@mavissrgt
|
YAZARDAN...
Ah zaman ne acımasız ne kuralsız değilmi. Her zaman hayatı kendimiz yönlendiririz sanırız ama evren öyle bir şeydir ki hayatını bir kelimeyle altüst edebilir. Tıpkı Mert'in kurduğu o son cümle gibi.
Aslında Mert onu o an ki sinirle söylemişti. Ya da canı yandığı için o an can yakmak istemişti. Ama bilemezdi ki asıl onun canının bin misli yanacağını.
Kurduğu son cümleden sonra özür dilemek istemişti. Ama Buket'in gözlerinde ki yıkılmışlığı görünce ne kadar büyük bir hata yaptığının farkına varmıştı. Özür dilemek için çok geç kalmıştı. Uzun süredir sevdiği kıza olanları unutturmak için herseyi yapmıştı. Tam düzelmeye başlamışken söyledikleri Buket'e dönülmez bir yara açmıştı. Buket'in tek yaşama sebebi kendisi ve annesiydi ama annesine küstü. Hayal'in yaptığı son şeyden sonra tek dalı kendisiydi Hayata tutunacak birşey bırakmadığının farkına varınca sinirle duvara yumruk attı.
"Allah benim belamı versin. Nasıl söylerim böyle birşeyi." Asaf hızla içeri girmesiyle dikkati ona yönelmişti.
Endişeli bir sesle, "Abi Buekt hanım otobana girip ters yönde koşmaya başladı. Çok kötü görünüyordu."
Mert duyduklarıyla başından aşağıya kaynar sular dökülmüştü. Ölüme koşuyordu.
Asaf'ın yakasına yapışıp, "Ben onu sana emanet etmedim mi nasıl durduramazsın lan!"
Mert tüm gücüyle Buket'in peşinden koşmaya başladı. Ona ne kadar kızgın olsada ona olan aşkı ondan nefret etmesini engeliyordu. Ona birşey olacak diye ödü kopuyordu.
Otobana girdiğinde ileride sevdiği kadını arkası dönük telefonla konuşurken bulunca rahatlamıştı. İyiydi ona birşey olamamıştı. Tam bir adım atmıştı ki sevdiği kadının yürek yakan feryadını duydu. Onunla beraber o da yanmıştı.
Gül teyze ölmüştü. Adi Onur dediğini yapmış onu öldürdüğüm için Buket'in annesini öldürtmüştü. Mert bunu blöf sanmıştı ama değildi.
Buket'in feryadı tüm gök yüzüne yayılmıştı. Atık kimsesizdi. Hayatla olan bağlantısı tamamen kopmuştu.
Peki Buket bunun Mert'in yüzünden olduğunu bilseydi. Kesinlikle Mert'i öldürürdü. Buket zaten bunları ailesine zarar gelmesin diye kabul etmemişmiydi.
Ona doğru bir kaç adım gitmişti ki Buket'in üzerine doğru son sürat gelen arabayı görmesiyle adımları daha da hızlandı ama çok geç kalmıştı. Sevdiği kadının ellerinden kayışını izlemişti. Sevdiğine yetişememiş onu koruyamamıştı. Bu sefer Mert'in feryadı gökyüzünü delip geçmişti.
"BUKETTTTT!!!"
Öyle bir haykırıştı ki bu gökyüzü ağlamıştı bu haykırışa. Mert'in yanan yüreğinden taşan o acı sol gözünden akmaya başlamış onunla beraber gökyüzü de ağlamıştı.
Arabanın çarpmasıyla havalanıp yere set bir şekilde düşmesiyle çok yüksek bir ses yankılanmıştı. Çarpa sesi onun kalbini durdurma derecesine gelmişti. Ayaklarında ki güç bir anda çekilmişti. Dünyayla olan bağlantısı tamamen kopmuştu. Canından çok sevdiği kişi onun yüzünden bu haldeydi. Son bir cesaretle ne zaman yere düştüğün farkında bile olmadığı yerden kalkıp koşarak Buket'e doğru koşmaya başladı. Yaklaştıkça kendine daha çok lanet okuyordu. Onun yanına yaklaştığı an gözgöze geldi. Dünyası daha ne kadar başına yıkılabilirdi ki ama her saniye her dakika her salise dahada çok dünyası başına yıkılıyordu.
Yüzünde acı bir tebessüm vardı. Bu bir vedaydı!
Hayır onun gitmesine asla izin veremezdi. Bunu yapamazdı! Sevdiği kadına yaklaştıkça kana bulanmış yüzünü görünce dünyası başına yıkılmıştı.
Eli ayağı korkudan titriyordu. Napacağını bilemez bir halde ona dokunursa yok olacakmış gibiydi.
"Hayır hayır Allah benim belamı versin Buketttt nolur bırakma beni!!!"
O acı tebessüm yüzünden soldu. Buket'in kan revan yüzü ve ölüme kapanan gözleri. Emre'nin ne ara geldiğini bilmiyordu ta ki bağırdığını duyana kadar.
"Kendine gel Mert iyi olacak. Nolur bana bak." Mert kriz geçiriyordu. Evet Mert hastaydı. Sinir hastasıydı. Bu atak annesini kaybetmeden önce de vardı. Ama annesinin ısrarı üzerine tedavi olmuştu. İyileşmişti ta ki şu ana kadar.
Mert kastkatı olmuştu. Yerde kanlar içinde yatan sevdiği kadını o bu hale getirmişti. Olduğu yerde tir tir titriyor sevdiği kadının yanına gidip onu kucağına alıp hastaneye götürmek istiyordu ama kitlenmişti. Kendinden o kadar nefret ediyordu ki tıpkı o gece gibi hiçbirşey yapamayışı içinde ki yangını çaresizliği körüklüyordu.
Emre'den gelen sert bir tokatla gözlerini kitlediği sevgilisinden gözlerini ağır ağır Emre'ye dönerdi bakışlarını.
Olanları kavramaya çalışarak Emre'ye, "O o öldümü şimdi!?"
Söylediği her bir kelime kalbinde adeta bir hançer gibi saplanıyordu.
"Mert kendine gel Buket için. O iyi olacak ama önce senin iyi olman lazım." Elleriyle Mert'in omuzlarını tutup sarstı sert bir şekilde.
"Şuan değil kardeşim nolur şuan olmaz. Buket için topla kendini."
Dediklerini zar zor algılayabilmişti Mert. Haklıydı arkadaşı. Sert bir şekilde kendine tokat attı.
"Ona birşey olmayacak bu sefer ölüm değil ben kazanacağım Emre."
Bir anda Buket'in yanına koşarak dizlerinin üzerine çöktü. Korkuyordu dokunmaya. Dokunursa bir yeri acıyacaktı çünki.
"Özür dilerim özür dilerim özür dilerim nolur affet beni ben seni çok seviyorum bırakma beni. Ben sensiz yaşayamam." Haykırışı gökyüzünü delip tüm evrene yayılmıştı adeta.
"Ambulansı çağırın ne bekliyorsunuz! Emre nolur ambulans birşey yap yaşat onu nolur." Emre Mert'i ilk defa bu kadar aciz ve çaresizlik içerisinde görüyordu. Napacağını o da bilmiyordu.
Buket için yapacak hiç birşey yoktu çünki. Ağzından kulağından burnundan kanlar geliyordu. Gözleri yarı açıktı. Nabzına bakmaya korkuyordu. Tıpkı Mert gibi. Ama Buket'e birşey olursa Mert'in o an kafasına sıkacağını da çok iyi biliyordu.
Mert Buket'in çektiği tüm acıyı kendi çekiyor gibi sağa sola bağırıyor hıçkırarak ağlıyordu. Ara ara eli Buket'e dokunmak için gitse de hava da asılı kalıyordu eli. Buket'ten daha çok acı çekiyor gibiydi.
Emre zorda olsa yerde kanlar içinde yatan Buket'in yanına gitti. Ağır ağır titreyen elini buketin boynuna götürdü iki parmağıyla şah damarına baskı uyguladı.
Mert endişeli bir sesle, " Dikkatli ol canı acır." Sesinde ki acı Emre'yi bile kahretmişti. Emre dikatli bir şekilde nabzına baktı. Mert nefes almadan Emre'den güzel bir haber bekliyordu.
Bekledi uzun bir süre hemde bir ritim duyabilmek için. Ama yoktu. Bunu Mert'e nasıl diyecekti.
Acıyla gözlerini kapadı. Mert'e baktığında beklenti içerisindeydi.
Tam o esnada ambulans siren sesinin duyulmasıyla Mert hızla yerinden kalkıp ambulansa doğru koştu.
Ambulans durur durmaz hızla yerde kanlar içinde yatan kıza müdahale etmek için acele ediyorlardı. Mert ise sinirden kendine vuruyor arabayı tekmeliyordu. Bu güne kadar sadece bir şeyi kaybetmişti. O da annesini onu koruyamamıştı bu iğrenç dünyadan. Şimdi ise sevdiği kadın hemde kendi yüzünden ölüme gitmişti. Bu hayatta isteyeceği en son şey bile değildi.
Sağlık çalışanları bir anda durunup birbirlerine bakınca Emre olayı anlayıp hemen Mert'in yanına gitti.
Sağlık çalışanlardan biri Mert'e ardından Emre'ye bakıp üzgün bir sesle o can alıcı şeyi söylemişlerdi.
"Mesef hastayı kaybettik. Başınız sağ olsun."
Mert bir anda ileri geri yapıp ellerini saçlarına geçirdi.
"Hayır hayır yok kabul etmiyorum ölemez anladın mı bırakmam onu." Delirmişti aklını yitirmişti. Bir anda belinden silahı çıkarıp Sağlık çalışanına doğrulttu.
"Yaşatın onu sizin işiniz bu degilmi ha? Hadi yaşatın yaparsınız siz. Nolur yaşatın. Bak ne isterseniz veririm. Ama onu yaşatın. Öldürürüm sizi anladınız mı lan ona birşey olursa sizde ölürsünüz. Hadi durmayın elektro şok verin birşey yapın." Havaya bir el ateş edip namluyu Sağlık çalışanlarına geri çevirdi.
Sağlık çalışanları neye uğradıklarını şaşırmışlardı. İçlerinden biri elektro şok cihazını hazırlamaya başladı. Emre korkudan yaklaşamıyordu. Atak geçiriyordu. Emre'yi bile öldürebilirdi.
Buket'in cansız bedenine elektroşok veriyorlardı. Ama sonuç yoktu. "Malesef olmuyor hasta dönmüyor. Lütfen sakin olun biz elimizden geleni yaptık."
Mert duyduğu şeyle elinde ki silahla yere düşmüştü. Emre hemen yerde ki silahı almış olası kötü bir şeyi önlemek istemişti. Ama Mert'in Buketle beraber öldüğünü anlamamıştı daha. Mert iki elini yumruk yapıp kafasına sert darbelerle vurmaya başladı.
"Salaksın sen adisin hepsi senin yüzünden oldu. Sen öldürdün işte." Bir anda durdu ve yerde üzeri örtülü cansız bir şekilde yatan sevdiği kıza baktı. Hızla yanına gidip örtüyü açtı.
Örtüyle sevdiği kadının kanlarını silmeye başladı.
"O kan gördüğü zaman dayanamaz bayılır. Belki ondan uyanmıyor bak şimdi temizlerim uyanır. Ama her yerinde kan var. Olsun ben temizlerim o iyi olsun. Ben sabaha kadar temizlerim. Hadi sevgilim uyan bak ben yanındayım. Kimse sana zarar veremez." Elleriyle kanlı yüzünü okşadı öptü öptü ama sevdiği kadına veda edemezdi. Oradakiler veda etmesini istiyorlardı. Ama o yapamazdı canını bırakamazdı.
Alnını sevdi kadının anlına dayadı. "Nolur bırakma beni sen gidersen ben kalamam bu dünyada. Yapma bunu bana." Olmuyordu gelmiyordu. Beni değil ailesini seçmişti.
Omuzunda hissettiği elle ağlaması şiddetlendi.
Ve o can alıcı feryat döküldü dudaklarının arasından.
"BUKETTT GERİ GEL NOLUR BIRAKMA BENİ.."
Emre zor da olsa Buket'in yanından uzaklaştırmıştı Merti. Ama Mert'in çırpınışları durmuyordu.
"Hayır Buket beni böyle bırakamazsın. Bana vedan bu olamaz. Nolur yalvarıyorum sana böyle gitme beni pişmanlıklar içinde bırakıp gitme."
Mert haykırışlar içinde Buket'e sesleniyor Sağlık çalışanları ise yerde cansız şekilde yatan kızın üzerini örtüyorlardı.
"Örtmeyin dedim üzerini o korkar kapalı alanlarda nefes alamaz. Açın üzerini."
Mert'in deliye dönmüş hali herkesi etkilemiş ve üzmüştü. Emre sıkıca tutuyordu can çekişen arkadaşını onu annesinin ölümünde bile böyle görmemişti.
Mert sevdiğine, Emre çocukluk arkadaşının haline ağlıyordu.
Mert bir anda durmuştu. Emre daha ne olduğunu anlamadan Emre'nin belinde ki silahı alıp Emre'yi kendinden uzaklaştırmak için itmişti. Emre olanların şokunu atlatıp atlatmaz.
"Mert nolur yapma kardeşim. Bak bizi düşün. Bununda üstesinden geleceğiz sana söz veriyorum."
Mert'in yüzünde acı bir gülümseme oluştu.
"Ben öldüm ya kardeşim." Yerde yatan sevdiği kadını işaret etti. "Bak orada yatıyorum ben." Silahı şakağına dayadı. "O olmadan yapamam ben. Benim yüzünden, ben öldürdüm onu."
Emre korkudan ne diyeceğini bilemiyordu.
Mertin eli tetiğe gitti. "Geliyorum sevgilim."
Tam tetiğe bastığı esnada Emre Mert'in üzerine atması bir oldu.
O esnada bir kalp atımı duyuldu. Ama bir kalp daha durdu. Yanlış zamanlama.....
Herkese merhaba nolur bana kızmayın. Biraz ağlamlı bir bölüm oldu.
Sizce ne olacak? Ölen kim olur sizce? Mert cidden Buketi çok seviyor. Ama bakalım ileriki bölümlerde neler olacak?
Aslında bu sahneyi final olarak düşündüm ama son anda vazgeçtim. Çünkü çok güzel şeyler geldi aklıma. Güzel dediysem kaos yani.😅 Benim kitabımda güzel şeylerden çok kaos olur canlarım. 😅 Yeni bölümde görüşmek üzere.
Oy ve yorumlarınız benim için çok önemli .💋
SEVİLİYORSUNUZZZ..❤️💋
|
0% |