Yeni bölüm biraz erken geldi canlarım çünki İnternet'e bir sorun var sabahtan beri bağlanamadım, hazır bağlanmışken atayım bölümü dedim bir daha İnternete bağlanamayabilirim sizi mağdur etmek istemedim. İyi okumalar.❤️🥰
Dünya durmuştu sanki. Nefes alamıyordum. Acı üstüne acı yaşamak diri diri gömülmekten daha betermiş. Beynim bana oyun oynuyor olmalıydı. Olaylar parça parça zihnimde canlanıyordu. Hayatım filim şeridi gibi gözümün önünden geçiyordu. Babamın ölümünden bu ana kadar yaşadıklarım kalbimde yoğun bir acıya sebep oluyordu. Son olanlar beynimde şiddetli bir ağrıya sebep olmuştu. Olanları hatırlayınca dizlerimin üzerine çökmüştüm bu yaşananları kaldıramıyorum. Ruhum ve bedenim aciz bir şekilde kaybetmişliği en dibine kadar yaşıyordu. Annem yoktu artık babamdan sonra tek dayanağım gitmişti. İki yıl içinde tüm ailemin ölümüne şahit olmuştum. Bu çok ağırdı. Diğerinin acısına alışamadan bir acı daha eklenmişti. İçimde ki yangını tarif edemiyor ne yapacağımı nasıl tepki vereceğimi bilemez halde ellerimi saçlarıma geçirip acımasızca çekiştirdim. Bu kabustan uyanmak istiyordum.
"Anne ne olur geri gel ben sensiz nasıl yaşanır bilmiyorum ki." Sesim o kadar kısık çıkıyordu ki kendi sesimi bile duymamıştım.
Bedenim daha fazla dayanamadı ve oturduğum yerden yana yıkıldım. Gözlerimden durmadan akan yaşlar içimde ki acıyı kat ve kat daha da arttırıyordu.
"Benim onca adamın artığı olan biriyle işim olmaz."
Zihnimde yankılanan sesle daha ne kadar acıyacağını bilemediğim ruhum hissizleşmeye başlamıştı aynı beynim ve bedenim gibi olduğum yerde sadece ara ara hıçkırıklarımın ve akan göz yaşlarım dışında hiçbir tepki veremiyordum. Baba oğul bir aileyi katletmişti. Babası babamı o ise annemle beni öldürmüştü. Birde utanmadan hastanede arzail gibi başımda bekliyordu.
"Bunun bedelini çok ağır ödeyeceksin Mert Korkmaz." Yüzüme vuran ışıkla ani firen sesi aynı anda duyulmuştu. Ben ise hiç bir tepki vermeden öylece boş gözlerle sabit bir yere bakıyordum. Gözlerimi kırpmaya bile hali kalmazmı insanın. Şuan nefes almak bile bana zulüm gibi geliyordu.
"Burada, Bukettt!!??" sesler o kadar uzaktan geliyordu ki kim olduğunu algılayamıyordum.
Bir el boynuma hafif baskı yapıyor beni sarsıyordu ama tepki veremiyordum. Tek yapabildiğim sessizce gözlerimden akıtabildiğim göz yaşlarım. Gözlerim açıktı ama görüş alanım git gide kararıyor ve bir anda görüşüm karanlığa bulandı. Bilincim ve gözüm açıktı ama göremiyordum ve bu benim umrumda değildi. Sesler vardı bağırmalar birden çok ses ama algılayamıyordum. Yerden havalanmamla ağlamam şidetlendi. Ama vücudumun bir milim bile oynatamıyor nefes bile zor alıyordum. Boğazımda ki koca yumru nefesimi kesiyordu.
Kucağında olduğum kişi o kadar sıkı sarılıyordu ki bir an babam sandım. O kadar içten sarılıyordu ki bir anda "Babam bırakma beni ne olur." Kelimeler kesik kesik ve boğuk çıkmıştı. O sesin bana ait olduğunu kendim bile farkında değildim. Başım beni sıkıca saran kişinin omuzundaydı. Kurduğum cümleyle vücudu kaskatı olmuştu. Birileri birşeyler diyordu ama algılayamıyordum.
Algılamakta istemiyordum zaten yok olmak yok etmek istiyordum.
Ölmeden de ölünüyormüş hemde aynı anda defalarca...
Karanlığa mahkum olan gözlerime bedenimde eşlik etmişti. Zaman algım kaybolmuştu. Bu sefer o korktuğum karanlığa büyük bir sevinçle karşılamıştım. Tek sığınağım oydu artık.
****
Saçlarımda hissettiğim elle bilincim açılıyor, kendime geldikçe yaşananlar bir ok gibi beynime saplanmıştı. Bir anda gözlerimi açıp yattığım yerden hızlıca doğruldum. Kimse yoktu ama eminim biri saçlarımı okşuyordu tıpkı annem gibi. Gözlerime akın eden yaşlarla kala kaldım.
Etrafıma bakındım hastane odasındaydım. Kolumda hissettiğim acıyla sağ koluma baktığımda kolumda ki serumu sinirle çektim. Benim ailem yok olmuştu bunlar beni uyutuyormuydu. Kolumdan akan kana bakmamaya çalışıyordum. Hızla yerimden kalktığımda oda dan çıkmamla burun buruna geldiğim kişiyi görünce kalbime saplanan bir bıçak acısı etkisi yaratmasına neden olan kişiye hem kırgın hem kızgın bakıyordum.
Bakışları koluma kayınca vücudunda ki tüm kasların gerildiğini görebiliyordum.
Yüzü kreç gibi gözleri kan çanağına dönmüştü. Başında ki sargı çıkmıştı. Başında ki sargı çıkmıştı. Sol kulağının biraz üzerinde gördüğüm dikişle kalbimde anlamlandıramadığım bir sızı oluştu. İçim acımıştı. Gözlerim doldu ama konuşamadım. Ben onun bu haline bile üzülürken, o beni yakarken o kelimeleri söylerken bir an bile beni dünmemişti.
"Hadi gel kolunda ki kanı temizleyelim. Böyle bir anda ayağa kalkman iyi değil." Ne diyordu bu?
Boş boş suratına bakmakla yetindim. Elini bilme götürüp beni yönlendireceği sırada daha fazla dayanamadım. Donuk bakışlarımı gözlerine sabitledim.
"Onun bunun artığı olan birine dokunmak miğdeni bulandırıyordur, bana dokunmana gerek yok, çek elini kirli bedenimden." Dediklerimle gözleri dolmuştu ama umrumda değildi. Yine beni kandırmasına asla izin vermeyecektim. Yanından geçip koridorda hissizce yürümeye başladım. Anneme babama gitmek istiyordum.
Biraz ileride ellerini başının arasına almış sandalyede oturan Hayal'i görünce yönümü ona doğru çevirdim. Ağlıyordu benim için gerçek göz yaşı döken tek kişi oydu. Hayatta hepimiz hata yaparız Hayal son yaptığıyla beni çok kırmıştı ama bu Mert'in yaptığı kadar ağır değildi. Affedilir bir hataydı.
Daha doğrusu ona çok ihtiyacım vardı.
Beni görmemişti tam karşısında durup çatallaşmış ve ağlamaklı sesimle, "beni annem ve babama götürürmüsün?"
Bir anda başını kaldırıp bana şok olmuş şekilde baktı. Ne diyeceğini bilemez halde hıçkırarak ağlamaya başladı. Oturduğu yerden kalkıp bana sıkıca sarıldı. Onun sarılmasına karşılık verdiğimde ikimizde ağlıyorduk. Acımız aynıydı beni anlayan tek kişi kalmıştı. O da Hayal di.
"Özür dilerim kardeşim çok özür dilerim."
"Beni annem ve babama götür." Sadece bu kelimeler çıkıyordu dudaklarımda. Bende ayrılıp ıslak gözlerle başını olumlu anlamda salladı.
Son kez arkamı dönüp bir kaç adım uzağımda olan Mert'e baktım. Onun arkasında ise Emre vardı onun yanında da Yağmur onları yeni fark ediyordum.
Sanada sıra gelecek Mert Korkmaz aileme yaptıklarınızı misli misli ödetecegim size, cehennemin olacam senin.
Sinirli gözlerle Mert'e bakınca bu bakışıma anlam verememiş olacak ki anlamaya çalışır şekilde bakıyordu bana. Yönümü Hayal'e çevirdiğimde bir iki adım atmıştım ki gözümün kararmasıyla sendelemem bir oldu. Hayal kolumdan tuttuğu esnada Mert'in bir anda belimden tutmasıyla irkilip bir adım ondan uzaklaştım.
"Dokunma bana sakın!" Öfke ve nefretim hat safadaydı. Şuanda onu burada parçalara ayırmak istiyordum.
Hiçbir kelime edemedi. Kırgın gözlerle bakmakla yetindi sadece. Sırtımı dönüp Hayal'in yardımıyla hastaneden çıkıp arabaya bindim.
Yol uzundu ama bana sanki bir asır gibi gelmişti. Mezarlığın girişinde kaç dakika yada kaç saat oldu bilmiyorum. Ama göreceklerimi kaldıracağımı sanmıyordum.
Hayal yol boyunca bana açıklama yapmıştı duyduklarımla neye uğradığımı şaşırmıştım. Kazadan sonra iki ay yoğum bakımda kalmışım. Hafızam geçici olarak kaybettiğim için zaman algımı kaybetmişim. Ve en tuhafı da geçici bir körlük geçirmişim. Bunu tetikleyen de o gece yaşadıklarımmış. Her şeyi bir anda hatırlamam beynimi şoka sokmuş. Ve iki haftadır da bilincim kapalı bir şekilde uyuyormuşum. Keşke hiç uyanmasaydım.
Doktorlar iki gün daha uyanmasam komaya gireceğimi söylemiş.
Tabi hiç biri umrumda değildi. İki buçuk aydır annemi kaybetmişim ve ben bu süreçte hep uyumuşum Allah benim belamı versin.
"Özür dilerim anne seni yanlız bıraktığım için."
Hayal omuzuma dokunup, "Hiçbiri senin hatan değil canım."
"Hayır hepsi benim yüzümden Hayal sen bilmiyorsun hiç birşeyi." Hayal'e bakmıyordum. Mezarlığın girişine yaşlı gözlerle bakıyordum. Hayal'in birşey demesine izin vermeden en büyük acımla yüzleşmek için o can yakıcı adımları attım.
Hayal ise ayakta durmakta zorlandığım için koluma girmiş bana destek oluyordu.
İki mezar yan yana o kara toprağın altında yatan iki kişi benim bu hayatta iki büyük dayanağımdı. Biri dağ gibi arkamda duran çınar ağacım babam diğeri ise her zorlukta koşarak sığınacağım evimdi annemdi. Şimdi ise hem evimi hem de sırtımı yaslayacağım yorulduğumda durup gölgesinde dinleyeceğim hiç kimsem kalmamıştı. Beni tek teselli eden annemdi evim di babamın yokluğunu bana hissettirmemek için herşeyi yapmış bunu da başarmıştı. Ama şimdi o da yoktu. Ben bu acıyla nasıl yaşanır bilemiyordum. Annem bana babamın yokluğunu hissetirmemişti. Ben şimdi iki acıyı aynı anda yaşıyordum.
Gözlerimden dinmek bilmeyen göz yaşıyla iki mezarın arasına oturdum. Hıçkırıklarım atmak isteyipte atamadığım çığlıklar içimde yanan ateşin tarifi yoktu.
"Özür dilerim annem babam benim yüzümden oldu hepsi benim yüzümden."
"Hiçbiri senin yüzünden değil canım kendini boş yere suçlama ne olur." Bakışlarımı kara topraktan ayırıp Hayal'e yönlendirdim.
"Babamın katilini buldum Hayal. Kim biliyormusun?" Hayal şaşkın gözlerle, "Kim?" Demişti alacağı cevabı az çok tahmin etmiş gibi o ismi vermemem için bana yalvaran gözlerle bakıyordu.
Yüzümde acı bir tebessüm oluştu. "Aras Korkmaz. Ben babamın katilinin oğluyla sevgili oldum Hayal ben Onur'un şartını kabul etmeseydim. Annem şuan yaşıyor olurdu. Mert Onur'u gördü hastanede hemde ve onu öldürdü. Onur da annemin ölüm emrini verdi. Canımı aldılar benden Hayal beni diri diri öldürdüler. Hepsi benim yüzümden." Öyle bir haykırıştı ki bu öyle bir acıydı ki kimse bu saaten sonra beni toparlayamazdı. Hayal sinirli ve dumura uğramıştı. "Ne yani Aras birde annenle sevgilimi oldu. Buket neden öldürsün babanı Aras. Yanlış biliyor olmayasın."
"Hatırladım Hayal herşeyi o kazada annemle bende vardık. Babam şirketten çıkıp annemle beni alışveriş merkezinden almıştı. Bir anda silah sesleri duyduk. Arkama baktığımda bir araba bize ateş ederek bize kaza yaptırmaya çalıştı ve başardı da. Uyandığında o adi geri elinde silah babamın yanındaydı. Böyle olmasını sen istedin dedi." Hayal ne diyeceğini bilemez halde yanıma gelip bana sıkıca sarıldı.
"Ben bunun bedelini onlara çok kötü öderecem ama Hayal bura da annemin babamın mezarı üzerine and içerim ki onları öyle bir hale sokacam ki babam ve annemin intikamını öyle bir alacam ki tüm dünya onların rezilliklerini konuşacak. Onlar nasıl beni diri diri öldürdülerse ben de onlara bin mislini yapacağım."
"Bende bu süreçte her türlü destekçin olacam Buket." Duyduğumuz sesle Hayal'e ikimiz aynı yöne bakışlarımızı çevirdik.
Bana dolu dolu gözlerle bakıyordu. Gözlerinde hırs ve intikam ateşi vardı adeta. Tüm dediklerimi duymuştu.
"Senin bir damla göz yaşına bu dünyayı yakarım Buket. Onların azraili olacam."
"Savaş!?"
Herkese merhaba arkadaşlar sizlere bir duyurum var.😊
Daha öncede söylemiştim. Kitabın ismini değiştiriyorum. İsmide belirlendi. Yeni bölümde yeni isimle beraber yeni bölümü yayınlayacağım. Aslında en başından beri İKİ YABANCI ismi içime sinmemişti.
Yeni ismi çok seveceğinize eminim. Kitabı tam olarak temsil ediyor. Kapak aynı olacak sadece isim değişikliği olacak canlarım.
Kitabımın yeni ismi KALP YARASI olacak arkadaşlar.
Bu arada bölümü nasıl buldunuz.
Sizce Buket nasıl bir intikam alacak. Yada intikam almaya çalışırken Mert' olan aşkı buna engel olacakmı?
Yeni bölümlerde görüşmek üzere.❤️🥰
SEVİLİYORSUNUZ...💋