Yeni Üyelik
22.
Bölüm

22. Bölüm

@mavperikal

Zamador büyücü yarışları elementler arasında oynanan en çekici yarışlardır. Resmi müsabakalarda kazanana verilen ödülden sadece o ekip sorumludur. Kupalar akademiye bağışlanır.

 

Hughie Pride/ Zamador Yorumcusu

 

 

 

 

 

(22) Zamador Yarışları

 

 

Yine aynı anda başını sallayan çift bir an önce odadan çıkıp kahvaltı salonuna indi. Harvey ailesinin üyelerine başlarıyla selam verdikten sonra kahvaltıya başladılar. Kare şeklinde çıtır çıtır duran ince şeyleri görünce iştahı yerine gelmişti Lily'nin bu yüzden kimseye bakmadan tıkanana kadar yedi.

 

"Yavaşla Valeri, boğulacaksın," diyen James'a bakmadı bile çünkü onun adı Valeri değildi ve refleks olarak tepki veremiyordu. Alex'in alttan ayağıyla dürtmesiyle birlikte başını kaldırdı.

 

"Efendim?"

 

"Afiyet olsun diyordum," dedi ve gülmeye devam etti James.

 

"Teşekkür ederim." Umursamadan devam edince daha fazla onunla uğraşan kimse olmadı ve günlük konuşmalarını yapmaya devam ettiler. Karnı doyan akademiye gitmek için hazırlandı. Diğerlerinden ayrı giden Lily ve Alexander kol kola girmiş sakin bir şekilde ilerliyordu.

 

Durum değerlendirmesi yapan Lily ejderhayı sormak için çırpınıyor ancak dudaklarından dökülmüyordu.

 

"Dinliyorum, lütfen ikimize de işkence yapmayı bırak ve sor şu minik sorunu."

 

"Minik olduğundan çok emin değilim," dediğinde gergin bir gülümseme gönderdi. "Şey tamam, o ejderhaların yanına mı gideceğiz gerçekten? Onları yeniden görmeye hazır değilim."

 

"Bu kez daha fazlası da olacak."

 

"Nasıl?"

 

"Arenada eğitim vereceğim ve diğerlerinin de ejderhası orada olacak. Bak korkunu anlıyorum ama bir ejderha ile bağ kuran insanlara hiçbir şey olmuyor. Aksine onlar seni koruyor. Kimse seni yakmayacak ya da yemeyecek, öyle olsa neden orada toplanalım ki?"

 

Lily hala panik gözlerle Alex'e bakmaya devam etti. Derin bir nefes alan Alex konuşmasını daha net bir hale soktu. "Karnındaki bebeği de seni de bir tehlikenin içine atmam lütfen bana güven."

 

"Bu benim için kolay değil."

 

"Elbette kolay değil ama Greinner seninle bağını hâlâ koruyorsa panik yapacak bir şey yok demektir."

 

"Tamam," diyerek gönülsüzce ikna olduktan sonra devam ettiler. Arena oldukça büyük ve geniş bir alandı aksi takdirde ejderhalar oraya sığmazdı.

 

Lily onlardan birini gördüğü an bana dokunma diye bas bas bağırdığı kocasının kolunu tuttu. "Sakinleş ve Greinner'ın yanına git, ben birazdan uçuyor olacağım."

 

"Ben o şeye binmeyeceğim değil mi?"

 

"Bugün mazeretin olduğunu bildiririm. Şimdilik yanında durmaya alışsan iyi olur."

 

Elini tuttuğu karısını ejderhasının yanına götürürken tedirgindi. Yine bayılırsa bunu hamilelikten sanma ihtimalleri çok yüksekti. Kendi ejderhasıyla yan yan duran Greinner'ın yanında duruyordu. Beyaz inci ejderhalar arasında oldukça güçlüydü.

 

Lily gri devasa ejderhasının ön ayaklarının arasına gittiğinde ellerinin titremesini durdurmak için yumruklarını sıktı. Buradaki herkes çok rahattı, ondan başka herkes...

 

Greinner gözlerinin içine korkarak bakan bu kadına üzülmeden edemedi. Valeri'ye ne olduğunu bir tek o biliyordu. Korkmaması adına burnundan verdiği nefesle yavaşça saçlarını okşadı. Gözlerini panikle kapatan Lily bir şey olmadığını anlayınca geri açtı.

 

Greinner herkesin önünde evcil bir kedi gibi ayaklarına kıvrılmayacaktı elbette, elinden gelen şeyin en iyisi buydu. Lily çekingen bir hareketle gözlerine baktı yeniden.

 

"Merhaba," dedi ama zihninde beliren bir ses olmadı. "Küstün mü bana senden korktuğum için?"

 

Greinner tekrar bayılmasın diye susuyordu hâlbuki. O bir ejderhaydı ergen bir çocuk değil.

 

Merhaba, Lily.

 

Zihninde gürleyen erkek sesi Lily'nin derin bir iç çekmesine neden oldu. Buna nasıl alışacağını gerçekten bilmiyordu.

 

Yeniden korkma diye konuşmadım. Ancak böyle bakmaya devam edersen insanlar ters giden bir şey olduğunu düşünecek.

 

Lily hemen başını eğdi. Tamam şimdilik bir sorun çıkmadı diye kendi kendine düşünmeye devam ediyordu ama Greinner'ın zaten bunu bildiğini bilmiyordu. Her canlı bağ kurduğu kişinin zihniyle bağlantılıydı. Duygularını ve karmaşık iç güdülerini günlerdir zaten biliyordu.

 

Yanından geçen başka bir ejderha ön tarafta duran Lily'ye doğru fazla yaklaşınca Grienner'ın boğazından bir hırıltı çıktı. Gözleri kocaman açılan Lily yere vuran adım seslerinden bile tedirgin olmuştu.

 

Yaklaş biraz, genelde bu kadar dikkatsiz olmazsın.

 

"Genelde diye bir şey yok, ben senin bağ kurduğun kadın değilim."

 

Bu tartışmaya bir cevap verme gereği duymadı. Şahsen kendisiyle konuşmaya başlaması onlar için büyük bir adımdı.

 

Alexander'ı beyaz ejderhasının üzerinde uçarken gördüğünde gözlerine inanamadı. Süpürgeli bir cadı görse gerçekten daha az endişe duyabilirdi. O ejderhaya nasıl oturduğuna bile şaşırıyordu.

 

Yanına yaklaşan Olivia arkadaşının şaşkın yanağına bir öpücük kondurdu. "Bu kadar etkilenmiş kocana mı bakıyorsun sen öyle? Ağzının sularını silmeyi unutma."

 

Bu kez arkadaşını terslemedi. Neye şalırdığını söylese emindi ki o da şok olurdu. Sen de mi uçacaksın sorusu dilinin ucuna gelip geri gittiğinde ufak bir "Merhaba," demekle yetindi.

 

"Merhaba kızıl ejderim. Zamador yarışları yakında başlayacak hazır mısın?" diye soran arkadaşına boş gözlerle baktı. "Hadi ama bu kadar heyecansız olamazsın özellikle alfa kocan bu takımın kaptanıyken."

 

Zihninde geçen şey kocaman harflerle zamador eşittir soru işaretiydi.

 

Havada oynanan bir büyücü oyunundan bahsediyor. Ellerindeki sopalarla rakibin kalesine top atıp sayı kazanıyorlar.

 

"Futbol gibi yani?"

 

Ejderha üzerinde sürekli kaçan büyücü topuyla oynanıyor.

 

"İşte bu işleri değiştirir. Teşekkür ederim... Greinner."

 

Rica ederim.

 

Onun adını ağzına aldığında içinde tuhaf bir kıpırdama yaşadı. Sanki bir yerlerde ince ince bağlı ipek iplikler çoğalıyormuş gibi hissetti. Olivia heyecanla konuşmaya devam ederken tek umudu kendinin bu oyunca yer almıyor oluşuydu.

 

"Biliyor musun anka kuşlarının ve denizkızlarının oyununu da en az bizimki kadar seviyorum. Hele özel arenada yapılan şeffaf ve dehşet derecede büyük havuzun ardından onları görebiliyoruz ya," dedi iç çekerek "bayılıyorum..."

 

Havacıların ve sucuların da aynı oyunu oynaması şaşırtıcı değildi, eğlenceli bir şeye benziyordu. Asıl terralar bu oyunu oynarsa komik olurdu, yılanların dansı...

 

Alexander'ın ara ara güncellediği bilgler sayesinde akademinin dört ana gruba ayrıldığını öğrenmişti Lily. Her gün öğrendiği yeni bilgi onu ister istemez burada alıştırıyor ve bundan son derece korku duyuyordu.

 

"Zamador yarışları demek?" diye mırıldandı ama Olivia onu hemen duydu.

 

"Zamador," dedi eliyle parantez açar gibi. "Tüm zamanların gelmiş geçmiş en iyi oyunu. Adını zaman, maraton ve doğru hedeften alan bu asil büyücü oyunu."

 

Lily arkadaşını dinlerken bir yandan havada çarpışan kılıçları izliyordu. Kocası bu konuda oldukça usta dururken karşısındaki henüz bir çocuk sayılırdı. arkadaşının ağzından af almak umuduyla "Bu savaş gösterimini neden öğrenmek zorunda kalıyoruz hiç anlam veremiyorum?" diye sordu. Olivia ona inanamaz gözlerle baktı "Birbirimizle savaşmıyoruz elbette, kıçımızı karanlık güçlere karşı kollamamız gerekiyor. Bunu defalarca konuştuk Val, çık artık pembe alfa kızı masalı diyarından."

 

Karanlık güçler de ne demek oluyor diye düşünürken şaşıracağı bir tık üstü şeyin ne olduğunu artık merak etmemeye karar verdi.

 

Henüz bu konuyu öğrenmek için erken, kendine bu kadar yükleme yapma.

 

Greinner'ın sesi haklı olduğunu bas bas bağırıyordu. "Neden zaten bağ kurduğun biri varken bunu benimle devam ettirdin?" İşte aklını kurcalayan o büyük soruyu ejderhasına sormuştu.

 

O zaten sensin, aynaya bakmanı tavsiye ederim.

 

"Ruhumuzun farklı olduğunu biliyorsun, bunu sormaktı asıl niyetim."

 

Greinner homurdanır gibi sesler çıkardı. Aksi halde herkes bunu anlardı. bağı koparırsam bana hiçbir şey olmaz ama bunun altını deşip Valeri'ye en büyük cezayı verebilirler.

 

"Ama bu, onu benimle aldatıyor gibi gelmiyor mu sana da? Sen onu seçmiştin..."

 

Seni de ben seçtim.

 

Ne?

 

 

Loading...
0%