@mavperikal
|
(33) Alfanın Kolu
"Sen benim oğlumun odasında, onun tişörtüne sarılıp yatarak ne yapıyorsun Valeri?"
Lily uyku sersemi bir şekilde olduğu yerde doğrulmaya çalışırken Layla Harvey tüm hırsıyla ona doğru geliyordu. "Amacın ne senin ha kardeşleri birbirine düşürmek mi?"
"Ne dediğinizin farkına varın, ağzınızdan çıkanı kulağınız duysun!" Lily itham edildiği şeyle gözleri seğirmeye başlarken az önce kendine verdiği üzülme sözünü çiğnemeye az kalmıştı. Layla Harvey ondan zaten hoşlanmıyordu ancak oğluyla denk düşen biri olduğu için bu birlikteliğe karşı çıkmamıştı. Alt tabakadan biriyle evlenmesine göz yumamazdı ancak bu kadın sinirlerini zıplatıyordu.
"Ne arıyorsun burada dedim sana?" Üzerine yürüdüğü an kaynanasından dayak yiyen gelinler gibi kalakaldığını anlayınca yattığı yerden tamamen kalktı.
"Ne yaptığım sizi ilgilendirmez çirkin cümlelerinizi de alın çıkın buradan!"
"Seni utanmaz, bir oğlumun koynundan çıkıp diğerinin tişörtünü koklamak ne demek oluyor herkes görecek!"
Gerçekten eli saçlarına gittiği an hızla açılan kapı sayesinde kurtulmuştu Lily. Bu kadın hanesindeki bir düşmandı ve bulduğu en ufak bir zamanda ortalığı karıştıracaktı.
"Anne! Sen ne yaptığını sanıyorsun?"
"Oğlum," deyip sahte göz yaşlarını dökmeye başlayan Layla "bir bilsen ne rezilliklere şahit oldum." diyerek sürdürdü oyununu. "Bu kadın kardeşinin odasına gelmiş eşyalarını koklayarak uyuyordu. Bizi geçtim karnındakinden bile utanmadı... yoksa?"
"Kes, kes sen ne dediğini sanıyorsun? Karım hakkında bir daha ağzından böyle bir ima çıkmayacak anne. Asıl bunu düşündüğün için sen kendinden utanmalısın! Onu buraya ben gönderdim ve midesi bulanıyordu. Böyle rezil bir olaya tanıklık ettiğim için iğreniyorum. Birdaha sakın hamile karıma elini kaldırmaya kalkma. Gel güzelim," deyip karısının elinden kibarca tutup odadan çıkartırken arkada hırslı gözleriyle ona bakan bir anne bıraktığını görmedi.
Odaya girdiklerinde Lily gerçekten midesi bulandığı için akşam yediği her şeyi dışarı çıkarttı. Eline, ağzını çalkalaması için bir bardak su tutuşturan Alex öfkeliydi.
"Bunu nasıl düşünür? Annen korkunç birisi..."
Annesinin önceki Valeri ile yaşadığı şeylerin ne olduğunu merak etti Alex. Belli ki birbirinin açığını kollayan iki düşman gibiydiler. Yine de karısına böyle bir yakıştırma yapması hoşuna gitmedi.
"Onun adına özür dilerim çizgiyi çok aştı. Aramızda olanları kimse bilmediği için bazılarının değişen tavırlarını yadırgadığı açık. Lütfen odandan ayrılma ayrı yatmak için bir yolunu bulacağım."
"Burası benim odam değil," diyen Lily bitkindi. Hamilelik onu zaten yoruyordu ancak bir de bunlarla uğraşması tuz biber olmuştu. Eve saklanmaktansa akademiye gitmek iyi fikirdi.
O gece yatakta dönüp durmaktan sabah sularına doğru ancak uyudu Lily. Alexander ise öfkeden kızaran gözlerini bir an olsun yummadı. Annesinin düşüncesi ağza alınmayacak kadar büyük bir rezaletten bir de karısına şiddet göstermeye kalkmıştı. Yüz bulursa bunun devamını getireceğinden korktu.
Alev üfler gibi ses çıkaran ejderhalı saat sabahın olduğunu belli ederken yıldızlı gökyüzünün altında gözlerini açtı Lily. Gözleri odayı taradığında Alex'i göremedi ama bilmiyordu ki utancından kaçmıştı. Onu ve ailesini tanımayan bir ruhun önünde defalarca rezil olmuş ve yine defalarca bunun kıyısından dönmüştü.
Kapıyı tıklayan Ella ile birlikte yataktan kalkan Lily onu hazırlamasına izin verdi. Odanın gizli kalan köşesinde büyük bir küvet vardı ve bugün onun içinde gevşeyecekti. Ella özel kokulu yağlarla tenini ovarken ne kadar rahatladığını anladı. Dün kasılan karnı şu an oldukça sakindi. Bu yağların güzel yönü ise kokusunun tenine hapsolmasıydı.
"Kızarmış yasemin gibi mi kokuyor?"
"Anlamadım efendim?"
"Bu koku ne gibi kokuyor diye sordum Ella. Yasemin kızarmaz oysaki, mantar kızarır."
Ella'nın kıkırdayan sesini işitince anlamayam gözlerle ona baktı.
"Siz mantar mı yemek istiyorsunuz efendim?"
"Yoo ne mantarı? Kim dedi onu?"
"Peki ben bir şey demedim ama bu koku ne mantar ne de yasemin kokusu. Bu koku zambak kokusu efendim."
Lily'nin bedeni elektrik yemiş gibi irkildi. Adının anlamı olan bu kokuyu ne zamandan beri unutmuştu? En sevdiği çiçek olan zambaklar ne zaman ona yabancı olmuştu? Peki mantar nereden çıkmıştı?
"İyi misiniz Valeri? İsterseniz masaja yatağınızda devam edebiliriz."
"İyiyim, teşekkür ederim. Bir an önce çıkmak istiyorum artık," dediği an Ella onu kuruladı ve ardından duruladı.
Beyaz, uzun ütülü gömleği ve turuncu korsesini bağladıktan sonra biraz gevşetti. Saçlarını balık sırtı örüp yüzüne renk verdiğinde tamamen hazırdı.
"Ella sence bu saatte yemekhanede kahvaltı var mıdır?"
"Vardır efendim ama aşağıda-"
"Harika. Onlara bugünkü dersin çok önemli olduğunu ve çıkmam gerektiğini söyle."
"Ama Valeri?"
Onu dinlemeden hızla çıkan Lily kendini şanslı sayıyordu. O masada özellikle tek başınayken oturup yemek yiyemezdi. Malikanenin kapısından çıktığında ise ondan mutlusu yoktu ta ki köşede gördüğü Alex'i bekleyene kadar.
"Niyahet geldin, ben de Ella söylemeyi mi unuttu diye endişeleniyordum," dedikten sonra geçen gün gördüğü saçı örgülü adamın omuzuna vurup gönderdi oradan.
"Demek Ella o yüzden itiraz etmeye kalkıştı," diye huysuz bir tonda mırıldandı Lily. Sessizce yürüdükleri yol geçen yer altına geldikleri bombacının mekânıydı. Lily içten içe seviniyordu.
"Akademiye geç kalmıyor muyuz?"
"Ben alfayım, kuralları esnetebilirim."
"Peki ben neyim de kuralları esnetebiliyorum? Alfanın karısı..."
"Ben senin de alfan olarak kuralları esnetiyorum."
"Demek benim de alfamsın."
"Bunu istemiyor gibisin?"
"Bu da soru mu? Burada yaşadığım hiçbir şeyi istemiyorum ve alfam olmanı reddediyorum."
"Normal şartlar altında bu red talebini dillendirmeye cesaret edemezdin ama neyseki şartlar normal değil," dediğinde Lily cevap olarak alaylı bir gülümseme sundu. Annesine nasıl kızgınsa içten içe olanlar için ona da kızgındı. Madem yatak işini halledebilirdi o halde an başında neden halletmemişti?
"Hoş geldiniz sayın alfam ve değerli eşi, ne alırsınız?"
"Benim bir adım var, Li-"
"Valeri bunun biraz gergin onu mutlu edecek tüm besinleri masada görmek isterim," derken gerginliğini bir tek Lily sezdi.
Bombacı gittiğinde hışımla ona döndü. "Neden sadece kendi benliğimi kabul ettiremiyorum. Alfanın kızı ya da karısı olmak dışında adımla hitap etmiyorlar?"
"Buralarda bu saygısızlık olarak algılanır da ondan. Sana sıradan bir arkadaşıymıl gibi Valeri diyemez. Rütben var ve göz ardı edilemez."
"İyi ama bu rütbeyi sen ve babam almışsınız?" dedikten sonra duraksadı. "Yani Val'in babası. Off benim bile beynim yanacak şimdi! O yanındaki adam kimdi, geçen gün de gördüm?"
"Beni mi gözetliyorsun yoksa?" derken Alex'in yüzünde saklı bir gülümseme vardı. Bu meraklı kadınla işi işti doğrusu.
"Dışarıyı izlemek seni gözetlemekse evet, gözetliyorum mutlu oldun mu?"
"Evet oldum, oldum olası net cevapları sevmişimdir. Gördüğün kişi benim kolum."
"Kolun mu, sol kolun gibi mi?"
"Sol sağ fark eder mi?"
"Ne diyorsun be?"
"Sen ne diyorsun asıl?"
Lily derin bir nefes alıp anlaşmazlığın önüne geçmek istedi. "Bizim orada güvendiğin adama sol kolum dersin."
"Güvenle alakası yok, alfa yardımcısına kol denir. O da benim kolum. Victor Simon."
"Bana bakışı bir tuhaftı sanki..."
"Her şeyi biliyor gibi."
|
0% |