Yeni Üyelik
27.
Bölüm

26.BÖLÜM

@mavissrgt

Kapının kulpunu indirdiğim de gördüğüm kişiyle şok oldum.

 

Gözlerimi kapatarak kafamı iki yana salladım.

 

"Hayır hayır hayır yok bu olmaz, ben yine hayal görüyordum."

 

Yavaşça gözümü açtığım da bu hayal değildi..

 

Savaştı!!??

 

Koşarak yanına gittim. Ayak ucuna oturup,

 

"Savaş! Savaş bana bak iyi misin?" diye sarsmaya başladım.

 

Fakat eli bile kıpırdamıyordu.

 

Yüzünü avucumun içine aldım

"Savaş bak buradayım, geldim lütfen aç gözlerini. Bana bir daha bu acıyı yasatma nolur." Sol gözümden bir damla yaş süzüldü.

 

"Savaş yarı baygın bır şekilde, "Bu-buke..t" dedi.

 

Şükürler olsun iyiydi..

 

"Savaş ben çok özür dilerim" dedim hıçkırıklarımın arasından.

 

Savaş zorla konuşarak, "Hiç.. Biri.. Sen-in suçun değ-il" dedi.

 

Kafamı iki yana salladım.

 

"Hayır hayır hepsi benim suçum" dedim. Orada acı çeken oydu ama benim de ruhum acı çekiyordu. O yaşananları sanki tekrar yaşıyordum.

 

Sesler ve o iğrenç siluetler hızla yataktan kalkıp iki üç adım geriledim. Ellerimle kulaklarımı kapattım. Gözlerimide onları görmemek ümidiyle sıkıca kapadım.

 

"Hepsi benim suçum. Hayır hayır susun nolur." O iğrenç kahkhalar ve o iğrenç cümleler midemi bulandırıyordu.

 

"Bu-ket iyi-misin?" Savaş bir şeyler diyordu ama ben duymakta zorlaniyordum.

 

"Yeterrrr susun artıkkkk." Diye bağırdım daha fazla dayanamadım. Başım ağrıyordu. Ama bunlar susmuyordu.

 

"Oyun yeni başlıyor güzellik. Hahaha bayada güzel bir vücudu varmış. İlk ben bakacağım bu vücudun tadına."

 

Yere sert bir şekilde oturdum. Sırtım arkadaki duvara sert bir şekilde değince ağlamam daha da şiddetlendi. Korkuyordum canım acıyordu gözümü kapadığımda bile o iğrenç sesleri duyabiliyor ve o pisliklerin yüzünü görebiliyordum.

 

Bir elin omuza dokunmasiyla bir anda gözlerimi açıp korkuyla geri geri süründüm.

 

"Dokunma bana uzak dur benden." Gözlerimi korkuyla açtığımda gördüğüm kişiyle daha ne kadar ağlayabilirim ki derken daha da şiddetlendi ağlamam.

 

Savaş dehşete düşmüş bir şekilde, dolu dolu gözlerle bana bakıyordu.

 

"Be-ben özür di-lerim." Dedim hıçkırıklarımın arasından.

 

"Ne yaşadın sen Buket naptılar sana." Gözlerinde ki yıkımı gördüm ama benim ölen ruhumu görmüşmüydü. Yerimden kalkıp sıkıca sarıldım.

"Be-ben çok çabaladım ama olmadı başaramadım. Ne seni ne kendimi koruyamadım. Hiç bir işe yaramıyorum ben." Kollarını sıkıca sardı.

 

"Sakın bir daha böyle şeyler söyleme sen hayatımda gördüğüm en cesur kızsın." Sesi kısık ve boğuk çıkıyordu.

 

"Buket!??" Duyduğum sesle Savaştan ayrılıp sesin geldiği yöne kapıya bakışlarımı çevirdim.

Mert bana şaşkın bir şekilde bakıyordu. Gözünde ki endişe sebepsiz yere beni rahatsız ediyordu.

Savaştan ayrılıp koşarak Mert'e sarıldım.

 

"Çok teşekkürler Mert. Savaşı kurtardığın için ben onun..." Dedim ama devamını getirmeye dilim el vermedi.

 

Sıkıca sarıldı. "Senin değer verdiğin her şey benim içinde önemli sevgilim. Senin mutlu olman için o yüzünün gülmesi için herşeyi yaparım." Benden ayrılıp iki eliyle yüzümü kavradı.

"Sen benim dünyamsın o gözlerinde artık göz yaşı değil sevinçten parlayan bir göz görmek istiyorum anlaştık mı?" Dedi anlımdan öpüp bana sıkıca sarıldı.

 

Savaş, "Mert seninle birşey konuşmam gerek yanlız." Sesinde ki şaşkınlığı az çok anlamıştım.

 

Mert başıyla onu onaylayıp, "canım sen odana geç bende hemen geliyorum." Dedi tebessüm ederek. Başımla onu onaylayıp son kez Savaşa baktım. O da bana bakıp neden baktığımı anlamış olacak ki, "iyim merak etme gelecem senin yanına." Gülümsemeye çalışıyordu ama o kadar berbat bir haldeydi ki yapmacık bir gülümseme olduğunu anlamam zor değildi. Ben kapıdan çıktığımda Mert kapıyı kapattı. Merakıma yenik düşerek dikkatli adımlarla kapıya doğru ilerledim. Kapının yanında durduğumda kafamı kapıya doğru yanaştırdım.

 

"Buket'e ne oldu. Neden ani ataklar yaşıyor. Bir anda dünyadan soyutlanıyor. Sanki başka bir evrene geçip acı çekiyor. Sonra ne oluyorsa bir anda kendine gelip ağlamaya başlıyor. Mert ne oldu Buket'e bu hali beni korkutuyor."

 

"Senin yüzünden lan senin hayla o beynin almıyor mu? Sen olmasaydın Buket bu kadar acı çekmeyecekti. Seni lime lime etmemek için kendimi zor tutuyorum. Sen Buket'e dua et yoksa çoktan ölmüştün. Bu haldeysen bu Buket sayesinde. Lan şerefini..." Kısa bir sessizlikten sonra konuşma devam etti.

"O neler yaşadı senin haberin bile yok. Ben ona birsey olacak diye diken üstündeyim."

 

"Şunu düzgün anlat lan ne oldu Buket'e."

 

"Madem çok meraklısın şaheserini sana anlatayım. Tecavüze uğradı anladın mı bunun sebebide sensin. Üzerine ağır bir şiddet görmüş. Taranvaları var bir anda kendisini dünyadan soyutluyor ve o iğrenç anı tekrar tekrar yaşıyor. Kendine geldiğindeyse de beyni o anları kısa süreliğine siliyor. Psikoloğu o andan çıktığı an intihara kalkışma olasılığı çok yüksek göz önünde olsun dedi. Anladın mı şimdi senin yüzünden olanları."

 

Duyduklarımla gözlerim dolmuştu. Mert acıyordu bana.

Koşarak odama girdim. Hızla banyoya girip kapıyı kitlendim. Çok utanıyordum. Sırtımı kapıya yaslayıp hıçkırarak ağlamaya başladım. Dayanamıyordum artık bu olanlara canım çok acıyor.

Ben nasıl baş edecektim bu şeyle. Lavabonun önüne geçip musluğu açtım. Yüzüme bir kaç defa su serptim. Göz yaşımla karışıp akan soğuk su az da olsa iyi gelmişti. Kafamı kaldırıp aynadan kendime bakmamla şaşkınlıktan ağzım açık kalmıştı.

Yüzümde oluşan kesikler mosmor olan gözaltılarım,kıpkırmızı olan gözlerim ve bembeyaz yüzüm. Bu ben olamazdım. Gözlerimde ki ışıltı gitmiş yerine ölü ruhumun karanlığı yansımıştı. Kapı açılma sesiyle hemen musluğu tekrar açtım.

 

"Sevgilim?" Şuan kimseyi görmek istemiyordum.

 

Sesimin olabildiğince iyi çıkması için derin bir nefes aldım.

"Buradayım duş alacağım iyim canım." Dedim. Umarım inanmıştır.

 

Kısa bir sessizliğin ardından, "Tamam canım bekliyorum seni burada." Dedi.

 

"Tamam" diyip küvetin dolması için musluğu ayarladım. Buz gibi su çok iyi gelecekti bana.

Su dolduktan sonra buz gibi olan suya girdim. Ölü olan tüm hücrelerimin dirildiğini hissettim. Başım hariç tüm bedenimi suya soktum. O kadar iyi geldi ki. Ömür boyu kalabilirdim. Ama beynimde ki o sesler susmuyordu. Ne zaman bana iyi gelen bir şey olsa hemen devreye giriyorlardı. Sanki kurulmuş saat gibiydi. Mutlu olmama engel olmak için her şeyi yapıyordu.

 

İnsan bir günde herşeyini kaybermiydi. Ben kaybetmiştim. Eskiden imrenerek bakanlar şimdi acıyarak bakacaklardı bana. Benim en çok zoruma gidende annem ve Hayal'in bana yaptıklarıydı. Boğazımın düğümlenmesi ağlamamı engeliyordu. Bu da boğazımda inanılmaz bir acıya sebep oluyordu. Nefesim daralıyor ve bu anlamsızca bana iyi geliyordu. Başımı kople suya soktum. Belki de yaşamak için bu kadar çabalamamın bir anlamı yoktu. Zaten uğruna savaşacak ne bir kimse ne de bir bedenim vardı. Bazen pes etmek en iyisiydi.

 

Ciğerlerime donlan acıyla bedenim çıkmak için çırpınsada ruhum suda kalmam için çabalıyordu. Mazoşistim galiba ben, bu acı anlamsızca bana iyi geliyordu. Acıyla karışık uyku beni esir almaya başlamıştı.

 

Zaten benim arkamdan ağlacak kimse de yoktu. Onurun emirlerine de maruz kalmayacaktım. İki gün üzülüp üçüncü gün hayatlarına devam edecekredi. Zaten dünyanın kanunuda bu değilmiydi. Ben sadece bir fazlalıktım.

 

Bedenim çırpınmayı bırakmış ruhum başardın Buket kurtuldun diyordu. Cidden doğrumuydu bu yaptığım.

 

Doğru yada yanlış bilemem ama artık tamamen bir ölüydüm.

 

Kast katı olan bedenim bir anda kendini ölümün kollarına teslim etmişti.

 

Yaşamak için çok çabaladım ama artık yapamıyorum. Belkide en çok üzülen sen olacaksın sevgilim.

 

Karanlığın beni kendine hapis edişi ve bilincimin tamamen gidişini saniye saniye yaşamak çok tuhaftı. Demek ölüm böyle birşeydi.

Gözlerimi sonsuza dek kapatırken duyduğum son ses!

 

"Hayır hayır yapmadım de Bukettt." di. Ama çok geçti artık.

 

Hoşçakal sevdiğim...

 

Evettt yeni bölüm nasıldı arkadaşlar. Yeni bölüm saatleri akşam 21:30 arkadaşlar. Bu arada artık haftada bir bölüm atacağım hangi gün olsun sizce?

Haa birde ben sonuna biraz ağlamış olabilirim.🥺 Yorum ve oylarınız benim için çok değerli seviliyorsun.❤️

 

Loading...
0%