Yeni Üyelik
17.
Bölüm

16.Bölüm

@mavissrgt

 

Bu yaşadıklarım çok ağır geliyordu. Artık ne yapacağımı neye nasıl tepki vereceğimi bilemez haldeydim. Ekin doktor önlüğüyle karşımda duruyordu.

 

Bana doğru bir adım atıp "Korkma ben onun için buradayım ve inan bana o iyi olacak. Ben hayattayken onun gitmesine asla izin vermem."

 

O kadar net ve keskin bir ses tonu vardı ki biraz hüzün çokça özlem ve bir o kadarda acı vardı ses tonunda. Dayanamayıp sıkıca sarıldım Ekin'e, buna ihtiyacım vardı.

 

Ekin benim bu tepkime bir süre dona kaldı. Sonra o da bana sarılıp sırtımı sıvazladı.

"İyi olacak demi Ekin. Ben o olmadan yapamam o benim bu dünyada ki herşeyim. Onu bu halde görmek beni maf ediyor. Bak sana bi kardeşime, iki günde ne hale geldi. Benim kardeşim bu hale gelemez. Nolur onu iyileştir. " Ağlamam daha da şidetlendi. Nefes alamaz hale geldim. Canım acıyordu. Tarifi olmayan bir acı. Ve bu acı karşısında nasıl tepki vereceğimi bilemiyordum.

 

Ekin ne zaman geldiğini bilmediğim hemşireye "Hayal hanımı bir odaya alın sakinleştirici vurun." Dedi emri vaki ve soğuk bir sesle.

Başımı kaldırıp Ekint'e baktım.

 

İtiraz dolu bir sesle "Hayır ben uyumak istemiyorum."Dedim sinirli bir sesle.

Bana anlayışlı bir bakış atıp.

"Şuan Buket'i ameliyata hazırlamamız gerekiyor. Sen bu haldeyken birde aklım sende kalmasın inan bana sana söz veriyorum Buket iyi olacak. Senin de dinlenmen gerek. Buket uyandığında seni böyle görmesin olurmu? Hem merak etme ağır bir ilaç değil uyku halinde olacaksın." Bana ardından Buket'e kısa bir bakış atıp sonra tekrar bana baktı. "O bana emanet." Dedi üzgün bir sesle tonuyla.

 

Derin bir nefes alıp "Tamam ama sonra senin bu birden ortaya çıkmanın hesabını soracam." Dedim hesap sorarcasına.

 

Hafif bir tebessümle "Tabi her zaman" dedi ama bu gülüş çok acı bir gülüştü.

 

Hemşire koluma girip beni yoğunbakımdan çıkardı. Çok korkuyordum. Ve çok şaşkındım. Ekin Tam beş yıldır kayıptı. Babam bile bulamamıştı onu. Nasıl olurda bir anda ortaya çıkardı. O olaydan sonra ben onu öldü sanıyordum. Buket çok ağlamıştı. Tam odaya girecekken koridorun ilerisinde sandalyeye oturmuş başını ellerini arasına almış boş boş bir yere bakan Mert'i görünce ufak çaplı bir şok daha yaşadım. Ona baktığımı hissetmiş olacak ki o da bana baktı. Göz göze geldik. Hızlı adımlarla yanıma geldi.

 

"Hayal Buket nasıl? Dedi sert sesi bir yana, pimi çekilmiş bomba gibiydi adeta. Elleri kan içindeydi. Üstü de öyle. Şaşkın ve dehşete düşmüş bir biçim de Mert'i süzdüm. "Senin bu halin ne?" dedim hayretler içinde.

 

O kadar sinirliydi ki sorduğum soruya bile pişman olmuştum resmen.

 

Kendini sakinleştirmek istercesine derin bir nefes aldı. "Buket'e bunu yapanı aynı duruma soktum sadece. Sen onu boşver şimdi. Doktor ne dedi ben bulamadım doktoru. Ameliyatı varmış bilgide vermiyorlar." Dehşete düşmüş bir şekilde Mert'e bakıyordum. Bu az önce ne demişti.

 

"S-sen az ön-ce ne de-din?" Artık daha fazla şoka girmek istemiyordum, zaten ayakta duracak halim yoktu. Hemşireye biraz daha gücümü verince hemşire benim yerime cevap verdi. Hemşire de benim kadar şok olmuştu galiba sesi titremişti resmen.

 

"Buket hanım ameliyata alındı." Dedi ve beni yönlendirdi odaya doğru. Ben ise bir dakika istercesine gözüne baktım. Beni onaylayıp bekledi.

 

Mert'e bakıp "sen neden bu kadar Buket'i önemsiyorsun ki? O senin hiç birseyin olmuyor. Daha düne kadar kıza yapmadığın kalmadı. Birde gelmiş burada acıtasyon yapıyorsun. Hangi sıfatla buradasın sen. Benim kardeşim senin yüzünden kaç defa ölümde döndü. Unuttun galiba." Tüm sinirimi ondan çıkarmak istiyordum.

 

Bana bir adım yaklaşıp kıp kırmızı olmuş gözlerle ateş saçıyordu adeta. Korkmadım desem yalan olurdu. Onun bu haline derince bir yutkundum. Bu adam neden bu kadar ürkütücüydi ki.

 

"Bana bak sana ben bir şey açıklama zorunda olduğumu hatırlamıyorum. O yüzden kaybol gözümün önünden yoksa Buket'in arkadaşısın diye gösterdiğim töreransı yok saymama ramak kaldı."

 

Söyledikleri karşısında dumura uğramıştım. Şuan onunla uğraşacak halim yoktu. Tam odama girmek için dönecektim ki bir anda durup Emre'ye baktım. Gözlerimin dolmasına engel olamadım. Mert'in bakışlarında ki sinir yerini endişeye bırakmıştı.

 

"Doktor ümit yok dedi ameliyattan sağ çıkamaz kendinizi hazırlayın dedi" dedim ama ruhum çekilmişti. Kendime bile itiraf edemediğim şeyin ağzımdan çıkması canımı o kadar yakmıştı ki onun yerine ben orada olsaydım keşke dedim içimden.

 

Mert'in gözlerindeki yıkımı o kadar net görmüştüm ki hem şaşkın hem yıkık biriydi.

 

Elimden hiç birsey gelmemesi canımı çok yakıyordu Emre olduğu yere çöktü. Ben ise odama girip hemşirenin bana yaptığı iğnenin etkisiyle sadece uyumak istedim. Uyandığım da onun uyanmış olmasını dileyerek...

 

****

 

Kulağımda ki uğultuyla sağıma dönmemle kolumda ki acı beni irkilmeme neden olmuştu. Bir an nerede olduğumu kavramaya çalıştım. Tüm olaylar beynime hücum etmişti adeta. Hızla solumdaki komidinin üzerinde duran telefonumdan saate baktım.

 

Saati görünce ufak çaplı bir şok yaşadım tam altı saat uyumuştum.

 

"Buket!!??"

 

Hemen kolumda ki serumu çekip çıkardım. Elimle kanayan yere bastırıp hızla oda dan çıktım. Ameliyatın önüne geldiğimde kimse yoktu. Hızla doktorun odasına gittim. O sıra babamı aradım ama açmadı. Gül teyzeye de aradım telefonu kapalıydı. Noluyordu böyle. En son annemi aradım o yurt dışındaydı ama bilgisi vardır mutlaka. Annemi de aradım. Oda açmadı. Neler oluyordu? Endişem git gide artıyordu.

 

Yoksa!!??

 

Hayır hayır olamaz olmamalı.

Doktorun odasının kapısını çaldım. Ama ses yoktu. Kapıyı açıp içeri girdim ama doktorda yoktu.

 

Omuzuma dokunan bir elle irkildim ve arkama baktım.

Beni odaya götüren hemsireydi bu.

"Hayal hanım ne işiniz var burada sizi arıyorum bende."

"Buket nasıl neden kimseye ulaşamıyorum? " Dedim endişe ve sorgulayıcı bir ses tonuyla.

 

"Buyrun ilk önce şöyle oturun kolunuza bakalım. Böyle kafanıza göre serumu çıkaramazsınız damarınıza zarar verirsiniz." Ne diyordu bu yaa.

 

Sinirin tüm bedenimi sardığını hissetmiştim.

 

"Sence benim tek derdim şu lanet olası serumu mu? Ne saçmalıyorsunuz yaa. Ben size arkadaşımı soruyorum siz gelmişsiniz yok serum yok kol başlatma şimdi kola. Hani az uyuyacaktım. Şikayet edeceğim sizi. Benim arkadaşım nerede cevap ver bana, yoksa taş üstünde taş bırakmam." O Ekin'e de soracam bunu. O kadar sinirliydimki şuan bu hemşireyi bogabilirdim.

 

Hemşire şaşkın bir şekilde bana bakıyordu.

 

"Buket hanım ameliyattan çıktı. Durumu stabil. Gül hanım ve babanız kafeterya ya indiler. Size sakinlestiricinin tozunu arttirmami doktor Savaş bey istedi." Dedi alınmış ve mahçup bir sesle.

 

"Ohh bee sonunda teşekkürler Allahım. İyi demi iyi olacak Buket?."

 

"Ben bir bilgi veremem bunu doktor beye sorsanız daha iyi olur. Acil bi işi çıktı yarın gelir." Duyduğum haberle dayanamayıp hemşireye sarıldım.

 

"Çok teşekkürler." Dedim sevinçle dolu bir sesle. Sonra sinirle dediklerimin farkına varıp hemsire den ayrıldım.

 

"Çok özür dilerim size de sert davrandım." Dedim samimi bir sesle.

 

Hemşire anlayışlı bir tavırla "Sorun değil anlıyorum sizi." Dedi.

 

"Ekin bey nerede acaba?" Dedim

 

" Ekin bey kim Buket hanım ama Gül hanım ve babanızla beraber kafeteryadalar efendim." Dedi samimi bir sesle. Her halde yeni olduğundan Ekin'i tanımıyordu.

 

" yeni gelen doktorun yanında ki doktoru sormuştum ben."

 

"Aa Savaş beydenmi bahsediyorsunuz o da babanızın yanına indi efendim." Şaskın bir şekilde bana kaldım. Neler oluyordu. Neyse bunu Ekin'e soracaklarımın arasına ekledim.

 

Hemşireye "Teşekkürler peki arkadaşımı görme şansım varmi çok az da olsa olur." Dedim tatlı bir sesle inşallah izin verirdi.

 

"Malesef bu imkansız arkadaşınızın sağlığı için bu pek mümkün değil."

 

"Tamam iyi olsunlar beklerim sorun değil. " kadın olumlu anda başını sallayıp yanımdan ayrıldı. Bende hızlı adımlarla kafeterya ya gittim. Bir insan hiç mi değişmez ya aynı Ekin.

 

Hızla Gül teyzenin yanına gittim. Cam kenarında oturup Mert babam ve Gül teyze ciddi ciddi konuşuyorlardı. Beni gören babam ayağa kalkıp yanıma geldi.

 

"Nasılsın güzel kızım" dedi ve anlımdan öptü. Bende ona sıkıca sarıldım.

 

"Iyim baba birileri beni biraz fazla uyutmuş"dedim imalı bir bakış attım Ekine'e.

 

Ekin bana gülüp göz kırptı.

Onu umursamayarak babama baktım.

 

"Baba Buket nasıl?" Dedim endişeli bir sesle.

 

"Gayet iyi canım merak etme sadece uzun bir tedavi alacak. O yüzden bu zaman zarfı için de ona kendini çok iyi hissetirmemiz gerekiyor bunu da en iyi sen yaparsın. Onun için ilk önce senin iyi olman lazım demi!" Dedi benden onay beklercesine.

O iyi olursa ben zaten iyi olurdum.

 

"Neyi var baba arkadaşımın?" Babam tam söze girecekken Ekin devam etti.

 

"Buket'in bir aylık bir tedaviye ihtiyacı var. Sağ kolu ve bacağı geçici bir felç geçiriyor. Çok sıkı bir tedavi olacağı için bu bir ay içerisinde hastanede kalması onu için çok iyi olacak." O kadar soğuk ve mesafeliydi ki bir an tanıdığım o eğlenceli şakacı Ekin'i aradım.

 

Şaşkın bir şekilde "anladım!" Diyebildim çünkü bu benim tanıdığım Ekin değil, sıradan bir doktordu.

 

Gül teyzeye yönümü çevirdiğimde gözlerinde ki mutluluğu görmek beni o kadar rahatlatmıştı ki. Yanına gidip kocaman sarıldım.

 

"Bitti Gül teyze bu kötü günleri de atlattık sonunda. Demiştim sana o güçlü ve inatçı ona hiç birşey olmaz diye." Gülümseyerek Gül teyzeye baktım.

 

Tek elini yanağıma koyup dolu dolu gözlerle bana baktı.

" Sen olmasaydın ben bu acının altında ezilirdim Hayal iyiki varsın güzel kızım."

 

Bu içten ve samimi sözleri gözlerimi doldurmuştu.

 

Ekin, "Ben çay alacağım isteyen var mı? Dedi hepimizle kısa göz teması kurarak.

 

Herkes "Hayır sağol" Dedikten sonra Ekin başıyla onaylayıp çay bölümüne doğru ilerledi. Bende bahane bulup, "Bende bir tost alayım kendime" dedim babam tam konuşacakken hızla yanlarından ayrıldım. Çünki biliyordum ben alayım diye tutturacaktı.

 

Ekin kendine çay doldururken Bende tostumu söyleyip Eki'in yanına gittim.

 

"Anlat bakalım kaçak nerelerdeydin. Bunca yıl nasıl oldu da izini kimse bulamadı. Ve en önemlisi Buketten nasıl haberin oldu?" Direk konuya girmem onu afallatmıştı.

 

"Sonra Hayal şuan yeri değil." Dedi yine o soğuk sesiyle.

 

"Sen bu değilsin Ekin. O sıcakkanlı, esprili, samimi arkadaşıma noldu? Neden bu kadar mesafelisin. Sanki o olay benim yüzümden olmuş gibi."

Son sözümün üzerine yüzünde ki hüzün bir saniyelik belirdi ve kayboldu.

 

"Seninle alakası yok geçmişi açıp durma hem bana Ekin demeyi kes. Benim adım Savaş."

 

Şaşkınlıkla Ekin'e baktım.

 

"Demek o yüzden seni bulamadık. O yüzden hemşire Ekin diyince tanımıyorum dedi." Dedim şaşkın bir sesle.

Ekin daha doğrusu yeni adıyla Savaş etrafa göz gezdirdi.

Tekrar bakışları beni buldu.

 

"Konuyu kapat Hayal şuan yeri değil ama şunu bil sadece ben hep sizi izliyordum. Sadece bazı sebeplerden kimliğim ortaya çıkmaması gerekiyor bunu da az çok anlamışsındır. Gül abla ve baban durumu üstü kapalı anlattım anladılar beni. Sende öyle davransan memnun olurum.

Ben sadece Buket'in doktoruyum anlaştık mı?" Dedi onay beklercesine.

 

Kibirli bir ifadeyle "Beni kandıramazsın sen Ekin. Tabiki teyzeme ve babama doğruları anlatmadın. Ne işler peşindesin bana anlatacaksın yoksa herkes herseyi söylerim. Yaparım biliyorsun. O olaydan sonra Buket ne kadar üzüldü, kız senin yüzünden psikolojik destek bile aldı hep kendini suçladı. Sense gelmiş unut yok say diyorsun. Bakalım Buket seni görünce napacaksin onuda babamları kaldırdığın gibi kandırabilecekmisin. Şimdi bana neler yaşadığı anlatıyorsun hemde şimdi. Yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim." Dedim soğuk ve sinirli bir sesle.

 

Derince bir offf çekip iki elini saçlarının arasından geçirdi.

 

"Buket'in ve seni hiçbir suçun yok o olayların asıl sebebi benim. O olay o yangın benim yüzümden, daha doğrusu ben çıkardım. Çünki kendimi ölü göstermek zorundaydım." Sesinde ki o korku ve çaresizlik yüzüne yansımıştı adeta.

 

"Nasıl yani nasıl olur sen uyuyordun eminim buna hatta seni kurtarmaya geldiğimde içerideydin. Buket seni çıkartmaya çalıştı ama patlama oldu s-en sen o patlamada parçanı bile bulamadık. Babamın sormadığı hastane morg kalmamıştı. "

 

"Offff yeter Hayal bilmen gerekenler bu kadar daha fazla zorlama lütfen senin güvenliğin için." Dedi yalvarır ses tonuyla.

 

Daha fazla zorlamak istemedim nasıl olsa beraberdik elbet alacaktım sorularımın cevabını.

 

Tam konusacakken hemşirenin sesiyle irkildim bağırarak "kırmızı kod doktor bey Buket Demir!??" Dedi ve o an dünya durdu sanki.

 

Ekin koşarak üst kata ilerledi hemen ardından ben babam ve Gül teyze koşarak peşinden gittik.

Yoğunbakımın önüne geldiğimde camdan Buketi görmemle gözlerim fal taşı gibi açıldı. Cihazlardan gelen sesler ve kalp masajı yapan Ekin..

 

Bağırarak "HAYIR BUNU BANA YAPAMAZSIN BUKET. KALKKK KALKK DEDİM SANA BIRAKAMAZSIN BENİİİ....

Herkese merhaba arkadaşlar bildiğiniz üzere elli okumaya bölüm atacaktım ama yoğun istek ve bugünde aldığım mesajlar uzerine okuyucularımı kıramadım yeni bölümü dayanamayıp attım. Yorum ve oylarınız benim için çok önemli canlarım. Yeni bölümde görüşmek üzere... Seviliyorsunuz...❤️

Loading...
0%