Yeni Üyelik
12.
Bölüm

11.Bölüm

@mavissrgt

Mert kadar bende şaşkındım. Hangisi gerçekti insan rüya içerisinde rüya görebilirmiydi!

Mert'in verdiği bir bardak sudan son kalan yudumu da kafama diktikten sonra sağımdaki komidinin üzerine bıraktım.


Mert'in evindeyim, gördüklerim sadece bir rüyaymış. Olayın şokunu hayla atlatamıyordum. Yılan sokmasından sonrası o kadar olay, o o öpme anı, Mert'in bana olan ilanı aşkı! Hepsi rüyamıydı?


Mert'e baktığımda neler olduğunu hayla kavramaya çalışıyordu.


Bana ne olduğunu sorduğumda,"yılanın soktuğunu panzehirin bittiğini sanıp son anda yedekte tuttuğu panzehiri hatırlayınca hemen onu bana enjekte ettiğini" söyledi.


"Buket iyimisin cidden bak o yılan çok zehirli. Eğer iyi hissetmiyorsan hemen hastaneye gidelim. Yüzün bembeyaz. Hiç iyi görünmüyorsun!


Tam yirmi dakikadır boş boş suratıma bakıyorsun."


Kendimi toparlamaya çalışarak sonunda konuşmaya başladım.


"Şey bir kabus gördüm de yılan falan beni soktuğun da gözümü hastanede açıyorum ama felç kalıyorum sonra tekrar uyuyorum rüyamda bir anda gözlerimi açıyorum kendimi aynı rüyamdaki gibi seni baş ucumda görünce bir anlık karmaşa yaşadım çok gerçekçiydi." Şaşkınlığım hayla geçmemişti. Rüya olmasına hem üzülmüş hem sevinmiştim. Tabiki onunla olan anları anlatmadım. Gerekte yoktu.


Meraklı bir ses tonuyla ve tüm dikattini gözlerime sabitlemiş bir şekilde, "beni de mi gördün? Nasıl gördün ki beni" dedi. Muzip bir gülümsemeyle. O kadar tatlı gülüyordu ki dudakların kıvrımını hipnoz olmuş gibi izlemeden edemedim.


Bir anda kendime gelip,"boş ver saçma şeylerdi zaten olmasını istemediğim şeyler oldu zaten."


Emri vaki ve sert bir ses tonuyla, "anlatırmısın demedim zaten anlat dedim. Dinliyorum hadi!"dedi sert ve uyarıcı ses tonu beni ürkütmüyor değil yani.


"Hatırlamıyorum hem benim gitmem gerek annem beni çok merak etmiştir." Tam kalkacakken kolumdan tuttuğu gibi yatağa geri oturtması bir oldu.


"Annene senin telefonundan mesaj attım bugün bir arkadaşında kalıp kız kıza egleneceğini söyledim senin ağzından. Merak etmene gerek yok. Hem bu halde hiç bir yere gidemezsin bir yerde yığılıp kalırsın beni uğraştırma." O kadar umursamaz bir şekilde anlatıyordu ki sanki bu kadar şeyi o yapmamış gibi.


"Nee sen nasil benim telefonumu izinsiz kullanırsın yaa ne hakla hem benim napacağımı söyleyemezsin. Telefonum nerede?" Etrafıma göz attıktan sonra komidinin üzerinde gördüğüm telefonu elime alıp ekranı açtığımda şifremin olmadığını fark ettim. Aklıma gelen şeyle ağzım açık Mert'e baktım. Sinir tüm vücudumu esir almıştı adeta.


"Sen benim telefonuma format mı attın?" O kadar sinirlenmiştim ki, yaa benim telefonuma kendi malıymış gibi formatlamış.


"Sürekli mesaj geliyordu bir kaç kez şifre girdim sonra bulamayınca bende format attım. Mesaj gelmeye devam edince annen olduğunu anladım korkmasın diye cevap verdim. Aaa seni düşünen de kabahat. Hem telefonunda virüs falanda vardır sayemde yep yeni bir telefonun oldu." Yarım bir gülüş, alaycı bir ses tonu, ve o aşyalayıcı bakış. Bir insan bu kadar mı iğrenç bir mahlukat dönüşebilir yaa.


Telefonu sert bir şekilde ona doğru fırlattım ama yana kayıp telefonun duvara denk gelmesine neden olmuştu.


"Yaa gerizekalımısın sen benim bir sürü önemli dosyaların ders notlarım ve en önemlisi-" devamını boğazım düğümlendiği için çıkamamıştı kelimeler. Hıçkırıklarım ve göz yaşlarım kelimelerin yerini almıştı.


Meraklı bir sesle, "Ne vardı ki o telefonda bu kadar seni ağlatacak."


"Ba- babamın benimle olan ve hiç biryerde kopyası olmayan fotoğraflarımız va- vardı. Ama sen tüm anılarımı yok ettin."


Yüzünün renginin gittiğini fark etmiştim. Hızla yerimden kalkıp odadan çıktım. Allahın belası zaten zarardan başka bir halta yaradığı yoktu. Arkamdan geldiğini biliyordum. Ayağımın ağrısını aldırış etmeden koşmaya devam ediyordum. Ama acı engeliyordu koşmamı. Ama bu yüreğimde ki acı yanında hiçti. Babamla olan fotoğrafları silmişti ve geri dönüşü olmayan bir şekilde hemde. Şuan onu parçalara ayırmak istiyordum.


"Buket bekle bilmiyordum cidden."


Durmadan çıkışa doğru yürürken,

"Defol git Mert! Yoksa seni öldürürüm." Sesim o kadar sert ve soğuk çıkmıştı ki ben bile kendi sesimden korkmuştum. Bu babamı bir kez daha kaybetmeme sebep olan adama olan öldürme hissinden kaynaklıydı. Ve ben durursam Mert'e bir zarar vereceğim kesindi.


Kolumdan tutmasıyla adımlarım durmuştu. Sinirle dönüp tam tokat atacakken kolumu havada tuttu.


"Bana bak suçluyum diye her saygısızlığını sineye çekiyorum diye bana tokat atacağın anlamına gelmiyor bu. Haddini bil yoksa ben bildirmesini bilirim. Bilerek yapmadık işte ne bu tepki." Öldürücü bakışlarına daha fazla dayanamayarak bakışlarımı gözlerinden çektim.


Elimi elinden kurtarıp, "bir daha sakın karşıma çıkma senin yüzünü dahi görmek istemiyorum." Gözlerimden akan yaşlara mani olamıyordum. Ben teselliyi o resimlerde buluyordum. Ama şimdi yoktu ben babamı tamamen kaybetmiştim. Göz yaşlarımı elimin tersiyle sildim.


"Sakın ama sakın gözüme gözükme!?"


Hıçkırıklarımın arasında heceleyerek çıkan sözlerimin ardından hızlı adımlarla evden çıkıp dinmeyen göz yaşlarımla yürümeye devam ettim. Uzakta gördüğüm taksiyi el işaretiyle durdurup Hayal'in ev adresini verip, yol boyunca sanki babamın ölümünü duyduğum ilk günkü gibi durmadan akıyordu göz yaşlarım. Şoför abi hiç bir şey demeden sadece peçete kutusunu uzatmakla yetindi. Galiba oda anlamıştı acımın hiç bir şekilde tesellisi olmadığını. Zaten bazı acıların ne bir teselliye ne de tek bir kelimeye ihtiyacı vardır. Bazı acılar sadece derin bir sessizliğe ve seni anlayan birinin sana sarılarak hiç bir şey demeden acına ortak olana ihtiyaç vardır. O da benim tek dostum Hayal'di.


Hayal'in evinin önünde durup tam parayı vermeye yeltenirken çantamı yanıma almadığımı anlamıştım sinirle bağırıp "Allah kahretsin neden hersey üst üste gelmek üzere" şoför abi bana bakıp bu seferki benden olsun beli ki hiç iyi bir gün değil senin için." Bu anlayışı ister istemez içimdeki sinire iyi gelmişti.


Derin bir nefes alıp,"sağol abi biraz beklersen evden para alıp geleyim." Anlayışla başını sallayıp beni onayladı.

Hızlı adımlarla Hayal'in kapısına gidip kapıyı çaldım kapıya Hayal'in babası çıkınca ne yapacağımı şaşırdım. Yurt dışında değilmiydi.


Endişeli ve korku dolu sesle, "Buket ne bu halin ne oldu sana dedi iki elini yüzümü tutup göz yaşlarımı sildi. Baba yarısı gibiydi babamda olsa böyle yapardı. Bu davranışı ağlamamı şidetlendirmişti. Bana sıkıca sarılıp. "Şittt geçti güzel kızım ben yanındayım güvendesin merak etme." Ali amca beni kendin uzaklaştırıp "Ne oldu Buket biri bir şeymi yaptı sana?" Sesi o kadar endişeliydi ki endişesi sesine yansımıştı.


"Ali amca taksi bekliyor onu ödermisin? Para yok yanımda."


Bana kısa bir süre dikatlice baktıktan sonra, "Tamam canım sen Hayal'in yanına geç bende taksiyi gönderip geliyorum. Odasında Hayal." Başımla Ali amcayı onaylayıp hızlı adımlarla Hayal'in odasına gittim. İçeri girdiğimde Hayal kapı sesine uğraştığı telefondan kafasını kaldırdı. Bana bakmasıyla yüz ifadesi şaşkınlığa bürünmesi bir oldu.


"Buket!!?? Ne bu halin ne oldu sana?" Bakışları gözlerimden ayağıma kayınca ayağımda ki sargı onu daha da endişelendirmişti.


"Hani iyidin sen en son konuştuğumuzda iyim eve geçiyorum demedin mi bana sen!"

Korkusu çenesine vurmuştu yine.

Hiç birşey demeden odanın sol tarafında duran tekli koltuğa ilerleyip oturdum. Tek yaptığım şey ise ağlamaktı. Zaten başka türlüsü de elimden gelmiyordu.


Hayal yanıma gelip tek eliyle göz yaşımı sildi.


"Anlat güzelim ne oldu seni bu hale getiren şey ne?"

Hıçkırıklarımın arasında, "Be- ben babamı bi- bir daha kaybettim Hayal. Onu özlediğimde bakacağım tek bir fotoğrafı yok arık" ona sarıldım, "her baktığımda kokusunu hissettiğim, yanımda olduğunu hissettiğim tek bir fotoğrafı bile kalmadı artık. O insan olmayan mahlukat babamı benden sonsuza kadar aldı." Göz yaşlarımda boğulup ölmek istiyordum. O Mert'i öldürmek istiyordum.

Ağlamam daha da şiddetlenince bana sadece sarılmakla yetindi. O da biliyordu şuan ne dese durmayacağımı.


"Ne demek babanı tekrar öldürdü Buket? Kim ne yaptı sana?" Ali amcanın otoriter sesi ona bakmama sebep olmuştu. Girişte kapının yanında dona kalmıştı. Dediklerim onu etkilemişti galiba.


Hızlı adımlarla yanıma gelip karşımdaki üçlü koltuğa oturdu. Kollarını dizlerinin üzerine yerleştirip bana doğru hafif eğildi.


"Anlat bakalım kızım seni bu hale getiren babanı senden tekrar koparmaya tenezzül eden kişi kim." O kadar dikkatle beni inceliyordu ki beni annem babam kadar iyi tanıyordu. Ama ona gerçekleri anlatamazdım. Gider o çocuğu öldürürdü. Hayal'in de benim gibi babasız kalmasını istemiyordum. Ya benim yüzümden o da babasız kalırsa.


Kendimi toparlayıp aklıma ilk gelen yalanı söyledim.


"Yolda yürürken telefonla uğraşıyordum. Sonra biri bana çarptı telefon elimden mazgalin içine düştü içindede su varmış alamadım babamla olan fotoğraflar vardı. Adamla kavga ettim. Kendimi tutamadım işte Ali amca." Biraz saçmaydı ama inşallah yemiştir yalanımı.


"Nerede düşürdün telefonu içindeki fotoğrafları kurtarabiliriz canım su kaçması fotoğrafların silinmesi anlamına gelmiyor. Tanıdığım çok iyi tamirci var ona veririz o tüm bilgilerini yeni telefon alırız ona aktarır. Üzme sen tatlı canını olurmu."


"Evet Buket babamın çevresi geniş hemen halederler sil o göz yaşlarını." Offf kimse bilmiyordu hiç birseyi onu bende biliyorum ama fotmatlanan telefondaki hiç bir şeyi geri getiremezsin ki.


"Suyla beraber akıntıya kapıldı Ali amca alamadım bende ona üzüldüm zaten."


"Bu kötü oldu işte. Ah be kızım keşke yedekleseydin."


"Yedekleyecektim hatta çıkattıracaktım hepsini ama hep bir şey oldu ertelendi. Onun içinde yedeklemedim. Keşke yapsaymışım." Gözlerimin dolmasıyla Ali amca yerinden kalkıp yanıma geldi bana sıkıca sarıldı. Babanın bende var bir kaç fotoğrafı seninlede vardı galiba bebekliğinden kalma onu sana veririm olurmu? Yeterki o güzelim gözlerin yaşla dolmasın Buket.


Sen bana babanın emanetisin sende benim bir kızımsın bunu sakın unutma senin canının yanması demek benim canımın yanması demek." Bakışlarıyla ayağımı işaret edip. "Ne oldu ayağına?" Dedi sorgulayıcı bir şekilde.


"Önemli birsey yok amca ufak bir burkulma sadece." Ali amcadan alacağım fotoğraflar az da olsa içimi rahatlatmıştı. Babamın fotoğrafı tabi vardı evde ama benimle olan yoktu.


Ali amca bir süre bizimle oturduktan sonra telefonun gelmesiyle evden çıktı. Hayal'e ben odaya çıktık. Annesi alişveristeydi. Hayal icecek almak için odadan çıktıktan sonra elinde iki bardak sıcak çikolatayla geldi.


Yanıma oturup bardakları önümüzdeki sehpaya bıraktı.


"Hadi anlat bakalım gerçeği neler oldu?" Anlattıklarıma inanmasını beklemiyordum zaten. O beni annemden bile iyi tanıyordu çünki. Olan biteni baştan sona anlattım tabi rüyamıda. Ağzı açık bir şekilde beni dinliyordu.


"Ohaa iyimisin şuan bak o kadar zehirliymiş yılan gel bi hastaneye gidelim olmaz böyle. " birsey dememe izin vermeden eğilip ayağımda ki sargıyı açmaya başladı. Hiç bir şey demeye halim yoktu. İzin verdim bende sargıyı açmasına ne desem fayda etmeyecekti çünki.


Sargıyı açtığında ikimizde gördüğümüz şeyle bir birimize baka kaldık. Yılanın soktuğu yerin etrafı şişmiş ve simsiyah olmuştu. Ve siyahlık kocamandı.


"Buket bune hani iyiydin sen? İtiraz istemiyorum hemen hastaneye gidiyoruz kalk çabuk!"


Bende onu onaylayıp toparlayarak dikatli bir şekilde merdivenleri indik Hayal sen yavaş yavaş gel ben arabayı kapıya getireyim dikatli yürü olurmu canım?" Başımla onu onayladım. Çok halsizdim ve bacağımda ki ağrı artmaya başlıyordu.

Hayal koşarak dışarı çıktı bende dikatlice ayakkabımı giyip yavaş adımlarla kapının önüne çıkıp Hayal'i bekledim. Kısa bir süre sonra anı firenle önümde durdu. Adım atmamla gözümün kararması bir oldu. Hayal araban inip hızla yanıma geldi.


"İyimisin canım?"


Başımı olumsuz anlamda salladım.Halsizliğim git gide artıyordu. Ama bacağımda sızı hariç hiç bir yerim ağırmıyordu. Koluma girip beni arabaya bindirdi. O kadar tatlı bir uyku gelmiştiki sanki günlerdir uyumamışım gibiydim. Kaç dakikada hastanede olduk hiç bilmiyordum. En son hatırladığım Hayal'in tiz sesiydi.


"YARDIM EDİN....!!??"


Arkadaşlar güncelleme gelmiş sabahtan beri çözmeye çalıştım. Bölümü yazıyorum yayinlamaya gelince otomatik siliyor sinir oldum yaaa. Neyse sakin kalacağım. Iyi okumalar seviliyorsunuz.🥰


Loading...
0%