@mavissrgt
|
Korkumu belli etmemeliydim. Zaten bu dünyada korkunu gösterdiğin an hep o korkuya mahkum oluyor insan. Var olan tüm cesaretimi toplayıp "ne işin var senin burada yarım kalan işini mi halletmeye geldin?" Sinirim tüm bedenimi sarmıştı. Ona çok sinirliydim. Plan yapalım dedim kabul etmedi. Üstüne az daha ölüyordum. Şimdi kendim birşeyler yapmaya çalışınca yine aynı tepkiyi veriyor. Cidden tam bir anormal bir adam. Kısa bir süre hiç bir şey demeden öylece buz gibi gözlerimin içine baktı. Bir insan bu kadar soğuk olabilirmiydi? İnsan o da sonuçta en ufak bir duygu belirtisi dahi hissetmem gerekirdi. Ama onda yoktu. Bazen bir robot olduğundan şüphelenmiyor değilim. Yaslandığı duvardan doğrulup bir kaç adım ağır adımlarla yanıma geldi. Aramızda sadece iki adım vardı. O buz gibi bakan gözlerine dikkatli ve korkusuzca bakmaya çalışıyordum. Yaklaştıkça göz bebekleri büyümeye başlıyor yüz ifadesi tuhaf bir hal almaya başlıyordu. Korkmam gerekirken bu hali hoşuma gitmeye başlamıştı. Bu halim beni korkutmaya başlatmıştı. "Benim daha iyi bir planım var küçük kız onu uygulayacağız bu akşam mesaj atacağım yerde ol tam saatinde bekletilmeyi hiç sevmem sonuçlarını az çok biliyorsun."dedi. Sesindeki emri vaki ton beni sinir etmişti. "Daha benim planımı tam öğrenmeden neden hemen senin planı yapıyormuşuz hem hani benimle birlik olmuyordun? Kafana göre gelip benim kurduğum planı iptal edemezsin! O kadar çok istiyorsan kendi planını kendin uygula. Sana verdiğim şan-" aramızda kalan son iki adımı da bir salise de kapatmıştı. Karşımda ki sadece sinire bürünmüş biriydi sanki "bana bak küçük benim sinirlerimle oynama sana yaparmısın demedim. Yapacaksın ve o yere geleceksin NOKTA." Beni kolumdan tutup kenara itip kapının kilidini açıp arkasına bile bakmadan gitti. (Sanki sevgilin Buket! Tabi arkasına bakmadan gidecek sende iyicemen yedin kafayı. Sevgilin falan değil o senin düşmanın.) Nolmuş sanki ittiği insana, insan bir bakar yaralandımı diye gerçi bu psikopat manyaktan beklenilecek bir davranış değil. Tabiki de onun dediği yere gitmeyecektim. Üzerimi düzeltip hızla sınıfa doğru ilerledim. Galiba alışıyordum bu psikopatın bu hallerine ve zorbalıklarına. İyi mi kötü mü onu bende tam olarak bilmiyordum ama şuan beni o kadar da korkutmamıştı. Ders çoktan başlamıştı. Öğretmen sınıfa almazdı beni en iyisi kantine gitmek. Kantinden bir bardak çay alıp bahçeye doğru ilerledim. "Gerizekalı ne olacak onun yüzünden en önemli dersi kaçırdım. Allah'tan Hayalle aynı sınıftaydım yoksa o notları almam zor olacaktı." Bir banka oturup cebimden telefonu çıkardım. Bir mesaj vardı. Mesaj kutusuna girip gelen mesajı okumamla gözlerim fal taşı gibi açıldı. "Okul çıkışı bu adrese gel sakın o sümsük arkadaşını peşine takma. Verdiğim adresten biri seni alıp yanıma getirecek." "Bu nasıl bir mesaj yaa sanki FBİ ajanı bana, gizemli olmaya mı çalıştı bu şimdi." Sinirden yüksek bir kahkaha attım. "Bakıyorum da mesajım çok hoşuna gitmiş." Ani irkilmeyle sesin geldiği yöne doğru baktım. "Madem beni takip edip dibimdesin. Neden kendin söyleme zahmetinde bulunmuyorsun bay psikopat." Sesli bir şekilde kahkaha attı. " Canım öyle istedi. Öyle de olacak. Ve sen de tüm dediklerimi harfiyen uyacaksın. Bu arada dediklerinde duymadım sanma. Onun hesabını da ayrı keseceğim. Ayrıca çok körsün biraz etrafına baksaydın beni görebilirdin. Bu senin sorunun benim sorunum değil." Sesindeki emrivaki ve korkutucu ses tonu benim bu sefer korkmamı sağlamıştı. Tüm cesaretimi toplayıp başım dik bir şekilde "senin dediğin yere gelmeyeceğim boşuna zahmet edip de mesaj atmasaydın keşke, ben kendi planımı uygulayacağım sende kendi planını! Seninle birlik olmayacağım. Bir psikopatın emrinde olmaktansa ölürüm daha iyi." Gözlerindeki o koyuluk bir anda ateş kırmızısına döndü. Resmen hipnoz olmuş gibi kitlenip kalmıştım. Banka oturup ani bir hareketle elini belime atıp beni kendine çekti. Onun yüzüyle benim yüzüm arasında bir santim bile yoktu. Kısık ve tok bir sesle "bu hallerinin bende nasıl bir etki bıraktığını bir anlasan bir daha benimle inatlaşmazdın küçük kız." Kulağıma doğru eğildi. Her hareketi kalbimin yerinden çıkmak istercesine atmasına sebep oluyordu. Noluyordu bana böyle bu his beni çok korkutuyordu. "Benden sana bir tavsiye sakın benimle inatlaşma zararlı çıkan sen olursun benden demesi." Yavaşça benden uzaklaştı. Ama eli hayla belimdeydi. Elini belime yavaşça sürterek çekti. Ben mi naptım o sırada, ben aptal gibi kala kaldım öylece sadece yanımdan kalkıp gidişini izleyebildim. Kendime gelmem ise on dakikamı almıştı. Ne yaşamıştım az önce ben bu hissi ilk defa yaşamıştım. Yoksa ben- yok artık Buket daha neler saçmalama sadece öyle bir hareket beklemiyordun hepsi bu. Kafamı iki yana hızlıca salladım. Derin bir nefes alıp "kendine gel Buket tek bir amacın var anneni o adamdan uzak tutmak sakın hedefinden şaşma." Soğumuş çayımı kafama dikip sağ tarafımda ki çöp kutusuna atıp hızlıca sınıfa doğru ilerledim, dersin bitmesi gerekiyordu. Sınıfın kapısına doğru yaklaştığımda Hayal'in sıfın kapısında beni beklediğini fark ettim ama daha ders bitmemişti. Merakla hızlı adımlarla Hayal'in yanına gittim. Beni görünce gözleri dolu dolu yanıma geldi. Endişem daha da artmıştı. "Canım noldu sana neden ağlıyorsun?" Hayal kolay kolay ağlayan biri değildi. "Cenk" dedi hıçkırıklarının arasından sadece. Endişem dahada artmıştı korktuğum başıma gelmişti işte. "Naptı o âdi sana"sinirimi çıkaracağım kişiyi bulmuştum galiba. "Ben der- dersteydim telefonuma mesaj geldi. Tanımadığım bir numaraydı. Kızın teki Cenk'le sarmaş dolaş yarı çıplak bir halde fotoğraf atmış. Bi- birde aç artık gözünü seni sevmiyor diye de mesaj atmış. Numarayı aradım ama kapatmış telefonu sürtük." "Ah be kızım ben sana dedim ama demi bu adam sana göre değil gözüm tutmadı diye. Neden dinlemiyorsun ki beni. Peki aradın mı Cenk'i." "Aradım ama açmadı. İkisininde parçalamazsam benim adım da Hayal değil." O kadar çok ağlamıştı ki gözleri kıp kırmızı olmuştu. Aklıma gelen fikirle Hayal'e bakıp sinsice güldüm. "Bu kız okuldan mı? Yada tanıdığımız biri mi?" "Hayır tanımıyorum da neden sordun." Bir planımın olduğunu anlamıştı bile. "Benim kardeşi mi aldatmak neymiş göstereceğiz ona merak etme. İlk olarak sana yeni bir sevgili buluyoruz. Büyük ihtimal Cenk'in o mesajdan haberi yok. Ararsa seni sakın belli etme birşey. Görsün bakalım aldatılmak nasıl oluyormuş şerefsiz herif ne olacak." Yüzünde ki yaşları silip "kendine gel taş gibi kızsın ve bu duyguyu aynen ona yaşatacağız hiç merak etme sen." Yüzünde hafif bir tebessüm oluştu. "Sen olmasan napardım acaba ben iyiki varsın" dedi yüzündeki ve gözlerindeki o sıcaklık her şeye bedeldi. "Ayy tamam kendimize gelelim ilk olarak sana yakışıklı bir kiralık sevgili ayarlıyoruz. Varmı aklında biri." Sinsice güldü. Bu demek oluyor ki var. " Olmaz mı kızım salak gibi ona aşığım diye benden hoşlanan bir çocuk vardı onu hep tersledim. Ama şimdi benimle konuşur mu bilmiyorum." Yüzünde ki kararsızlık sanki o çocukla uğraşmaya değmeyecek gibiydi. Ama çıkmadık candan umut kesilmezmiş. "Olsun kanka bir deneriz şansımızı en azından. Kim bu çocuk?" Etrafa bakınıp bir anda bir yere kitlendi. Ve sinsice bana bakıp inanamayacaksın ama-" gözüyle karşıdan gelen kişiyi işaret edince o yöne doğru baktım merakla. Gördüğüm kişiyle neye uğradığımı şaşırdım yüksek bir sesle "ohaa yok artık" dedim tüm şaşkınlıkla. "Saçmalama Hayal, ciddi olamazsın şaka demi bu. Kızım ne ara tanıştında kendine aşık ettin sen bu çocuğu. " Ani bir duraksamayla gözlerimde ki şaşkınlık öfkeye döndü. Sinirle " demek o yüzden sen onlarla birlik olup beni o eve götürdünüz çünkü sen zaten tanıyordun bunları ve benden sakladın öylemi Hayal." Kızgınlık ve kırgınlıkla Hayal'e bakıyordum. "Ay kanka ne abarttın yaa hele şu işi halledelim a dan z ye anlatırım sana sandığın gibi bir şey yok ortada." Tam konuşacakken Hayal "Emre bir dakika gelirmisin" dedi. Ben Hayretle Hayal'e bakıyordum. Bu kızdaki rahatlık kimse de yok valla. Emre yanımıza geldikten sonra bir bana bir Hayal'e baktı. "Ne var ne istiyorsun benden?" Hayal dudaklarını küçük bir çocuk gibi büzerek "aşk olsun insan hiç bir kızla böyle konuşurmu hemdeee bana karşı" son cümleyi o kadar cilveli demiştiki hayretle Hayal'e bakıyordum. Emre kitlenmiş bir şekilde Hayale bakıyordu. Bir anda kendine gelip "buyur ne istemiştin Hayal" o kadar kapılmıştı ki Hayal'in o haline ne kadar belli etmemeye çalışsada becerememişti. "Şey senden ufacık bir isteğim olacak beni kıramazsın diye düşündüm ama istemezsen anlarım seni. Ayy daha fazla yalan konuşmayacağım. Aslında sana bir şans vermek istedim. Tabi ki kendime de" tek eliyle Emre' nin yakasını düzeltti. Emre hipnoz olmuş gibi başını olumlu anlamda sallamakla yetindi. Bense ağzım açık bir şekilde onları izliyordum. "Ben sana ve bana yani bize bir şans vermek istedim. Geçen ki davranışımdan dolayı çok pişman oldum. Aklımdan çıkmadın. Belki bir şansı hak ediyoruzdur ne dersin. Varmısın denemeye." Emre bir anda irkilip bir adım geri gitti. "Ne diyorsun sen Hayal senin sevgilin var hem ben seni unuttum. Sevgilisi olanla işim olmaz benim." Hayal "ufak bir tebessümle bir adım Emre'ye doğru yaklaştı. Sevgilim yok ve sen beni hayla seviyorsun!" İşaret parmağıyla yanağına belli belirsiz çizgiler çizmeye başladı. O çizgiler boynuna doğru gidince bir anda geri çekilip "ama seni zorlayamam tabi sen bilirsin bende tam sana karşı bir şeyler hissetmiştim. Sanırsam daha geç olmadan seni unutmam gerek. " Bir anda bana dönüp "Kanka hani senin anlattığın biri vardı ya benimle ciddi düşünen ama benim Emre'ye olan hisslerimden dolayı reddettiğim çocuk ona bir şans- bir anda kolundan çekilmesiyle lafı yarıda kalmıştı. "Bana bak kızım benimle oynama seni maf ederim. O si***min çocuğunuda bir daha ağzına alma." Bir anda Hayal'i öpmesiyle şok bir şekilde dona kaldım. Bu nasıl bir ilişki yaa adam numarayı en başından beri anlamış ve sonuna kadarda dinlemiş. Ikiside geri çekilip bir birine kısa bir süre baktılar. Ama bunlar çok tatlı oldular. Ne kadar sevmesemde bu çocuğu yinede yakıştırmadan edemedim. "Deneyelim bakalım güzellik" sesinde ki şehvet Hayal'e olan tutkusunun ne kadar fazla olduğunu belli ediyordu. Ama Hayal iki dakikaya kadar salya sümük ağlamıyormuydu. Ne ara bu kadar çabuk toparlaya bildi hayla anlamış değilim. "Ne o çok hoşuna gitti galiba istersen bizde öpüşebiliriz." Kulağıma değen nefesle korkudan irkilmem bir oldu. Arkamı döndüğüm de artık Mert'i görmem beni şaşırtmıyordu. "Ah çok Hayal kuruyorsun canım yaa. Sana bir tavsiye vereyim mi? Rüya da bile göremiyeceğin şeyleri dile getirme bence yani senin için diyorum. Boşa çaba anlatabildim mi?" Yüzünde hafif bir tebessüm oluştu. "Göreceğiz rüyamı gerçekmi olacağını küçük kız." Hafifçe bana doğru eğilip " bahçede bana bakışlarını görseydin böyle konuşmazdın." Sinsice gülüp yanımdan geçip gitti. Yüzümün yandığını hissetmiştim. Sinirle Hayal'e " hadi Hayal gidiyoruz diyip kolundan tuttuğum gibi çekiştirip bahçeye doğru hızlı adımlarla ilerledim. "Ayy bi dur kızım yaa ne bu sinir. Noldu neden bir anda sinirlendin böyle. Bir anda duraksayip yüzüme dikkatlice baktı. Hem senin yüzün neden kızarmış öyle." "O gerizekalı sinirimi bozdu. Psikopat ne olacak benim beynimle oynuyor resmen yaa. Neymiş ben ona onu öpecekmiş gibi bakıyormuşum. O kim ki öpeceğim son kişi bile değil." "Amacı seninle uğraşıp sinir etmek işte kanka takılma boşver zaten öyle birşey olsa benden saklamazsın değilmi" dedi imalı bir şekilde söylemesi benim daha da çok sinirimi bozmuştu. "Saçmalama Hayal söz konusu bile olamaz o benim düşmanım bana neler yaptığını sende biliyorsun. Öyle biri sevilirmi hiç." "İyi bakalım öyle diyorsan öyle olsun . Ayy onu bunu boş verde galiba ben Cenk'i hiç sevmemiştim. Cenk, Emre gibi hissettirmedi bana hiç. Zaten pekte buluştuğumuz söylenemez hep bir işi oluyordu. Ama görecek o beni aldatmanın hesabını ödeyecek." Sinsice bana bakıp gülümsedi. "İlk görev tamamdır. Sıradaki ne gönder gelsin bakalım." Onun sinsice gülümsemesi benimde gülmeme neden olmuştu. "Başlayalım ozaman kardeşim" dedim sinsice gülerek. Canını yakanın canını on misli yakacaksın ki bir daha canını yakmaya yeltenemesin. Yoksa kül olup biter insan. |
0% |