Yeni Üyelik
18.
Bölüm

18. Bölüm

@mavperikal

(18) Başka Boyutlara Geçiş

 

Dört element sadece dört gibi görünür.

Alt dalını bulmak sahibine aittir.

Evren tek bir tane görülür.

Bir altını bulmak kahinine aittir.

 

Tristan Filip Gibson/ Resmi Günlük

T.F.G 

 

Elindeki telli defter ve ağaç sapından oluşan kalın bir kalemle penceresinin önünde oturuyordu Lily. Kalemi dağınık topuz yaptığı saçlarının arasına kıstırıp kırmızı frenk üzümünden bir tane aldı ve ağzına patlattı. Diline bulaşan tadın damağında patladığını hissettiğinde kısa bir gözlerini kapattı.

 

Posasını tabağın kenarına koyup aynı işlemi üç kez daha yaparken kocasının onu izlediğinden haberi yoktu. Son olarak parmağına akan suya dilini değdirirken onunla göz göze geldi.

 

"Afiyet olsun," diyerek bakışlarını kaçıran Harvey kendini banyoya attı ve eline yüzüne su serpti. Valeri, Valeri olmamasını iddia ettiğinden beri on gün geçmişti. Bu süre içerisinde yatakları ayırmak için bir konuşma yapmışlardı ancak Alex bunu oldukça gereksiz bulmuştu.

 

"Yakınlaşacağımız kadar yakınlaştık zaten, aynı yatakta uyuyacak olmamızda ne gibi bir sorun olabilir ki? Ben koltukta yatamam çünkü tutulursam eğitim kaliteli geçmez, sen koltukta yatamazsın çünkü hamilesin," diyerek tüm yolları tıkamış ve nihai sonuç birlikte uyumaları olmuştu.

 

Lily'ye bir defter hazırlamış ve en çok karşılaşacağı kişileri özelliklerinden huylarına kadar yazdırmıştı. Bunları öğrenmek için zamana ihtiyacı olan Lily ise her gün sabah akşam defteri okuyordu. Alex ise çalışmayı gizlice Profesör Mara ile yürütüyordu.

 

Mara'nın dediğine göre kan büyüleriyle bağlanmış yasaklı büyülerin bazıları sonuç verebilirdi ama her zaman bir bedeli olurdu. Topraklarında bu büyünün yapılıp yapılmadığını anlayacak kişi varsa o da toprağın hükümdarı Mara'ydı. Tüm yılanlarına haber verdi ve büyüye karışan bir damla kanın bile içine çektiği bir toprak parçası bulurlarsa haber vereceklerdi.

 

Lily odasına gelen yardımcısı Ella ile birlikte okul formasını üzerine geçirdi. Şeftali tonundaki korseyi ve bu uzun gömleği değişik ama şık buldu. Gömlek bir elbise kadar uzundu ve diz kapağının bir karış üzerinde bitiyordu. Altına giyilen siyah kısa tayt şort ise her daim bir koşuşturmacaya hazır olmak içindi.

 

Korseyi çok sıkmadan bağlayan Ella, kızıl saçlarını kalın bir örgüyle tamamlayıp önden bir iki tutum saç çıkardı. "Çok güzel oldunuz Valeri, gözlerinize biraz sürme çekmemi ister misiniz?"

 

"Neden sadece sürme," diye sorduğunda Ella şaşırarak baktı.

 

"Şeffaf pudraların artık sizi kaşındırdığını yalnızca krem sürmek istediğinizi söylemiştiniz."

 

"Evet fikrim hala geçerli ama sürmeyi alabilirim," diye yanıtladı. Biraz iyi hissetmek istiyordu. Ella sürmeden sonra parfüm süngeriyle bileklerini ve boynunu ovalayıp ayakkabılarını giydirdi.

 

"Artık hazırsınız, dikkatli olun Bayan Valeri."

 

"Teşekkür ederim Ella," dediğinde genç kız yeniden şaşırsa da dışarı çıktı. Valeri'nin son on gündür olan tavırlarına inanamıyordu.

 

Odaya yeniden giren Alex karısını beğeniyle süzdü. "Her zamanki gibi çok şıksın. Ella'yı şaşırtıyorsun çünkü Valeri biraz daha, nasıl desem çirkef bir insandı. Kimsenin ayak altında dolanmasını istemez, işini iyi yapmayanları dolaylı yoldan azarlardı."

 

"Valeri ve kibri evet, her neyse," deyip gözlerini deviren Lily deftere son kez göz attı ve odadan çıktı. Kahvaltıyı yaptıkları için direk akademiye geçeceklerdi.

 

"Rica etsem koluma girebilir misin?"

 

Akademinin yoluna geldiğimizde üzerindeki gözler artınca Lily bu isteği geri çevirmedi. Ancak bakışları çevrede dolaştığında ilginç bir şey gördü. Mor saçlı garip kız gözünü dikerek ona ve Alex'e bakıyordu.

 

"Baksana, şu kız eski aşığın falan mı?"

 

"Kim olduğuna bakmak istemiyorum lütfen tarif et."

 

"Mor saçları var ve o da turuncu korse takıyor.

 

"Scarlett Brave, bizim gibi ateş grubunda. Sana bahsetmeyi unutmuşum, yaklaşmanı istediğim bir insan değil, tehlikeli ve sinsi. Ayrıca kocanda gözü var."

 

"Benim kocam değilsin," diyerek homurdanan Lily yine de kıza göz dağı vermek için biraz üstten bir bakış attı. Tamam bu bedene ait değildi ama korumak onun göreviydi. Ne yazık ki bu bedenin kocasını da...

 

Alex hoşuna gitmeyen bu cümleden sonra tek bir yorum bile yapmadı. Karısını Olivia'nın yanına bırakıp eğitime yetişmek istiyordu. Akademiyi ilk defa görmek ama bunu belli etmemeye çalışmak lily için çok zordu. Dört yerinde büyük sivri kubbeleri olan bu taç yapı devasaydı. Uzun bir asma köprünün iki kenarında da geniş bir balkon vardı.

 

Akademinin dışında büyük bir saat kulesi ve bir sürü penceresi vardı. Kenarlarındaki çıkıntıdan oraya tırmanıp tırmanmadıklarını merak etti. Yanağına konan bir öpücükle irkilerek döndü ve Olivia'yı buldu.

 

"Korkuttuysam üzgünüm."

 

"Merhaba zeytinim hayır korkutmadın," diyerek arkadaşına sarıldı. Valeri'nin ona zeytinim diye hitap ettiğini Alex'ten öğrenmişti.

 

"Hey son gördüğümden beri oldukça iyi görünüyorsun, yanaklarına renk gelmiş. Bakayım bu bir allık mı yoksa gelirken kocanla yaptığın erotik konuşmalarının bir ispatı mı?" diyerek kahkaha atınca Lily gerçekten utandı.

 

Bunu duymazdan gelip hafifçe gülerek karısının diğer yanağını öptü ve vedalaştı. Allığın boyutu da bir süre daha artmış bulundu.

 

"Seni küçük zeytin çekirdeği, nasıl konuşuyorsun öyle?"

 

"Vaav işte sağlıklı Valeri sonunda sahalarda demek? Baksana bebeğim dikenlerini bana çıkarmak yerine mor çalılara dolamaya ne dersin? Çünkü saat üç yönünde kıvrılarak sürünen yılan çatallı diliyle birazdan kocanı okşayacak gibi..."

 

"Keş şunu," dese de yine de oraya baktı. Mor saçlarının ucuyla oynaması bir flört çağrısı gibiydi ama Alex ona hiç bakmadan hızlı adımlarla yürüyordu. Arkada kalan Scarlett ise öfkeyle nefesini verirken Valeri ile göz göze geldi. Zafer dolu gülümsemeden sonra rolünün hakkını veren Lily, arkadaşıyla katılacağı eğitim yerine gitti.

 

Sivri kubbelerden birinin içine girdiğini düşünen Lily sandığı gibi en üst katında olduğunu gördü. Uzaktan gözükürken küçük olan bu kubbenin içi neredeyse bir balo salonu kadar genişti. Girdiği kapının ilerisinde sarmal bir merdiven uzanırken, masa ve sandalyeler cevizdendi. Ağacın içini direkt oyup bir oturak yapılmıştı. Üstelik kenarlarını saran sarmaşıklarla birlikte her an bir ormanın içinde gibi hissedebilirdiniz.

 

Kapının girişinde bulunan rafa bakarken ne olduğunu anlamaya çalışan Lily, arkadaşının ayakkabısını çıkarıp koymasıyla şok oldu. "Nasıl yani içeriye çıplak ayakla mı giriyoruz?" diye kendi kendine fısıldarken biri onu duymasın diye hızlıca etrafına bakındı. O da ayakkabısını çıkarıp bir adım daha attığında bastığı yerde toprak olduğunu fark etti.

 

Profesör Mara bir terraydı ve eğitim verdiği yer de elbette bundan nasibini almıştı. Orman görünümlü sınıfın açıklaması buydu. Lily henüz toprağın içinde gezinen canlıları görmemişti.

 

Mara, küçük küçük örgülü saçları, bol pantolonu ve oldukça çok kolyesiyle sarmal merdiveni dolanıp yerine çıktı. Bütün öğrencileri buradan gözlemlemek onun için harikaydı.

 

"Merhaba çocuklar, nasılsınız?" diye sorduğunda sınıf anında sessizleşti ve birkaç cevap duyuldu. Tek kelimesiyle herkesi kontrol altına alması Lily'nin dikkatini çekmişti. Oysaki onun öğretmenleri dersin ilk beş dakikasını ne yazık ki laf anlamaz insanları susturmak için geçiriyordu.

 

"Bugün hangi kehaneti göreceğiz Profesör?"

 

"Bugün oldukça ilginizi çeken bir konuyu konuşacağız; başka boyutlara geçiş yöntemlerini..."

 

 

Loading...
0%