sende onlar gibisin işte." Dediğim kelimeyle bir anda vücudu kast katı olmuştu.

 

"Ben onlar gibi değilim sevgilim. Neden böyle diyorsun." Yüzünde ki şaşkınlık beni bi an afallamama sebep olmuştu.

 

Ben bir şey demeyince beni dikatli bir şekilde yatağa oturtturdu. Dikkatim kapının orada ki annem ve Hayal'e kaymıştı. İkisi de kıpkırmızı gözlerle bana bakıyordu. Hayal çekingen adımlarla yanıma geldi.

 

"Buket canım." Dedi. Ona ters bir bakış atıp başımı Mert'e çevirdim.

 

Mert ne ara getirdiğini bilmediğim ilk yardım çantasından bir şeyler alıyordu.

 

"Buket nolur bana hiçmişim gibi davranma." Sesinde ki ağlamaklı tını sinirimi daha da çok bozmuştu.

 

"Birde utanmadan gelmiş benimle konuşuyor. Yüzsüzlüğün bu kadarı da pes artık." Söylediğim kelimeyle gözlerinden akan yaşlarla bana bakmakla yetindi.

 

"Beni bir anda silen ve" dedim anneme çevirdim bakışlarımı.

"Evden kovup evlatlıktan silen insanları hafızam otomatik siliyor. O yüzden sizi tanımıyorum."

 

"Benim o kelimerimin gerçeklik payı yok ki. Sen evden çıktığında peşinden geldim. Şaka yapmak istemiştim. Ben her konuda yanında oldum senin Buket bunda da şaka yapmak istemiştim. Ama senin peşinden geldiğimde sen çoktan gitmiştin." Sesinde ki mahçubiyet beni hiçbir şekilde yumuşatmıyordu.

 

"Senin yaptığın bir şakanın benim hayatımın kabusa dönmesine sebep oldu. Bu yüzden ikinizin de yüzünü görmek istemiyorum." Mert'e dönüp, "Ben bu evde kalmak istemiyorum beni götür buradan nolur." Dedim.

 

"Buna asla izin vermem hele ki bu çocukla bir yere gitmene kesinlikle izin vermiyorum."Annem olacak kadının dediklerine umursamaz bir gülümseme oluşmuştu yüzümde.

 

"Pardon ama siz kimsiniz." Düşünür gibi yapıp, "yanlış hatırlamıyorsam beni evlatlıktan silip evden kovan kişi sendin. Benim bir annem yok ve sende bana annelik taslayamazsın." Gözleri sinir ve hayal kırıklığıyla dolu dolu olmuştu.

 

"Siz ikiniz yüzünden benim hayatım kabusa döndü. Birde gelip hiçbir şey olmamış gibi davranmayın bana yoksa hiç acımam maf ederim sizi. Mert götür beni buradan bunların yüzünü görmek istemiyorum."

 

Mert bir bana bir anneme bakıyordu.

Annem sinirli bir şekilde Mert'e bakıyordu.

 

Mert ayağımda ki pansumanı bitirip beni kucağına aldı.

"Sen nasıl istersen o olacak sevgilim."

Annem önümüze geçip, "bu çocuk yüzünden sen bu haldesin kızım bizim yüzümüzden değil. Sen bunun yüzünden evi terk ettin. Biz bu olacakları önlemeye çalıştık sadece çok büyük bir hata yapıyorsun." Sesinde ki yalvarış tonu içimi acıtmıştı.

 

Dolu dolu gözlerle sadece bakakaldım.

 

"Gidelim Mert." Dedim boş boş bakan gözlerle.

 

Kafamı Mert'in omuzuna yasladım ve gözlerimi kapadım. Söylenecek çok şey vardı ama bu saaten sonra konuşmanın bir anlamı yoktu.

 

Evden çıktığımızda daha fazla kendimi tutamayarak hıçkırıklar içinde ağlamaya başladım. Mert sadece bana sıkıca sarılmaktan başka birşey yapamayacağını anlamıştı.

 

Yol boyunca hiç konuşmamıştık. Sadece pencereden güneşin doğuşunu izlemek istiyordum.

 

Eve geldiğimizi arabanın durduğunda anlamıştım. Mert hızla arabadan inip benim kapımı açtı. "Gel bakalım güzellik dedi. Her ne kadar olaylardan etkilenmemiş gibi gözükmeye çalışsa da bunun farkındaydım.

Beni kucağına aldığında evin kapısına doğru ilerledik bir anda durmasıyla Mert'e baktım endişeli bir şekilde eve bakıyordu. Bana sarılan elleri daha da sıkılaşıyordu.

Bakışlarımı onun olduğu yöne doğru çevirmemle korkudan gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Korkudan Mert'e daha da sokulmuştum.

 

Kapıda ki yazı onun burada olduğunun habercisiydi.

 

"Ben çok özür dilerim hepsi benim yüzümden." Dedim. Ben o lanet olası teklifi kabul etmeseydim bunlar olmayacaktı.

 

Onur yine yapmıştı yapacağını.

Kapıya kanla yazılmış bu yazı benim tüm kanımın çekilmesine sebep olmuştu.

 

OYUN BAŞLASIN KÜÇÜK HANIM..!

 

Mert'le göz göze geldiğimde bana sorgulayıcı bakışını görmemle tüm vücudumun korkudan titrediğini hissettim...

 

Bölüm nasıldı arkadaşlar.

 

Oy ve yorumlarınız benim çok önemli.❤️

 

Seviliyorsunuz🥰❤️

Loading...
0%