Yeni Üyelik
21.
Bölüm

21. Bölüm

@mavperikal

Oy verip yorum yaparsanız çok mutlu olurum beybiler 😌

 

Kurgu nasıl gidiyor sizce?

 

(21) Seçenekler

 

Sakinleşmek isteyen Harvey derin bir nefes alıp omuzlarını genişletirken bu saçma utanç duygusundan da kurtulmaya çalışarak odadan bir hışımla çıktı. Yanına yaklaşıp hücrelerini uyandıran oyken bu durumdan utanan neden kendisiydi bir türlü anlamıyordu.

 

Malikaneden dışarıya çıksa da gökyüzündeki tüm oksijeni içine çekse de ciğerlerini rahatlatmayacağını biliyordu. Bu lanet durumdan nasıl kurtulabilir çözemedikçe kendi dahil her şey değişecekti.

 

Başını duvara yaslayıp seçenekleri zihninde yeniden yazdı.

 

Bir karısı, karısı gibi gözükse de ruhu ona ait değildi.

 

iki, karısının ruhu kayıptı ve nerede olduğu koca bir muammaydı.

 

Üç, bunu bizzat karısının kendisi yapmış olmalıydı.

 

Dört, bebeği bir başka kadının içinde sayılırdı ve onun güvenliğinden de endişeliydi.

 

Beş, Lily'nin ruhu tüm bu curcunayı kaldırmazsa bedene bağlanmaktan vazgeçebilir ve hiçliğe karışırsa ruhsuz kalan diğer beden ve dolayısıyla bebeği ölmüş olacaktı.

 

Görünmez bir ip boğazını sararken bu düşünceyi aklından geçirmek bile nefesinin kesilmesine neden olacaktı.

 

"Neredesin Valeri? Bunu neden yaptın? Amacın neydi, beni ve bebeğini terk edecek kadar." Kendi kendine fısıldarken son kelime tüm hücrelerine kadar sersemlemesine neden oldu. Gerçekten onları terk mi etmişti. Ama bunun için hiçbir sebep yoktu ya da Harvey henüz bunu bilmiyordu.

 

Altıncı madde Lily'nin tüm bu yüklemeye karşı çıkıp kendine zarar verme ihtimaliydi. Bu yüzden ona oldukça nazik davranacak ve bir aksilik çıkmasın diye elinden geleni yapacaktı. İlk defa başına gelen bu durum -ki sadece onun için geçerli değildi tüm Basillan da ilk kez görülmüş bir şeydi- yakında düşünmekten kafayı yemesine sebep olacaktı.

 

Bu kadar düşünme her şey olacağına varır.

 

Zihninde ışıldayan Pearlynine'ın sesi öfkeyle gülümsemesine sebep oldu.

 

"Ortadan kaybolan senin karın değil tabii."

 

Teknik olarak benim bir karım olamaz çünkü zaten dişiyim.

 

"Kendimi ilk defa bu kadar çaresiz hissediyorum. Ben bir alfayım, görevim ve sorumluluklarım var. Tüm bunlar zihnimde dönerken tek bir hatam öğrencilerin binlerce hatasına dönüşür."

 

Olay sadece çok sıcak olduğu için böyle düşünüyorsun. Şuna ne dersin; ya o bebeğin ve kendi için son şansınsa, Valeri seçimini yapmışsa... Araştırmalar sonuç vermeyebilir ve bu da gerçeğe alışmanızı sağlayabilir. Unutma Valeri gelse bile bir şeyler değişmiş olacak ki bundan emin değiliz.

 

Ejderhası gerekli konuşmayı yaptıktan sonra zihin bağını kesip ortadan kaybolurken Alexander'ın içi rahatlamak yerine daha da boka bulanmıştı. Yarın arenada bir eğitim daha vardı, üstelik Lily de orada olup izleyecekti. Ejderhasını görüp bayılmasından sonra bunu nasıl kaldıracağını kestiremiyordu. En iyisi önce fikrini almak olacaktı.

 

Lily odada tek başına kaldığında bir anda sakinleşti. Tutuşan perdeyi görünce koşarak banyodan biraz su getirip panikle döktü. Su sandığından fazla bereketlenmiş gibi perdede çıkan yangın sönene kadar aktı ve derin bir nefes aldı. Perdeyi arkaya doğru katlayıp gözükmesini engelledi ve canları açıp odayı havalandırdı.

 

Masanın üzerindeki suyu tek dikişte bitirdi ve hiçbir şey olmamış gibi kalan üzümleri yemek için oturdu. Yüksek tepkisinin nedeni elbette kendisinin de hatası olmasıydı. Bizzat uyandığı an adama sarıldığını görmüştü. Ancak o da biraz kendine dikkat etmeliydi. Lily uyurken kaçamıyorsa onun kaçması gerekirdi.

 

Birine bağlanmak korkunç derecede acı verirdi. Lily bunu içinde hissediyordu. Ona bir kere sarılmak ikincisini de istemesine yol açabilirdi. Uykusunda sevmediği kokusuna rağmen sıcaklığında mayışmak buna alışmasına neden olabilirdi. Peki ya sonra ne olacaktı. Bu bedenden ayrılma umudu gittikçe düşüyordu. Ya ömrü boyunca bir daha hiç ayrılamazsa ne olacaktı? Ailesine veda bile edememişti. Bilinmezliklerle dolu bu yere gelmişti. Başkasının bebeğine annelik yapacak ve bir başkasının eşi mi olacaktı? Bu düzen nerede duracaktı?

 

Korkuyordu Lily, karşısındaki adam kaba saba biri değildi. Burada oturmuş bir düzenleri vardı. Aynı odada hatta yatakta uyudukları için aşılmaması gereken o engeller aşılırsa her şeyin çıkmaza girmesinden korkuyordu. Karnındaki bebeğe bağlanır ve bir gün gitmek zorunda olursa kahrolurdu.

 

Onu doğurduğunu düşündü ve titredi. Ağzındaki frenk üzümüyle birlikte ağlamaya başladı. Kimse ona çocuk doğurur musun diye sormamıştı ki. Bu Valeri'nin kendi seçimiydi ancak Lily'nin seçimi değildi. Bu bedende olmak da onun seçimi değildi.

 

Mara'nın söylediklerini aklına getirdi. Bu onun son şansıysa elbette bu şansa dört elle sarılırdı. Ölmek ya da hiçliğin ortasında kaybolmak istemiyordu. Ancak bu kadar bilgiyi zihninde nasıl tutacağını, nasıl bir başkasının yerine oymuş gibi davranacağını bilmiyordu. Bir yerde açık verir ve başı yanarsa ne olacaktı?

 

Hava almaya ihtiyacı olduğundan büyük pencereye gidip açtı. Sert rüzgar yüzüne çarparken gözyaşlarının takip ettiği izi üşüttü. Duvarın kenarında başını elleri arasına almış Alex'i görünce onu da üzdüğünü anladı. Bu durum elbette ki böyle gidemezdi ancak gitmesi için ikisi de fedakarlık yapmalıydı. Onun da bu durumdan hoşnut olmadığının farkına varmalı ve ona göre davranmalıydı.

 

Kim karısının ortadan öylece kaybolmasını isterdi zaten?

 

Kim bir başkasının bedenine girmek isterdi ki zaten?

 

Aşmaları gereken iki eşik buydu işte. Ve yeni bir karar aldı Lily, o ona bir adım atarsa kendisi bunu geri tepmeyip iki medeni insan gibi konuşabilecekti. Normalde bu kadar duygusal bir insan değildi ama evrenler arası geçiş yapmak, bildiği her doğrunun değişmesi ve üstüne hamile olması durumu değiştiriyordu.

 

Kapıyı gelmesi için aralık bırakarak yatağa geri gitti. Bu akan kaçıncı gözyaşıydı bilinmez kendini uykunun keskin kollarına atmaya zorladı.

 

Sakinleşen Alexander odaya çıkmak için kendini hazır hissetmese de yine de merdivenleri çıkıyordu. Giremeyeceğini düşündüğü an en kötü kardeşinin odasına giderdi ancak düşündüğü gibi olmadığını kapının aralık olmasıyla anladı.

 

O da peşinden odadan çıkıp gitmiş miydi yoksa bu bir zeytin dalı mıydı? Öğrenmenin tek yolu odaya girmekti. Kızıl saçları yatağa dağılan kadını görünce içindeki ufak kızgınlık da uçup gitti. Onu uyurken izlemeyi seviyordu. Koltuğa oturup başını geri yasladığında birkaç saatlik uykunun yarın için iyi olacağını düşündü.

 

***

 

Ella'nın kapıyı tıklatmasıyla uyanan ikili ne olduğu anlamak için biraz bekledi. En son kavga etmişlerdi ve Alex kanepede uyumuş gibi gözüküyordu.

 

"Efendim kahvaltı ve akademi için hazırlanmanız gerek girebilir miyim?"

 

"Gel Ella." Kapıyı açan kızın yüzünü incelemek Alex'e bakmaktan daha iyi bir seçenek gibiydi çünkü o da utanıyordu. Göz ucuyla tutulan kaslarını gevşetmeye çalıştığını gördü.

 

"Bugün ejderha eğitiminiz var efendim," diye bilgilendirdiğinde utanan gözleri şimdi korkuyla çevrildi ona. Gözlerini bir kere kapatıp açmasıyla doğru olduğunu anladı. Dün geceden sonra ne düşündüğünü belli eden bir ifade yoktu Alexander'ın yüzünde.

 

Sessizce hazırlanmayı beklerken bu sefer uzun bir tayt ve daha geniş turuncu bir korse takmıştı. "Saçlarınız rüzgârdan önününe gelmesin diye örüyorum," diyen Ella'yı başını sallayarak onayladı. Denizkızının kuyruğu gibi duran örgü aynadan baktığında ona çok yakışmış gözüküyordu.

 

Alex kendi işini hallederken son dokunuşları yapan Ella odadan çıktı. İlk konuşmanın hangisi tarafından geleceğini bilmeyen ikili aynı anda konuştu.

 

"Özür dilerim."

 

"Özür dilerim."

Loading...
0%